Demokrat
4 min readMay 31, 2020

TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ HOLLANDA’DA ÖRGÜTLENİYOR”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hollanda temsilcilerinden Yusuf Yalçın arkadaşla sosyal media’da yeni tanıştık. Telefonda görüşürken genç bir arkadaş olduğunu anlıyorum.

Telefonda, “mümkünse beni öne çıkartmayın” diye rıcada bulunuyor. Biz diyor, “Kollektif bir mücadele de yürütüyoruz, o yüzden kişilerin değil partinin öne çıkarılması en doğru olanı” diye ekliyor. Korona’dan sonra tanışmak dileğiyle telefonu kapatıyoruz.

“Türkiye İşçi Partisi”ne Hollanda’daki çalışmalarında başarılar diliyoruz.

RÖPORTAJ:

-Partiniz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Türkiye İşçi Partisi, 2 yıl gibi kısa bir zaman önce kurulmuş olmasına rağmen, misyon olarak 100 yılı aşkın süredir Anadolu coğrafyasında emperyalist talana, kapitalizme ve faşizme karşı mücadele eden Türkiye halklarının, işçilerinin, emekçilerinin ve onları temsil etmiş siyasi kurumların mirasçısıdır. Dolayısıyla partimiz ilerici, eşitlikçi, özgürlükçü tüm toplum kesimlerinin ve işçi sınıfının kapitalizme ve faşizme karşı mücadele örgütü ve partisidir. Ayrıca şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde hayatını alın teriyle kazanan emekçi sınıfı temsil eden tek partidir. Yaşamakta olduğumuz korona virüsü krizinde meclisin çoğunluğunun tutumu da malesef bunu haklı çıkarmıştır. Sadece bu son dönemde yaşadıklarımız bile, emeği hak ettiği yere getirecek bir partinin neden var olması gerektiğini tekrardan göstermiştir.

Bildiğiniz gibi 1960'lı ve sonraki yıllar ile birlikte Türkiye’den Avrupa’ya yoğun bir iş göçü yaşanmıştır. Bu nedenle Hollanda’da çalışmak ve yaşamak zorunda olan sayısız Türkiyeli var. Biz de benzer nedenlerden dolayı burada yaşayan TİP üyeleri ve gönüllüleriyiz. Sadece bu bile burada da örgütlenmek için başlı başına yeterli bir sebeptir. Lakin motivasyonumuz bununla da sınırlı değildir. İnsanın yaşadığı yerden, yaşadığı yerin sorunlarından kendisini soyutlayabilmesi mümkün müdür? Buradaki emekçilerin sorunlarını görüyoruz ve birebir yaşıyoruz. TİP, sadece Türkiye’deki ve Hollanda’daki değil, bütün dünyadaki işçi sınıfının ve ezilenlerin dertlerini dert edinmiş bir partidir. Kendini enternasyonalist olarak tanımlamak ve dünyadaki işçi sınıfı mücadelesinin bir parçası olarak görmek de tam olarak budur zaten. Dünyada evsiz, yoksul, emeği sömürülen, hakkı yenen, sağlık ve eğitim haklarına erişemeyen tek bir insan dahi var olduğu sürece, vicdanı rahat etmeyecek insanların oluşumudur.

-Hollanda’da nasıl bir örgütlenme gerçekleştireceksiniz?

Öncelikle şunu belirtelim ki siyaset sadece parlamentoda yapılmaz. Parlamento, yani devletin yasama organını kullanmak, siyasetin sadece tek bir aygıtıdır ve belki de en dar aygıtlarından biridir. Öte yandan mevcut olan hakların en efektif şekilde kullanılması, savunulması ve daha insancıl hakların mücadelesinin verilmesi siyasetin birebir uygulama alanına girer. Örneğin mesai arkadaşımızın pandemi yüzünden işini kaybetmesi ve zor durumda kalması bizim için siyasetin bir konusudur. Hatta siyasetin bundan daha önemli bir konusu olamaz. Hayatın içinden, hayata dair olmalıdır siyaset. Bu da halkın sorunlarını bilmeden, çare yolları aramadan; sadece seçimden seçime oy talep edip iktidar bekleyerek mümkün olamaz. Bu bağlamda, işçi sınıfının ve emekçilerin en önemli mücadele araçlarından birisi toplumsal dayanışmadır. Biz, Türkiye İşçi Partililer olarak, pandemi halinde bile işçileri çalışmaya zorlayan, çünkü hız kestiği takdirde ekonominin tepetaklak olacağı kapitalist üretimin yarattığı tahribatı atlatmak için toplumsal dayanışmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Şu an Türkiye’de dayanışma ağları oluşturarak pandeminin etkilediği toplum kesimleriyle yeni bir dayanışma zeminini halihazırda oluşturduk ve sorunlara karşı birlikte çözüm üretiyoruz. Hollanda’da ise örgütlenme adına bir başlangıç yaptık ve sayımız arttıkça burada da Türkiye’dekine benzer yönde adımlar atmak istiyoruz.

Ayrıca burada var olan ve aynı idealleri paylaştığımızı düşündüğümüz örgütlerle ve partilerle de şimdiden temas kurmaya başladık. İlerleyen günlerde iş birliği yaptıkça emekçi kardeşlerimiz bunlardan haberdar olacaklardır.

Sadece bir başkanın veya birkaç kişinin değil, katılmak isteyen herkesin sahiplenebileceği ve kendini ait hissedebileceği bir parti olan TİP’e katılacak olan dostlarımızın da atılacak adımlara dair tartışmaların içinde olup, bunlara yön vermelerini istiyoruz.

-Hollanda’daki insanlarımıza yönelik ne gibi çalışmalar yapmayı düşünüyorsunuz?

Burada örgütlenmeye çalışan TİP üyeleri ve gönüllüleri olarak insanlarımızla tamamen aynı durumdayız: bizler de emeği ile çalışan insanlarız. Sesimizi duyurmak için çalışacak; emekçilerin taleplerinin ve gündemlerinin siyasetin de gündemi ve gidişatı olması için uğraşacağız. Hollanda’da, devletin sermaye ve emekçi sınıf arasında tampon görevi gördüğü bir sistem hakim. Ancak kapitalist sermayenin muhafaza edilmeye çalışıldığı sistemde işçilerinin haklarının tamamıyla korunabilmesi mümkün değil. Örneğin taşeron sistemi olağan bir şey olarak kanıksanmış durumda. Taşeron çalışanlar sadece bir gün öncesinden haber verilerek işten çıkarılabiliyor. Ayrıca kapitalizmin her dört beş yılda bir kendini tekrar eden olağan krizi de birçok insanın aslında farkında olduğu ve kabul ettiği bir şey. Ancak insanlar ya bunu kapitalizme bağlayamıyorlar, ya da çok daha iyi bir alternatifin var olabileceğini hayal edemiyorlar. İşte bu noktada bilinçlenmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Ve en nihayetinde, bu bilinç doğrultusunda, bu kötü gidişatı değiştirmek istiyoruz.

Bizlere ulaşmak isteyen insanlarımız hiç çekinmeden bu iletişim adreslerinden herhangi birini kullanabilirler:

E-Mail: tiphollanda@gmail.com

Instagram: @tip_hollanda

Twitter: @tip_nederland

Telefon: +31 6 16 27 18 77

#DemokratHaber Hollanda