Okuyorum
13 min readJun 5, 2020

Ca’fer-i Sâdık’ın (r.a.) Haftalık İstiâzeleri

Meal:

1. Afet ve Hastalıklardan Korunmak İçin

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Kendini zikredenleri unutmayan ve yakarışlarla dergâhının kapısının tokmağına ısrarla dokunan kullarına haybet yaşatmayan Allah’a her türlü hamd ü sena ile hamd olsun. Hamd olsun, tevekkül sahibi kullarının bütün ihtiyaçlarını karşılayan Mevlâya. Hamd ü senalar olsun, tevekkülde zirveleşip sika mertebesine ulaşan kullarına başka kapılar aratmayan Rabb-i Ecell ü A’lâ’ya. Hamd olsun, ihsana ihsan, sabra necat, seyyiâta da afv ve ğufran ile mukabelede bulunan Ulular Ulusu’na. Hamd olsun, zararlarımızı telafi eden, gam ve hüznümüzü gideren ve belaları üzerimizden defeden Yüce Mevlâmız’a. Ve hamd olsun “Her türlü hamd O Allah’a mahsustur ki, asla evlat edinmemiştir. Hâkimiyetinde hiçbir ortağı yoktur. Acze düşüp de bir desteğe muhtaç olmamıştır de, ve tekbir getirerek O’nun büyüklüğünü ilan et!” buyurarak Yüce Zâtını tekbirlerle yadetmemizi emreden Allah’a. Büyük Allah’tır. Bütün hamd ü senalar O’na mahsus ve O’nun hakkıdır. Sabah-akşam tesbihlerle anılmaya layık yegâne Zât O’dur. Gerçek güç ve kuvvet de Yüceler Yücesi Allah’a aittir. İşte sadece şanı yüce O Allah’a inandım ben. Ne kadar put ve tâğut varsa hepsini inkâr ettim. Ve kopmayan ipe (Kur’ân’a) sarıldım. Allah her şeyi işitir, bilir. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlullah” kalesine sığındım. Varlığımı Rabbim Allah’a emanet ettim. Uzuvlarıma gelebilecek zararlardan Vâhid ü Kahhâr Allah’a sığındım. Kem gözle bakanlara bin(ler) “Lâ havle velâ kuvvete illâ billahilaliyyilazîm” ile mukabelede bulundum. “Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine: ‘Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan kendinizi koruyun!’ dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve ‘Hasbünallah ve ni’me’l-vekil/Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!” demişlerdir. Sonra da kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah’tan bir âfiyet, selâmet ve lütuf ile geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah çok büyük lütuf ve inayet sahibidir.” Rabbime çokça sığındım ve her dem ta’zim ile anmaya çalışarak O’na tevekkül ettim. “Kim Allah’a tevekkül ederse, Allah ona sıkıntıdan çıkış kapıları açar. Onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır. Allah’a dayanıp güvenene Allah kâfidir. Allah buyruğunu elbette yerine getirir. Gerçekten Allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir.” “Allah Teâlâ: ‘Kesin sesinizi, sakın bir daha Bana bir şey söylemeye kalkışmayın!’ buyurur.” “İşledikleri zulüm yüzünden tehdit olundukları azap hükmü onlar hakkında gerçekleşti, onların artık konuşacak halleri kalmadı.” “Rabbiniz o Allah’tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra da Arş’a istiva buyurdu. O Allah ki geceyi, durmadan onu kovalayan gündüze bürür. Güneş, Ay ve bütün yıldızlar hep O’nun buyruğu ile hareket ederler. İyi bilesiniz ki yaratmak da, emretmek yetkisi de O’na mahsustur. Evet, o Rabbül’âlemîn olan Allah ne yücedir! Rabbinize için için yalvararak, başka nazarlardan uzak, gizlice dua edin. Gerçekten O, haddi aşanları hiç sevmez. Düzeltilmiş olan ülkeyi ifsat etmeyin. Hem endişe, hem de ümit ile O’na yalvarın. Muhakkak ki Allah’ın rahmeti iyi kimselere yakındır.” Bu duayı taşıyan yahut okuyanla beraber, gece yahut gündüz meydana gelebilecek şerlerden ve yere giren ve oradan çıkan, gökten inen ve oraya yükselen ne varsa hepsinin şerrinden Vâhid ü Kahhâr olan Allah’a sığınıyorum. “Şu zalimler güruhunun elinden beni halâs eyle ya Rabbî!” “Ya Rabbî! Şeytanların vesveselerinden, onların yanıma sokulmalarından Sana sığınırım!” “Onlar iplerini ve değneklerini atınca Mûsa (aleyhisselâm) şöyle dedi: Yaptığınız şey, sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez.” Umduklarımıza erdirecek, endişe ettiklerimizden koruyacak güç ve kuvvet sadece Allah’a aittir.

2. Nazardan Korunmak ve Şeytanı Uzaklaştırmak İçin

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber Cenab-ı Allah’a sığınıyorum. “Allah’tan başka ilah yoktur. Hayy’dır, Kayyûm’dur. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlûkların önünde ardında ne var, hepsini bilir. Mahlûklar ise O’nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun kürsîsi gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na ağır gelmez, O öyle ulu, öyle büyüktür.” Bu duayı taşıyanla beraber, “Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyip büyü yapan büyücü kadınların şerrinden ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden”, “Ne doğuran ne de doğurulan, ne de herhangi bir şey Kendisine denk olan” Ehad, Ferd ve Samed Rabbime sığınıyorum. Onların hepsinden aynı şekilde “Sabahın Rabbine” sığınıyorum. Yine, “İnsanlara vesvese veren insî ve cinnî şeytanların şerrinden, insanların Rabbine, yegâne Melikine ve İlahına”, Mâlikü’l-Mülk olan Allah’a sığınıyorum.

Allahım! “Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çeker alırsın. Dilediğini azîz, dilediğini zelîl kılarsın. Her türlü hayır yalnız Senin elindedir. Sen elbette her şeye kâdirsin.” “Göklerin ve yerin hazinelerinin anahtarları O’nun nezdindedir. Dilediğinin nasibini bollaştırır, dilediğinin de daraltır. Çünkü O, her şeyi bildiği gibi her duruma en uygun olanı da bilir.”

Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber yerin üzerine düşmesin diye göğü tutan, idraklerin ihata edemeyeceği Ululardan Ulu Allah’a, ne bir iyinin ne de bir kötünün aşamayacağı birbirinden güzel isimlerine, Ümmü’l-Kitap’a, Seb’u-l-Mesânî’ye, Kur’ân-ı Azîm’e, İsm-i A’zam’a, Allah’ın tastamam kelimât-ı tayyibesine, nur-u vechine ve izz ü celâline sığınıyorum.

“Yemin ederim o saf saf dizilenlere, sevk u idare edip men edenlere, kitap okuyanlara ki, sizin İlahınız bir tek İlahtır. Biz dünyaya en yakın semayı yıldızlarla süsledik. Ve orayı her türlü şeytandan koruduk. Onlar Mele-i Âla’ya yükselip dinleyemezler ve her taraftan bombardımana tutulurlar. Dinlemeye kalksalar kovulup atılırlar. Hem onlar için devamlı bir azap vardır. Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar.”

İbrahim’i Halîlullah, Mûsa’yı Kelîmullah, İsa’yı Neciyyullah ve Muhammed’i (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm) Habîbullah edinen Rabbime sığınır, binler defa, “Gerçek güç ve kuvvet sadece Aliyyü’l-Azîm Allah’ındır ve sadece Allah’tandır.” derim. Efendimiz Hazreti Muhammed’e, tertemiz ehl-i beytine ve insanlık âleminin gözde nesli olan ashâb-ı kirâmına salât ve selâm olsun.

3. Büyücü, Şeytan, Zâlim ve Cinlerin Şerlerinden Korumak İçin

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber azgın, cebbar, inatçı şeytanların ve güçlü cinlerin, ön ayaklarını yayarak oturan pençelilerin, karaları ya da denizleri, tepeleri veya ormanların içlerini mesken edinmiş kadın-erkek sihirbazların, yataklara ve beşiklere düşkün olan zararlı mahlûkatın, ahdini bozan insanların, cesetlere taarruz edenlerin, kulak ve göz hırsızlığı yapanların ve Allah’ın Nâm-ı Celîli zikredildiğinde (gayzlarından) ateşin içine atılan demir ve kurşunun erimesi gibi eriyenlerin şerrinden, “Yüksek semaları ve yeri yaratan, Arş’a istiva buyuran, göklerde, yerde, ikisi arasında ve yerin altında ne varsa hepsinin yegâne sahibi, açığı da gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilen, Kendisinden başka bir ilah asla söz konusu olmayan ve güzellerden güzel isimler Zâtına ait olan” Allah’a sığınıyorum. Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber, Hazreti Dâvud’a dağları, Hazreti Süleyman’a rüzgâr, cin ve insanları musahhar kılan Hannân ve Mennân Rabbim’e sığınıyorum. “Mektup Süleyman’dandır (aleyhisselâm) ve ‘Rahman, Rahîm Allah’ın adıyla’ diye başlayıp, ‘Bana karşı kibirlenmeyin, itaat ve teslimiyet göstererek yanıma gelin.’ diye devam etmektedir.” “Allah, ‘Ben ve elçilerim elbette galip geliriz.’ diye hükmetmiştir. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak galiptir.” “Allah’a dayanıp güvenene Allah kâfidir. Allah buyruğunu elbette yerine getirir. Gerçekten Allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir.” “Allah, ilmi ve kudretiyle onları arkalarından kuşatır. Hayır, hayır! Kur’ân onların iddia ettikleri beşer sözü değildir. O, Levh-i Mahfuz’da olan pek şerefli bir kitaptır.”

Ben de Allah’a tevekkül ettim ve sırtımı O’nun kudretine dayadım.

“Ey kavmimiz! Allah yoluna davet eden bu elçinin çağrısını kabul ve ona iman edin ki, Allah da sizin günahlarınızı affetsin ve gayet acı bir azaptan sizi kurtarsın.” “Yerin üstünde olan herkes fânidir. Ancak senin azamet ve kerem sahibi Rabbinin Zâtı bâkî kalır.” “Zekeriyya’yı da (aleyhisselâm) an. Hani o: ‘Ya Rabbî, beni evlatsız, tek başıma bırakma ki (lutfedeceğin evladım) bana vâris olsun. Bununla beraber iyi biliyorum ki, herkes fânidir, herkesten sonra bâkî kalan, bütün vârislerin en iyisi olan Sensin Sen!’ diye dua ediyordu. Onun da duasını kabul buyurduk. Ona Yahya’yı armağan ettik. Bunun için de eşini çocuk doğurmaya elverişli hâle getirdik. Doğrusu onlar hayırlı işlere koşuşur, iyilikte yarışır, hem ümit, hem endişe içinde Bize yakarırlardı. Gerçekten Bize derin bir saygı gösterirlerdi.”

Azamet sahibi Allah’a iman ettim. Yarattıklarının şerrinden bin “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilazîm” ile Allah’ın sapasağlam dinine ve tastamam kelimelerine sığındım.

Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e, tertemiz ehl-i beytine, yakınlarına, ashâb-ı kirâmına kıyamete kadar çokça salât ve selâm eyle ve onların yüzü suyu hürmetine bizim dualarımızı kabul buyur!

4. Düşman, Musibet ve Tuzak Gibi Kötülüklere Karşı

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Kendisinden başka bir ilah olmayan, gayb ve şehadet âlemlerini bilen, dağa tecelli buyurup onu un ufak ettiğinde elçisi Mûsa’nın (aleyhisselâm) bayıldığı, Yüceler Yücesi Rabbim! Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber kadın-erkek bütün sihirbaz, cin ve gulyabanîlerin, İblis, ordusu, taraftarları ve tâbilerinin, zalimlerin, kötülük maksadıyla sihir öğrenenlerin ve perçemi Senin yed-i kudretinde bulunan bütün yaratıkların şerrinden Sana sığınıyorum. Rabbim elbette Senin her icraatın hem güzel hem de âdildir; dosdoğrudur.

Şeytanların ve dostlarının dürtmelerinden, kışkırtmalarından, aldatmalarından, rüzgârlarından; yürüyenlerinden yahut binek kullananlarından; toplu ya da tek hareket edenlerinden; yine onlar içinde havayı, düz arazileri veya dağları mesken tutanların, karaların ya da denizlerin dehlizlerinde yaşayanların, ateşe veya suya tapanların, sokaklarda gezinenlerin yahut vahşi ve yırtıcı hayvanlara eşlik edenlerin, tepelerde, ormanların derinliklerinde, harabelerde ya da yerleşim yerlerinde hayat sürdürenlerin ve insanların kalblerine vesvese verip onların günah işlemelerine sebep olanların şerlerinden Kebîr, Müteâl, sekiz meleğin, sağlam Arş’ın, zevâli olmayan Kürsî’nin Rabbi’ne; Arş’ın, güzellik ve azamet otağının üzerinde yazılı ismine; kendisiyle ölüleri dirilttiği ve dirilerin canını aldığı ismine; ism-i a’zama, esmâ-i hüsnâya ve yine kendileriyle enbiyaya (aleyhimüsselâm) ve hususiyle Hazreti Muhammed’e (aleyhissalât ü vesselâm) nimetler verdiği isimlerine ve Kebîr, Kerîm, Azîm Rabbim’in Cennet’i, Cehennem’i, gece ve gündüzü yarattığı isimlerine sığınıyorum.

Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber kendileriyle yıldızların aydınlandığı, arzın istikrar kazandığı yüce isimlerine, Arş-ı A’zam’a, kullarının yüce emellerini gerçekleştiren ve onlara bolluk üstüne bolluk yaşatan Rabbime, esmâ-i hüsnaya, onların içinde duaların daha çabuk kabulüne vesile olanlara, kendisiyle, kullarından dua edenleri muhabbet ve rızasıyla karşıladığı yüce, gizli ve bereketli ismine ve Tevrat, İncil, Zebûr ve Kur’ân-ı Azîm’deki bütün isimlerine sığınıyorum.

Yüce Rabbim! Ne olur, bu dua ile kapının tokmağına dokunanları inatçı zalimlerin ve zarar verebilecek cinlerin, ayakta olanlarının ya da oturanlarının, uyuyanlarının veya uyanık olanlarının gizli ve açık şerlerinden muhafaza buyur. Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz. Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

5. Gece-Gündüz Ansızın Gelebilecek Belalar ve Habîs Ruhlara Karşı

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber arzın, hükmüyle ayakta durduğu, yıldızların, emriyle kaydığı ve dağların, izniyle yürüdüğü Allah’a sığınıyorum. “Göklerde ve yerdekiler, hatta Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün canlılar ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyorlar. İnsanların çoğu hakkında ise azap hükmü kesinleşmiştir. Allah’ın zelîl kıldığını azîz edecek kuvvet yoktur. Şüphesiz ki Allah ne dilerse onu yapar.” ve “Allah dilediği şekilde hükmeder.” Bu duayı taşıyanla beraber, yaratılıp yeryüzüne saçılanların, gece ya da gündüz ortaya çıkanların ve perçemleri Yüce Allah’ın yed-i kudretinde olan bütün canlıların şerrinden Rabbim’e sığınıyorum. “Şüphesiz ki Rabbimin her icraatı doğru ve güzeldir.” “Sen Kur’ân okuduğun zaman, Seninle âhirete inanmayanlar arasına bir perde çekeriz. Kalblerinin üzerine O’nu iyi anlamalarına mâni kılıflar geçirir, kulaklarına da ağırlıklar koyarız. Sen Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığın zaman, onlar nefretle arkalarını dönüp giderler.” Hakk’ın sem’, basar ve kuvvetine sığınırım da, düşmanlık besleyenler bir anda, kulaksız, gözsüz ve kuvvetsiz kalıverirler. Enbiya ve evliyanın da dehâlet ettiği risalet iklimine dehalet ederim de, zorba firavunlar bana bir kötülük yapamazlar. Cebraîl’i sağımda, Mikaîl’i solumda, Azraîl’i arkamda ve Efendimiz Muhammed’i (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm) da önümde kabul ettim ve zalimlerin yapacağı kötülüklerden, her hâlime muttali olan Rabbime sığındım. “Allah’a dayanıp güvenene Allah kâfidir. Allah buyruğunu elbette yerine getirir. Gerçekten Allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir.” “Onlar yardımımıza mazhar olacaklar ve Bizim ordumuz mutlaka galip gelecektir.” “Allah’tan başka ilah olmadığına şahit bizzat Allah’tır. Bütün melekler, hak ve adaletten ayrılmayan ehl-i ilim de bu gerçeğe, Azîz ve Hakîm (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi) Allah’tan başka ilah olmadığına şahittirler. Allah katında hak din İslâmdır.” “De ki: Bana vahyolundu ki, bir cin cemaati Kur’ân’ı dinledikten sonra şöyle dediler: “Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur’ân dinledik. Bundan böyle Rabbimiz’e asla bir ortak tanımayacağız.” Hiçbir şey ve hiçbir kimse Allah’a galip gelemez ve onun kudretinden kaçamaz. O Semî’ ve Basîr’dir. “Muhakkkak ki Allah, takva dairesinde hareket edenler ve ihsan sahipleriyle her zaman beraberdir.” Gerçek güç ve kuvvet O’nundur ve O’ndandır. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd ve sena, Efendimiz Hazreti Muhammed’e, tertemiz aile fertlerine ve insanlık âleminin seçkin nesli olan ashâb-ı kirâmına da salât ü selâm olsun. Âmîn!

6. İnsan ve Cinlerden Gelebilecek Zararlara, Hastalık ve Gönül Darlığına Karşı

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber, gece veya gündüz olabilecek, kalblerin duyacağı ya da gözlerin fark edeceği şerlerden, cinlerin ve insanların kötülüklerinden, Kendisinden başka ilah olmayan Cenab-ı Allah’a, ne bir iyinin ne de bir kötünün aşamayacağı tertemiz, bereket vesilesi, gizli ve sırlı kelimelerine, Ümmü’l-Kitap’a, Seb’u-l-Mesânîye, Kur’ân-ı Azîm’e, semâvât ve arza “İsteyerek de olsa, istemeyerek de olsa emrime gelin.” buyuran Vâhid ü Kahhâr Rabbime sığınıyorum. “Onlara; ama siz kalkmış, O’ndan başka, kendilerine bir fayda sağlamayan veya kendilerine gelen bir zararı uzaklaştırmaya gücü yetmeyen bir takım tanrılar edinmişsiniz, de.” “Allah kime hidayet ederse işte doğru yolu bulan odur; kimi de şaşırtırsa işte onlar da kaybedenlerin ta kendileridir.” “Eğer, biz bu Kur’ân’ı bir dağın tepesine indirseydik onun, Allah’a ta’zîmi sebebiyle başını eğip parçaladığını görürdün. İşte bunlar birtakım misallerdir ki, düşünüp istifade etmeleri için, Biz onları insanlara anlatıyoruz.”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. “De ki: Ey kâfirler! Ben sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmiyorsunuz. Ben sizin ibadet ettiklerinize asla ibadet edecek değilim. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmezsiniz! O hâlde sizin dininiz size, benim dinim bana.”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. “De ki, O, Allah’tır, gerçek İlahtır ve Birdir. Allah Sameddir. Ne doğurmuş, ne de doğurulmuştur. Ne de herhangi bir şey O’na denktir.”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. “De ki: Sabahın Rabbine sığınırım, yarattığı şeylerin şerrinden. Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden. Düğümlere üfleyip büyü yapan büyücü kadınların şerrinden ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. “De ki: İnsanların Rabbine, insanların yegâne Hükümdarına, insanların İlahına sığınırım, o sinsi şeytanın şerrinden. O ki, insanların kalblerine vesvese verir. O şeytan, cinlerden de olur, insanlardan da.” “Onlar, vargüçleriyle hile kurarlar. Ben de kurarım. (Yani hilelerini boşa çıkarırım.) Öyleyse o kâfirlere biraz mühlet ver. (Yakında Sana olan desteğimiz gelecektir.)” “Rabbimiz! Üstümüze sağanak sağanak sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver ve bizi kâfirlere karşı muzaffer eyle!” “Bismillahirrahmanirrahîm”’in faziletine dayanıyor, insanlığın atası Hazreti Âdem, Hazreti Şît, Hazreti Nûh, Hâbil, Hazreti Lût, Hazreti İdris, Hazreti Salih, Hazreti Dâvud, Hazreti Süleyman, Hazreti İbrahim, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Mûsa, Hazreti İsa, Hazreti Yahya, Hazreti Zekeriya, Hazreti İlyas, Hazreti Hızır, Hazreti Uzeyr ve Hazreti Muhammed’in (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm) sığındıkları Rabbü’l-âlemîn’e sığınıyorum. Bin kez, binler kez, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billahilaliyyilazîm” ve “Hasbünallahu ve ni’me’l-vekîl” ile Rabbime teveccüh ediyorum. Salât ü selâm din gününe kadar Efendimiz Hazreti Muhammed’e, âline, ashâb-ı kirâmına; bütün hamd ü senalar da Âlemlerin Rabbi Allah’a olsun. Âmîn!

7. Nazardan Korunma, Makbuliyet, Heybet, Nusret, Emniyet ve Lütuflara Mazhariyet İçin

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber Hayy, Kayyûm, Mâlikü’l-mülk, celâl ve ikram sahibi; yüce saltanatın, kudret-i kâhirenin, izzet-i gâlibenin yegâne mâliki; cömertlik, güzellik, ululuk şanı olan Vâhid, Ehad, Ferd, Samed, Cebbar ve Mütekebbir Allah’a sığınıyorum. Kem nazardan; kötülükte kullanılan kulaktan, elden ve ayaktan; şerlere dâyelik yapan kalbden ve sineden; kâfir nefislerden, bağlayıcı yeminden, bunların zâhirinden ve bâtınından yine Allah’a sığınıyorum. “Ama şimdi kim dinlemeye kalkışırsa, derhal kendini gözetleyip izleyen bir alevle karşılaşır.” Benim sığındığım Rabbim Rahman ve Rahîm’dir. “İyi bilesiniz ki, yaratmak da, emretmek yetkisi de O’na mahsustur.” Arap, Pers, Türk, Kürt, Nasârâ, Yehûd, bütün kötü ve fâsık kimselerin ve perçemi Rabbim’in yed-i kudretinde bulunan topyekün mahlûkatın şerrinden de yine O’na sığınıyorum. “Şüphesiz ki Rabbimin her icraatı doğru ve güzeldir.” Zarar verecekleri hapseden mahbesin, yanan ateşin, kuru taşın, dondurucu suyun, karanlık gecenin Rabbine sığındım ve kem nazarla bakanların nazarlarını kendilerine iade ettim. Evet, “Kim Allah’ın ve Resûlü’nün karşısına çıkarsa bilmeli ki, Allah’ın cezası çetindir.”

Mağfiret buyur ya Rabbî! Sübhansın. Bütün hamd ü senalar yalnız Sanadır. Büyük Sensin. Gerçek güç ve kuvvet de yalnız Senindir ve Sendendir. Allah neyin olmasını dilerse o mutlaka olur, neyin de olmamasını dilerse o da katiyen olmaz. “Çok iyi biliyorum ki, Allah her şeye kâdirdir.” “Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır.” “Her şeyi de bir bir kaydetmiştir.” (Ey Nefsim!) “Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd”, “Tâ Hâ”, “Yâ Sîn”, “Hâ Mîm” “Ayn Sîn Kâf” ile nerede ve ne zaman dilersen Rabbine teveccüh et; teveccühün mutlaka karşılık bulacak ve sen nusrete mazhar olacaksın.

İstiâzenin Hitâmı

Bu yedi duamı, arzın üzerine düşmesinler diye sema tabakalarını tutan Azîz ve Kaviyy Rabbimin ve Hazreti Süleyman’ın (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm) mührüyle mühürlüyorum. “Mektup Süleyman’dandır (aleyhisselâm) ve ‘Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla’ diye başlayıp, ‘Bana karşı kibirlenmeyin, itaat ve teslimiyet göstererek yanıma gelin!’ diye devam etmektedir.” Ayrıca, Şah-ı Rusül Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) mührüyle mühürlüyorum. “İyi bilesiniz ki, Allah’ın dostları için korku yoktur, onlar üzüntüye de uğramazlar.” “Muhakkak ki, Allah ve melekleri şanı yüce O Nebî’ye hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin.” “İzzet ve kudret sahibi olan senin Rabbin onların bütün bâtıl iddialarından münezzehtir, yücedir. Selam bütün peygamberleredir. Bütün hamdler Âlemlerin Rabbi Allah’adır.” Gerçek havl ve kuvvet Allah’ındır ve Allah’tandır. Ne olur, ey merhametliler merhametlisi Allahım! Bu aciz bendelerine rahmet ve şefkatinle muamele eyle! Âmîn!