Çiçekler ve Bariyerler

Ömer Önder
Ömer Önder
Published in
2 min readApr 11, 2016
Çiçekler ve Bariyerler, Ömer Önder ©

Bir ironi, çok korku, fena halde saçmalık. Bir cumartesi günü, tam bir ay önce malum patlamanın yaşandığı yerin sadece 20 metre ilerisi… Bariyerler ve çiçekler karşılıklı…

Çözüm, bulunmuş: çiçekle sokağın arasına duvar örmekmiş. Peki gerçekten bir çözüm olmuş mu bu? Sanmıyorum. Sokakları, parkları, şehirleri insanlara kapatarak güvenliği sağlamanın imkanı yok.

Ankara’da yaşayanlar bunu yıllardır görüyordur. 2013 Haziran’ında başlayan Gezi Parkı protestoları sırasında Güvenpark yaya trafiğine kısmen kapatılmıştı. Daha sonra ise parkın Başbakanlık binasına yakın kısmındaki alan Çevik Kuvvet birimine ayrıldı.

Bariyerlerle çevrilen Güvenpark içindeki bu alana polis konteynerleri konuldu. Alana polisler için baraka tuvaletlerler, mutfak ve ofis yapıldı. Ankaralılar, parka yapılan giriş çıkışlarda elleri silahlı polislerin bakışları arasından geçmeye başladı.

Yeni oluşturulan bu alanda günlük ne kadar polisin görevlendirildiği bilinmese de sayıları oldukça fazla. Ki 13 Mart’ta meydana gelen patlama sırasında da bundan daha farklı bir durum yoktu. Yani Çevik Kuvvet, saldırının gerçekleştiği Kızılay’ın göbeğindeki o alana 40–50 metre mesafede idi.

Güvenlik uzmanları, bu durumu değerlendirdiğinde toplu halde bulunan güvenlik güçlerinin bu tür saldırılarının hedefinde olacağını açıklamıştı. Bu saldırının amacının da orada ‘güvenliği sağlamak’ için bekleyen güvenlik güçleri olduğu açıklanmıştı.

Patlamadan 3 gün önce Ankara, Sıhhiye:

Maalesef ki saldırı gerçekleştirilebildi. Gencecik insanlar yaşamını yitirdi. Polis kuvvetlerinin sayısı artırılmakla kalmadı, Güvenpark’taki ‘güvenlik alanı’ genişletildi. parkın Başbakanlık’a yakın girişleri sınırlandırıldı, hafta içi ise kapatıldı.

Çözüm, güvenliğin bu yolla sağlanması mı? Yani güvenlik gücü sayısının artırılarak, halkın şehirlerden, parklardan uzak tutularak sağlanamayacağı görüldü/görülmeli.

İnsanların sokaklardan uzak tutulması değil, belki o insanların güvenliğinin sağlanabileceğinin teminatı verilmeli.

Yazıyı Atilla İlhan’ın dizesiyle sonlandırmak istiyorum:

“Fena bir yerimizden koptuğumuz doğru!”

*Bu yazıyla ilgili AsiaNews’e yazdığım haberi okumak için tıklayınız.

--

--

Ömer Önder
Ömer Önder

Freelance Journo | Digital Media | Policy | Turkey's Observer #journalist #diplomacy #politicalscience