Bu Yol Senin Yolun Jesse: El Camino: A Breaking Bad Movie (2019)

82ekran
82ekran
Published in
4 min readDec 22, 2020

Çok şanslısın biliyor musun? Özel bir şey yapmak için hayat boyu beklemen gerekmedi.

Gelir mi gelmez; ha geldi ha gelecek derken nihayet Breaking Bad filmi Netflix’teki yerini aldı. Televizyon tarihinin en iyilerinden olan dizinin bittiği noktadan hikâyesini devam ettiren El Camino: A Breaking Bad Movie, Jessse Pinkman’ın umuda yolculuğunun gelişim sürecini izleyicisine aktarırken, bir roman edasıyla beş sezon boyunca tanıklık ettiğimiz Breaking Bad’in finalini ise daha anlamlı hale getiriyor.

En başta belirtmekte yarar var. El Camino: A Breaking Bad Movie’nin dizi finaline dair yeni bir söylem geliştirme gibi bir derdi yok. Aksine, finalde Jesse Pinkman’a yüklenen umut misyonunun altını doldurma peşinde. Bu da filmi tüm detaylarıyla bir umuda yolculuk anlatısına çeviriyor. Tabii bunu yaparken Breaking Bad evreninden alışılagelmiş kaos ve dizi hayranlarını fazlasıyla mutlu edecek nostalji sosuyla.

Ölümcül günahlar ve çıkmazlar etrafına kurulu anlatısıyla beş sezon selamladı bizleri Breaking Bad. Birçoklarını da bam telinden vurdu. Çünkü karşımızdaki dizi, muadilleri gibi sabun köpüğü değil, özgünlüğünü vurucu yapısıyla perçinleyen bir işti. Kaldı ki, yalnızca merkezine aldığı suç dünyası ile değil, üstüne üstlük günbegün değişim gösteren karakterlerin halet-i ruhiyesiyle de sertlik dozajını arttıran bir yapımdan bahsediyoruz. Ancak Breaking Bad anlatısı, kabul etmek gerekir ki Walter White ile birlikte son buldu. Basit bir kimya öğretmeninden Heisenberg’e evrilen ve deyim yerindeyse kendi imparatorluğunu kuran White’ın huzurlu vedası onun ve temsil ettiği kaosun sonuydu. Ama ya Jesse? Ya onun kendi hikâyesi? Kendine çizdiği yol? Tüm bu karanlık dünya içerisinde temiz kalmak adına çırpınan ama git gide daha da bataklığın ortasına saplanan o çocuk ruhlu adamın geleceği? İşte, El Camino: A Breaking Bad Movie’in merhaba dediği noktadayız. Huzurlarınızda, gerçek dünyaya yabancılaşmış, yalnız kalmış ve Walter White’ın yarattığı kaosun yıkıntılarını tek başına sırtlanmak durumunda olan Jesse Pinkman!

El Camino: A Breaking Bad Movie bir yandan Jesse’nin meşakkatli yolculuğunu merkezine alırken, öte yandan ise esir tutulduğu döneme ait flashbacklerle hem anlatısını güçlendiriyor, hem de bu yalnız kovboyun attığı her adımı neden-sonuç ilişkisine bağlıyor. Bu nedenle Vince Gilligan’ı bir kez daha tebrik etmek gerekir. Nitekim karşımızdaki film, durağan olmak pahasına detayları ön plana çıkarma gayesi güderek izleyicisine Breaking Bad doğasından kopmayan ancak bir o kadar da özgün bir anlatı sunmayı başarıyor. Jesse’nin esir tutulduğu dönem sonrası yaşadığı bunalım, hayata yabancılaşması ve yaşamı boyunca ilk defa tüm kararları kendi verecek olmanın sorumluluğu gibi insani detaylar, anlatının ritmini olumsuz etkiliyor ancak vurucu yapısını da taçlandırıyor. Bu da Vince Gilligan’ın vicdani doneleri öne çıkarma konusunda oynadığı kumarda ne denli başarılı bir adım attığının yegane göstergesi olarak öne çıkıyor.

Karşımızdaki her ne kadar bir sinema filmi olsa da asla ve asla Breaking Bad’den ayrı düşünülmeyecek bir yapım. Ancak burada filmin kendine çizdiği yol da bir o kadar kıymetli. Nitekim El Camino: A Breaking Bad Movie, diziye dair akılda kalan tüm sorulara cevap verme amacı taşımıyor. Bir başka deyişle Skyler White’ın ne yaptığıyla ilgilenmiyor. Ya da Walter White sonrası oluşabilecek yeni bir düzen için açık kapı bırakmaya çalışmıyor. Aksine, Breaking Bad’in finaline sadık kalıyor ve ufka doğru ilerleyen Jesse’nin, umuda yolculuğunun altını doldurmak için çaba sarf ediyor. İki saat boyunca gösterilen her detayın, altı çizilen tüm cümlelerin bütüne hizmet etmesi, finalde sekansındaki o tebessümü daha anlamlı kılıyor. Böylelikle Vince Gilligan bir yandan kendi içerisinde tutarlı bir duruş sergilerken, öte yandan da emeklemeye emekleye umut kavramını somutlaştırıyor. Bu noktada itiraf etmek gerekir. Eli kana bulanmış, bataklığın içine hapsolmuş bir karakterin, umudu güle oynaya kucaklaması da komik bir şakadan ibaret kalırdı. Evet, belki film kendi özelinde uçuk kaçık bir anlatıya sahip değil, ancak sunduğu dramatik yapıyla Breaking Bad evrenini daha da gösterişli hale getiren ve bu dünyaya hak ettiği bir nokta koyan şahane bir tamamlayıcı.

Dört başı mamur bir dizinin, hali hazırdaki finalini güçlendiren ve Breaking Bad evrenini daha da gösterişli hale getiren El Camino: A Breaking Bad Movie, güneşli günlere usulca yürüyen eski bir dostun vedası mahiyetinde. Aaron Paul’un Jesse Pinkman’ı ve onun çocuksu ruhunu ne kadar özlediğini dışa vururcasına ortaya koyduğu performansıyla taçlanan film, sabır isteyen, ancak sabrın sonunu da selamet olarak işaret eden dişe dokunur bir son söz. Ne diyelim. Seni daima manipüle eden Walter White hayatında yokken, kır direksiyonu ufka, kararlarını kendine güvenerek ver; çünkü bu yol artık sadece senin! Yeni hayatına hoş geldin “bitch”.

--

--