Alperen İnce
30eksi
Published in
4 min readAug 11, 2019

--

CKMP’den MHP’ye Geçiş: Soner Yalçın’ın 11 Yıldır Bitmeyen Safsatası

Soner Yalçın’ın “MHP’nin 40 yıldır bitmeyen derdi” köşe yazısına 11 yıl sonra bir reddiye yazıyorum. Neden 11 yıl sonra yazdığımı soranlar olacaktır. Söz konusu yazı yayımlandığında ben henüz 7 yaşındaydım ve Soner Yalçın’ın köşe yazılarını okumaktan daha faydalı olan şeylerle — futbol oynamakla, bilgisayar oyunlarıyla, arkadaşlarımla kavga etmekle — meşguldüm.

Twitter’da Ülkücü Arşiv adlı hesaptan Millet Partisi’nden günümüze Türk milliyetçiliğinin siyasi arenadaki gelişimini inceleyen bilgiseli (flood) yazmaya başlamıştım. 1969 Adana Kurultayı kısmının, Soner Yalçın’ın anlattığından çok farklı olduğuna dair bir mesaj almam üzerine bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Yalçın’ın köşe yazısı asılsız iddialarla doluydu. Konuyu biraz araştırdım o dönemki büyüklerimiz Soner Yalçın’a elektronik postalar yollayarak durumu anlatmışlar fakat Yalçın hatasını kabul etme erdemini göstermemiş. O halde serüvenin doğrusunu yazalım.

TÜRKEŞ VE ARKADAŞLARI CKMP’YE GİRİYOR

Alparslan Türkeş’in büyükelçi müşaviri sıfatıyla gönderildiği Hindistan sürgünü 1963 Mart’ında biter. Alparslan Türkeş yurda döndüğünde onu karşılayanlar arasında Nihal Atsız’ın kardeşi Nejdet Sançar da vardır. Hindistan’da Türk milliyetçiliğini cemiyet hayatına hakim kılma stratejisini oluşturmaya başlayan Türkeş, yurda döndüğünde milliyetçi çevrelerle yaptığı görüşmeler sonrası stratejisini kesinleştirir. Siyasete atılıp partileşmek. Böylelikle Türk milliyetçiliği yurdumuzda hak ettiği yere gelebilecekti. Siyasete girme onayını aldığı kişiler arasında Hüseyin Nihal Atsız da vardır. Mart ayı bitmeden milliyetçi çevreler “Huzur ve Yükseliş Derneği”nde buluşur. Türkeş ve arkadaşları iki yıl bu dernekte örgütlendikten sonra 1965 Mart’ında CKMP’ye üye olurlar. Nisan ayında Türkeş CKMP’nin genel müfettişi, Ağustos ayında ise genel başkanı olur.

PARTİYİ ATSIZ MI YÖNETİYOR?

Türkeş ve Atsız o kadar yakındır ki 1967 Eylül’ünde bazı çevrelerce Türkeş’in sadece sözde genel başkan olduğu CKMP’yi yöneten asıl kişinin Atsız olduğu öne sürülür. Atsız’ın sahibi olduğu Ötüken dergisinde bu iddialara yanıt verilir. Atsız’ın ve Türkeş’in davasından dönmeyen iki yoldaş, arkadaş olduğu belirtilir. İddialara yanıt niteliği taşıyan yazıda konuya şöyle değinilmiştir:

Atsız’ın CKMP’yi perde arkasından idare eden kuvvetin başı olduğu çok adice ve alçakça bir iftiradan başka bir şey değildir. Çünkü bir kere Atsız siyasetle ilgisi bulunmayan bir insandır ve bütün ömrünü dolduran çilelerle yüklü hayatını yaşamaya devam etmektedir. Türkeş ise, bu memleketin bugüne kadar gördüğü parti genel başkanlarının en güçlüsüdür. Yani başında bulunduğu partiyi idare etmek için gizli kuvvetlerin yardımına ihtiyacı yoktur.

1969 CKMP ADANA KURULTAYI

1969 Şubat’ında Adana’da CKMP’nin olağanüstü genel kurultayı yapılır. Bu kurultayda Alparslan Türkeş ve Ahmet Tahtakılıç adaydır. Parti içi iktidar mücadelesi partiye sonradan giren, partiyi daha milliyetçi çizgiye çeken Türkeş grubu ile eskiler arasındadır. Basında Türkeş grubu Komandolar ya da Türkeşçiler diye anılırken eski partililer CKMP’liler diye anılırdı. Bu kurultaydan sonra partinin adı “Milliyetçi Hareket Partisi”, terazili parti amblemi de “üç hilal” olarak değiştirilir. Yani Atsız’ın aday olup kaybettikten sonra siyasete küsmesi ve bozkurt olan parti ambleminin üç hilal olarak değiştirildiği iddiaları yanlıştır. Soner Yalçın’ın asılsız iddialarına cevap verirken gayem sadece Soner Yalçın’ı değil aynı zamanda onun bu iddialarını doğru kabul eden kendine “Atsızcı” diyen kesimi de düzeltmektir. Atsız’ın sırf kaybetti diye siyasete küsmesi gibi iddiaları ağzına alanlar, Atsız’ın mücadeleci kimliğine saygısızlık ettiklerinin farkına varmalıdır.

KURULTAY SONRASI İLİŞKİLER

1969 Eylül’ünde Atsız’ın sahibi olduğu Ötüken dergisinde, “Yaşayan Türk Milliyetçileri” başlığı altında Alparslan Türkeş’in biyografisi yayımlanır. Biyografi Nejdet Sançar’ın kaleminden çıkmıştır. Biyografiden bir kısım şöyledir:

Alparslan Türkeş, birçok meziyetlere sahip bir Türk aydınıdır. Her şeyden önce şuurlu bir Türkçü ve ülkücüdür.

Türkeş ve Atsız o dönem rakip ya da düşman olsaydı Atsız, kardeşinin kaleminden çıkan ve Türkeş’e yoğun övgüler içeren bu biyografiyi dergisinde yayımlatır mıydı?

1970 yılında Türkçü gençlerin arasına nifak tohumları ekmeye çalışanlar ortaya çıkar. Bu kimseler, Atsız ve Türkeş arasında fikri-fiili lider tartışmaları çıkararak siyasi arenada Türkeş’in gençlik gücünü azaltmaya, değerini düşürmeye çalışırlar. Genç Ülkücüler Teşkilatı’nın kurultayında Nejdet Sançar bu konuya değinir:

…Sizler için mühim olan düşmanlarımızın ilgisidir. Çünkü düşman her geçen gün güçlü bir hale gelen Genç Ülkücüler Teşkilatı’nı, aranıza ayrılık tohumları atarak parçalama yolundadır…

Ülkü ve fikir teşkilatı olan Genç Ülkücüler Teşkilatı emrini Türkeş’ten alacaktır. Fakat emirleri MHP genel başkanı Türkeş değil Türkçü Türkeş verecektir.

Parti teşkilatlarına dair haberler, Türkeş’e yazılmış şiirler uzunca bir süre Ötüken’de yer almıştır. 1973 yılında da Türkeş, Türkçüler Derneği’nin üye listesinde Atsız ve Sançar’dan hemen sonra, 3. sıradadır.

Atsız’la ilişkilerine ağırlık vererek yazdığım Türkeş’in serüvenin 1965'ten 1973'e kadar olan özeti böyledir. Hak verirsiniz ki bir köşe yazısı yaşanan olayların tamamı için yeterli hacimde değildir. Temel konulara değinmeye çalıştım işin kalanı okuyucunun araştırma merakına kalmıştır. Fikir ayrılığının yaşanmadığını iddia etmiyorum. Fikir ayrılığını da bir gelişim, zenginlik olarak görüyorum. Bu yazının şehir efsanelerinin azalmasında bir payının olacağına inanıyorum. Maziyi bilmek iyidir ama mazinin kavgasında boğulmak yanlıştır. Her ne olursa olsun milli birliği zedeleyecek davranışlardan kaçınmak, doğruluğundan emin olmadığımız bilgileri yaymamak, yanlışımız var ise bunu kabul etme erdemini göstermek önümüzdeki engelleri azaltacaktır.

--

--