ÖĞRENCİ HEMŞİRE OLARAK DAHİLİYE DERSİ VE KLİNİK UYGULAMASIYLA NASIL BAŞA ÇIKTIM?

Sena Yıldırım
9 min readJul 17, 2024

--

Herkese merhaba! Ben Sena YILDIRIM, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde Hemşirelik 4. sınıf öğrencisiyim. Hemşirelik öğrenimimi çeşitli kliniklerde öğrenci hemşire olarak pratik ve teorik bilgilerimi uygulayarak sürdürürken, diğer yandan beni büyüleyen girişimcilik dünyasıyla ilgileniyorum. :) Bana LinkedIN’ den ulaşabilirsiniz. Sağlık girişimciliği hakkında yazdığım haber bültenim HealthE’ye tam şuradan ulaşabilirsiniz. :D

Dikkat, bu yazı yüksek oranda tecrübe ve kişisel bakış açısı içerir! Senin ya da O’nun macerasını bilemiyorum, bu yazı sadece benim maceramın nasıl olduğuyla alakalı.

Tebrikler! Hemşirelik simülasyonunun birinci kısmı olan 1. sınıf Esaslar dersi aşamasını tamamladınız!

Esaslar dersi için verdiğim tavsiyelere şuradan ulaşabilirsiniz, tam şuradan: :D

Şimdi geldik işlerin gerçekten karmaşıklaştığı yere… Birinci sınıfta Esaslar dersinde hemşirelik sürecinizde edinmeniz gereken temel becerileri edindiniz ve şimdi alanlar dahilindeki teorik ve uygulama yetkinliklerini kazanmaya hazırsınız. Eğer Esaslar yazımda bahsettiğim kadar uygulama becerileri kısmındaki detaylara dikkat ettiyseniz, Dahiliye sürecindeki klinik uygulama ve beceri kısmında o kadar zorlanacağınızı düşünmüyorum. Kendi sürecimde ben birinci sınıfta IV uygulama, ilaç hazırlama, kan şekeri gibi birçok konuda yetkinliklerimi pekiyi tamamlamıştım; bu yüzden ekstra bir desteğe ihtiyaç duymadım.

Hemşirelikte aşmanız gereken ilk -ve bence en zorlardan birisi olan- patika: İç Hastalıkları Hemşireliği

İlk olarak kendi Dahiliye yolculuğumdan bahsedeyim. Aşırı korkmuştum, gerçekten. Birinci sınıfta kelimenin tam anlamıyla durdurulamaz, klinikte öğrenmeye ve uygulamaya aşırı önem veren, uygulama sırasında kendini zorla stoplamaya çalışan birisiydim. Klinik hocamdan da güzel geri dönüşler aldığım, oldukça mutlu ve özgüvenli bir çıkış yapmıştım öğrenci hemşirelik yolculuğuma. Ancak ikinci sınıfa geçmeyle eğitim hayatıma birinci sınıfta o kadar da dahil olmayan o kadar çok tıbbi terim, yükümlülük bindi ki! (Bknz: Kavram Haritası, halbuki şu an çok iyi olduğum ve yapmaktan keyif aldığım bir şey ama o zamanlar karnıma hançer saplanmasına sebep oluyordu. )

Birazdan size vereceğim tüm tavsiyeler Dahiliye aşamasını geçtikten sonra geriye baktığımda “Keşke birisi bana bunları deseydi.” dediğim ve bu süreci çok sancılı atlatmış birisinin kazandığı bakış açısı.

Yazıyı okurken daha iyi empati kurabilmeniz kişisel bir detay: O dönem hayatımda mental olarak da çok zorlu bir süreçten geçiyordum; ister istemez durumu hassaslaştırdı. Öyle ki hemşireliği dondurmayı çokça düşündüm, ne yazık ki acı bir gerçek. Başarılı olduğumu hissetmediğim şeyleri yapmaktan hoşlanmam, hoşlanmadığım şeyleri yapmayı istemem, istemediğim şeyleri yapmak zorunda kalmaktansa orada olmamayı tercih ederim; bu sebeple o dönem önümde acil karar verilmesi gereken çok durum vardı.

Kendi yolculuğumun iç yüzünden yeterince bahsettiysem, İç Hastalıkları Hemşireliği deneyiminizi iyileştirmek için öğrenci hemşireniz Sena burada. Tavsiyelerime geçelim!

  • 1. sınıfta S/Z olarak Tıbbi Terminoloji dersini aldınız mı? O dersi alın, ben arkanızdayım; alın. :,)

İşte benim tüm zorlu Dahiliye yolcuğumun en önemli sebeplerinden birisi… Kariyer planının gerçekten birinci sınıftan itibaren nasıl ilmek ilmek yapılması gerektiğinin kanıtı bu madde, ki aslında bu konuda iyiyimdir ama bu noktada ön göremedim. Ben Tokat Gaziosmanpaşa Üniversite’sinde okuyorum ve seçmeli Tıbbi Terminoloji dersi veriliyordu bizim dönemimizde ancak ben bunun yerine farklı seçenekleri değerlendirmiştim. Dahiliye ön hazırlığı açısından kesinlikle gerekli bir dersmiş; belki de o dersi alsaydım tüm Dahiliye sürecim bambaşka olabilirmiş çünkü daha ilk konulardan itibaren birinci sınıfta alışkın olmadığınız o kadar terim işin içine ekleniyor ki; hocayı birkaç saniye gecikmeli çeviri yükleyen bir film sitesinden izliyor gibi hissediyorsunuz. Ki bizim hocamız bu konuda oldukça destekçiydi, ilk derslerde buna zaman ayırdı; kaynak oluşturdu… ( Hocalarım gerçekten de öğrencilerine mesleği öğretmeye gönül vermiş ve kıymetli deneyimleri olan kişilerdi, keşke bu dönemde onların bilgilerinden daha fazla istifade edebilseydim. ) Yine de kavramları hemen benimseyemedim ve en azından temel terimlere hakim olsaydım, yolcuğum bambaşka bir hale bürünebilirdi. :(

Her öğrenci hemşire eline yazar hastasını… En kaliteli kağıt, en güzel defterin dahi veremediği o konfor…

Şu an Hemşirelik’in zirvesi olarak gördüğüm Pediatri Hemşireliği dersini (Bence 4 yıl kapsamındaki en kendine özgü detayları olan, en yoğun ders) uygulamasını tamamlamak üzereyim ve düşsem bile yine de ilerleyebilmemi sağlayan temel faktör bildiğim denizde yüzüyor olmam. Bir konuyu anlamadığımda makale açtığımda anlatılanı hemen anlıyorum, kitaptaki her kelimede durmuyorum. Dahiliye’de böyle bir şansım yoktu. :(

Tabi şu an buna çözüm olarak belki tüm temel terimleri yazdığım not defteri taktiğiyle ilerleyebilirdim ama o zamanlar bunu düşünemedim.

  • Birkaç ay için hayatı durdurabilir misiniz? Komik bir istek ama harika olurdu.

Hepimiz geçtik o dönemden, biliyorum. Hala daha dışarıda harika bir hava varken sınıfta kalmak, üstüne çok yoğun bir ders almak çok zor; biliyorum. Bir de tam gençliğin en deli-kanlı olduğu zamanlar, yaşıtlarınız nasıl da güzel eğleniyor… (+DEHB’li birisi olarak az kalsın ölecektim lol)

Dahiliye ilk alan dersi olması ve yoğun müfredatı sebebiyle tüm dikkatinizi ona vermeniz gereken bir ders. Bu sebeple en azından teorik kısmı yoğun aldığınız süreçte özel hayatınızı okul hayatınıza göre dengelemeniz mantıklı olabilir. Unutmayın ki, temeli sağlam atarsanız sonradan rahat edersiniz, Dahiliye dersim o zamanlar zayıftı ama sonradan üstünü güzel bir şekilde doldurdum ve şimdi hastalarıma bakım verirken faydasını çokça görüyorum; zaten Dahiliye o kadar her şeyin temelinde ki, ya şimdi ya sonra öğrenmek zorundasınız. Şu an teorikte öğrendiğiniz çoğu şey sonradan klinik uygulamada karşınıza çıkacak, her şeyden önemlisi Dahiliye’yle beraber YB gibi önemli alanlarda dahi uygulamaya çıkacaksınız, hayatlara dokunmanız ve iyileştirmeniz bekleniyor, üstüne unutmayın ki bir de sınavda çıkacak + tek gecede hazmedilmeyecek bilgiler.

Bu fotoğraf benim değil galeriden rastgele buldum lol

Dahiliye dersinin teorik kısmını alırken üzücü ama gerçek; başınız ağrıyacak, aniden her şeyi anlamak için çok çaba verdiğiniz bir döneme gireceksiniz. Bu sebeple o dönemde özel hayatınızı bir miktar askıya almanız, ilgilenmeniz gereken şeyleri minimuma -en azından kliniğe çıkana dek 1.5–2 ay kadar- çekerseniz sonradan faydasını gördüm dersiniz. (Bunu başka hiçbir şey için önereceğimi duyamazsınız, YKS için bile… Dahiliye’ye özel bir öneri sadece. ) İyi bir hemşire olmak sizi de mutlu edecek, herkes işinde iyi olmak ister sonuçta. Ayrıca bizim işimiz sonuçlarına da yakından tanık olmak açısından çok kıymetli ve ilham verici bu yüzden hakkını verelim.

O dönem sakın geçmiş travmalarınızı depreştirip duygusal çalkalanmanıza ve mental olarak dağılmanıza sebep olacak şeyler yapmayın, bir 5–6 ay sonrayı bekleyin o zaman yapın. :D

  • Büyük sınıflarla iletişim halinde kalın.

İşte ben bunu yaptım ve çok faydasını gördüm! Birinci sınıfta yıl boyu kütüphanede sabahladığım günlerde KPSS dönemine denk gelen birçok senior öğrenci hemşirelerle bir aradaydım. Kendileri bana kavram haritası gibi birkaç maddeden bahsetmişti, içeriğinden çok haberdar değildim ama en çokomelli kısmı bana inanılmaz derecede büyük bir kavram haritası arşivi verdiler. Klinikte hasta teslim alırken hastamın hastalığına göre çoktan hazır olan haritalardan kısa bir şekilde konuya göz atardım ve bu beni ilk bakış için hazır hale getirirdi. Tabi bu konu sadece kavram haritası değil, ders notları, kaynaklar, aklınıza gelebilecek tüm türden yardımcı içerikler için de geçerli.

Bir de benim büyük sınıflarla iletişime geçerken en büyük çekincem, bir insana henüz karşılığında bir şey vaat edemeyecek durumdayken doğrudan bir şeyi sormak, talep etmek için gitmenin karşı tarafta nasıl bir his yaratacağını bilememekti. :,) Şimdi küçük sınıflardan birisi yanıma gelip tavsiye istese “Ya şen hemşire mi oldun, ya şen şen!” diye başlar, bildiğim her şeyi hiç susmadan aktarırım sanırım. (Anaçlığım şaka mı, balık burcu kadını lol) Kıssadan hisse, büyük sınıflara bir şey sorduğunuzda tecrübelerimizi aktarmak bizim için çok keyifli ve heyecan verici; kendi yıllarımızı hatırlayarak şefkatle yaklaşıyoruz. Gidin ve üslerinize o soruyu sorun, ben arkanızdayım. :D

Bakınız: Kavram Haritası

Sizi bilemem, benim hayatıma kavram haritası kavramı dahi Dahiliye’yle girdi. Birçok insan planner yöntemi olarak beyin fırtınası methodu gibi farklı alanlarda da kullanıyormuş mesela, ben bilmiyordum.

Kavram haritası ilk başta beni çok korkutan bir konuydu ama ayıptır söylemesi geçende Pediatri Hemşireliği’nde yıl sonu vaka sunumumuz için bir arkadaşımla beraber yaptığımız kavram haritası görüşlerine çok kıymet verdiğim bir hocam tarafından övülüp çok iyi bulundu. Artık iyi olduğumu düşünmeye hakkım var bence. :D

Bu konuda özel bir maddelere ayrılmış yazımın linki burada, tam burada :P

  • Klinikteki hastalarınıza çokça dikkat edin, dosyalarını çok dikkatli doldurun.

Biz Dahiliye’de 3 farklı klinikte uygulama yaptık. Her hafta iki gün ve sanırım her rotasyon 3 haftaydı, şu an tam olarak hatırlamıyorum o kısmı. :/ Özellikle servisler bazında gelecek hastalıklar zaten benzer ve mesela DM, HT, KVS yaşlı hastaların çoğunda fix var. Sınav zamanı sıkışarak ders çalışmaktansa klinikte bu konular çıktıkça detaylı çalışın. Hala öğrenci hemşire olabilirsiniz ama hastaya uygulama yapıyorsanız doğru ve düşünerek yapmak zorundasınız, hastanın da yapılan işlemi sorgulama hakkı var. Farklı hastalarla karşılaşıp anamnez aldıkça doğrudan aklınızda hastalıklarıyla alakalı detay bilgiler belirmeye, bakım planı oluşmaya başlayacak; her hastada gitgide daha da iyi olduğunuzu fark edeceksiniz ve bu hoşunuza gidecek. Bu sebeple step by step ilerlemeye bakın.

Bu konuda en iyi örneklerden birisiyim bence. Yazının başlarında o dönemki hayatımdan, mental durumumdan bahsetmemin önemli bir sebebi vardı. O dönemin benim için oldukça challenging olduğunu çeşitli örneklerle anladınız zaten. Bu da o dönem masa başına oturup derse odaklanmamı çok ama çok zor kılıyordu.

Trajik ama ben Dahiliye aldığım süreçte vize+final sınavlarımda totalde 5–6 saat bile çalışmamışımdır. Sayıyı utancımdan büyük yazıyorum ama sorun aslında çalışamamaktı. :P Sonucu merak ediyorsanız, büte kalmadan, hocadan ekstra bile istememe gerek kalmadan geçtim. Benim için bile sürprizdi, ne diyebilirim. :,) Şu an hemşire unvanını kazanmama bir yıl kaldıysa herhalde o dönem daha fazla çabalamama gerek kalmadan bütsüz halde geçmemdir. Daha fazla çabalama gücüm yoktu çünkü o dönem.

Peki bu nasıl oldu, neredeyse sıfır çalışmayla ben nasıl bu dersi geçtim?

Klinikte hastalarımı çok iyi dinledim. Gerçekten o dönem tüm hastalarımla çok iyi iletişim kurdum, birsürü anım aklımda. Zaten bir hastalığı en iyi o hastalıktan muzdarip olan kişinin bildiğini derler bilirsiniz. Bunun üstüne teslimlerden önce dosya doldururken hastalığı araştırıyordum -ki ben dosyalarıma çok önem veriyorum, uygulama notum da yüksekti- bir de kavram haritalarımı da çok önemsiyordum; bu sayede farkına dahi varmadan hastalıkları öğrenip pekiştirmişim. Bence bu noktada hocamızın her dosyayı özenle incelemesi ve herkesin üstüne düşmesi o dönem için zor gelen ama öğrenme yolculuğum için şanslı bir fırsattı. Ne yazık ki geçen yaz Kariyer Kapısı vasıtasıyla gönüllü hemşirelik stajı yaparken patofizyoloji kelimesinin ne anlama geldiğini dahi bilmeyen, ilaçların etki mekanizmasından bihaber “öğrenci hemşirelerle” çalıştım. Hocalarının da önemsemediğini dediler. Bunları bilmeden nasıl bakım planı hazırlar, tedaviyi değerlendirebilirsin ki? Çok üzücü.

Konudan bağımsız O2 maskelerinin pakette dolaşmasın diye kablolarına sarılan bu plastik ataçlar kulaklık dolaşmaması için sardığınızda muhafaza etmek için çok işe yarıyor. Sterilizasyona dikkat etmek çok önemli tabi.

Velhasıl… Tüm o süreçte özellikle en zorlandığım dönem vizitlerim de kötüydü, ben de nasıl içten içe onca şeyi kavramışım bilmiyorum. Finalden bütsüz geçmem sadece beni değil, arkadaşlarımı bile şok etmişti çünkü olmadığıma emin olduğum tek şey mentally stable olmaktı lolll Velhasıl buradaki iki önemli şey, hastadan öğrenmek ve dosya doldurma aşaması çok mühim.

  • Dahiliyeye başlamadan önce iyi bir tatil ve bol not tutmaya hazırlık, her ders öncesi hazırlık

Tahmin edilebilir bir öneri. Zorlayıcı bir dönem öncesi her şeyi bırakıp güzel bir tatil yapın. 3 aylık yaz tatilinde okuldan tiksinmek için kendinize izin verebilirsiniz, sonrasında tiksinseniz de kaçamazsınız loll

Bir de çok genel, aslında çocukluğumuzdan beri duyduğumuz için klişe bir madde ama her ders öncesi hazırlık o dersi çile değil, dehşet keyif haline getirir ve not konusunda ipin ucunu asla kaçırmamak çok mühimdir. Özellikle Dahiliye’de her şey ipince ipliklerle birbirine bağlı çünküüüü!

Bu aşırı genel bir öneri :P

Hayatımda gördüğüm en haşmetli serum, basınç yaraları için yastık niyetine kullanıyorlardı.

Önemli not: Bu öneriler her ders için işe yarar tabiki. Bu yazıyı yazmam ve o dönem yaşadığım her şeyi böylesine açık ve içten anlatmamın net bir sebebi var. Ben kendi adıma çok fazla hırslı ve ne istediğini bilen, hemşireliğe ciddi emek veren insanların olduğu bir sınıfta okuyorum; bir kısmının iyi yerlere geleceğine adım gibi eminim. Ancak o dönem ben çok zor bir dönemden geçiyordum sonuçta. İnsan böyle dönemlerde özellikle o kadar yoğun bir ortamda tek geriye kalanın kendisi olduğunu hissediyor, içsel acılara bir de anksiyete ekleniyor; yapabileceğin bir şeyi bile yapamayacak gibi hissediyorsun. Yahu bir de o dönem DEHB’in beni öldüreceğini hissettiğim konusunda ciddiyim, gerçekten koşullarım çok zordu.

Dahiliye dersinde o dönem çok zorlandım evet ama 2. dönem Cerrahi’yi alırken Dahiliye’yi her hastam için o kadar işin içine kattım, o kadar çift kanatlı ilerledim ki; şu an Dahiliye konusunda çok iyi hissediyorum. Birkaç ay önce Dahiliye kabusum diye ağlıyorken 2.dönem 2. D yoğun bakımda 1 ay boyunca gayet de güzel hasta baktım. Bu yüzden you go girl! Ben yaptıysam, sen de yaparsın. Bu yazının tek amacı acılara yürüyen yine de yıkılmayan insanların adım adım nasıl kurtaracağını göstermek. :D Ananız babanız üzülmesin kuzum, sıkın biraz dişinizi; önemli olan o.

Yapımda emeği olan herkese teşekkürler ancak bu yazı yıkımda emeği geçenlere ithaf edilmiştir. Kendinize iyi bakın annecim, başarı hikayelerimi size borçluyum sonuçta. <3 :P

--

--

Sena Yıldırım

Merhaba ben Sena, Hemşirelik 4. sınıf öğrencisiyim. Hemşirelik eğitimime ek girişimcilik, AI, pazarlamayla ilgileniyorum. Burası benim günlüğüm.