Fikirsiz Aydınlar | Nejdet Sançar

Alperen İnce
30eksiakademi
Published in
3 min readOct 6, 2019

Türkiye’nin talihsizliklerinden birisi de, fikir sahibi aydınının az oluşudur.Aydınların, millet hayatındaki rollerinin büyüklüğü düşünülürse, bunun küçümsenecek bir taliksizlik olmadığı anlaşılır.Çünkü aydın, milletin kafası demektir. İnsanlar gibi milletlerinde kendilerini sevk ve idare etmeleri için kafaya ihtiyaçları vardır.

Türkiye’nin aydın kadrosunda yer alanların içinde, mesleki alanda sivrilmiş kimseler çoktur. Eserleriyle ilim dallarında otorite profesörler vardır. Büyük inşaat değerli mühendisler vardır. Mesleklerindeki kudretleri dillerde gezen avukatlar vardır. Şöhretli doktorlar, tanınmış maliyeciler ve iktisatçılar vardır. Fakat ne yazık ki, Türkiyemiz’in aydın kadrosunda yer alan bu insanların pek çoğu, sadece mesleklerinin adamıdırlar. Milli kültür sahibi değildirler. Dünyanın ve memleketlerinin bugünkü mühim meseleleri nelerdir, bunlardan pek haberleri yoktur.Memlekette çarpışan fikirlerden hangisi milletin yararına, hangisi zararına, bunuda pek bilmezler. Yani, sözün kısası, Türkiye’nin aydın kadrosunu meydana getiren insanların çoğu fikirsiz kişilerdir.

İşte bu fikirsizlikten dolayıdır ki Moskof ajanı ve Türklük düşmanı Nâzım Hikmet’in hapisten çıkarılması için yerli kızıllar kampanya açtıkları zaman, bu hainin hürriyete (!) kavuşması için imza atan profesörler olmuştur. Bunun içindir ki, en büyük inşaatı batılı meslekdaşları kadar başarı ile yapabilecek mühendislerimiz içinde, mesela “ milliyetçilik” denince dudak bükenler, çekinenler, hattâ korkanlar görülür. Bu sebepledir ki, hitabette Çiçeron’a yaklaşan nice avukatımızın içinde, bir kürsüden bir memleket meselesi üzerinde konuşma yapana rastlamak âdeta mucize gibidir! Bu yüzdendir ki, en ümitsiz hastaları bir neşterle veya yerinde bir teşhisle kurtaran nice doktorumuzun tek gayesi apartıman veya otomobildir.

Günümüzde, bir insanın aydın sayılabilmesi için, yalnız yüksek öğretim yapması ve mesleği alanında yükselmesi yetmemektedir. Bu seviyeye ulaşmış bir insandan, mensup olduğu cemiyet de gerekli yardım ve faydayı gördüğü takdirdedir ki o kimse gerçek bir aydın vasfını kazanabilir. Bu da, dünyanın ve memleketin gerçeklerini bilmek , yani fikir sahibi olmakla mümkündür. Bugün dünya ve dünyanın bir parçası olan Türkiye’de hangi fikirler bulunmakta, bunlar birbirleriyle nasıl mücadele etmekte ve hangileri nasıl taktikler güderek üstünlük sağlamaktadır? Bu fikirler arasında Türk aydınının, milletine ve memleketine faydalı olduğu için savunacakları veya aksi durumları dolayısıyla karşı duracakları hangileridir? Faydalıları nasıl savunulup yayılabilir, diğerleri nasıl çürütülür? Bunları bilmeyen, bu uğurda emek harcamaktan kaçınan, hatta bugünkü dünya şartları karşısında bu yolda mücadeleye girişmeyen aydın, memleketinin ve milletinin değil, sadece kendisinin aydınıdır.

Türkiye’mizin, zaman zaman yapılmak istenen hamlelere rağmen bir türlü kalkınamayışının en mühim sebeplerinden birisi de, hiç tereddüt etmeden söyliyebiliriz, bu tip memleket aydınının azlığıdır. Çünkü cemiyetlerin meselelerini benimseyip onları halledecek olan ancak ve ancak aydınlardır. Devlet makinesinin maddî ve mânevî kollarını tutan aydınlar, meseleleri bilen ve cemiyet mefaatlarını şahsi çıkarların üstünde tutan fikir sahibi aydınlar olmadıkça, güzel yarınlar ummak boşuna bir hayaldir.

Bugün, Türkiye’nin aydın kadrosunda yer alanlar içinde fikir sahibi olanlar, ne yazık ki çok azdır. Büyük kısım, kendi kendilerinin aydını olanlar, yani müteahhit mühendisler, apartımancı doktorlar ve benzerleridir. Bunlara, çalışmalarını millet ve vatan aleyhine yönetlmiş olan menfî aydınlarıda eklersek, Türkiye’mizin bugünkü aydın gerçeğini belirtmiş oluruz.

Türkiye’nin pekçok şeye ihtiyacı vardır. Bunların en mühimlerinden birisi de fikir sahibi memleketçi aydındır. Bu gerçek aydının artması, arttırılması bir zarurettir. Çalışmalarını memleket aleyhine yöneltmekte olan menfî aydınlarla, yalnız kendilerinin aydını olmayı yeter bulanlar ve bu suretlede menfî aydınlara bilmeden yardımcılık edenlere karşı, bir avuç şuurlu, fikir sahibi ve memleketçi aydın, Türkiye’nin kaderine hâkim olamaz. Olamadıkça da, sevgili Türkiye’miz, nice yıllardan beri olduğu gibi, bocalar durur.

Yarınımıza emniyetle bakabilmenin en mühim şartlarından biri, gerçek aydının sayısını arttırmaktır.Evet, gerçek aydın… Millî kültürü ve şuuru olan, memleketçi, milliyetçi, fikir sahibi aydın…

--

--