Apple cihazların arayüzleri gerçekten çok şık ve özenli. Bu nedenle birçok insan tarafından da üst düzey hissedilip tercih ediliyor. Bir Apple kullanıcısı olarak kullanışlılık ve görsellik olarak bazı detaylara dikkat ediyorum. MacOS veya iOS işletim sistemlerindeki temiz ve net arayüzü beğeniyorum ve bence bilgisayar pazarındaki en iyi müşteri tecrübesini de Apple markası sağlayabiliyor. Zaten mobil cihazlarda MS-DOS benzeri siyah beyaz kod ekranı olmadan bir işletim sistemi olabileceğini de biz kullanıcılara 10 yıldan uzun bir zamandır kanıtlamış durumda.
Eski sadık ve yeni “Apple ekosistemine hapis” bir kullanıcı olarak, arayüzdeki güzel detaylar ve iltifatlar can sıkıcı bir hal almaya başladı. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Apple büyüklüğüne göre birçok sorunu çözmede sınıfta kalmaya başladı ki bu sorunlar Steve Jobs hayattayken ve Jonathan Ive şirketten ayrılmadan önce çok azdı. Mac kullanımı sürecimde bazen Apple tarafından kandırıldığımı hissediyorum.
2005 yılında iTunes’dan dijital müzik almaya başladım ve 2010'larda ise film almaya başladım. O dönemde Apple parça başına 99 kuruş ücret alıyordu ki sevdiğiniz parça için saçma sapan bir cd ye 20–30TL ödemektense bu fiyatlama çok mantıklıydı. Apple pazardaki bu boşluğu gördü ve müşterilerine çok makul görünen bir uygulama ile “milyarlarca” şarkı sattı.
Başta satın alınan parçaların paylaşılması konusunda 5 cihaza kadar dinleme limiti vardı. Bu dosyaların formatı protected aac (korumalı aac) idi. Sonra cihaz sınırlaması olmayan formatlarda satmaya başladılar. Apple sisteminden aldığım film ve müziklere ödediğim fiyatın altını çizdiğimde ciddi bir meblağ ödemiş olduğumu ve bu sisteme esir olduğumu Spotify ve Netflix’in çok ucuz fiyatlara sınırsız içerik dinlenebilen/izlenebilen fiyatlarını görünce farkettim.
Piyasada Spotify veya Netflix gibi abonman sistemiyle multimedya satan firmalar yokken Apple pahacı da olsa piyasadaki fiyatlara göre gözardı edilebilir bir pozisyondaydı. Ancak bu kıyaslamayı yaptıktan sonra Apple Music uygulamasının sunulmasıyla birlikte Spotify’dan ziyade Apple Music aboneliği denemeye karar verdim. Çünkü Apple benim için daha güvenilir bir markaydı ve müziklerimi iTunes’da arşivliyordum. Apple Music’e üye olduktan sonra bilgisayarımda daha önce sahip olduğum parçaların bir kısmının yok olduğunu farkettim. Apple arşivimdeki müziklerin adını alıp kendi sistemindeki aynı isimli şarkıyı benim arşivimdekiyle değiştirmiş ve arşivimdeki cover ve mix şarkılar yok olmuştu. Eğer yedek tutmamış olsaydım kendi arşivimin önemli bir kısmını kaybetmiş olacaktım. Bu nedenle de Apple Music aboneliğini sonlandırdım. Bugünlerde Apple Music yüz değiştirmiş olsa da arayüzdeki kullanışsızlık nedeniyle yine tercih etmedim.
Bu süre zarfında Spotify ciddi bir oranda yayıldı ve müzik kalitesi ve çeşitliliğiyle kendini kanıtladı. Ve ben de Spotify’ı denemeye karar verdim. Kullanıcı arayüzü çok sade ve basit. Kendi müzik arşivinizden parçalarınızı da aktarıp Spotify üzerinden dinleyebiliyorsunuz. Dinleme geçmişime göre ciddi tutarlı öneriler sunuyor ve bu sayede yeni parçalar dinleyebiliyor, listeler bulabiliyorum. İsterseniz listenize eklediğiniz parçaları cihazınıza indirebilir veya internet üzerinden dinleyebiliyorsunuz. Ben abone olurken aile paketi aldım ve bu sayede tüm aile bireyleri aynı hesaptan yararlanabiliyor. Buna ek olarak liste takip etme özelliği sayesinde çocuklarımın cihazları için kendi cihazımda bir liste oluşturup beğendikleri parçaları o listeye eklediğimde onların cihazlarına da otomatik olarak parçalar yükleniyor ki bu da hem kontrol açısından hem de uğraş açısından kullanışlı bir özellik.
Spotify uygulamasındaki tek sorun kendi arşivimdeki müzikleri mobil cihazlara eklemek istediğimde tüm kulanım talimatlarına riayet ettiğim halde “bazen” parçaların diğer cihazlarıma (iPad ve iPhone) aktarılamaması.
iTunes mağazasındaki satınalma geçmişime baktığımda 921 şarkı ve 293 film almışım. Her iki tür için de bugünkü abonman sistemiyle kıyasladığımda enayi yerine konduğumu düşünüyorum. Ticaretin kuralları zamanla değişebilir bunda hemfikirim ancak bazen satıcıların bu süreçte pazarlık gücü olmayan tarafı istismar etmesi mutsuz ediyor. Bu nedenlerin de etkisiyle olsa gerek, Apple gibi cihazları (Mac, iPhone, iPad) olmadığı halde Spotify’ın 232 milyon (110 milyonu paralı abone kalanı reklam karşılığı ücretsiz abone) ve Netflix’in 140 milyon civarında aboneleri var ve günden güne artıyor.
Apple’ın orta sıralardaki bir bilgisayar markası olduğu zamandan bu yana geçirdiği evrime kullanıcı olarak yakından şahit oldum. Bakalım firmanın yeni yönetimi bu başarılara yenisini ekleyebilecek mi? İzleyip göreceğiz.
