Romantizm Sanat Akımı, İnsan Doğa Mücadelesi

Ahmet Çoban
3 min readJun 22, 2020

--

Romantizm sanat akımı ve bu dönemin sanatçılarının, insan doğa mücadelesi konusundan önce, bu dönem hakkında kısa bir değerlendirme yapmak gerekir. Romantizm, 18. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar özellikle Neoklasizmin düzen, uyum, idealleşme ve rasyonellik ilkelerinin bir reddi olarak kabul gören ve özgür bir ortamda varlığını sürdürmeyi amaçlayan bir sanat akımı olarak karşımıza çıkmaktadır.. Ayrıca, bir ölçüde Aydınlanmaya ve 18. yüzyıl rasyonalizmine ve genel olarak fiziksel materyalizme karşı bir tepkidir. Romantizm, bireyi, öznel, yaratıcı, kişisel, kendiliğinden olağanı ve duygusal olanı vurgular. Etkisini Fransa başta olmak üzere İngiltere, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde gördüğümüz romantik akım, teknik olarak sanatçıdan sanatçıya farklı üsluplara sahip olsa da genel olarak ışık gölge zıtlığı ve bunun yarattığı dramatik etkiden çokça beslenir. Ayrıca duyguların ön planda olmasını ve yansıtılmasını amaçlar. 19.yy başına kadar varlığını sürdüren romantizm yerini zamanla realizme bırakır.

İnsan, doğa mücadelesi antik dönemlerden itibaren sanat ve zanaat olgularının her zaman konusu olmuştur. Duvar resimleri, el işi aletler ve kıyafetlerde betimlenen figürler antik dönemde insan, doğa tasvirleriyle karşımıza çıkar. İlerleyen süreçte ve dönemlerde de yapılarda, tablolarda ve diğer sanat eserlerinde de dönem dönem insan doğa mücadelesi konusu eserlerde karşımıza çıkar. Konumuz olan romantizm akımında insan doğa mücadelesine baktığımız zaman sanatçılar doğanın güzelliklerini derinden takdiri, mantık ve akıl üzerindeki duyuların genel olarak yüceltilmesi merkezleri haline getirmeyi amaçlarlar. Ayrıca, kendine yönelmeyi ve insan kişiliğinin ve ruh hallerinin ve zihinsel potansiyellerinin daha fazla incelenmesini amaç edinirler.

Romantizm sanat akımı sanatçılarının, insan ve doğa mücadelesine dair eserleri başlıklar halinde incelersek:

1- Thedore Gericault’un At Evcilleştirmeye Çalışan Ispartalılar: bu eser atları evcilleştirerek onları kullanmak isteyen insanların betimlendiği bu eserde, figürler koşmakta olan atı dizginlemeye çalışmaktadır. Aslında sanatçının anlatmak istediği, dizginleme- ye çalışılan duygulardır diyebiliriz.

2- Thedore Gericault’un Medusa’nın Salı: Bu eser, çirkin olayların betimlemenin ilk örneğidir diyebiliriz. Kısaca batan Fransız gemisinden kurtulan 149 kişinin bir sal üzerinde kurtarılmayı bekleyen ve denizde sürüklenmesini betimleyen bir eserdir. Eserde ki insan figürleri üzerinde sanatçı; umut, kaybetmişlik, kabulleniş gibi insanı olguları betimlemeye çalışmış ve yapılan her şeye rağmen insanın doğaya karşı mücadelesinde bu olgular içerisinde hatta fazlasını bizlere aktarmıştır diyebiliriz.

3- Ferdinand Victor Eugene Delacroix’un Istakozlu Natürmort’u: bu eser sıradan bir natürmort olmayıp, bir tavşan bir ıstakoz bir kuş ön planda bir kertenkele betimiyle aslında bir arada olması pek mümkün olmayan figürlerin betimlendiği bir natürmorttur. Arka planda ise bir manzara ve bir av sahnesi yer almıştır.

4- Ferdinand Victor Eugene Delacroix’un Kaplan Avı: Doğa ve insan mücadelesi açık bir şekilde betimlenen bu eserde, bir avcı elinde mızrakla atın üstünde kaplana saldırılması betimleniyor. Aslında bu mücadelenin sonucu belli değildir sanatçı da zaten bunu betimlemeyi amaçlamıştır diyebiliriz.

5- Ferdinand Victor Eugene Delacroix’un Aslan Avı: Bu eserde de avcılar ve vahşi hayvanların karşı karşıya geldiği heyecanlı bir betimin olduğu eserdir. Karmaşık zor kavranan çizgisel olmayan bir üslup söz konusudur. Sanatçı da bunu bilinçli olarak yapmıştır diyebiliriz.

6- Caspar Davıd Frıedrıch’ın Dağlardaki Haç (Tetschen Altarı): bu eser aslında alışılmadık bir altar resmidir diyebiliriz. doğanın bir tür din olarak yüceltildiği ve manzaranın tarihsel resimlere eşit değerde ele alındığı bir eserdir. Manzara resmi olmasına rağmen öykülü resimlere eş değer bir manzaradır. İlk bakışta bir kaya ve tepesinde çarmıh sahnesi yer almaktadır.

7- Caspar Davıd Frıedrıch’ın Buz Denizi: Sanatçı küçük yaşta travmatik bir şekilde hayatını kaybeden kardeşine itafen yaptığı bu eserde, insanın doğa koşullarının acımasızlığı karşısında düştüğü durumu ve varoluşsal olguları simgelemeyi amaçlamıştır. William Edward Parry’nin kutup keşfi gezi ilham kaynağı olmuştur diyebiliriz.

8- Wıllıam Turner’ın Kar Altında Kalan Yolcular: Bu eserde gece devrilen bir arabanın yakılan ateş doğanın zorlayıcı durumu betimlenmiştir. Yolda bir dağın tepesinde kışın kar altında mahsur kalan yolcular insan ve doğa mücadelesini açıkça betimlemiştir diyebiliriz.

9- Wıllıam Turner’ın Esir Gemisi: bu eserde betimlenen olay, esirleri taşıyan bir geminin sanki doğa tarafından cezalandırılmış tasviridir. Ölü ve ya ölmekten olan esirler gemiden denize atılması ve kasırganın yaklaşması gibi bir dehşeti, sanatçı betimlemiştir diyebiliriz.

10- Sir John Everett Millais’in Ophelia adlı eseri: Opheli’nın ölümünün konusu işlenen bu eserde aslında insan doğa mücadelesinden çok insanın doğayla bütünleşik yaşamı ve yaşamının sonu yine doğayla bütünleşik biçimde olduğunun tasviri sanatçı tarafından oluşturulmuştur diyebiliriz. Titiz bir doğa gösteriminde pek çok çiçek vardır. Ölümü sembolize eden gelincikler, sadakati simgeleyen menekşeler görülmektedir.

Genel olarak incelediğimiz zaman romantizm sanatçıları doğayı anlamlandırma, sembolleştirme, duygu ve içsellikleri yansıtma adına çokça kullanmış ve mücadele konusunda da tasvirlerden geri kalmamıştır. Doğa ve İnsan konusunda gerek mücadele gerek bütünleşme gerekte benzer yönleri yansıtma konusunda da özgürce eserlerinde yansıtmıştır. Bizlere açık veya kapalı tasvirleriyle sunmuştur.

Kaynakça:

Göktepe, M . (2020). Romantizm Sanat Akımı Ve Sanatçıları Üzerine Bir Değerlendirme. Journal Of Arts , 3 (1) , 45–66 .

Gök. M. (2017). Romantizm ve Romantizm Akımının Fotoğraf Sanatına Etkisi. Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2 (2) 41–71

Farthing S. (2014) Sanatın Tüm Öyküsü, Hayalperest Yayınları,İstanbul

Claudon, F., Tiber, G., Roschitz, K. (1994) Romantizm Sanat Ansiklopedisi, 2.Baskı (Çev: Özdemir İnce, İlhan Usmanbaş), Remzi Kitabevi,İstanbul

--

--

Ahmet Çoban

Her ay en az bir yazı paylaştığım, sanat ve sanat tarihi konularını incelediğim bir blog sayfasıdır.