Mehmet Hakan ÖZTÜRK
30eksi
Published in
3 min readAug 31, 2019

--

DOĞU AKDENİZ'İN HAYALLERİ VE GERÇEKLERİ

Rusların tarihte sıcak deniz olarak adlandırdıkları Akdeniz bugün dahi söz konusu sıcaklığını korumakta. Halihazırda Suriye İç Savaşı'nın devam eden bölgede eskinin yenisi olan bir çekişme ile karşı karşıyayız, bölgedeki doğalgaz rezervi. Söz konusu bu çekişmenin tarafları yabancı değiller aksine tarihsel mücadelelerini günümüzde farklı bir boyuta taşıdılar. Hatta bu çekişme geçen 1000 yılın bir sonucu ve tarafların gelecekteki pozisyonlarını belirleyecek kadar da önemli.

Enerji, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasındaki mücadelelerin son 100 yıldaki en geçerli sebebi. Daha doğrusu doymayan emperyalizmin bu coğrafyaya müdahalesinden beri yitirilen canların en büyük müsebbibi. Emperyalizm için hayati(!) bir öneme sahip olan petrol -ki buna son zamanlarda doğalgaz da etkilendi- bölge ülkelerinin denetimi dışında sömürülmekte ve bölge ülkelerinin bir kısmı ise emperyalizme hizmet etme konusunda ciddi bir yarış içindeler.

Doğalgaz bölge için yeni bir başlık. Bölge ülkeleri söz konusu rezervleri denetimleri altına alabilmek adına iş birlikleri yapmaktalar. Bölgenin şımarık çocuğu olarak nitelendirilen Yunanistan namı diğer Helen Cumhuriyeti Bizans'tan kalan entrika ve emperyal amaçlarını açıkça dile getiriyor ve hak sahibi olan Türkiye'yi başta AB, demokrasi katili Mısır ve gizli destek veren bazı ülkelerin varlığıyla tehdit ediyor yani Doğu Akdeniz de hayaller kuruyor. Yunanistan bu küstah tavırlarını şüphesiz sadece doğalgaz için sergilemiyor. Kıbrıs'ta kaybedişinin rövanşını almak istiyor ve bunu kendisini Kıbrıs Barış Harekatı esnasında yalnız bırakan dostlarına güvenerek yapıyor. Dün olduğu gibi bugün de KKTC ve Türkiye'nin hakkına saldırılarını devam ettirmekten çekinmiyor.

Yunanistan da siyasi partiler ideoloji farketmeksizin Türklere aynı tavrı sergiliyorlar. Yakın bir tarihte yaşanan seçimlerde koltuğunu kaybetmek istemeyen -ki ağır bir yenilgi aldı- SYRIZA lideri Tsıpras Türkiyeye yönelik tehditlerinde politik üslubun dışına çıktı ancak bu bile kendisini kurtaramadı. Yeni başbakanın babasının Türkiye ile olan mazisinden bağımsız olarak geçmiş politikaları devam ettireceği açık.

Bölge ülkelerinden olan Mısır için ayrı bir başlık açmak gerekir. 1960'dan sonra Kıbrıs'ta yaşanan mezalimler karşısında Cemal Abdulnasır Rum tarafında saf tutmuş ve kendisi ile aynı dine inanan Kıbrıs Türklerine tarihi bir ihanet etmiştir. Günümüzde söz konusu tavır devam etmekte ve Mısır Yunanistan ve GKRY'i kendi müttefiki olarak görmektedir. Hiç şüphesiz bunun nedeni Mısır'ın başında bulunan ve seçilmiş hükümete yönelik darbede bulunan Sisi ye karşı demokrasiden yana takınan Türkiye'nin Muhammed Mursi'yi desteklemesi. Bölgede güçlü bir Türkiye istemeyen Suudi Amerika'nın desteğini alan Mısır en az Yunanistan kadar bölgede başka gaza gelen bir ülke.

Hak talepleri görmezden gelinen Türkiye ise Doğu Akdeniz de gerçeklerle hareket eden tek ülke ve Kıbrıs konusunda olduğu kadar bu konuda da hakkını sonuna kadar savunacaktır. Bölgedeki çıkarlarını koruma konusunda başarılı politikalar izlemekle birlikte bölgede emperyalizme karşı duran tek ülke. Dün Kıbrıs'ta, bugün Suriye ve Doğu Akdeniz de izlediği politikalarla hakkını savunan Türkiye, tarihte olduğu gibi bir kez daha ve daha güçlü bir ses ile burada olduğunu bölge ülkeleri başta olmak üzere dünya ülkelerine duyurmaktadır.

Mehmet Hakan Öztürk

--

--