Yeni Nesil için Çözümler
Linkedin resmi bloğunda yayınlanan araştırmada çalışanlara, işyerlerinde onları motive eden şeyin ne olduğu sorulduğunda %22’si öğrenme ve gelişim olanakları ve %18’i bir etki yaratmak cevabını vermiş. Yani başka bir deyişle çalışanların %40’ı bir şeyler öğrenmeyi ya da bir etki yaratmayı maaş ve işverenin diğer ‘cool’ bulduğu her şeyden daha önemli bir yere koyuyor. Bu da bize aslında yeniden, şirketlerin çalışanlarına para ve ‘happy hour’ dışında başka şeyler vadetmesi gerektiğini gösteriyor. Bir başka araştırma Milenyum sonrası kuşakların diğer jenerasyonlara göre daha bağlılık gösterdiğini söylüyor. Araştırmanın detaylarında 10 milenyalden sadece 3’ü şirkete duygusal ya da davranışsal olarak bağlılık duyuyor.
Bir yandan çalışanlarımıza öğrenme ve gelişim fırsatları sunarken bir yandan onların etki yaratmasını sağlayabilir miyiz? Yani bir taşla birden fazla kuş vurabilir miyiz? Bana göre cevap kesinlikle evet. Peki bunu nasıl yapabiliriz diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Şirket içerisinde inovasyon & öğrenme & sosyal etki kültürlerini bir araya getirerek çalışanlarınızın şirkete olan bağlılıklarını ve kendilerini daha faydalı hissetmelerini sağlamanız mümkün. Peki tüm bunlar için neler yapabiliriz?
1) Şirketinizde etki çemberleri oluşturun!
Çalışanlarınızın hangi konularda duyarlı olduklarını keşfedebileceğiniz aktiviteler yapın. Bu duyarlılığı öğrenmeye çalışırken herhangi bir kısıtlamaya gitmemeniz herkesin kendine uygun bir çember bulması açısından oldukça faydalı olacaktır. Birlikte çalışabilecek insanları ilgi alanlarına göre gruplandırmanız oldukça faydalı olacaktır. Bu çemberlerin üniversitelerdeki öğrenci kulüpleri gibi düşünülebilir. Örneğin Çevre Duyarlılığı ile ilgili bir şeyler yapmak isteyen ‘’çevreci’’ çalışanları bir çember yapabilirsiniz. Sonrasında ise ister şirket içerisinde, ister şirket dışarısında uygulanabilir projeler üretmelerini teşvik edin. Çıkan projelerin şirketinizin faaliyet konusuyla doğrudan ilgisi olmasa da destekleyin. Unutmayın bu süreç bir yandan çalışanlarınızın birlikte çalışma, takım olma, problem çözme gibi yetkinliklerini geliştirirken bir yandan da potansiyellerini kullanmalarına izin vereceğimiz bir açık alan.
2) Çalışanlarınıza inisiyatif hakkı tanıyın
Karşınızdaki kitle sizin alışık olduğunuz kitleden bir hayli farklı. İnternet ve diğer tüm dijital araçları doğduklarından beri kullanıyorlar ve istedikleri bilgiye istedikleri anda erişebiliyorlar. Bu sebeple çok yapılandırılmış ortamlarda bir de fikirleri önemsenmiyorsa kendilerini ifade etmekten kaçınıyorlar. Uzun süre kendilerini ifade edemedikleri bir ortamda kaldıkları zaman en yakın çıkış kapısını kullanarak farklı bir iş yerine geçiş yapıyorlar. Bu yüzden özellikle operasyonel konularda yeni fikirler üretmesine izin verin. Değişimden korkmayın. ‘Biz 100 yıllık şirketiz, biz de neyse o’ diyorsanız, üzülerek söylüyorum; uzun vadede kaybeden siz olabilirsiniz!
3) Eğitimlerinizde katılımcı etkileşimini artırın!
Bu başlığa neredeyse her yazımda bir şekilde değiniyorum yine değineyim. Yalnızca bir anlatanın katılımcılarına bir şeyler anlattığı, Power Point sunumlarının, buzdağlarının havada uçuştuğu eğitimlerden vazgeçin! Hazır mesainizden feragat ettiğiniz bir vakit var. O vakti çalışanların birbirlerini daha yakından tanıyabileceği, kendi düşüncelerini ifade edebileceği alanlara dönüştürmek sizin için çok daha verimli olacaktır.
4) Süreçleri çözümleyin
Şirketinizdeki etki çemberlerini, diğer küçük grup çalışmalarını, eğitim süreçlerini çözümleyin.(debrief) Çalışanlarınıza belli süreçlerden sonra o süreçlerin nasıl geçtiğini, nasıl hissettiklerini, nelerin daha iyi yapabileceklerini soracağınız çözümleme seansları yapın. Böyle alanlar açmanız çalışanlarınızın için hem iyi hissetmesi, hem de süreçlerin iyileştirilmesi için oldukça önemli olacaktır.
Eğitmen Panda olarak şirketlerin öğrenme süreçlerine yenilikçi çözümler üretiyoruz. Yazımda yazdığım yazı süreçlerini yürüttüğümüz şirketlerden birinde bizzat uyguladığımız ve gözle görülür sonuçlar aldığımız bir süreç. Bizler bu tarz süreçlerin (eğer istekli olunursa) kolaylıkla şirketlere uyarlanabileceğine inanıyoruz. Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Yorumlarınızı bekliyorum.