Uluslararası Şeffaflık Derneği
Şeffaf Gündem
Published in
4 min readOct 5, 2021

--

Petrol Piyasası Denetim Verileri ve Yeni Yasal Düzenleme

Akaryakıt kaçakçılığı kamu yönetimine yozlaştırıcı etkisi, yarattığı vergi kaybı, çevre ve halk sağlığı sorunları ve ölçeği nedeniyle öne çıkan bir sorun. Bu yazıda akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele konusunda en kilit kuruluşlardan biri olan EPDK’nın petrol piyasasına dair denetim verilerini ve yeni yasal değişimin neler getirdiğini ele alacağız.

Kaynak: Ph B, Unsplash

2021 yılında EPDK’nın çok sayıda dağıtım şirketinin lisansını iptal etmesiyle akaryakıt dağıtım şirketlerinin sayısı yarı yarıya düştü. Geçtiğimiz yıl 100'ün üzerinde olan dağıtım şirketi sayısı bu yıl 54'e kadar düştü. EPDK tarafından bu akaryakıt dağıtım şirketlerinin, milyonlarca litre akaryakıtı satmış gibi göstererek “naylon fatura” düzenlediğini, vergi kaçakçılığına aracı oldukları belirtildi. Ticaret Bakanı Mehmet Muş ise bazı akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından bayiler aracılığıyla piyasaya bir yıl içinde 10 milyar liranın üzerinde sahte fatura sürüldüğünün belirlendiğini dile getirdi. Akaryakıt sektöründe düzenlenen sahte faturalar nedeniyle devletin KDV ve gelir veya kurumlar vergisi yönünden 4 milyar liranın üzerinde zarara uğratıldığını söyledi.

Akaryakıt kaçakçılığı vergi kaybının yanında yol açtığı çevresel sorunlar nedeniyle de ülkemizde mücadele edilmesi gereken en sorunlu alanlardan biri. Bu yazıda akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele konusunda en kilit kuruluşlardan biri olan EPDK’nın petrol piyasasına dair denetim verilerini ve yeni yasal değişimin neler getirdiğini ele alacağız.

Sahte fatura düzenlenmesi ve satış verilerinin silinmesi akaryakıt kaçakçıları tarafından kullanılan en yaygın yöntemler arasında yer almakta. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu akaryakıt sektöründeki yıllık 20 milyar TL’yi bulan vergi kayıp ve kaçağını engellemek için sektöre yönelik 2021 yılının başında yeni önlemler ve cezalar getirdi. Yeni düzenlemeler neticesinde akaryakıt şirketlerinin fatura düzenlemesi 7 günden teslim anına olarak değiştirildi. Tebliğe göre 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren faturanın istisnalar haricinde teslim anında düzenlenmesi zorunluluğu getirildi.

Sektörde sahte fatura yoluyla ortaya çıkan vergi kaçakçılığının önlenmesi adına atılan adım olumlu bulunurken Nedim Türkmen “vergi kaçakçılığı ve özellikle sahte fatura düzenleme konularına ilişkin yasa ve tebliğ düzenlemeleri şimdilik yeterli göründüğünü ancak uygulamanın ciddi bir şekilde takibinin yapılması gerektiğini vurguladı. Akaryakıt ve LPG içeren faaliyetlerde kaçakçılık suçu ve cezalandırma usulünde de değişikliğe gidildi. Buna göre; ödeme kaydedici cihaz ve otomasyon gibi elektronik sistemlere müdahale eden kişilere vergi kaçakçılığı suçu kapsamında 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Ayrıca, dağıtıcıların, herhangi bir dağıtıcıdan aldığı akaryakıtı başka bir dağıtıcıya satması yasaklandı. Bu yasağı çiğneyen lisans sahiplerine birinci ihlalde idari para cezası uygulanacak ve iki yıl içerisinde tekrar edilmesi halinde dağıtıcı lisansı iptal edilecek. Mevcut durumda kanuna karşı hile ve yalan beyanda bulunanların lisansı iptal ediliyordu. Yeni düzenlemeyle bu kişilere, bunların ortaklarına, bunların ortak veya temsilcisi olduğu tüzel kişilere yeniden lisans verilmeyecek.

EPDK 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren petrol piyasaları ile ilgili çok boyutlu olarak yürüttüğü çalışmalara dair verileri yayımlamaya başladı. Petrol piyası üretim ve ticaret verilerine sektör raporlarından ulaşılabilirken denetimine dair verilere faliyet raporları üzerinden ulaşmak mümkün. EPDK tarafından paylaşınan petrol denetim verilerinden yararlanarak petrol piyasası kayıt dışı ve yasa dışılığı konusuna dikkat çekmek istedik. Denetim alanının genişliğinin EPDK’yı zaafa uğrattığı konusundaki eleştirileri de göz önünde bulundurarak Geçtiğimiz yıl, 2008 yılındaki idari para cezası adedinin altına düşülmesi dikkat çekiyor, sektörün büyüklüğü ve enflasyon etkisi düşünüldüğünde yaptırımların yeterli olmadığı görülüyor. Lisansları iptal edilen aktörlerin yeniden piyasaya girmesini engelleyecek mekanizmaların geliştirilmesi ve adli süreçlerin cezasızlık ile sonuçlanmaması yasal değişikliklerin ve mücadele yöntemlerinin etkisini belirleyecek.

Faaliyet raporları üzerinden derlediğimiz verilere dair söylenecek ilk şey verilerin düzensiz oluşu. Yıllar içinde denetim, şikayet ve hukuksal boyuta dair süreci takip etmek zor çünkü tüm yıllara dair düzenli ve standart bir veri akışı yok. Tabii bunda yıllar içinde yapılan yasal düzenlemelere bağlı olarak yapılan değişikliklerin etkili olduğu söylenebilir. Örneğin, 2007 yılında Türkiye’de benzin, motorin türleri biodizelin piyasaya arzında ulusal markerle işaretleme uygulamasına başlanmasıyla piyasaya dair suçun ve denetimin kapsamı değişmiş oldu. Ya da piyasaya dair denetimler artıkça yeni suç türleri ortaya çıkarken kullanılan yöntemler terk edildi.

Grafiklerden anlaşılacağı üzere EPDK’nın taraf olduğu davaların büyük kısmı, petrol piyasası ile ilgilidir. 2013–2020 yılları arasında kuruma açılan davaların ortalama %68’i petrol piyasasına aittir. 2020’de ise bu oran 2013’ten sonra %77 ile en yüksek seviyeye ulaşmış. Kurum tarafından bu durum petrol piyasasında, lisanslı aktör sayısının fazla olmasıyla açıklanmakta. Kurumun diğer taraf olduğu dava dosyaları elektrik, doğalgaz, Lpg, kamulaştırma ve diğer başlıkları altında toplanmış.

2013–2020 yılları arasında petrol piyasasında uygulanan idari para cezalarının lisans tipine göre dağılımına baktığımızda rafineri, serbest kullanıcı, işleme gibi konularda verilen cezaların olmadığını görüyoruz. Diğer yandan, dağıtıcı, bayi ve madeni yağların hala petrol piyasası için sorunlu alanlar olduğu görülmekte. İdari para cezası verilerini adet bakımından karşılaştırdığımızda bayilere verilen para cezalarının oransal olarak yüksekliği dikkat çekerken tutar üzerinden incelendiğinde dağıtıcılar ayağının verilen cezalar içindeki yeri hayli dikkat çekci.

Türkiye genelinde bayi sayısının dağıtıcı sayısından yüksek olduğunu düşündüğümüzde petrol piyasasına dair dağıtıcılar ayağına yönelik olarak farklı önlemlerin alınması gerektiğini söyleyebiliriz. Ayrıca konunun uzmanları tarafından çokça altı çizilen bir diğer konu akaryakıt üzerindeki vergi yükünün çok yüksek olması. Nedim Türkmen son yasal değişiklik üzerine olan yazısında “Vergi oranı yükseldikçe, kayıp ve kaçağın artacağı gerçeğini aklımızdan çıkarmadan, bu sektördeki ÖTV’nin makul seviyelere çekilmesi yasal düzenlemelerden daha çok etkili olacaktır” uyarısında bulundu.

--

--

Uluslararası Şeffaflık Derneği
Şeffaf Gündem

Daha adil ve şeffaf bir gelecek için mücadele eder. Ayrıntılı bilgi: seffaflik.org