Beyrut…

Kübra Tekin
500Pub
Published in
4 min readNov 1, 2019
  1. Yemekler

Beyrut denilince aklıma ilk olarak mezeler geliyor. Gittiğimiz tüm restoranlarda mezelerde yemeklerde muhteşemdi. Sadece yemek yemek için bile Beyrut’ a gidilir fakat gitmeden kilo verin ki orada vicdan azabı duymadan yemek yiyebilin. Avrupa şehirlerinde ki gibi sokak yürüyüşü Beyrut’ ta pek mümkün olmuyor, gerek şehrin yapısı, gerek yerleşim düzeni, güvenlik sebepleriyle hareket daha az oluyor. Dolayısıyla da yediklerinizi eritmek daha zor oluyor. Gelelim mekan tavsiyelerine!

Hotel Albergo’da yer bulabilirseniz konaklayın, eğer yer bulamıyorsanız muhakkak Lübnan kahvaltısını deneyin. Muhteşemdi, enfesti, harikaydı! Kahvaltıyı yaptıktan sonra bir daha asla yemek yemem diyorsunuz taaa ki " Em Sherif" isimli Beyrut’un en iyi restoranına gidene kadar. Sanıyorum Dubai de yerleri de varmış. Rezervasyon yaptırmadan giderseniz asla yer bulamazsınız. Onun haricinde Abdel Wahab isimli restoran var burası da yine meze konusunda başarılı; kıyaslama yapacak olursak Türkiyedeki "Parle" Em Sherif ise Abdel Wahap " Çanak" kıvamında bir restoran. Ayrıca eski bir Beyrut konağından bozma olan Lizanın ; ambiyansı, mezeleri, yemekleri muazzamdı. Eğer gece gezmeyi seviyorsanız akşam 23.00- 01.00 a kadar Music Hall diye bir yer var oraya gitmenizi öneririm. Özelliği ise; gece klübü konsepti ile şov konsepti bir arada şöyle ki; farklı kültürlerin müziklerini yapan değişik gruplar sırayla sahneye çıkıyor. Arap müziğinden Küba Müziğine kadar farklı kültürleri dinleyebiliyorsunuz. Harbiye Cemil Topuzlu gibi olsa da rezervasyonsuz yer bulunabileceğini sanmıyorum. Oranın bizdeki anısı; ben güneş saati ile yaşıyorum dolayısıyla; tavuk gibi yatar horoz gibi kalkarım :) bu yüzden gece offline oluyorum. Bizim kız grubuyla Beyrut’ta gece Music Hall’ e gittik; çok uykum vardı, locada yattım uyudum o yüzden birkaç performans harici diğerlerini hatırlamıyorum. Onca gürültü ve tantanada mışıl mışıl uyudum anlayacağınız. Anne babası ile düğüne gidip masada uyuyan çocuk gibisin sözündeki çocuk benim yani.

2. Modacılar

Beyrut gibi kendi içinde yıllarca savaşan bir ülkeden dünya modasına yön veren isimlerin çıkması beni çok şaşırtıyor. Tabi ki Elie Saab ve Zuhair Murad' dan bahsediyorum. Bu modacılar birçok Hollwood starını giydirdi, giydirmeye de devam ediyor. Beyrut' a esasında gitme sebebimiz arkadaşımıza bekarlığa veda tatili yaptırmaktı ve gitmişken de Elie Saab ve Zuhair Murad' dan gelinlik için randevu aldık.

Türkiye' de her iki modacının hem haute couture elbiseleri hemde gelinlikleri Beymen ve Vakko' da satılıyor ancak Beyrut' a geldiğimizde gördük ki Türkiyede ki modeller hep eski sezonlara ait ve çok daha pahalı. Elie Saab' da sezonda sadece 12 adet gelinlik modeli var, hepsi de birbirinden zarif ve fiyatlar ortalama bir ev parası kadar. Değer mi diye sorarsanız, eğer çok paranız varsa tabiki değer :)

3. Lüks

Beyrut ta Lüksün her çeşidini görmeniz mümkün, zengin bölgelerdeki insanlardan zenginlik akıyor, yağıyor. Bentley en fazla gördüğüm araba oldu. Lüks markalarda çeşitler, özel koleksiyonlar, limited edition seriler Paris ile New York ile yarışır. Zengin muhitlere gittiğimizde sağımızdaki solumuzdakine bakmaktan boynumuz tutuldu. Yürüyen 100 bin dolar, gülen 50 bin dolar diye kendi aramızda çokça gıybet yaptık. Saatler, ayakkabılar, çantalar, kıyafetler dünyaca ünlü modacılardan ve insanlar bunu günlük hayatında bi restoranda yemek yerken, alışverişte yani sosyal yaşamda kullanıyor. Biz güneşi gören masum köylü gibi baktık da baktık. Bir de enteresan bir gözlemim oldu; malum Beyrut da Coca Cola markası yok yani yasak ekonomik yaptırım muhabbetinden dolayı ancak Chanel de müşterilerine Coca Cola ikram ediyorlardı. Anlayamadım bu bir çeşit özelsin demenin yolu mu? Onu bunu bilmem ama Araplar hayatı yaşıyor vallahi yaşıyor.

4. Kasklı Çocuk

Beyrutta trafik kurallarına hiç kimse uymuyor. Trafik ışığı süs niyetine var zaten diğer Arap ülkelerinde de bu çok yaygın mesela Mısır da öyleydi ben şok olmuştum. Trafil kurallarına uyulmadığı gibi caddeler dar, yollar eski ve trafik bazı saatlerde çok fazla oluyor bizde öyle bir saate denk geldik. Trafikte tıngır mıngır ilerlerken bir çığlık, bağırma sesleri duyduk ve haliyle sağa sola bakındık. Bir de ne görelim, araba ile birisi motora çarpmış. Motordan inen sürücü ile araba sürücüsü kavga ediyorlar. Herkes nefesini tuttu onları izliyor. Yumruklar tekmeler havada uçuyor. Motorsikleti kullanan çocuk başındaki kaskı sürücüye tak dedi vurdu ve kavga sonlandı. Beyrut dediğinde aklına ne gelir diye soranlara kesinlikle kasklı çocuk cevabını veririm.

5. Virane Sokaklar

Beyruta geldiğiniz anda dikkatinizi çeken ilk şey perdeler oluyor. Pencere yok diyebilirim her yer perde dolu. Sokaklarda yerlerde çöpler var kirli, gri, eski. Sanki belediyecilik hiç yok, şehri yönetenler hiç çalışmıyor hiç şehri temizlemiyor gibi. Şehir de hakim olan renk vizon ile gri arası bir renk. Yeşil yok denecek kadar az, parklar bahçeler neredeyse hiç yok. Bir yanda lüksün, şaşanın dik alası öteki tarafta kirli sokaklar, kavga eden insanlar, fakir yaşayanlar. Anlayacağınız orta sınıf yok, ya zenginsin ya fakir.

--

--