Dönen Solucan delikleri ve Zamanda Yolculuk

Wormhole Hunter
4 min readOct 23, 2016

--

Dr. Ali Övgün’nün doktoradan sonra yazmış olduğu ilk makalesi Avrupa Fizik dergisi’nde yayınlandı. Bu yayın ile dönen solucan deliğinin kararlılığını inceleyip bunun teorik olarak mümkün olduğunu gösterdi. Medium Türkçe Al Jazeera Türk @turk

Dr. Ali Övgün

Dr. Ali Övgün’ün “Dönen Solucan Deliği (Rotating Wormhole)” konulu makalesi Science Citation Index (SCI) veri tabanında yer alan, Avrupa’da basılan uluslararası hakemli ‘Avrupa Fizik Dergisi’nde “The European Journal of Physics Plus ” (SCI-1.521 Impact Factor)” yayınlandı.

Bu makalede Dr. Övgün 5 boyutlu iki karadelik kullanıp bunları belirli şartlarda yapıştırarak kararlı bir dönen solucan deliği oluşturdu. Daha önce danışmanı olan DAÜ Fizik ve Kimya bölüm başkanı Prof. Dr. Mustafa Halilsoy ve Doç Dr. Habib Mazharimousavi ile (Eur. Phys. J. C (2014) 74:279 ) ve fizik bölümündeki Doç. Dr. İzzet Sakallı ile de (Theoretical and Mathematical Physics)de dönmeyen kara deliklerden solucan deliği üretmişlerdi. Fakat bu çalışmada ilk kez 5 boyutta dönen bir karadelik kullanılıp solucan deliği çözümünün teorik olarak bulunulması açısından önemlidir. Solucan delikleri zamanda yolculuk yapabilmemiz için son derece önemli yapılardır.

Solucan deliği ya da Einstein-Rosen köprüsü, Nathan Rosen ve Albert Einstein tarafından ileri sürülmüştür. Solucandeliği aslında uzay-zamanın nokta tasarımı ve zamanda bir kısayol olan kuramsal bir vasfıdır. Genel olarak beyaz delikler ve kara delikler arasındaki bağlantıya solucan deliği denmektedir. Bir solucandeliğinin bir boğaza bağlı en az iki ağzı vardır. Eğer solucandeliği geçilebilir ise madde solucandeliğinde bir ağızdan diğerine boğazdan geçerek ulaşabilir.

Solucandeliği ismi fenomeni açıklamakta kullanılan bir analojiden gelir. Eğer bir solucan bir elmanın üzerinde seyahat ediyorsa, tüm elmanın etrafını dolaşmak yerine içinden geçerek bir kestirme yol bulmuş olur.

Ve solucan deliğinin merkezi (ortası) durak noktadır, yani oraya geçerken spagettileşme denen bir olaydan sonra takılırsınız ve yıldızların bir ömrü bitirmesini 10 saniye içinde görebilirsiniz. Oradan çıkmak için ışıktan hızlı yani düşünce dalgaları hızında olmalısınız. Çıkamazsanız karadelik yok olurken enerji veya gaz kütlesine dönüşürsünüz.

Karadeliklerin en dip noktası kabul edilen yerde hacim sıfırdır ve yoğunluk ise sonsuzdur ve bilimadamları hacmin “0” olmasından yola çıkarak karadeliğin dibinin inanılmaz güçlü bir vakum etkisi ile her şeyi yok ettiğini düşünürler; yani karadeliklerin dibinde zaman ve mekân parametreleri bildiğimiz ve kabul ettiğimiz sistemin oldukça dışındadır.

Bu da bizi şu soruya yöneltir: “İki kara deliğin farklı boyutlarda bağlanması ile vakum etkisinden yararlanılarak bir uzay gemisi bir karadeliğin içine girip öbür karadelikten çok kısa bir zamanda dışarıya çıkarak başka bir alt uzaya seyahat edebilir mi?

Bu sorunun cevabı ise Günümüz teknolojisinde, bu kadar yüksek bir çekim gücüne karşı koyabilecek ve bu baskıya dayanabilecek düzeyde uzay araçları üretemediğimizden dolayı hayır.

Kara deliklerin (Blackhole) bilimsel olarak renginin neden kara (Black) oldukları konusundaki temel dayanak ise sahip oldukları inanılmaz kütle, yoğunluk ve çekim kuvvetinden dolayı ışığı bile bükebilecek ve içine çekebilecek güçte olmalarıdır. Bu yüzden hiçbir ışık kara deliklerin dışına çıkamaz, bu da onlardan bize herhangi bir ışığın ulaşamaması, dolayısıyla karanlık olması anlamına gelir.

Bildiğimiz en yüksek hızın ışık hızı (yaklaşık 1.079.252.850 km/saat) olduğunu da hesaba katarsak karadeliklerin bu kadar yüksek hızlarda gidebilen ışığı engelleyebilecek ve ondan daha hızlı bir şekilde başka bir yere doğru çekebilecek güçte olmaları Einstein-Rosen köprüsünün gerçekte var olabilme olasılığını muazzam ölçüde artırmaktadır ve zaten solucandeliğinin mantığının temelinde de aynı şekilde ışıktan daha yüksek bir hızda boyutlar arası transfer yatmaktadır. Bu teoriyi yıllar boyu öğrenmiş olduğumuz temel fiziğin ve onun bütün kurallarının tamamen dışarısına itmeyip bunu modern fizikle bağdaştırarak açıklayabilen Nathan Rosen ve Albert Einstein, gelecekte teknolojinin yardımıyla solucan delikleri yaratılıp uzayda istenilen noktaya şu anki teknolojiden çok daha hızlı bir şekilde ulaşılabileceğini ortaya sürmüştür. Modern fizik aksini kanıtlayamadığı için de bu teori günümüzde hâlâ geçerliliğini korumaktadır.

Öte yandan, bir solucan deliğine egzotik madde eklenmesi onu; içerisinden insanların güvenli bir şekilde geçiş yapabilmesini mümkün kılacak kadar durağan yapabilir ve “sıradan” madde eklenmesiyle söz konusu kapı yeterince destabilize (istikrarsız hâl) yapılabilir.

Günümüz teknolojisi; solucan deliklerini genişletme ya da durağan hale getirme noktasında yetersiz düzeyde. Ancak, bilim insanları; teknolojinin onlardan faydalanmasının önünü açacak olması umuduyla uzayda bir seyahat metodu olarak konsept üzerindeki araştırmalarını sürdürüyorlar.

--

--