2020–2021 Dünya Uyuşturucu Raporları Temel Bulguları

Uluslararası Şeffaflık Derneği
Şeffaf Gündem
Published in
6 min readJul 5, 2021

Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi salgın ve son dönemdeki ekonomik, teknolojik ve siyasal değişimlere bağlı olarak uyuşturucu ticaretinde ezberlerin bozulduğununa işaret ederken devletlere uyuşturucu trafiğine yönelik bilgilerini ve önlemlerini gözden geçirmesini tavsiye ediyor. Uyuşturucu kaçaklığına yönelik gerekli mücadele verilmediği takdirde halk sağlığı tehdit edilmekle kalmaz oluşan suç ekonomisi suç örgütlerini besleyip oradan gelen kara paranın siyasete uzanmasıyla birlikte politik yozlaşmayı beraberinde getirir.

2021 BM Dünya Uyuşturucu Raporu

Pandemi ile yoğunlaşan ekonomik durgunluk ve artan yoksulluk ile birlikte dünyada uyuşturucu kullanımının daha da artacağı tahmin ediliyor. Uyuşturucu ticaretinin arz ve talep olmak üzere iyi ayak üzerine kurulu olduğunun altı çizilirken kriz dönemlerinde özellikle işsizlik ve yoksulluğun artması sebebiyle özellikle kırsal kesimde yaşayan kişilerin hayatlarına devam edebilmek adına bu tür yasa dışı faaliyetlere yönelebileceğinin bunun ise uyuşturucu arzını küresel olarak yükselteceğinin altı çiziliyor. Raporun bir diğer temel bulgusu ise salgınla beraber seyahat yasaklarına rağmen uyuşturucu ticaretinde tıkanma yaşanmadığı hatta uyuşturucu ticaretinde yeni yöntemlerin kullanılmaya başlandığıdır.

Son verilere göre, dünyada uyuşturucu kullanımı hem kullanan kişi sayısı bakımından hem de kullanılan miktar açısından artış gösterirken bağımlılar arasında genç nüfusun payındaki yükselişe dikkat çekiyor. Uyuşturucu ticaretiyle mücadele etmek için var olan refah düzeninin eksiklikleri vurgulanırken sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin uygulanması gerektiğinin altı çiziliyor. Küresel düzeyde toplumsal adalet eksikliği, sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan ayrımcılık ve sınıfsal eşitsizliklerin bireyleri bağımlılığa sevk etmekle kalmayıp onları bu kısır döngünün içinde çaresiz bırakıyor olması raporun temel bulguları arasında.

2014–2018 yılları arasında rapor edilen ele geçirme vakalarında açıklanan ana eroin kaçakçılığı yolları

Salgın döneminde yeni uyuşturucu türleri ve alternatif rotalar!

Her iki raporda da salgın dönemini içine alan son 10 yıllık dönemde uyuşturucu piyasasının üretim ve ticaret rotalarına yönelik önemli bulgulara yer verilmiş. İlk olarak, kara ve hava yolu üzerinden geçişlerin kısıtlanması ve trafiğin azalmasına bağlı olarak artan kontrollerin uyuştucu ticaretini deniz yoluna kaydırdığı söylenmekte. Güney Amerika’dan Avrupa’ya kokain başta olmak üzere uyuşturucu taşıyan gemilere ilişkin gelen ihbarlar bu iddiaya kanıt olarak gösteriliyor. Kokain kaçakçılarının deniz nakliye konteynırlarını kullanması nedeniyle kaçakçılığın 2019 ile kıyaslandığında 2020'de çok daha yüksek seviyede devam ettiği tahmin ediliyor.

2021 yılı raporunda pandeminin ilk aşamasında Avrupa’ya kokain kaçakçılığında çok az kesinti olduğunu veya hiç kesinti olmadığına işaret ediyor. Ayrıca salgının genellikle intermodal konteynerlerda taşınan kokain, kenevir reçinesi ve eroinin deniz yoluyla giderek artan büyük sevkiyatlarına yönelik eğilimi hızlandırmış olabileceğini üzerinde duruluyor. 2020'nin sonlarına ait raporlarda, Meksika merkezli uluslararası suç örgütlerinin, toplu gönderileri özel uçaklarla İtalya’daki küçük havaalanlarına taşıyarak ve ardından uyuşturucuları ülkenin diğer bölgelerine aktararak Avrupa’ya kokain kaçakçılığı faaliyetlerini genişletiği ileri sürülüyor.

2019'da dünyada en fazla eroin ele geçirilen ülke 20 ton ile Türkiye oldu!

COVID-19 ile ilgili kısıtlamaların Afganistan’ı İran İslam Cumhuriyeti, Türkiye ve Güney-Doğu Avrupa’daki Balkan ülkeleri üzerinden Batı ve Orta Avrupa’daki pazarlara bağlayan dünyanın en önemli eroin kaçakçılığı rotası olan Balkan rotası üzerinde ciddi bir etkisi olmadığı 2021 yılı raporunun bulguları arasında. 2019’da dünyada en fazla eroin ele geçirilen ülke 20 ton ile Türkiye olurken Türkiye’yi; 17 tonla İran, 8 tonla Pakistan ve ABD, 6 ton ile Çin takip ediyor.

Değişen rotalara baktığımızda 2020 yılı raporuna göre, 2010’lara kadar Afganistan’dan gelen eroinin ünlü rotalarından olan Orta Asya ve Rusya’nın küresel trafikteki payı 2010’da yüzde 10 iken 2018’de yüzde 1’e kadar düşüyor. Pandemi sırasında Balkan rotası olarak bilenen Afganistan’daki eroinin Türkiye ve İran üzerinden Avrupa’ya geçiş yolunun kullanılmaya devam edildiği kaydediliyor. 2018’de Afganistan’da üretilen eroinin yüzde 58’inin bu rotadan Avrupa’ya ulaştırıldığı tahmin ediliyor.

Eroin gibi kokain trafiğinde de değişim görülüyor. Bilinen adres Venezuela’nın yerini Latin Amerika’da Brezilya aldığı söyleniyor. Brezilya’nın ayrıca transit ülke olmasının yanında uyuşturucu ticaretinde rolünün artabileceği söyleniyor. Bir yeni bulgu da Uruguay’ın artan rolüne ilişkin. Buna kanıt olarak 2019'un sonlarında Uruguay makamlarının iki ayrı sevkiyatta Batı Afrika’ya gönderilen 9 tondan fazla kokaine el koyması gösteriliyor. Ayrıca engel olunamayanın daha fazla olduğu bilindiği söyleniyor.

Darknet ve uyuşturucu trafiği

2020 yılı raporuna göre, uyuşturucu trafiğinin ayaklarınından biri darknet (karanlık internet). 2017’de karanlık internet üzerinden dönen uyuşturucu trafiğini engellemek için buradaki bazı sitelerinin kapatıldığı, kişilerin tutuklandığı belirtiliyor. Ancak pandemi ve kapanmaların karanlık alanda yeni hareketlenmelere neden olduğu söyleniyor. Kapanma önlemleri sebebiyle sokak satıcılarının sokaklardan çekilmesi dolayısıyla ne taşıdıklarından haberleri olmayan kuryeler ve postacıların uyuştucu maddelerin teslimatı için kullanılıyor olduğunun üzerinde duruluyor. Özellikle Avrupa pazarında 2020’nin ilk çeyreğinde esrarın perakende satışından kaynaklanan karanlık internet üzerinden satışlarının arttığı belirtiliyor.

2021 raporuna göre, dark web üzerinden uyuşturucu ticareti on yıl kadar önce ortaya çıktı ancak büyük pazarlar şu anda yıllık satışlarda en az 315 milyon ABD doları değerine ulaştı. 2011–2017 arasında pazar değeri 80 milyon ABD doları olduğu hatırlandığında 2017 sonrası dönemde dört kart artış gerçekleştiği anlamına geliyor.

Rapora göre, darknet üzerinden satışlar uyuşturcu kullanım modellerinde değişikliklere yol açabilir. Bu değişikliklere bağlı olarak halk sağlığı sorunları gözlemlenebilir. Bu nedenle, internet tabanlı ilaç tedarik zincirleri daha sıkı şekilde kontrol edilmeli, kripto para piyasaları düzenlenmeli ve elektronik ödemelerin izlenmesi gerekli. Ayrıca, internet üzerinden satışları kontrol edebilmek amacıyla internet servis sağlayıcıları, teknoloji şirketleri, nakliye ve posta şirketleriyle kamu otoritelerinin ortak çalışmalar gerçekleştirmesi raporda üzerinde durulan tavsiyeler arasında.

Pandemide büyüyen sentetik uyuşturucu pazarı

Her iki raporda da salgınla beraber sentetik ya da tedavi amacının dışında kullanılan uyarıcı ilaç türlerinin pazar payında artış olduğu bulgusu yer almakta. 2020 yılı raporuna göre, sentetik uyuşturucuların özellikle son beş yıldaki pazar payı artışına dikkat çekiliyor. Rapora göre 2014’te yüzde 2 olan opiod türü ilaçların payı 2018’de yüzde 9’a çıkarken bunun salgınla birlikte artan fiyatlar ve ticaret yasakları sebebiyle sentetik uyarıcı kullanımının artacağına kesin gözüyle bakılıyor.

2009 ile 2018 arasında küresel düzeyde uyuşturucu kullanımı yüzde 30 oranında arttı!

2020 yılı raporuna göre, dünya çapında yaklaşık 35,6 milyon kişi uyuşturucu kullanımına bağlı sağlık sorunları yaşamakta. 2021 yılı raporu verilerine göre ise 2020’de dünya genelinde 275 milyon kişi uyuşturucu kullandı, 2010’dan itibaren uyuşturucu kullanımı yüzde 22 arttı. Aynı raporda uyuşturucu kullanımına bağlı olarak rahatsızlıklar yaşayan ve tedavi hizmeti bekleyenlerin sayısında ciddi artış gözlemlendiğinin altı çizildi.

2020 yılı raporunda ise uyuşturucu kullanımının gelişmiş ülkelerde, gelişmekte olan ülkelere göre daha yaygın olduğu belirtilirken refah düzeyi yüksek kişilerin uyuşturucu kullanıma bağlı sağlık sorunları yaşama olasılığının ekonomik ve sosyal olarak dezavantajlı kişilere göre daha düşük olduğu belirtilmekte.

Raporun detaylarına indiğimizde uyuşturucu kullanımı nedeniyle tedaviye ihtiyacı olan sekiz kişiden sadece birinin buna ulaşabildiğini; uyuşturucu kullanan her üç kişiden birinin kadın iken, tedavi gören her beş kişiden sadece biri kadın olduğunu görüyoruz. Toplumsal olarak dezavantajlı kesimlerin azınlıklar, göçmenler, cinsiyete bağlı ayrımcılığa maruz kalan kişiler gibi yaşadıkları veya yaşayacakları toplumsal dışlanma, ayrımcılık ve damgalanma gibi sorunlar nedeniyle tedaviye erişimleri konusunda engeller olduğu belirtilmekte. Ayrıca, uyuşturucu kullanan 11 milyon insanın yarısı, yani yaklaşık 5,5 milyon insan aynı zamanda Hepatit C; 1,4 milyonu ise aynı zamanda HIV ile mücadele ediyor. Özetle, uyuşturucu kullanımına neden olan sorunlara bir de tedaviye erişimde yaşanan eşitsizlik ve ayrımcımcılık ekleniyor.

Raporun bir diğer önemli bulgusu COVID-19’un uyuşturucu kullanımını 2008 krizindeki gibi etkiliyor oluşu. 2009 ile 2018 arasında küresel düzeyde uyuşturucu kullanımı yüzde 30 oranında arttı. 2018’de uyuşturucu kullanan kişi sayısı 270 milyondu, bu sayının salgın birlikte tırmandığı tahmin ediliyor. Yine 2018 verileri incelendiğinde dünya nüfusunun yüzde 5,3’ü uyuşturucu kullanırken; bu sayı 2009’da 4,8’di.

Gelişmekte olan ülkeler uyuşturucunun yükselen pazarı olma yolunda!

Önceki yıllarda gelişmiş ülkelerde uyuşturucuya dair yoğunluk ve kullanım gelişmekte olan ülkelere göre daha fazlayken, son yıllarda bu durumun değişmesi. Gelişmekte olan ülkeler nüfus artış hızlarına bağlı da olarak uyuşturucunun yükselen pazarları olma yolunda. Nitekim BM bu bağlamda gelişmekte olan ülkelerdeki genç nüfusun bağımlılık oranlarındaki artışa dikkat çekiyor.

Uyuşturucu kullanımına artıran faktörler neler?

Kırsal alan ve şehirlere dair veriler incelendiğinde, şehirlerde yaşayan nüfusun uyuşturucuya yönelme eğiliminin daha yüksek olduğu görülüyor. BM’ye göre şehirleşme uyuşturucu pazarının büyümesinin itici nedenlerinden biri. 1960’ta dünya nüfusunun yüzde 34’ü şehirlerde yaşarken bu oran günümüzde yüzde 50’nin üzerinde bu nedenle özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki şehirleşmenin dikkatle incelenmesi ve alternatif yöntemlerin geliştirilmesi gerektiği raporda üzerinde durulan sorunlardan biri.

Bunun yanında uyuşturucu arzının önüne geçebilmek adına kırsal alanda alternatif kalkınma projelerinin uygulanması gerektiği raporda uzunca üzerinde durulan bir diğer konu. İyi tasarlanmış alternatif kalkınma stratejilerinin uygulandığı bölgelerde çifçilerin yasa dışı mahsul ekimini giderek azaltıyor oluşu bulgular arasında yer alıyor.

2017–2018 yıllarına ait verilere göre, küresel düzeyde 605.000 ila 970.000 arasında hane tarlasında, bahçesinde yasa dışı mahsul yetiştirirken bu hanelerin kaç tanesine alternatif kalkınma projeleri aracılığıyla ulaşıldığı bilinmemekte. Sorunun büyüklüğüne rağmen dünya çapında alternatif kalkınma projelerine yapılan küresel harcamaların yerinde seyrettiği görülüyor. Buna ek olarak salgının devletlerin kontrollerinin azalması nedeniyle kırsal alanda daha fazla kokain ve benzeri ürünlerin ham maddelerini ekmesine fırsat yarattığı vurgulanıyor

Her iki rapor özetle; salgın ve son dönemdeki ekonomik, teknolojik ve siyasal değişimlere bağlı olarak uyuşturucu ticaretinde ezberlerin bozulduğununa işaret ederken devletlere uyuşturucu trafiğine yönelik bilgilerini ve önlemlerini gözden geçirmesini öneriyor.

--

--

Uluslararası Şeffaflık Derneği
Şeffaf Gündem

Daha adil ve şeffaf bir gelecek için mücadele eder. Ayrıntılı bilgi: seffaflik.org