ECZACILIK BÖLÜMÜ VE ECZACI OLMAK
Herkese merhabalar!
Eczacılık okumayı düşünen ama ‘Eczacılık da esnaflık ya, bakkaldan ne farkı var?’, ‘Eczacılık öldü’ diyenlerin etkisiyle kararsız kalanlara, aydınlatıcı bir yazı olması temennisiyle eczacılık mesleğini anlatmaya çalışacağım.
Bursa Eczacı Odası üyelerinden Eczacı Seyhun Çetik diyor ki: “Yıllar önce eczacılık saygın bir meslekti.Hepimiz çalışma saatlerinde beyaz önlük giyerdik. Ben hala giyerim. Hatta benim hastalarım eczaneye önünü ilikleyerek girerdi.”
Bir zamanlar bu şekilde saygın bir meslek olan eczacılığın bugün esnaflık olarak görülmesi, eczacılığın yalnızca eczane eczacılığından ibaret görülmesinden ve eczane eczacılığının da ‘raftan ilaç alınıp vermek’ olarak görülmesinden ileri gelmektedir. Halbuki eczacılar, ilacın üretiminden onu halka sunan eczanelere kadar, ilacın olduğu her yerdedir.
Öncelikle eczane eczacısının görevi, raftan ilaç alıp vermekten ibaret değildir. Eczane Eczacısı; hastayı, alacağı ilaç ve bu ilacı nasıl kullanacağı hakkında bilgilendiren; reçetenin, hastanın aldığı diğer ilaçlarla veya hastanın sahip olduğu herhangi bir tıbbi durumla negatif etkileşime girip girmeyeceğini kontrol eden, hasta için özel olan ve hekim tarafından reçete edilen majistral ilaçları hazırlayan sağlık danışmanıdır.
Son zamanlarda ‘eczacılık öldü’ denmesinin sebebi ise, 2012 yılında çıkan yönetmeliktir ki bu yönetmelik, her ilçede, her 3500 kişiye bir eczane sayısınca eczane açılabileceğini, hiç eczanesi olmayan ilçelerde ise, nüfus kriteri şartı aranmayacağını belirtir.
Eczacılık Fakültesini bitirmiş bir eczacı, eğer eczane eczacılığı yapmak istiyorsa, bir sene yardımcı eczacılık yaptıktan sonra; nüfus kriteri koşulunun sağlandığı ilçelerde eczane açabilir, eczane devralabilir, eczane açmak için sıra bekleyebilir.
Bunun yanında eczacıların yönelebileceği farklı alanlar mevcuttur.
Kurumsal ilaç şirketlerinin farklı departmanlarında(satış pazarlama, medikal departmanları, klinik araştırmalar, ruhsat departmanları, pazar erişim departmanları) çalışabilirler.
EUS’a (Eczacılıkta Uzmanlık Sınavı) girerek Klinik Eczacılık veya Fitofarmasi alanlarına yönelebilirler.
Klinik Eczacılık, hastanın ilaç tedavisini en uygun şekilde düzenlemek ve sağlığı korumak, iyileşmeyi sağlamak ve hastalığı önlemek amacıyla eczacı tarafından sunulan bir sağlık bilimi alanıdır.
Fitofarmasi ise, bitkisel yöntemlerle ilaç tedavisini düzenleyen, hastalıktan korunmayı ve iyileşmeyi sağlayan uzmanlık alanıdır. Eczacılık fakültesinde öğrenciyken bitki bilimi ders olarak verilir. Hangi bitki nasıl demlenir, bitkinin neresi demlenir, bunlar görülür. Fazlasıyla teferruatlı olan bu konunun uzmanlık alanı ise fitofarmasidir.
Diğer bir alan Hastane Eczacılığıdır. Açıktan atama usulüyle atama yapılan bu alanda eczacılar, hastanenin; onkoloji, ameliyat, acil, tıbbi malzeme, taşınır kayıt kontrol, başeczacı, depo bölümlerinde çalışabilirler.
Hastane Eczacıları, günübirlik veya yatan hastaların ilaçlarını temin eder, ilaçları hazırlayıp servislere yollar.
Akademik çalışmalar yapmak da eczacıların seçebileceği bir yoldur.
Son söz olarak, eczane açılmasının sınırlandırılmış olmasını, eczacılık bitti olarak değil; eczacıların, eczane eczacılığının dışında farklı alanlara yönelmesi, gelişen teknoloji ve inovasyona göre eczacılık mesleğini geliştirecek eczacılar yetişmesi için bir fırsat olarak görebiliriz.
O bölüm bitti, bu bölümün önü kapalı diyenlere aldırmayın. Hayallerinizin peşinden gidin ve bilin ki, önü açık denilen bölümü değil, sevdiğiniz bölümü seçtiğiniz zaman fark yaratan olursunuz ve kendi önünüzü kendiniz açarsınız.
Faydalı olabilmiş olmayı umuyorum.
Sevgilerle.