Dev Problem: Erkeklerin Arkadaşlıkları
‘O kız bana göre değil’ bu cümleyi bir erkekten çok sık duyarsınız, duymuşsunuzdur. Peki, hiç ‘o erkek bana göre değil’ cümlesini duydunuz mu bir erkekten? İmkansız.
Büyük bir Seinfeld ve Louie hayranı olarak, iki dizinin de bu konuya yer ayırdığı birer bölümü mevcut. Tamamen dizidekilere katıldığım için, sadece referanslarımı anlatıcam.
Seinfeld’den başlayalım. Jerry, sürekli olarak arayan Joel isimli görüşmek istemediği çocukluk arkadaşına artık görüşmeme bahanesi bulamadığı için, yöntemini telefonlarına çıkmamak şeklinde değiştirmiştir. Fakat eve henüz yeni gelmişken, telefonla konuşan Kramer’ın, ‘telefon sana’ deyip uzatması, Jerry’yi çaresiz bırakır ve Joel ondan görüşmek için randevu almış olur bu sayede...
Zamanında bu espriler kaybolmasın diye kesip kesip biriktirdiğim videolardan da biriydi bu hadise aynı zamanda. Youtube’a da eklemiş olmam, işimi kolaylaştırdı. Telefon konuşmasından sonraki hislerini ve daha sonra gösterisinde erkeklerin birbirleriyle arkadaş olmak için hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor oluşlarını anlatıyor Jerry. ‘‘Konuştuğumuz şey sadece kadınlar ve futboldur. Bu ikisi de yoksa, iki erkek birbirine sadece şu cümleyi kurabilir ‘buzdolabında ne var?’’
(1. Sezon 3. Bölüm — Male Unbonding’den)
Louie’nin bu konuya eğildiği bölüm olan Cop Story’nin (5. Sezon 3. Bölüm) ise Seinfeld gibi 2 dakikalık bir bölümle gösterip anlatabileceğim bir kısmı yok. Louie CK zaten hikaye adamı, 20 dakikalık bir hengameyi kırpmak çok eksiltir anlatılanı. Ama değinmek istiyorum elbette:
Louie’nin ablasının eski erkek arkadaşı olan polis memuru Lenny, bir gün sokakta Louie’ye rastlayınca onla görüşmek ister. Lakin burada bir problem vardır; Lenny iğrenç bir adam. Küfürbaz, el şakaları yapmaktan hoşlanan, herkesi aşağılamaya çalışan, gıcık, overdose gıcık bir adam Lenny. Bir de yapışkan; Louie, tamam bir ara görüşürüz diye kestirip atmak isterken, Louie’nin cebinden telefonunu alıp kendi numarasını arayarak kaydedip görüşmeye mecbur bırakan bir kişilik…
Buradan itibaren hikayeyi anlatmayı bırakıp, okuduğunuz metin sonrası düşüncelerinizi sorsam, ne dersiniz? Lenny’yle görüşülmemeli değil mi? Kim niye görüşsün hakkaten bu rahatsız adamla? İşte bu noktada yine Seinfeld’e dönüyoruz; nasıl ayrılacaksın ki bir erkekten, ‘Lenny, artık görüşmesek daha iyi olur, sorun sende değil; bende. Sana hayatta başarılar dilerim…’ bunu diyemeyeceğin için gerçekleri söylemek mi mantıklı olan? Bir bakalım:
Louie, gerçekleri söylemeyi deniyor, ‘Sürekli beni aşağılıyorsun, bana vuruyorsun, bana saygı duymuyorsun, benimle konuşmuyorsun bile. Seninle bir daha görüşmek istemiyorum, sadece ruhsal değil, fiziksel olarak da canımı acıtıyorsun…’ diyerek bitiriyor cümlesini. Şimdi bir de bunu düşünün, kimin yüzüne gerçekleri bu kadar net söyleyebilirsiniz ki? Hadi diyelim söylediniz, ne cevap almayı bekliyorsunuz? ‘Tamam, doğru, haklısın…’ mı?
Lenny diyor ki, ‘Sen de benim canımı acıtıyorsun. Benim hiç arkadaşım yok, insanlar benden nefret ediyor. Ablana sadece selam vermek için Facebook’tan ekledim, kabul dahi etmedi. İş yerinde kaç arkadaşım var biliyorsun, sıfır. Bazen ne düşünüyorum biliyor musun? Silahımı çıkarıp, ağzımın içine sıkarak bu işi bitirmek…’ Eee, şimdi ne yapacaksınız; boşver be Lenny, özür dilerim deyip, iki bira içmeye gitmeyecek misiniz?
Yapacak başka bir şey var mı?
Hiç akla gelmeyecek kadar gariplikte, bir o kadar komik bir problem aslında; bir erkeğin, erkek arkadaşından ayrılacak yolunun olmayışı…
‘Bence şöyle yapılırsa, kurtulunabilinir’ dediği düşünceleri olan varsa, yorum olarak paylaşırsa çok mutlu olurum. Biz de nemalanırız.