Sovyetler Orta Asya’yı Nasıl Karıştırdı? Sınırlar Nasıl Çizildi?

Ahmet Berk Yakar
3 min readJun 24, 2023

--

“Zengin petrol ve doğalgaz kaynakları nedeniyle Orta Asya son yirmi yoldur uluslararası sistemin satranç masasındadır.” Bu da bölgeyi önümüzdeki 15–20 yıl içinde çok daha önemli bir noktaya getirecektir. şimdi ise bu sorunu 100 yıl önceden tahmin eden Lenin ve arkadaşlarının yaptıklarının bugüne yansımasına bakalım.
eski Sovyetler Birliği içinde yer alan Türk Cumhuriyetlerinin bugünkü sınırları, 1924 ve 1936 yıllarında yapılan düzenlemelerle Ruslar tarafından çizilmiştir. Orta Asya ülkelerine bakıldığında toprakların bölünmesi ve sınırların belirlenmesinde, Sovyet komisyonu etnografik ve ekonomik olduğu kadar yönetimsel ölçütleri de dikkate almıştır. sınırların çizilmesiyle beraber bölgede ülkelerin birbirleriyle sınır üzerine sorun yaşadıkları taktirde hakemin Sovyet yönetimi olacağı üstü kapalı bir şekilde belli ediliyordu. Sınırların karmaşık bir şekilde çizilmiş olmasının, doğal kaynakların dağıtılmasının, ülke içlerinde eksklav alanların bırakılmasının, hatta ülkelerin su ihtiyacı ve su potansiyellerinin yönetilmesi gibi sorunlar başa geldiği zaman Sovyet yönetimi bölgeye elini uzatıyor ve pay alıp ortalığı sakinleştiriyordu. Örneğin Orta Asya’da suyu kontrol eden cumhuriyetler Tacikistan ve Kırgızistan’dır suyu en fazla kullanan ülkeler ise Özbekistan ve Kazakistan’dır. Özbekistan ve Kazakistan’ın tarıma bağlı ekonomileri Tacikistan ve Kırgızistan’ın suyu düzenli bir şekilde bırakmasıyla doğrudan bağlıdır(Fergana Vadisi içinde yer alan sulama kanallarinin bir kısmı bir ülkede, diğer kısmı başka ülkede bırakılmıştır)(Tacik Kırgız çatışmalarının ana sebebi de bu su konusudur).
Bu sınırlar çizilirken Fergana Vadisi ülkelerin sınırlarının iç içe geçmişliği açısından çok özel bir örnek olmuştur. Bu bölgede Özbek çoğunluğunun yaşadığı Oş şehri Kırgız Cumhuriyeti’ne bağlanırken, Taciklerin çoğunlukta olduğu Buhara ve Semerkand Özbekistan’a verilmiştir. Kırgız Cumhuriyeti ile çevrili olan Sukh iç bölgesinin nüfusunun %95'i Tacik ve %5'i Kırgız iken Özbekistan’ın egemenliği altına bırakılmıştır.
Hatta bazı cumhuriyetler bu meseleleri iç siyaset malzemesi olarak kullanmaya çalışmışlardır. Geçmişte çizilen karmaşık sınırların oluşturduğu ortam da kullanılarak 1986–1990 yılları arasında, orta asya ülkelerinde çeşitli çatışmalar yaşanmıştır. Bu çatışmalarda Almatı’da Ruslarla Kazaklar , Duşanbe’de Özbeklerle Tacikler, Fergana’da Özbeklerle Ahıska Türkleri, Oş’da Kırgızlarla Özbekler karşı karşıya gelmişlerdir. Bölgede sınırların çizilmesinde merkezî hükûmete bağımlılığı sağlamak anlayışı esas alınmış ve tarihî, coğrafi ve sosyal özellikler göz önünde tutulmamıştır. Bugün yaşanan sorunların birçoğunun temelinde bu anlayış yer almaktadır. Örneğin 1990 yılında, Oş ve çevresinde, Kırgızlarla Özbekler arasında çıkan çatışmalarda, çok sayıda Özbek ve Kırgız hayatını kaybetmiştir. Bunun sebebi olarak, Oş ve çevresinin 1936'da Josef Stalin tarafından Kırgızistana verilmesi gösterilmektedir. Daha sonra yapılan incelemelerde bölgeye dışarıdan geldiği anlaşılan siyah giyimli ve maskeli grupların kışkırtmasıyla olaylar tırmanmıştır. Celalabad bölgesi komutanı ve Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakan Yardımcısı Kubatbek Baybolov camları karartılmış araçlardaki kişilerin hem Kırgızlara hem de Özbeklere ateş açtığını belirterek, “Bunlar çok yoksul Tacik vatandaşlardan oluşan özel olarak eğitilmiş gruplar. Elimizde tartışılmayacak kanıtlar var” demiştir. Bu açıklamanın yanı sıra Moskova merkezli “Fergana Rus Ajansı” ise haberinde 10'u ölü olarak ele geçirilen 30'a yakın Tacik keskin nişancının olaylarda rol aldığını duyurmuştur. Bu tarz dönemsel çatışmalar diğer Türk Cumhuriyetlerinde de, yaşanmaktadır. Bu çatışmaların iç politik, dış politik, sosyal ve ekonomik boyutları olduğu söylenebilir. Bölgede özellikle Kırgızistan’da demokratik yaklaşımlar çerçevesinde etnik grupların asimilasyonu yerine entegrasyonalist bir yaklaşım sergilenmiştir. Ancak bu politikaların da çatışmaların önlenmesinde yeterli olmadıgı görülmektedir.
Bu tür anlaşmazlıkların boyutlarının genişlemesi, Orta Asya ülkeleri arasında, sınır gerginlikleri ve sıcak çatışmalara neden olabilir. Ya da bu “etnik temelli gerilim” istenildiği zaman etnik kimliklerin çatıştırılmasına dönüştürülerek bölge ülkelerinin kontrolü için kullanılabilir. Bu olasılığı arttıran en önemli etkenlenden birisi de daha önce belirtildiği gibi Orta Asya ülkelerinin sınırlarının çiziliş şekilleridir.

MAY 6, 2021

--

--