Avrupa’nın ve dünyanın en çok turist çeken şehirlerinden birisi olan Roma, hem şehir hem komün statüsüne sahiptir. Roma Krallığı, Roma Cumhuriyeti, Roma İmparatorluğu, Papalık Yönetimi, İtalya Krallığı ve günümüz İtalya Cumhuriyeti’nin başkenti olması ve Milattan önce 8. Yüzyıla dayanan tarihi şehrin kuruluşu ve tarihi hakkında pek çok efsane üretilmesine sebep olmuştur.
Bu efsenelerden bazılarına göre savaş tanrısı Mars ve yarı tanrı olan Herakles’in oğulları olmuştur. Doğumdan sonra kehanetlere göre amcalarını tahttan indirecekleri ve yerine geçecekleri rivayet edilmiş bu sebeple terk edilen çocukları dişi bir kurt emzirip büyütmüştür. (Roma ile özdeşleşmiş olan kurt ve onun emzirdiği iki çocuk şehrin amblemi olmuştur) Gel zaman git zaman çocuklar büyümüş ve rivayet yerini bulmuş amcalarını öldürüp dedelerini tekrar başa getirir Sonrasında iki kardeş Roma şehrini kurmuşlardır.
Diğer bir mit ise İtalya’nın kökeni Anadolu topraklarında yatar ve Çanakkale‘de antik kentlerden biri olan Troya’dan gelir. Kısaca Afrodit’in oğlu Aineias yiğit bir savaşçı olarak kazandığı zaferleri ve zekası sayesinde düşmanlarının bile saygısını kazanmıştır. Fakat girilen büyük savaşlardan sonra devamlı ani baskınlarla şehir zayıflamış ve Aineias kaçmak zorunda kalmıştır. Uzun süre yerleşecek yer arayan savaşçı Yunanistan’dan Roma’ya kadar bir dolu serüven yaşar ve hayat onu Roma’ya getirir ve şehri kurar.
Roma şehri hakkında
Yılda 10 Milyonu aşkın turisti ağırlayan Roma, tarihi ve doğal zenginlikleriyle Unesco Dünya Mirası listesine giren 10 farklı bölgesi bulunmaktadır.
2.7 Miyon nufusla İtalya’nın en kalabalık nusufuna sahip şehridir. Buna karşı demografik yapısı bozulmamış olup şehrin %90'ını İtalyanlar oluşturmaktadır. Dini inancı Hristiyanlık olan nufus %75 seyrindeyken onu yüzde %15'e varan rakamla Atheizm takip etmektedir.
Mimari açıdan hayran halacağınız bu şehirin şehrin yedi tepe üstüne kurulması bizlere Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’u anımsatmakta. (Tabiki biz tarihi yapılara aynı önemi verebilmiş değiliz)
Hazırsanız Roma’ya gittiğinizde aklınızdan çıkmayacak, her turistin mutlaka uğraması gereken yerler listemiz ile yazımıza devam edelim…
Roma’da gezilecek başlıca yerler
Roma’da gezilecek yerler bir turist için oldukça fazla ve ilgi çekici detaylarla doludur. Sizler için en popüler başlıca mekanlardan bahsedeğiz. Dünyaca ünlü bir antik tiyatro merkezi ile başlıyoruz..
Kolezyum
M.S. 72 yılında Vespasianus tarafından yapımına başlanan Kolezyum M.S. 80 yılında İmparator Titus zamanına kadar sürmüş zamanının en büyük amfi tiyatrosu olarak günümüze kadar gelmiştir. 55- 80 bin kişilik olan Kolezyum 80 kapısı bulunmaktatır.
Yapıldığı çağlarda döneme göre çeşitli eğlenceler, gladyatör savaşları ve vahşi hayvanlar ile gösteriler düzenlenen bu mekan kimi dönem tiyatro gösteri ile güldürmüş, kimi dönemse savaş tatbikatları için kullanılmıştır. Günümüzde hala halka açık olan Kolezyum dünyanın 7 harikasından biridir.
İspanyol merdivenleri
Şehrin en aktif yerlerinden biri olan merdivenler hem yerel halkın hem de turistlerin en uğrak destinasyonlarından biridir.
Piazza di Spagna meydanı ile Trinita dei Monti kilisesinin arasındaki dik yokuşu rahatlatmak için ve ulaşımın daha kolay hale getirip birbirine bağlamak için yapılmış merdivenlere İspanyol merdivenleri denmesinin sebebi ise bölgede bulunan ispanya elçiliğidir.
Panteon
Milattan önce 27 yılında yapımına başlanan tapınak, Mars ve Venüs tanrılarına adanarak bütün pagan tanrıları adına inşaa edilmiştir. Panteon tapınağının en dikkat çekici özeliği tepesindeki yuvarlak açıklıktır. Panteonun gözü olarak bilinen açıklık Tanrıların rahat girip çıkması için bırakılmıştır.
1600lü yıllara kadar dünyanın en büyük kubbe özelliğini koruyan kubbe desteksiz yapılan ve sağlam kalabilen en büyük kubbedir.
Roma imparatorluğu resmi dini Hıristiyanlık olarak kabul ettikten sonra 609 yılında Bakire Meryem Ana Kilisesi olarak kutsanıp kullanılmaya başlanmış olup tarihteki ilk pagan tapınağının kiliseye çevrilen örneğidir.
Vatikan
İtalya ülkesinin içinde 44 bin metrekarelik bir iç ülkedir Vatikan. Katolik inancının merkezi olan Vatikan kendi bağımsızlığı 1929 yılında almış dünyanın en küçük ülkesi olup nüfus olarak da en az nüfusa sahip ülkeler arasındadır.
Her ne kadar Vatikan küçük bir ülke olsa da içinde gezilecek yerleri olan bir kompozisyondur. Şekil olarak kuş bakışı bakınca anahtar şeklinde kurulmuş olan şehir, cennetin anahtarını sembolize eder.
Sistine şapeli
Rönesans akımının en önemli örneklerinden olan şapel Vatikan’ın da en önemli yapılarından biridir. Michalengelo’nun tavan süslemelerini yaptığı şapel Adem’in yaratılışı, Havva’nın yaratılışı, Tufan, İlk günah ve cennetten kovuluş gibi eserleri tavan süslemeleri ile dikkat çekmiştir.
İspanya’nın Amerika kıtasını gasp etmesi ile elde edilen altınların bir kısmını burayı finanse etmesi eserin kısa zamanda bitmesine sebep olmuştur.
Aziz Petrus meydanı
Vatikan’ın girişinde ki büyük avlu Papanın kalabalığa hitap ettiği yer ve Vatikan’a açılan kapıların bulunduğu bölgedir.
Aynı zamanda bu meydanda Mehmet Ali Ağca tarafından gerçekleşen Papa Suikasti, ülkemizin geçmişdeki karanlık yüzününü bizlere hatırlatmaktadır.
Aziz Petrus Bazilikası
Rivayete göre Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra Konstantin’in rüyasına giren Aziz Petrus, benim öldüğüm yer cennete giriş yeridir demiştir.
Bunun üzerine çarmıha gerilip öldürülen Petrus’un mezarının olduğu yere bir kilise yapılmıştır. Uzun süre ayakta kalan kilisenin yerine sonrasında bazilika yapılmıştır.
Yapımı 120 yıl süren bazilika Hıristiyan alemi için haç merkezidir.
Trevi Çeşmesi
Aşk çeşmesi olarak bilinen Trevi çeşmesi, heykellerin süslendiği ve üç yolun kesiştiği bu çeşmeye üç yol çeşmesi de denir.
Bir dilek dileme noktası olarak görülen çeşmedeki biriken bozuk paralar şehirde yaşayan evsizlerin bakımı için harcanmaktadır.
Dört nehir çeşmesi
Navona meydanındaki 3 çeşmeden en büyüğü ve en ilgi göreni diyebileceğimiz Dört nehir çeşmesi, Nil, Ganj, Tuna ve Plata nehirlerini temsil etmektedir.
Aziz Melek Kilisesi
Veba salgınının bitmesi üzerine yapılan kilise kutsama sırasında üzerine gökten melek indiği rivayeti için Melek kilisesi olarak bilinir.
Ayrıca Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’ın kardeşi Beyazıt ile taht kavgasından sonra bodrum kalesine sığınıp, ardında Rodos ve son olarak da rehin olarak getirilip Osmanlı devletine koz olarak tutulduğu kilisedir.
Meryem ana göğe yükseliş anıtı
14. yüzyıldaki veba salgını sırasında Avrupa’nın bir çok yerinde Meryem ana heykelleri, ikonası yada kilisesi yapılmıştır.
İspanyol merdivenlerinin çevresinde bulunan anıt dört peygamber heykeli üzerinde yükselen dikili bir sütunun üstüne Meryem ana heykeli ikonası ile dikkat çekmektedir.
Hıristiyan alemi için bayram niteliğinde kutlanan 4 aralık günü papa ve üst düzey politikacılar yer alır.
Neptün çeşmesi
Novana meydanının çeşmelerinden biri olan Neptün çeşmesi 1574 yılında papalık desteği ile yapılmıştır.
Yapıldığı zamanlarda Fontana dei Calderari adı ile anılan çeşme 1878 yılında ahtapot ile savaşan Neptün heykelinin eklenmesiyle Neptün çeşmesi olarak anılmaya başlanmıştır.
Roma’da Ne Yenir?
Roma’daki en popüler yiyeceklere ve sevilen restorantlara baktığımızda klasik akdeniz mutfağının etkisini görmekteyiz. Yiyecek konusunda asla yabancılık çekmeyeceğiniz Roma mutfağının, Türk mutfağı ile olan aşırı benzerliği karşısında şaşırabilirsiniz. Ancak helal kesim ve trans yağ konularına dikkat edenler için pek çok şey aldatıcı olabilir. Gelelim başlıca yiyeceklere…
İlk Sıramız Tabiki Pizza
Pizza çeşitleri hepimizin alışık olduğu bir lezzet diyebiliriz. Ancak kendi yerindeki orjinal lezzeti hiç bir yemekte bulamayacağınızı bilmelisiniz. Roma’ya kadar gidenlerin bir dilimcik pizza gömmesi, diyetleri bozmayacağı düşüncesindeyiz :)
Suppli
Bildiğimiz orta doğu yemeği olan içli köfteye ne de çok benziyor değil mi? Tabi İtalyan mutfağına giren bir şey, sade ve birbirinden farklı çeşitlere ayrılmazsa olmaz. Sokaklarda sıklıkla satıldığını görebileceğiniz bu yiyecek aynı zamanda bir çok ürünün yanında aparatif olarak verilmektedir.
İçli köfte hakkındaki yazımızı burdan inceleyebilirsiniz.
Trapizzino
Pizza ile sandviç arası bir lezzet olan trapizzino oldukça doyurucu ve uygun fiyatlı yiyeceklerdendir. Sokaklarrda rulo halinde veya üçgen pizza dilimi şeklinde satıldığını görebilirsiniz.
Cacio e Pepe
Bu da bizim makarnanın havalı hali ancak denemeye değer. Penir, karabiber ve zeytinyağı ile soslanarak servis edilmektedir. Tadından hoşlanıcağınıza eminiz.
Carciofi Alla Giudia
Yöresel tadlara ilgi duyanlar için carciofi alla giudiayı önerebiliriz. Roma’da sıklıkla bulabileceğiniz bu sebze yemeği aslen Roma’lı yahudilere aittir. Enginarlar çeşitli kızartma teknikleri bu hale gelir ve farklı bir lezzet sunar.
Tiramisu
Yemeğimizi yedik sıra geldi tatlıya :) Türkiye’de ve Dünyadaki bir çok kafe ve restorantta rahatlıkla bulabileceğiniz tramisunun ana vatanındasınız! Birbirinden fantastik şekilleriyle tadabileceğiniz tramisu çeşitleri sizlere eşsiz bir deneyim sunacak.
Enerjiye ihtiyaç duyduğunuz bir gündeyseniz espresso ve kakaolu tremisu deneyebilirsiniz ve ayrıca Roma’da şarap ve mascarpone peynirli tramisuyu bir çok bir çok mekanda sipariş vererek tadabilirsiniz.
Roma’da Nerede Kalınır?
Roma’da konaklamayı tercih edebileceğiniz bir çok bölge var. Her bir bölgenin birbirinden farklı avataj ve dezavantajları bulunmakta. İsterseniz gelin bunları birlikte inceleyelim.
Tarihi Kent Merkezi (Centro Storico)
Roma’yı ilk kez ziyaret ederek kişiler için tarihi kent merkezi yani Centro Storico’yu öneriyoruz. Zamanınız değerliyse Centro Storico’da kalmak tatilinizi daha verimli geçirmenize yardımcı olabilir. Bir çok yere yürüyerek ulaşabileceğiniz bu alanda tarihi güzellikler ve eğlence hayatına elinizin altında. Aynı zamanda güvenli de diyebiliriz.
Termini Bölgesi ve Esquilino
Merkeze oranla daha uygun fiyatlı ve kaliteli oteller bulabileceğiniz Roma Termini(Roma Tren İstasyonu) bölgesi ulaşım açısından oldukça elverişlidir. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde bölgedeki evsizler nedeniyle dışarıda olmak sizi tehlikede hissettirebilir.
Rione Monti Bölgesi
Roma’nın en eski yerleşim yeri olan Monti, tarihi dokusuyla sizleri büyüleyebilir. Dar ve taşlık sokaklarında karşılaşacağınız barlar, restorantlar ve butiklerde vakit geçirebilirsiniz. Aynı zamanda kent merkezinin kalabalığına göre sakin ve güvenli bir yapıdadır.
Via Veneto Bölgesi
Roma’nın mimari açıdan en zarif sokaklarının olduğu Via Veneto bölgesi bir sonraki tavsiyemizdir. Şehir merkezinin kuzeyinde kalan bu alan 4–5 yıldızlı oteller ile daha pahalı ve kaliteli bir konaklama imkanı sunuyor. Bölgede İspanyol Merdivenleri, Popolo Meydanı ve Villa Borghese alanlarını yürüyerek ziyaret edebilirsiniz.
Roma’da gezilecek yerler, neler yenir ve son olarak Roma’da kalınacak yerlere değindimiz konumuzun sonuna geldik.
İçeriğimizi beğendiyseniz aşağıdan oylayabilir ve paylaşarak bizlere destek olabilirsiniz. Sizlerinde Roma hakkında deneyimleri varsa yorum kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz…
