Öğrenmeyi Öğrenmek (II) : Eğitim Sistemlerine Ne Kadar Güvenmeliyiz?

Fatih AYDIN
Öğrenmeyi Öğrenmek
4 min readOct 1, 2020
Öğrenmeyi Öğrenmek

Eğitim Sistemlerine Ne Kadar Güvenmeliyiz?

Eğitimin gerekliliği/gereksizliği ve neyi ölçtüğü hususunda insanların zihninde bir kaos var. Eğitim sistemleri zaman yönetimi ve okuduğunu anlama becerilerini ölçmekle birlikte; insanların epistemolojik arayışını ve merakı tamamen yok ediyor. Öğrenme üzerine araştırmalar yaptım, beynin yapısını inceledim, biyografiler okudum; böylece zihnimi daha iyi organize edebilecek ve sorunun bende mi eğitim sisteminde mi olduğunu daha iyi analiz edebilecektim. Daha sonra, sınavlar her ne kadar okuduğunu anlama ve zaman yönetimi konularında doğru bir ölçüm yapsa da; eğitimdeki en büyük sorunun epistemolojik yoksunluk olduğunun farkına vardım. Lafı fazla uzatmadan, eğitim sistemindeki en büyük eksiklik olan amaçsallık ilkesinin yokluğu hususunu hep beraber inceleyelim.

2.1. Amaçsallık İlkesi ve Epistemolojik Eksiklik

Bana 21.yy. eğitim sistemlerinde gördüğün en büyük eksiklik nedir? diye sorsalardı (ki muhtemelen kimse bu soruyu sormayacak), herhangi bir amacın olmayışı derdim. Öğrenmek ve bilgi yığınlarını kafamıza tepiştirmek aynı şey değildir. Öğrenmek, ancak ve ancak belirli bir amaç doğrusunda yapıldığında anlam taşıyan bilgi edinme işlemidir. Okullarda bir konu öğretmenler tarafından anlatılıyor ve bu bilgiler sınıf ortamında boşluğa doğru dağılarak uçup gidiyor; peki neden? Bu konunun ne için öğretildiğine dair kimsenin bir fikri yok da o yüzden. Herkes türevin formüllerini ezbere biliyor fakat türev diye bir şey neden var, kimsenin bir fikri dahi yok. Ösym sınavlarında yüksek puan alanlara sorsanız türev eğim, integral alan işte demekten öteye gidemiyor; bunlar sadece kalkülüsün geometrik yorumları halbuki, yani bu cevap tam olarak türev veya integralin niçin var olduğunu açıklamıyor bize.

Anlayacağınız sorgulama becerisi yok edildiği için epistemolojik bir eksiklik ortaya çıkıyor; bir bilgiyi neden öğrendiğimiz ve aynı bilgiyi nerede kullanacağımız. Dolayısıyla bizden asla bir Einstein veya Leibniz çıkmıyor çünkü neyin ne olduğunu mesleği öğretmek olan insanların bile çoğu maalesef bilmiyor. Çünkü eğitim sistemlerinde öğrenim; sorgulamayla değil kabullenmeyle ilerliyor. İnsan yanlış yaparak, düşüp kalkarak öğrenir. Bu sistemdeyse yanlış yapan başarısız addediliyor ve eleştirel düşünce 5 şıkla kısıtlanmış oluyor. Böylece yaratıcılık ve sorgulama tamamen yok oluyor, haliyle kimsede merak da kalmıyor.

Sadece insanlara sınavda çıkacak, değilse sınıfta kalırsın, düşük not alırsın şeklindeki bir motivasyonla bir şeyler öğretmeye kalkışırsanız; OECD ülkelerinde son sırada olmamız işten bile olmaz, olmayacaktır da.

Ancak yine de bu amaçsallığın, merakın ve yaratıcılığın yok olması meselesi sadece ülkemize has bir durum değil. Yaratıcı Öğrenciler(En:Creative Schools) adlı başyapıtı ve o meşhur TedX konuşmasıyla hafızamıza kazınan eğitim bilimci Sir Ken Robinson “Okulların mevcut anlayışı, sanayi devriminden kalma bir anlayıştır ve sanayinin ihtiyaç duyduğu bireylerin artırılmasına yöneliktir” diyerek çok haklı bir tespitte bulunmuştur. Ken Robinson yakın zamanlarda vefat etti, kendisine çok şey borçluyuz; o efsane Ted konuşmasını buraya bırakıyorum :)

2.2. Sürekli Öğrenenler İçin Amaçsallığın Önemi

Eğitimde amaçsallık, sadece eğitim verenlerin değil; öğrencilerin de dikkat etmesi gereken bir husustur. Bir önceki yazıda, nöronların yapısından bahsetmiştik. Nöronların birbirlerine akson ve dentritlerle bağlanabilmesi için (bir nöronun aksonu diğer nöronun dentritine bağlıdır) nedensellik bağının oluşturulması gerekmektedir. Değilse uyku esnasında; uykudan önce edinilen tüm bilgiler yok olacaktır. Nöronların birbirine bağlantısını anlamak için köprü, kavşak gibi metaforları kullanabiliriz. Amacımız, ödevimizdir ve çıktığımız yolda bir şeyler öğrenmemize yönelik gerekliliği ve zorunluluğu oluşturmayı sağlar.

Eğer bir şeyi yapmak için amacınız yoksa, o şeyi yapmak için bir nedeniniz de yoktur. Yani bir amacın üzerimizdeki yaptırım gücü haliyle fazladır.

2.3. Gerçek Hayattan Örnekler

Bir keresinde, Newton’a bir gün nasıl bu kadar çok şey başardığı sorulmuş ve o da “Sürekli üzerinde düşünerek” yanıtını vermiştir. Yine Sir Isaac Newton, not defterlerinde fikirlerinden önce başlığı bir amaçsal düzleme taşıyıp belirli bir amaç çerçevesinde, ne yaptığının farkında olarak notlar almış ve bu notlarını düşünceleriyle organize etmiştir. Örneğin Netwon, tarihsel ve dinsel bir konuyu ele alırken “Tanrı ve Mesih Hakkında 12 Madde” başlığını atıyor ve bu konu hakkındaki fikirlerini anlatıyor, anlatırken anlam çerçevesini ise sürekli genişletiyor kendi yazdığı defterlerinde. Böylece belirli bir amaç/konsept/merak çerçevesinde istediği eksende dönebiliyor, okumalar yapabiliyor. Yine “Evrim Teorisi” kurucularından önemli bilim insanı Charles Darwin, bir konuda çalışırken sadece belli başlı kitapları ve yazıları okurmuş; aslında dikkatinin dağılmaması için böyle bir yöntem geliştirmiş, hatta bu yönteme o kadar sadık kalmış ki, neredeyse farklı hiçbir alanda önemli bir çalışma yapmamıştır.

Bir amaç belirledikten sonra o amaca sadık kalmak için şöyle bir hiyerarşi geliştirebiliriz;

  1. Soru/Merak Bul
  2. Üzerinde sürekli Düşün
  3. Yanıtla
  4. Deney ile Sına
  5. İnsanlarla Paylaş
  6. Eleştirilere ve Geri Bildirimlere Açık Ol.

Ayrıca Einstein ‘ın şu sözleri oldukça önem taşıyor;

“Posta pulları, gidecekleri yere varıncaya kadar zarfa yapışıp kalırlar. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin.” [Albert Einstein]

“Eğer mutlu olmak istiyorsanız, amaçlara bağlanın; insanlara ya da eşyalara değil.” [Albert Einstein]

"Eğitim okulda öğrendiklerinizi kenara bıraktığınızda geriye kalan şeydir." [Albert Einstein]

Üniversitedeki zeki öğrencilerimin hepsinin epistemolojiyle ilgisi bulunuyordu. [Albert Einstein]

Öğrenirken bir amacınızın olması dileğiyle…

Alucard

K
aynakça;

  • Creative Schools: The Grassroots Revolution That’s Transforming Education, Ken Robinson
  • Isaac Newton, James Gleick
  • Never at Rest: Isaac Newton Biography, Richard S. Westfall
  • DeepWork, Cal Newport
  • Outliers, Malcolm Gladwell
  • Benim Sözlerimle Dünya, Albert Einstein
  • The World As I See It, Albert Einstein
  • OECD https://data.oecd.org/turkey.htm

--

--