Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş kimdir? Darbeci mi Tuzağa Mı Düştü?

Ahmet
19 min readSep 29, 2023

--

FetöcüDarbeci mi Katil mi yoksa Hepsi mi?

  1. MASAK raporuna göre Akıncı Üssü’nden çıkan sivil imam Kemal Batmaz’ın ortağı Mehmet Sungur’un şirketi Milsoft Yazılım ve 15 Temmuz’da TRT’ye yayınları kesmek için giren Harun Şahin’in başında olduğu Supercom Bilişim’e 455.000 Milyon TL(bugünün değeriyle) parayı ihale yoluyla kim aktardı. Bu şirketler Hava Kuvvetlerinin ihalelerini nasıl kazandı? O zaman bu şirketleri araştıran Hava Kuvvetlerindeki İstihbaratçı kimdi? Gökhan Sönmezateş Kaçıncı sırada general oldu acaba. Önündeki diğer albaylar Balyoz, Ergenekon İzmir Casusluk gibi davalarla elimine edilirken o nasıl yükseldi.
  2. Suçüstü yakalanan biri, darbeci değilim terör saldırısıydı diyemez, ya da Erdoğan’ı korumaya gidiyordum da diyemez. Mecbur zaten darbeciyim diyecek.
  3. Darbedeki çoğunluk Fetöcü, darbeden sonra Fetöcüler kritik makamlara gelecek. Peki Sönmezateş Fetöcü olmaktan bu kadar tiksiniyorsa(mahkeme ifadeleri), onların darbesine neden yardım ediyor?
  4. Adil Öksüz’ün de katıldığı Ankara Konutkent’teki villada yapılan darbe hazırlık toplantılarda onu gördüğünü söyleyen Kuzgun ve Şapka adlı iki gizli tanığın ifadesi var. Bu iki gizli tanık general rütbesinde itirafçı darbeci.
  5. Yüzbaşı Ali Pehlivan bana darbeden önce Hızır-Musa kısassını anlattı diyor. Kemalistler ne zamandan beri Gülen Hızır makamında şimdi sorgulama zamanı değil diyordu? Hızır-Musa ne anlama gelir ?

2015'te Zaman Gazetesinde yazan Ali Ünal’dan (Gülen’in yazılarını ben yazmışım gibi okuyabilirsiniz dediği tek isim, Abdullah Aymaz’dan da önce gelir) dinleyin:

6) “Görünmeyen kralın emriyle ben darbe yaptım” Cesur yürek filmine gönderme yapar. En beyinsiz adam bile Hulusi Akar’a gönderme yaptığını anlar gazeteciler zaten açık açık bu Akar’a gönderme yapıyor diye yazar. Ama sonra çıkıp Akar hakkında konuşmama emri aldık ondan korkup konuşmadım 7 sene der. Konuşmamış hali buymuş. Bu tarz gizem katmasa direk Hulusi Akar dese zaten 2016'da gündem olur biterdi olay herkes unuturdu. Ama 7 sene hafif doz, orta doz verdi bilgiyi.

7)”FETÖ’den yargılanmak zoruma gidiyor.” der mahkemede. Ama darbe başarılı olsa Fetöcüleri tek başına nasıl safdışı bırakacaktı da tüm koltukları tek Fetöcü olmayan kendi alacaktı, demez.

8)Emri 11 Temmuz’da Semih Terzi’den aldım der. 8 Temmuz’dan itibaren ama darbe faaliyetleri içindedir, ekibi anlatıyor. Adem Yavuz Arslan gibi hasbelkader cemdaş gazeteciler nedense hem Sönmezateş’in beyanlarına taparlar, doğru kabul ederler diğer yandan da Terzi darbeci değildi tuzağa düşürüldü derler. Kitlesi yiyince bu derece tutarsız saçmalayabiliyorlar

Sonra güya akrabalarına Terzi olayı yalan demiş.’in de haberi olmuş bundan Ahmet Dönmez’in Terzi olayı yalan emri Hulusi Akar verdi diyor diye video çekti. Hulusi Akar bu arada WC’ye girip emri vermiş

9) 13 Temmuz’da Yunan Adası fotoğraflayacağım diye 2 uçak ile Erdoğan’ın otelini fotoğraflar. Ama 2 ihtimal vardır kesinleştiremez. O gün çıkan Sözcü gazetesini de okumaz. Gazeteci kadar yetenekli değildir ki Yaver’den istihbarat almaya çalışır.

10)Marmaris’te Okluk Koyu’nufotoğraflar Erdoğan orda kalıyor diye. Darbe günü başyaver Ali Yazıcı üsse gelir. Marmaris Grand Yazıcı Turban Otel’de Erdoğan ben öyle öğrendim der 24:00 civarı. Sonra Sönmezateş Akıncı üstünü arar. HTS ile tespit edilmiş Hulusi Akar’ı falan aramıyor. Yarbay Hüseyin Yılmaz ile görüşür o da bu bilgiyi teyit eder. Bu ifadeler aynı zamanda Sönmezateş’in ifadeleri. Yarbay Hüseyin Yılmaz onayladı diyor. O yarbayı da büyük ihtimal masum Yusuf ilan etmiştir cemaat. Darbeyle alakası yok tuzağa düştü diye.

11) 2 Polis Memurunu şehit eden ki? Kahraman polisler Mak timlerine direniyor korkmuyor kaçmıyor onları haince vuran kim? Kendi polisini vuran Devletçi, Vatan için Darbe yaptım ben Atatürkçüyüm diyen biri olabilir mi?

Sönmezateş ben otele geç gittim Gece 3'ten sonra gittim. Polisler Gece 1'de şehit olmuş. Başka bir ekip orada çatışma çıkarıyor, biz kimseyi öldürmeden geri döndük diyor. Birileri beni oraya bilerek geç gönderdi diyor.

Ece Sevim Öztürk ve Cem Küçük de 2 Haziran 2018'de yaptıkları programla bu yalanı yaydılar. TGRT Haber Tv.

Abdurrahman Şimsek aynı şekilde bu yalanı Sabah Gazetesinde haber yaptı ve yaydı.

Gerçek ne?

Gökhan diyorki saat 1'de çatışma oldu.

O bölgedeki halk, otelde kalanlar, otelciler acili ve polisi saat kaçta arıyor. Gece 3'ten sonra. Aramaların hepsi gece 3'ten sonra.

Mahkeme başlıyor bölgedeki halkı dinliyorlar. Halkın ifadeleri karışık çoğu 3'ten önce sadece helikopter vardı diyor. Kimisi silah seslerini 2'den sonra başladı diyor. Bu insanların doğru saat verememesi normal. Hiçbiri o gün acili yada polisi aramamış. Aylar sonra mahkemede anlatıyorlar o geceyi.

Gece 3'ten önce arayanlar Helikopter sesi duyduk diyorlar. O helikopterler Erdoğan ve ekibinin oteldeki personelin ailelerinin aktarılması.

Peki cidden gece 1'de çatışma olsa ve Sönmezateş’in dediği gibi bunlar Gece 3'ten sonra sadece helikopter ile binip geri gitseler. Halk neden gece 1'de hiç ihbar yapmaz. Neden ambulanslar gece 1'de değil de gece 3'ten sonra çatışmalar bitince çağrılır.Bu insanlar görmüyor mu polislerin şehit olduğunu?

Yani bi kısım halkın mahkemede verdiği bilgiler olayı yanlış hatırladıklarını gösteriyor.

Onların ifadelerini duyunca da Sönmezateş yalanına başlıyor.

Ambulans yaralı polis memurlarını hastaneye götürüyor. Kamera görüntülüleri ve Acil’in aranma kayıtları var. 20 dk müdahale ediliyor ve Gece 5'te vefat ediyorlar. Ölüm belgesinde saat 00:43 yazılıyor. Bunu bir hata görmek yerine komplo teorisine girmeye tüm diğer delilleri görüntüleri reddetmeye gerek yok. Ya bir hatadır ya da bir fetöcü eylemdir o saatin yanlış yazılması. Darbeyi öğrendikleri saati yazmış olabilirler acemi bir görevli. Hastane personeli o belgeyi yazıyor kaç saat sonra yazıyor belli değil. 1 gün sonra da yazabilir o günki telaşdan dolayı.

Otelin kamera kayıtlarında saat bozuk. Bilirsiniz saatler genelde +1 -1 bozuk olur. Hastane saati mesela gece 5 diyor 4 saat bozuk gösterme imkanı var mı? Otel görüntülerinde saat 2.5'da geldiği gözüküyor Sönmezateş’in. Ama bunun 1 saat geri olduğu tesbiti var.

Diyelim saat doğru gene de gece 1 değilmiş olay 30 dk oynuyor.

Erdoğan gece 3:05'de İstanbul Havalimanında

Tv’ye bakmayan bir soru hırsızı Sönmezateş var. Seni oraya geç yönlendirseler bile hiç mi açıp TV’ye bakmıyorsun. Kendisi tereddüt ettiği ve Semih Terzi öldüğü için koordine olamıyorlar.

Şehitlerin uzaktan tüfekle öldürüldüğü tespit ediliyor.

Güvenlik kamera görüntülerinde vurulunca 4:21'de yere düşüyor ilk polis memuru.

Tüfekler tespit ediliyor. Binbaşı Şükrü Seymen’in W349539 seri numaralı tüfeği ile vurulmuşlar. İkisini de Sönmezateş’den sonra en rütbeli kişi olan Şükrü Seymen vurup şehit ediyor. Niye silahlar incelenmiyor olayı büyük bir yalan her dosyada inceleniyor.

Mahkeme’de hepsi ispatlanmış görüntüleri 2. tweete ekliyorum. Gerçek bi gazeteci ilk önce iddianame ve gerekçeli kararı edinip okur, yayınlar. Tek taraflı Sönmezateş böyle diyor, bilmem akrabasının akarabası beni aradı ona şöyle demiş bla bla demez.

Evet bugün Sönmezateş konuşuluyor medyada boy boy mahkemeye çıkarkenki resimleri var. Kimisi onu kahraman görüyor.

Oysa şehit ettiği 2 polis memurununisimlerini bile kimse bilmez. Arama yapsanız 1 tane vesikalık resimleri çıkar. Haklarında bilgi çıkmaz. Tarihin karanlığına gömülmesi gereken ağırlaştırılmış müebbet rejimi ile karanlık hücresinde bir ömrünü geçirmesi gereken bir ilgi budalası kadar gündem olmadılar

Şehitlerimiz : Elazığlı Şehit Nedip Cengiz Eker, 41 yaşında ve bekardı evlenme hazırlığı içindeydi. Ama olmadı. Belirgin bir resmi bile yok internette. EGM sitesinde yer vermek zorunda tüm şehitlerin bilgilerine

Şehit Mehmet ÇETİN, 39 yaşında, evli ve iki çocuk babasıydı.

Cenazesinden görüntüde geride kalan 2 yetimi

Sönmezateş’in Diğer Yalanları

  1. Koğuşuma Mermi çekirdeği bırakıldı. Hani nerde çekirdek mahkeme getirseydin yada görüşte gösterseydin kameralı bir yerde elinde kameraya tutarak tarih verseydin sonra Ama mafya filmi izlemişler. At kafası da bırakıldı der yatağıma. Kardeşim seni tehdit edeceklerse niye delil bıraksınlar mermi çekirdeği gibi. Gardiyanlar 5 kişi girer koğuşuna ağzını burnunu kırarlar kulağına fısıldarlar.
  2. 13 yaşındaki kızımı gardiyanlar taciz etti diyor mahkemede. Kendisine hiçbir şey yapılmıyor, ama arama sırasında onca gardiyan var, kadın görevli var orda herkesin ortasında kızını taciz etmişler. Bu işler aşamalı olur önce seni iyice bir döverler döverler döverler laftan anlamayınca diğer aşamalara geçilir. Ee sen laftan zaten çok iyi anladığını 7 senedir korkup asla Akar’ı suçlamadığını söylüyorsun o zaman niye sana yaptırım yapsınlar. Kendi kızını bile bu işlere karıştıracak yalancı bi alçak işte.
  3. Madem cemaatçi değilsin Hulusi Akar seni niye tuzağa çekti peki. Diğer herkes cemaatçi yok muydu bir Cemaatçi Hulusi Akar’ı Hulusi Sani gören biri onu çekerdi.
  4. Hala hastanedeki hemşire mi görevli mi onun ertesi gün tuttuğu tutanaktaki ölüm saatini önemli delil görüyorlar. Adli Tıp raporu değil. Özel hastane hemşire raporu. Ambulans giriş görüntüleri var. Tüm görevlilerin şahitliği var. Ambulans aranma kayıtları var hepsi tiyatro yani ama bu tiyatroyu yapanlar A4 kağıda ölüm saatini düzgün yazamamış var mı böyle bişi
  5. Bu adamlar Gölbaşında 50 polisi gözü kırpmadan bombaladı. Halkı bombaladı. 2 Polisi öldürmediklerini savunarak başka bir tim var diyenler Fetöcüdür. Neden çünkü Ece Sevim Öztürk ve Cem Küçük’ün yayını izleyin. Ece Sevim tüm deliller tiyatro sonradan oluşturuldu diyor. Peki bunu nasıl anladın? Bu nasıl anlaşılabilir. Baştan beri orada olan savcı polis itirafçı olsa tiyatro dese anlarım. Sonradan aylar sonra gazeteci gelip hepsi tiyatroymuş niye çünkü Katil Sönmezateş öyle diyor.
  6. Bu adamlar ağırlaştırışmış müebbet aldı. Yani her işledikleri suç yanlarına kar kalacak. O yüzden gelip mahkemede şehit yakınlarıyla bile dalga geçip insanları tehdit ediyorlar. Normalde Cezaevi müdürünün bu tip durumları takip edip, bunlara yaptıklarının cezasını kesmesi lazım. Hücreye mi atar, kantin alışverişini mi keser. Bunları adam etmesi lazım. En gelişmiş batı ülkesinde bile böyle bir katilin mahkemede dalga geçip mağdurlarla alay etmeleri, HERO tişörtleriyle şov yapmaları falan bunlar adam olana kadar gardiyandan dayak yerdi. Hücreden çıkarmazlar bunları. Ama Türkiye’de bu yok. Ona rağmen 7 yıldır korkuyorlarmış. Tehdit altındalarmış.
  7. Yandaşı da cemaatçisi de solcusu da kim olursa olsun mahkeme iddinamesini okumadan gerçekli karara bakmadan kendi kafasındaki darbe senaryosunu doğrulatmak için bu yalancı katilin ifadelerine itibar ediyorsa MALDIR ya da kasti yapıyorlar.
  8. FETÖ terör örgütünü küçümseyen, aman AKP daha kötü, hatta Türk devleti daha kötü en büyük terörist bu devlettir diyen MALDIR. Bu adamı kimse adam yerine koymaz entellektüel birikimi sıfırdır, gözleri kör olmuş kendi ideolojisini tekrarlıyordur. Zaten uç radikal tipler bunları derler. 6–7 eylül olayları diye cümleye girerler “hmmm devlet yaptı yaa derin devletin tuzağıdır Fetö gibi bir örgüt melek bir örgüt niye yapsın ki”. Çok mu zor, o gün tüm kamera kaydını pensilvanya yayınlasın. Hatta tellerinden canlı yayın yapsalardı zor muydu. FBI bi gidip buradan darbe kontrol ediliyormuş ciddi bir iddia gelip kontrol edecez deseydi. Nato’nun 2. ordusu bu. İki canlı kamera ile içeri giremediniz mi Ülke 6 saat bombalandı. Tüm soru işaretleri biterdi anında müthiş bir ispat olurdu eğer YAPMADILARSA ama. Ama bizim Pensilvanya Papazı hocaefendimiz! uluslararası bir mahkeme araştırsın ben hazırım dedi. Ruanda soykırımı mı bu! Bosna soykırımı mı da mahkeme kurulsun dünyada kaç tane olayda kuruldu mahkeme. Soykırım mı oldu? Savaş mı oldu yıllar süren? Sen kimsin nerde kurulacak bir mahkeme. Mahkeme mahkeme diye ağlayacağına 11 Temmuz’da Adil Öksüz’ün görüntülerini ver bakalım ne konuşmuşsunuz

Ayrıntılı başka bir flood:

Yukarıdaki thread reader sitesindeki floodun yazıya dökülmüş hali:

İyi geceler kıymetli dostlar. Sabah da dediğim gibi dosyanın çok kapsamlı olması ve günlük meşguliyetler nedeniyle şimdi müsait olabildim ve hazır olabildim. Sizler de hazırsanız başlıyorum. Önce şehit N. Cengiz Eker’in ölüm olayı ile başlıyorum. N.C.Eker’in ölüm olayını iki başlık halinde ele alacağız. 1-Ölüm saati 2-Ölüm sebebi N.C.Eker Marmaris Emniyetinde görevli polis memuru ve darbe gecesi çıkan çatışmada şehit olmuş. İlk olarak Marmaris Özel Ahu Hetman Hastanesine ambulansla getirilmiş, burada vefat ettiği anlaşılmış, müdahaleyi yapan doktorun talimatı ile ceset morga götürülmüş, sabahleyin 8:30'da nöbeti devralan Dr. İsmet Enginsu tarafından adli muayenesi yapılmış ve cesette 4–5 cm eninde bir yara bulunduğunu gören bu doktor yaranın içini kontrol etmeden ve cesedin röntgen filmini de çekmeden, tamamen gözleme dayalı olarak ve cesette herhangi bir çıkış deliğinin de bulunmaması sebebiyle ölüm sebebini kesici alet yarası olarak belirtmiş, ayrıca rapora ölüm saati olarak da 00:43 yazılmıştır. Tekrar dikkatinizi çekeyim, bu rapor geceleyin değil, sabahleyin saat 08:30–09:00 sıralarında tutulmuştur. Bu doktor da adli tıp uzmanı değildir. Yargılama sırasında sanıklar bu durumu sıklıkla dile getirerek ileride açıklanacak başka hususları da eklemek suretiyle N.C.Eker’in kendilerinden önce olay yerine gelen başka bir tim tarafından öldürüldüğünü ve bu olayın kendilerine fatura edildiğini ileri sürerek kontrollü darbe iddiasında bulunmuşlardır. Bunun üzerine mahkeme N.C.Eker’in ölüm sebebi ölüm saati ile ilgili bir dizi araştırma yapmıştır. Adı geçen Dr İsmet Enginsu tanık olarak dinlenmiştir. İfadesini ekliyorum: Daha sonra mahkeme otopsiyi yapan adli tıp uzmanı doktor Bülent Savran’ı dinlemiş, bu doktor ise ifadesinde özetle cesedin röntgen filmini çektiklerini, daha sonra önce beden muayenesi yaptıklarını, yaranın kenarında vurma halkası olan ama altında hoffman maden çukuru, is barut lekesi olmayan bir yara olduğunu, kinetik enerjisi yüksek uzun namlulu silahların bu tür yaralamalar yaptığını, daha sonra cesedi açtıklarını, göğüs kafesi içerisinde ateşli silah yaralamasına bağlı tahribat gördüklerini, kemiklere isabet edip kinetik enerjisi düşen merminin sırt kısmında kaldığını söylemiş. Adli tıp uzmanı özetle maktüldeki yaranın uzun namlulu bir ateşli silah yaralaması olduğunu ve uzak atış sonucu meydana gelmiş olduğunu kesin bir dille ifade etmiş. Dr. Bülent Savranın ifadesini de ekliyorum. Mahkeme bununla da yetinmemiş, Muğla SK Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof.dr.Yasemin Balcı’yı bilirkişi olarak dinlemiş, Prof.Yasemin Balcı da uzun ifadesinde özetle maktülün yaralanmasının uzun namluluğu bir silahtan çıkan mermiye ait ateşli silah yaralanması olduğunu, kinetik enerjisi yüksek (uzun namlulu) silahlardan çıkan mermi giriş deliklerinin yarık biçiminde olabildiğini, adli tıp uzmanı olmayan doktorların bu tür yaraları yanılgıya düşerek kesici alet yarası olarak değerlendirebildiklerini, bu mermimin ölüye sıkılmış bir mermi olmadığını, canlıya sıkılmış bir mermi olduğunu, önceden meydana gelmiş bir bıçak yarasına ateşli silahla yakın veya uzak mesafeden ateş edildiğinde yaranın içine isabet etme ihtimalinin bulunmadığını, bunun ancak bitişik ateşle mümkün olabileceğini, bitişik mesafeden de ateş edildiğinde yara içerisinde atış artıkları, hofman maden çukuru gibi bulguların olması gerektiği, maktülün vücudunda böyle bir bulgunun mevcut olmadığını söylemiş. Tweetler biraz ayrıntılı oluyor. Bu dava malum çevreler tarafından o kadar suistimal edildi ki, a*tala anlatır gibi anlatmak gerekiyor, kusura bakmayın. Özetle hem adli tıp uzmanı Bülent Savran hem de üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Profesör Y. Balcı Maktülün yaralamasının kesici alet yarası değil, kinetik enerjisi yüksek ateşli silah yarası olduğunu mahkemede bilimsel yöntemlerle açıklayıp ispat etmişler. Bu hocaların bilimsel tespitlerine itibar etmeyip adli tıp konusunda hiçbir uzmanlığı bulunmayan Özel Ahu Has. acil hekiminin röntgen çekmeden, yaranın içini kontrol etmeden yaptığı dış gözlemle koyduğu teşhise itibar etmek ya hainliktir, ya da aptallık. Üçüncü bir ihtimal yok, net. Vakit geç oldu, N.Cengiz Eker’in ölüm saatine ilişkin tespitimi de yarın yazayım. Herkese iyi geceler. Hayırlı sabahlar dostlarım. N.C.Eker’in ölüm sebebinin kesici alet yaralaması olduğuna ilişkin adli tıp uzmanı olmayan, elle dahi yaranın içi kontrol edilmeden ve bilimsel bir veriye dayanmayan çaylak bir dokturun teşhisine balıklama atlayan sanıklar Eker’in başkaları tarafından kesici aletle öldürüldüğünü, daha sonra olayı üzerilerine yıkmak için ölümünden sonra yarasına kurşun sıktıklarını, bu olayların kendileri daha Marmarise gelmeden gerçekleştiğini falan söyleyerek akıl sınırlarını aşan iddialar ortaya atarak kendilerini kurtarmaya çalışmışlar. Buradan da darbenin kontrollü bir darbe olduğunu, kendilerinin kurban seçildiğini falan iddia etmişler. N.C.Eker’in sanıkların Marmarise gelmelerinden sonra şehit edildiğini bugün delilleriyle ortaya koyacağım. Biri profesör olmak üzere iki adli tıp uzmanı bilimsel verilerle sanıkların bu iddiasını kesin bir şekilde çürütmüşler. Zira ölünün yarasının içerisine gelecek şekilde kurşun sıkılabilmesi üzerinde kıyafet olduğu, giysilerinin genişçe bir kısmının kana bulandığı nazara alındığında ve de gece şartlarında uzaktan veya yakın atışla yaranın içine isabet ettirmenin imkansız olduğunu, bunun ancak bitişik atışla mümkün olabileceğini, ancak bitişik atışta da yara içerininde atış artıkları, barut vs olması gerektiğini, yaranın altında hofman çukuru oluşması gerektiğini, Eker’in yarasında bunların mevcut olmadığını, dolayısıyla olayda bitişik atış bulunmadığını bilimsel olarak ortaya koymuşlar. Dolayısıyla Eker’in ölüm sebebinin kesici alet yaralaması olduğu yönündeki çaylak doktor raporu ve buna dayanan sanık savunmaları çürütülmüştür. Bu açıklamalarıma rağmen hala buna inanan varsa aklını alıp çöpe atsın, bu yalanın aksi daha nasıl ispat edilecek. Aynı gece bir de Cumhurbaşkanı koruma polisi şehit edilmiş, adı Mehmet Çetin. Sanıklar ve fetocu çevreler bu şehidi pek gündeme getirmemişler. Çünkü bu şehidin olayında öyle bomba bir durum var ki tek başına sanıkların bütün iddialarını çöp yapıyor. Çok çok önemli. Bunun ne olduğu şimdilik sürpriz olsun. Mehmet Çetin bahsinde unutursam hatırlatın. Sanırım mahkeme de bunu çok irdelememiş. Eee yalanla peynir gemisi yürümez. Daha ne yalanları çürüteceğim. Bekleyin.

@serdarakinan

tweetlerimi okuyor musun, sırf senin kafa karışıklığın gitsin diye şu çektiğim eziyete bak. Tweetlerimi okumasan ayıp edersin, darılırım valla. Okur da tatmin olmazsan yaz, açıklayayım. Okur da tatmin olursan bunu paylaş ki kafasını karıştırdığın takipçilerin de gerçekleri öğrensin. Eyy fetocular sizin bütün algılarınızı yerle bir edeceğim. Amaaa sakın hesabımı kapattırmaya kalkmayın, öyle yaparsanız acizliğinizi dünyaya ilan edersiniz. Eyy Canan Barlasla Gündem ekibi, sizi de unutmadım haa, size de sıra gelecek. Devamı akşama.

Bu tweetlerimi okuyan vatanseverler lütfen paylaşsın ki herkes gerçekleri öğrensin. Korkmayın, cesur olun. Namuslular namussuzlardan daha cesur olmalı, unutmayın.

Bu arada kararı çok beğendim, herşeyi tartışıp neticeye bağlamışlar, gri bir alan bırakmamışlar. Bir de başına fihrist koymuşlar, işimi çok kolaylaştırdı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Not: 42. tweeten sonra atılan 4 görsel kota olduğu için burada yoktur. Kararın içindekiler kısmı atılmış tüm başlıklar.

43) Değerli dostlar, bu 2–3 günlük sürede, fetocuların yalanlarına sahip çıktıkları kadar bizim gerçeklerimize sahip çıkamadığımızı görmüş oldum. Buna çok üzüldüm, dün akşam tweet atmadım, kendimi iyi hissedersem belki bu akşam kaldığım yerden devam ederim. Bir de bazı dostlar N.Cengiz Eker’in ilk raporundaki maddi hatalarla bu ifadeyi birleştirmiş ve kendilerinden önce bir timin bölgeye geldiği, polislerle silahlı çatışmaya girdiği, bu timin polisleri şehit ettiği, daha sonra kendilerini beklediklerini, kendilerinin de tuzağa düşürülerek bölgeye getirildiklerini ve olayın üzerilerine yıkıldığını vs ileri sürmüşler. Okurken dikkat edin beyniniz yanmasın. Oysa bunu doğrulayan hiçbir delil yok. Bölgedeki tüm otellerin kamera görüntüleri toplanmış, akşamdan sabaha kadar görüntülerde tek tim var, o da sanıklar. Peki siyah kıyafetli ilk timin görüntüsü neden hiçbir kamerada yok? Hastane kayıtları getirilmiş, daha sonra ayrıntılı paylaşcağım, Eker’in vurulma saati gece 4'ten sonra, 112'ye yaralı ihbarı 4'ten sonra yapılmış, ee 4'ten sonra zaten sanıklar olay yerinde ve marmaris polisi ile çatışma halinde. Peki siyah kıyafetli tim nerde, neden gören yok, bunlarla çatışmaya giren yok, hiçbir kamerada görüntüleri yok. Çünkü böyle bir tim yok. Kamera görüntülerinde tek tim var, o da sanıklar.

51. tweetteki Video kaydı eklenememiştir. Aşağıdaki tweette haber sitelerinin paylaştığı video kaydı var. https://twitter.com/SuikastDavasi/status/1654448530793144320?s=20

Kameraların saatlerinde de birtakım yanlışlıklar var, bunun sebebini de ileride açıklayacağım. Peki siyah kıyafetli tim meselesi nerden çıktı. Tanıklardan biri (şikayetçi de olabilir) sanıkları uzaktan görmüş, gece şartları, ortamın karanlık olması, aradaki mesafe, sanıkların üzerinde koyu renk kamuflaj bulunması gibi nedenlerle şahıs tamamen göz yanılması sonucu böyle söylemiş. Çünkü bu beyan dışında olay yerine siyah giysili bir tim geldiğine ilişkin hiçbir delil yok, tüm deliller tek bir timi gösteriyor. Ama sanıklar bunu görünce bir kurtarıcı gibi yapışmış, yukarıda bahsettiğim beyin yakıcı savunmayı yapmışlar. Sonra ne olmuş peki? Bizim meşhur gazeteciler hemen yuvarlak bir masa etrafında toplanarak sanıkların bu akıl dışı iddiasını canhıraş bir şekilde savunmaya başlamışlar.

54. tweetteki Video kaydı eklenememiştir. Aşağıdaki tweette Ahaber canan barlas ile gündem programından görüntülere vardır. https://twitter.com/SuikastDavasi/status/1654452871537016832?s=20… . Kayıtta Ahaber’de de Fetöcülerin dediği aynı yalan söylenmektedir. Daha sonra ne olmuş? Sonrası malum. Sanıklar mahkemeye “bunu biz demiyoruz, bakın yandaş basın diyor” diye yalanlarını gazeteciler üzerinden delil olarak dosyaya sunmuşlar. Oynanan oyunu gördünüz mü? Bunların mahkemenin kararının altını oyan diğer iddiaları da kitaba kalsın.

İyi akşamlar dostlar. Önceki tweetlerde sanıkların yalanlarını gazeteciler üzerinden takla attırarak nasıl delil haline getirdiklerini yazmıştım. Sanıklar öyle bir çaresizlik içinde kalmışlar ki, burunlarının sığmadığı deliklerden kaçmaya çalışmışlar. Pireyi deve yapmışlar, akla, hayale gelmeyen yalanlar uydurmuşlar. Ne yazık ki

@serdarakinan

gibi koca koca adamlar da bu yalanlara inanmışlar, bir de üstüne üşenmeden youtube yayınları açıp bu yalanları topluluklara yaymışlar. Bizim sözde gazetecilerin hiçbiri de kararı alıp okumamış ve bunlara ağızlarının payını verememişler. Herhalde daha mühim işleri vardır. Neyse magazin kısımlarını burada noktalayarak konuya başlayalım. Aslında bu akşam N.C.Eker’in ölüm saati ile devam edecektim, ama önceki tweetlerde bahsettiğim kamera görüntülerinden ve sanıkların buradan sıvışmaya çalıştıklarından bahsedeyim. Darbe teşebbüsünün ertesinde kaos ortamının ve karmaşanın bir süre daha devam etmesi nedeniyle maalesef bazı deliller toplanırken yeterli özen gösterilememiş. Bu delillerden biri de otellerin kamera görüntüleri. Görüntü kayıtlarının alınması sırasında kayıt cihazlarının saatlerinin doğru olup olmadığı, doğru değilse gerçek saatle arasında ne kadarlık zaman farkı bulunduğu tespit edilmemiş. Daha sonra kayıtlar inceleyip rapor sunmak üzere bilirkişiye verilmiş. Bilirkişi kayıtları incelerken görüntü kayıt saatlerinin yanlış olduğunu, gerçek zamanla 6,7,8 saat gibi farklılıklar bulunduğunu görmüş. Peki bilirkişi ne yapmış, gün ağarmasına ve ışık durumuna göre tahmini saatler belirlemiş. Tabi güneş gören cephedeki kameraya yansıyan ışık ile güneş görmeyen, kör cephede bulunan kameraya yansıyan ışık miktarı ve zamanı aynı olamadığından bilirkişi de kaçınılmaz olarak hata yapmış. Askerler ilk olarak saat 01:18'de Casa de Maris otelinin kayıtlarında görülmüş. Ama aslında sanıklar gece 03:00 sıralarında Marmarise gelmişler. O zaman bunlar başka bir tim diyeceksiniz, ama hayır sanıklar. Çünkü sanıklar da aynı yerden gelmişler, ikrarları ile sabit ve aynı kameranın sabaha kadarki görüntüsünde başka bir asker grubu yok. Bu kişiler sanıklar, ancak maalesef bilirkişinin ışık durumuna göre tespit ettiği saat yanlış.

64-Sayın Cumhurbaşkanımızın “15 dakika daha kalsaydım beni öldüreceklerdi” demesinin sebebi de bu görüntü. Çünkü sn CB saat 01:00 civarında otelden çıkıp helikopter pistine geçmiş. Bu kamera görüntüsüne aldanarak CB’na askerlerin 1'i 15–20 geçe geldiği söylenmiş, o da buna istinaden bu sözü kullanmış. Tabi sanıklar da duruşmada bunu kullanmışlar, “CB da 15 dakika daha kalsaydım ölmüştüm dedi, CB’na inanmıyor musunuz” diye üste çıkmaya çalışmışlar. Neyse devam edelim. Sanıklar bu kamera görüntülerini görmeden önce otel bölgesinde nasıl hareket ettiklerini, bir otelin önünde polislerle çatışmaya girdiklerini, sürünerek otele sığındıklarını falan güzel güzel anlatmışlar. Bugün paylaştığım görüntüdeki olayı. Ama bu kamera görüntülerini gördükten sonra bu sefer “hayır bunlar biz değiliz, biz o saate henüz gelmemiştik, bunlar başka tim” demeye başlamışlar. Ama onlar başka timse peki siz nerdesiniz, çünkü sabaha kadar olan görüntülerde başka tim yok. Mahkeme başkanı da sormuş, peki bu tim siz değilseniz, bunlar başkaları ise siz neden sonradan gelip onları taklit etmişsiniz diye. Haksız mı görüntüdeki tim otelin önünde polisle çatışmaya girmiş sonra sürünerek otele girmişler. Ee siz de görüntüleri görmeden önceki ifadelerinizde aynı şeyi yaptığınızı söylemişsiniz. Bu mümkün mü? Yersen. Bu hususun mahkemenin kararına nasıl geçtiğine bakalım.

diğer yanlışlık ise ölüm saati. Zira raporda ölüm saati 00:43 olarak yazılmış ve sanıklar da bunu ileri sürerek o saatte henüz Marmarise gelmediklerini, Eker’i kendilerinden önce gelen bir ekibin öldürdüğünü, ancak kendilerinin beklendiğini, kendilerinin tuzağa düşürülerek getirildiklerini ve bu olayın üzerilerine yıkıldığını falan söylemişler. Sanıkların dediğine bakılırsa kendilerine öyle bir komplo kurulmuş ki, neredeyse bütün Marmaris komplonun içinde. Kendilerinden önce bir çatışma çıkıyor, polisler vuruluyor, ama diğer polisler, otel çalışanları, otelde kalan tatilciler, ne bileyim marketçisi, taksicisi, o bölgede oturan vatandaşı polisi, jandarmayı, 112'yi falan aramıyorlar, hep birlikte sanıkların Marmaris’e gelmesini bekliyorlar. Sanıklar Marmaris’e gelip yere ayak bastıktan sonra ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Gözlerinizi ovuşturmayın, doğru okudunuz. Böyle birşey olabilir mi, haşhaşı fazla kaçırırsanız olur, daha fazlası da olur. İşin aslı ne peki? İşin aslı şu: ölüm saati rapora yanlış yazılmış. -Dosya içerisinde bulunan kamera görüntüsüne göre saat 04:21'de vurulup yere düşmüş, -saat 04:25'te hastane aranıp ambulans istenmiş, -saat 04:41'de hastaneye ulaştırılmış, Ve de sanıklar saat 03:03'te Marmarise gelmişler ve tüm bunlar olurken sanıklar çatışma bölgesindeler. Buyrun kanıtları: Tıklayın

77-Tamam savunmanızı yapın da, peş peşe bu kadar seri yalan söyleyenine de ilk kez rastlıyorum. Amerikadaki iblisten yalan fetvası almışlar ya, atış serbest. Peki bunların yalanlarına inanıp bir de üstüne video çekip yayınlayanlara ne demeli? Onlara yakışanı da siz söyleyin, buradan bana yazdırıp başımı belaya sokmayın. Değerli dostlar vakit epey geç oldu, yarın N.C.Eker’in sanıklar tarafından şehit edildiğini diğer şehit polisin olayı ile de ispat edeceğim. Siz de uyuyun gari. İyi geceler. 81- söylesene bunu nasıl başardın. Ne kullandın da böyle kafa yaptı haşhaş falan olamaz, bu başka birşey. Sanıklar da bu raporun üstüne savunma kurmuşlar, temel çürük temel. Demek ki soru çalarak biryerlere gelince kapasite artmıyor. Hacı Murat’a jet yakıtı da koysan sonuç aynı

@serdarakinan

güzel insan, hem eğleniyoruz, hem öğreniyoruz değil mi? Dikkatin dağılmasın diye arada bir dürtüyorum, kusura bakma. Koca dosyayı bana okuttun, boş işlerle uğraşacağına sen de okuyabilirdin. Yaptığın hiç etik değil dostum. Ama işin sonunda bana dua edeceksin.

83-Değerli dostlar CB koruma polisi Mehmet Çetin olayına başlıyoruz. Darbe gecesi CB’mız helikopterle otelden ayrılıp Dalaman havalimanına geçiyor. Helikopterin koltuk sayısı sınırlı olduğundan sadece CB, ailesi, sınırlı sayıdaki yakın çalışma personeli gidebiliyor, koruma polisleri gidemiyor, yollar da yeteri kadar güvenli olmadığından otelde kalıp sabahı bekliyorlar. Bir süre sonra sanıklardan müteşekkil tim onların kaldığı villaya doğru geliyor ve çatışma çıkıyor, o esnada dışarıda olan koruma polisi Mehmet Çetin ilk ateş sırasında vuruluyor ve şehit düşüyor. M.Çetin olayında sanıkların “bizden önce bir tim gelmiş, polisleri şehit etmişler, sonra bu üzerimize yıkılmış,vs” şeklindeki savunmalarını tek başına çürüten önemli bir ayrıntı var. Nedir o? Şehidin cesedinden çıkan mermi çekirdeğinin hangi silahtan atıldığı balistik inceleme ile tespit edilmiş ve bu silahın üzerinde sanık Şükrü Seymen’e ait epitel hücre (dna kalıntısı) tespit edilmiş. Yani M.Çetin’i Şükrü Seymen’in şehit ettiği kriminal raporlarla tespit edilmiş. Hani polisleri sizden önceki tim şehit etmişti, sizi yalancılar.

87-Merhaba dostlar. Güzel insan

@abdurahmnsimsek

dün attığı tweetlerle Marmarise giden 1. Suikast timi iddiasını tekrarladı. Bunun üzerine kararı tekrar inceledim, açık kaynak araştırması yaptım. Tespitlerimi sizlerle paylaşacağım. Hazırsanız başlıyorum. 88-Şimşek uzun zamandır sanıklardan önce Marmarise bir suikast timi gittiğini iddia ediyor. Hatta programda asıl suikast timinin bu 1. Tim olduğu işleniyor. Ancak programlarına da baktım bu giden ilk time ilişkin tek bir kare fotoğraf veya video paylaştığını görmedim. Elinde 1. time ilişkin fotoğraf veya video varsa paylaşsın, biz de “tamam sen haklıymışsın” diyelim. Yine elindeki bu time ilişkin kayıtları adli makamlarla paylaşmışsa buradan yayınlasın, biz de görelim. Sanıklar Şimşek’in bu 1. Suikast timi iddiası üzerinde tepinmişler, “bakın yandaş medya da bunu söylüyor, biz masumuz, kurban seçildik, polisleri biz şehit etmedik” demişler, Şimşek bunlara “şehitlerin katili sizsiniz, beyanlarımı kendinize alet etmeyin, gidin ötede oynayın” dememiş. Demişse de ben rastlamadım, buradan paylaşsın, hepimiz alkışlayalım Şimşek’in şu noktada hataya düştüğünü sanıyorum. Şimşek o gece Muğla’da yaşanan bütün askeri hareketliliği suikast kapsamında değerlendiriyor. Mesela Dalaman’da bekleyen uçağın içinin aranması iddiası, ki ispatlanmış bir iddia değil, 1 kare fotoğraf veya video yok, yine gemilerin denize açılması meselesini filan hepsini bu kapsamda değerlendiriyor, bu doğru değil. Zira darbenin en önemli aşaması sn CB’nın sağ veya ölü olarak ele geçirilmesi. Bu aynı zamanda darbenin en en en mahrem bilgisi. Bu bilgiyi ileride açıklayacağım elit bir fetocu kadro dışında kimse bilmiyor. Hatta suikast ekibinin dahi tamamı bilmiyor, tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra Çiğli’de G.Ş. Sönmezateş ekibe açıklıyor, hedefin CB olduğunu, sağ veya ölü mutlaka almaları gerektiğini söylüyor. Öyle herkese haber salıp, kafalarına göre timler kurmamışlar anlayacağınız. Hatta Muğla Sıkıyönetim il komutanı yaptıları Aksaz komutanı general Namık Alper bile bilmiyor. Hatta Suikast dosyasında yargılanan Dalaman üs komutanı Cenkbahadır Avcı da bilmiyor. Daha da ötesi CB’nın o gece Marmariste olduğunu da bilmiyorlar ve bu sebeple Cenkbahadır Avcı CB’na suikastten beraat ediyor, Yargıtay da bu kararı onuyor. Operasyon bu derece gizli tutulmuş anlayacağınız. Darbe sırasında CB’nı sağ veya ölü ele geçirme görevi sadece ve sadece Sönmezateş’in timine vermişler. Bunu nereden biliyoruz, “Şapka” ve “Kuzgun” kod adlı gizli tanık beyanlarından. Bu gizli tanıklar daha sonra kimliklerini de açıklamışlar. Bu tanıkların beyanları çok çok önemli. Darbe planının yapıldığı Ankara Çukurambar’daki villayı, burada fetonun hava kuvvetleri imamı Adil Öksüz’ün başkanlığında yapılan toplantıyı, bu toplantıya kimlerin katıldığını, görev dağılımının nasıl yapıldığını vs bu gizli tanıkların ifadeleri ile ortaya çıkmış. İşte toplantıda CB’na yönelik yapılacak eylem görevi G.Ş.Sönmezateş’e verilmiş. Buyrun kanıtı:mahkeme kararından

98-Bizde öyle kuru sıkı atmak, boş atıp dolu tutmak yok. Biz belgeli, delilli konuşuruz. Ne diyorsak

99-Değerli dostlar bugün Çetin Şahan olayı ile devam edeceğim. Daha sonra Marmaristeki olaylar tam olarak saat kaçta başladı, olayların gece 24:00'ten hemen sonra başladığı hususundaki beyanlar doğru mu değil mi, bu husus mahkeme kararında nasıl değerlendirilmiş açıklayacağım 100-Ama önce helikopterdeki makineli tüfekçi olan, helikopterden oteller bölgesine ateş eden Haldun Gülmez üzerinden çıkan duayı paylaşayım. Üzerinde dua taşıyacak kadar inançlı, RT Erdoğan düşmanı, şerrinden korunmak için dua taşıyor, ama fetocu değil.

Duanın adına dikkat

101-Sanıklar paçayı kurtarmak için CB’nın aslında o gece Marmariste olmadığını bile iddia etmişler. Dilin kemiği yok, yalan da parayla değil, at atabildiğin kadar. CB Marmaris Turban otelinde medyaya ilk açıklamayı yaparken sağ arkasında duran, dönemin Muğla Valisi Amir Çiçek Marmaris’e gelen tek tim Sönmezateş’in ekibidir. -O gece Marmaris’te yaşanan tüm olayların faili ve şehitlerin katili Sönmezateş’in ekibidir.

https://video.twimg.com/ext_tw_video/1655496350883094528/pu/vid/640x360/QfArg55HlQNqmFP5.mp4?tag=12%20type=

--

--