TESYEV ve Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer

Abim Olmasaydı Paralimpik Olmazdı

Türk Paralimpik
4 min readMay 15, 2017

Adını zor telaffuz ettiğimiz, anlamını bilmediğimiz bir kavram var: Paralimpik. Paralel olimpiyatlardan üretilmiş bu kavram engellilere sporun ve olimpiyatların yolunu açıyor. Türkiye’nin Milli Paralimpik Komitesi’nin Başkanı ise Yavuz Kocaömer. Sayesinde bugün Türkiye’de 150 engelli, 350 de özel sporcu kulübü var.

Yavuz Kocaömer, yıllardır engelli sporuna verdiği destek ve çalışmalar ile isminden söz ettiren başarılı bir iş adamı. Engellilerin eğitim ve spor ile yeteneklerinin keşfedilmesinde, hatta sadece sporda da değil, birçok alanda etkin ve başarılı olduklarının görülmesi için yıllarca mücadele eden Kocaömer paralimpik hakkındaki sorularımızı yanıtlıyor:

Sizin gibi engeli olmayan bir insan, 20 senedir engelliler sporunu belirli bir seviyeye getirmeye çalışıyor. Bunun nedenini öğrenebilir miyiz?

Ben bir tek adım bile atamayan bir abinin kardeşiyim. Ama abim çok zekiydi. Yattığı yerde okumayı, İngilizce’yi öğrendi. Evin hâkimi oydu, şiirler yazardı ama çok ıstırap çekti. Bu nedenle engelli bir insanın psikolojik ve fizyolojik olarak neler çektiğini çok iyi bilirim.

Engelli bir abi ile yaşamış olsanız da engelli sporu size de yabancı bir konuydu. Zorluk çekmediniz mi?

Öğrenene kadar sıkıntı çektim. Mesela 20 sene kadar önce Almanya’da görme engellilerin oynadığı futbol maçını izlerken, oyuncu “Hans” diyor topu atıyor, diğeri topu tutup “Thomas” diyor bir diğerine gönderiyordu. Yanımda da Alman Görme Engelliler Spor Federasyonu Genel Sekreteri oturuyordu. “Sayın Genel Sekreter, galiba bunların gözü görüyor,” dedim. Meğer topun içinde çıngırak varmış. Ben bunların hepsini alaylı olarak, okuyarak öğrendim.

Vakıf kurma isteğiniz nasıl başladı?

1997 senesinde kocası yatağa bağlı olan Perihan Savaş, hiç kimse talip olmadığı için, o zaman ki adıyla Türkiye Özürlüler Spor Federasyonu’na başkan tayin edildi. Bir gün Perihan’ı arayıp “Bana da bir görev verir misin” diye sordum. Beni federasyona asbaşkan yaptı, sonra başkan oldum. 99 senesinde o dönemin spor bakanı ile engelliler sporu konusunda yaşadığımız bir anlaşmazlıktan dolayı görevimden ayrıldım, aynı yıl Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nı (TESYEV) kurdum.

TESYEV’in çalışmalarından bahseder misiniz?

TESYEV, Türkiye’deki engelliler sporunun temeli. Engellilerimizin birçok konudaki dertlerini yakından takip edip çözüm yolları araştırıyor, biraz da olsa o sorunları hafifletmeye ve seslerini duyurmaya çalışıyoruz. Biz kurulduğumuzda görme engelliler takım sayısı, spor kulübü sayısı sıfırdı, şimdi 150 oldu. Özel sporcular sıfırdı, şimdi 350 kulüp oldu.

TESYEV engellilere spor dışında da destek oluyor mu?

Engelliler sporunun en önemli gereksinimi olan spor malzemelerini temin edip ihtiyacı olan kulüplere ve sporculara dağıtıyoruz. Engellilere yönelik eğitim seminerleri, bilgisayar kursları, ulusal ve uluslararası turnuvalar düzenliyoruz. TESYEV şu an 450 engelli öğrenciye burs veriyor. İçlerinde öyle zekalar var ki, onlardan çok şey öğreniyorum.

TESYEV’den sonra Türkiye Milli Paralimpik Komitesini (TMPK) kurdunuz…

2002 senesinde kurduk. 2001’de Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile Uluslararası Paralimpik Komitesi, bundan sonra dünyada hangi kent olimpiyat oyunları yapacaksa en geç üç hafta sonra da paralimpik oyunları yapmak zorundadır, diye bir karar aldı. Yani uluslararası komiteye başvurur, söz gelişi “Ben İstanbul’da olimpiyatları yapmak istiyorum” derseniz, uluslararası olimpiyat komitesi bize, “TMPK, senin milli olimpiyat komitenden böyle bir talep geldi, sizin görüşünüze göre İstanbul’da paralimpik olimpiyatları yapılır mı?”diye sorar. “Yapılamaz” dediğimiz an da olimpiyatlar da yapılamaz.

Yavuz Kocaömer Rio 2016 Paralimpik Oyunları’nda Sporcularımızla

Ama hala Türkiye “paralimpik” kelimesine çok yabancı.

1960 Roma Olimpiyatları’ndan bu yana aynı tarihlerde ya o ülkenin bir başka kentinde veya bir başka ülkede engelli olimpiyatları da yapılır. 70’li senelerin sonunda “Buna bir isim bulalım” demişler. Paralelin “para”sını, olimpikin de “limpik”ini almış, “Paralimpik Oyunları” demişler. İki sene evvel bir televizyon kanalı için sokak röportajı yaptırdık. Halka “paralimpik nedir” diye sorduk. Birisi “para transferidir” dedi, bir diğeri “böyle sandviçi açarsın hardalı sürersin…” Aslında ağlanacak halimize gülüyoruz.

Engelliler sporu ülkemizde hak ettiği yerde mi?

Son 10 yılda engelliler sporunda önemli gelişmeler oldu. Bugün birçok branşta engelli gençlerimiz Almanya, Avusturya, Fransa, Amerika gibi ülkelerin sporcularına karşı önemli başarılar elde ediyor. Kadınlarda Rio’da altın madalya aldık.

HERKESE ALTIN MADALYA

Engelli sporları deyince daha çok aklımıza tekerlekli sandalye ile insanlar ve onların sporu geliyor. Halbuki engelliler dört ana gruba ayrılıyor. İşitme, görme, zihinsel ve bedensel… Zihinsel engelliler de kendi içinde gruplara ayrılıyor. Örneğin; IQ’su 70’in altında olan sporcular için özel bir olimpiyat var. 60’lı senelerde Kennedy Ailesi’nin bir ferdinde böyle bir engel olduğu için bu özel olimpiyatları kurmuşlar. İlk yarışlar yapılmış, birinci, ikinci ve üçüncüye altın, gümüş ve bronz madalyalar verilmiş. Ödül alan genç sporcular “Niye seninki sarı da benimki beyaz” diye ağlamaya başlamış. O zamandan beri özel olimpiyatlarda herkese altın madalya veriliyor.

Ataşehir Ekspres — Yavuz Kocaömer ile Röportaj

Simay Gözener’in Röportajı / Ataşehir Ekspress 25.04.2017

--

--

Türk Paralimpik

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi — Turkish National Paralympic Committee