Girişimcilik Bir Macera Filmi mi?

Soner CANKO
Bankalararası Kart Merkezi
2 min readFeb 5, 2019

Günümüzde girişimciliğin dünya ekonomisine önemli derecede yön verdiğini biliyoruz. Profesyonel yaşamda da rekabetin itici gücü artık hiç şüphesiz ki girişimcilik ruhuyla ortaya çıkan yenilikçi fikirler. Yenilikçi fikir sahibi olmak ya da rutinin dışında düşünebilmek, girişimcilik kültürünü benimsemekle mümkün oluyor.

Gençler bu kültürü edinme konusunda hem daha hevesli hem de daha başarılılar. Yeni nesli anlamak, onların beklentileri hakkında fikir sahibi olmak artık şirketler için hayati bir önem taşıyor. Çünkü gençler hem iş gücü piyasasında kurumlara katma değer sağlayacak yenilikçi bakış açılarıyla çok değerli bir yetenek potansiyelini temsil ediyor hem de zor beğenen, çokça eleştiren ve seçici bir tüketici kitlesini oluşturuyorlar. Son yıllarda yapılan onlarca araştırma, gençlerin kariyer hedefinde girişimcilik ve yaratıcılık gibi özelliklerini kullanabilecekleri bir iş hayatının bulunduğunu ortaya koyuyor.

Büyük şirketlere girip iyi bir maaşa ve iş güvenliğine sahip olabilecekken kendi işlerini kurmak istemeleri ya da gelecek için başarı vadeden bir start-up’a girmeyi heyecanlı bulmalarının da nedeni bu. İş dünyası ise bu gidişata kendi çözümünü üretiyor ve çalışanlarını kurumiçi girişim kurmaları konusunda teşvik ediyor. Kurumsal değerlerinde “yenilikçilik” olan her şirketin, girişimcilik kültürünü de değerlerine eklemesi gerekiyor.

Yani girişimcilik her zaman, her ortamda yapılabilecek bir tutum ve davranış bütünü. “Kültür” olarak tanımlarken de bu bütünsel yaklaşıma işaret ediyoruz aslında. Girişimcilik, sadece start-up’ların olduğu maceralı bir film değil, bordrolu çalışanların da kendi fikirlerini hayata geçirdiği ve topluma yepyeni alışkanlıklar kazandırabildiği geniş bir ekosistem.

Pek çok üst kuşak, gençlerin heyecanını geçici bir heves olarak görüyor. Bu belki de özellikle 30 yıl öncesine kadar bir memur ülkesi olan Türkiye koşullarında girişimcilik hayallerinin önündeki en büyük engel. Girişimciliğin zorlu bir yol olduğunu bilerek bu işe girenler de var, gerçekten kolay yoldan para kazanacağı yanılgısına düşenler de. Hızlı ve çok para kazanma hedefi, girişimcilik ekosisteminde başarısızlığın habercisi niteliğinde. Tüm dünyanın bildiği Bill Gates, Steve Jobs ya da Mark Zuckerberg gibi isimlerin sadece başarı hikâyelerine ve şirketlerinin ciro bilgisine odaklanan gençler, “kısa zamanda çok kazanç” tuzağına kolayca düşüyor. Halbuki bu isimlerin hayatlarına bakıldığında görülmesi gereken ilk şey, fırsatları değerlendirme ve gerçek ihtiyaçları anlama konusundaki yetenekleri olmalı.

Girişimcilik yolu iyi bir fikirle başlar, evet ama o yolun risklerini hesap etmemiş biri için kısa sürer. Bu yol, evvela cesaret isteyen, sürekli kendini geliştirmeyi zorunlu kılan, özverili ve disiplinli bir çalışma modeli gerektiren bir süreç. Ciddi zorluklar, riskler ve sorunlarla dolu. Bunları bilinçli olarak göze alabilen kişilerin başarıya ulaşma ihtimalleri de daha yüksek oluyor. Girişimci olmaya karar veren pek çok gencin bu konuda oldukça farkındalık sahibi olduğunu görüyorum. Kendilerini sürekli geliştirmeleri gerektiğini biliyorlar. İletişim becerilerinden finans yönetimine, strateji geliştirmeden sürdürülebilir bir iş modeli inşa etmeye kadar pek çok konuda eğitim programlarına katılıyorlar. Bu, hem yeni nesiller hem de ülke ekonomisi için son derece sevindirici bir gelişme. Zira girişimcilik bir macera filmi değil. Filmde başrolü kapayım derken figüran olmamak lazım…

--

--

Soner CANKO
Bankalararası Kart Merkezi

StartUp Dostu ® — FinTech Istanbul ® — SC Yönetim Danışmanlık ®