“Sansüre ceza vermeyen ‘Rekabet Kurumu’na kara leke yapışır.”

Erdal Türkkan
Özgürlük Postası
3 min readAug 13, 2018

--

Rekabet Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Erdal Türkkan, Türksat, Digiturk ve Tivibu’nun TV kanallarına uyguladığı karartmaya tepki gösterdi. Vatandaşın haber alma özgürlüğünün ihlal edilmesi ve girişim özgürlüğünün sınırlanmasının anayasal suç olduğunu söyledi. Kanalların platformdan çıkarılmasıyla rekabetin ihlal edildiğini vurguladı. “Rekabet Kurumu, şikâyetleri cezalandırmazsa alnına sürülen kara leke sonsuza kadar kalır.” diye konuştu.

Digiturk ve Tivibu’nun ardından Türksat’ın da 7 TV kanalını hukuksuz şekilde platformundan çıkarmasına tepkiler sürüyor. Medyaya sansürün haksız rekabete yol açtığına dikkat çeken Rekabet Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Erdal Türkkan, medya üzerinde artan baskıları ‘korku verici ve vahim bir durum’ olarak değerlendirdi.

Digiturk ve Tivibu gibi iki dijital yayın platformunun, aralarında Samanyolu Haber, Mehtap, Bugün ve Yumurcak TV’nin de bulunduğu yedi kanalı platformdan çıkarması ve Türksat’ın da hukuka aykırı olarakkanalları uydudan çıkaracağına dair yazı yazmasına tepkiler artarak sürüyor. Rekabet hukuku alanındaki tanınmış isimlerden olan Rekabet Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Erdal Türkkan, ilan ve reklam yasağı uygulanmasının rekabet ihlali olduğunu söyledi. Türkkan, “Rakip kanalları platformdan çıkarma rekabet ihlali değilse başka ne rekabet ihlali olabilir!” dedi.

Prof. Dr. Erdal Türkkan, medyaya sansür ile iktidarın hoşuna gitmeyen medya organlarına ilan ve reklam yasağı uygulanmasını rekabet açısından Zaman’a değerlendirdi. Televizyonlarla ilgili konularda bir yandan RTÜK’ün ilgilendiğini hatırlatan Türkkan, ancak Rekabet Kurumu’nun bu alanlarda inisiyatif alması gerektiğinin altını çizdi. Rekabet Kurumu’nun başvuruya ihtiyacı olmadığını söyleyen Türkkan, “Onların kendiliklerinden, re’sen bu konuda harekete geçmeleri lazım. Digiturk olayı, büyük ve vahim bir ihlal. Maalesef Türkiye’de şöyle bir durum var. Kamu firmaları dahil firmaların, rekabete aykırı davranışları bir kovuşturmaya, yasal müeyyideye konu olabiliyor. KİT ihlal ederse rekabeti, özel firma gibi kovuşturulabiliyor. Ama doğrudan doğruya devlet aygıtı bunu yaparsa Rekabet Kurumu kendisini yetkili görmüyor.” ifadelerini kullandı.

REKABET İHLALİ CEZASIZ KALMAZ

Avrupa Birliği mevzuatına göre, ekonomik faaliyette bulunan bir firmanın yaptığı rekabet ihlalinin cezasız kalmayacağını dile getiren Erdal Türkkan, “Türkiye’de bu tür ihlalleri Rekabet Kurumu es geçiyor. En önemli sorun da bu.” diye ekledi.

Türksat’ın bazı kanalları yayın dışına itmesinin kanunsuz bir yayın yasağı mahiyetinde olduğuna dikkat çeken Türkkan, “Türksat’ın hukuki statüsü nedir, bunu araştırmak lazım. Şayet bu kuruluş bir kamu iktisadi teşebbüsü veya kamu teşebbüsü niteliğinde ise onu da Rekabet Kurumu kovuşturabilir. Ve bu rekabet ihlali değilse, dünyada hiçbir şey rekabet ihlali değildir.” dedi. Türkkan, rekabeti azaltan ama her şeyden önce rakipleri piyasa dışına iten bütün davranışların rekabet ihlali olduğunun altını çizdi.

Muhalif medyaya, akreditasyon, bilgi vermeme ve halkın önünde itibarsızlaştırılma gibi pek çok baskı ve yok etme girişimi gibi her türlü yola başvuruluyor. Prof. Dr. Erdal Türkkan medya üzerinde artan baskıları ‘korku verici ve vahim bir durum’ olarak yorumladı. Ana kuruluşlara baskı yaparak bağlı medya kuruluşlarının çökertilmek istendiğine dikkat çeken Türkkan, son olarak da önce muhalif medyanın platformlardan atılması için girişimler yapıldığını belirtti. Şimdi ise bu kanalların uydudan tamamen çıkarılması ve yok edilmesi söz konusu olduğunu dile getiren Türkkan, “Bunlar, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, kendi ayağına sıktığı kurşundur. Yaptıkları işin ne anlama geldiğinin farkında değiller mi?” dedi. Türkiye’de artık bu olursa her şey olur. Bu eylemler her şeyden önce vatandaşın haber alma özgürlüğünü kısma ve sınırlandırmadır. Bu nedenle de anayasal bir suçtur.” diye konuştu. Türkkan, medyayı yok etme gayretini, ‘Ben, yolsuzluk yaptım ve yapmaya devam edeceğim. Ama bunu kimse yazamasın. Birinci amaç bu. Ben, dış politikada, iç politikada devamlı hatalar yapıyorum. Aman bundan halkın haberi olmasın.’ demenin bir itirafı olarak yorumladı.

Basına sansür anayasal suç

Yasakların haber alma hakkını engellediğini söyleyen Türkkan, bu durumun basın özgürlüğünü ve girişim özgürlüğünü sınırladığını söyledi. Bunun anayasal bir suç olduğunu vurgulayan Türkkan, “Ama bir de bunun rekabet boyutu var. RTÜK’e göre suçtur. Bir savcı platform dışı bıraktırma kararı alamaz. Mutlaka mahkeme kararı lazım. Böyle bir şeyin olabilmesi Türkiye’nin hukuk devletinden ne kadar uzaklaştığını gösteriyor.” dedi. Rekabet Kurumu’nun inisiyatif alması gerektiğini belirten Türkkan, Rekabet Kurumu’na gidip şikâyette bulunmak gerektiğini söyledi.

Rekabet Kurumu topu RTÜK’e attı

Rekabet Kurumu’nun göreve çağrılmasıyla ilgili açıklamalar, kurum yetkililerine soruldu. Rekabet Kurumu’nun üzerine düşen bir görev olmadığını söyleyerek topu RTÜK’e atan Rekabet Kurumu yetkilisi, “Böyle bir durumda, normal şartlar altında herhangi bir süreç tamamlanmadan kimseye bilgi verilmiyor. Kurum içindeki kişilerle bile bilgi paylaşımı olmuyor.” açıklamasında bulundu. Yetkiliye, Rekabet Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Erdal Türkkan’ın Rekabet Kurumu’nun resen harekete geçmesi yönündeki açıklamaları soruldu. Kurum yetkilisi, “Şu anda benim bilgim yok. Belki başka şeyler çıkar ama henüz bizim görev alanımıza girmedi. Şayet görev alanımıza giren bir husus çıkarsa da konu hakkında süreçler tamamlanmadan, kurum kararı çıkmadan olumlu, olumsuz veya şöyle bir işlem var, diye bir bilgi paylaşılmıyormuş.” bilgisini verdi.

Bu haber Postmedya.com’da yayınlanmıştır.

--

--