Ala Arça Milli Parkı — 1
Kırgızistan’a gelipte gezilip görülecek yerler arasında ilk sırayı alan yer kuşkusuz Ala Archa milli parkıdır.
Ala Arça / Ala Archa National Park
Ala birebir Türkçe karşılında olduğu gibi karışık renkler, Kırgızca Arça ise Türkçe Ardıç ağacının karşılığı.
Milli parkın tümünü düşünecek olursak ardıçların olduğu kısım çok az bir
alanı kapsıyor ama isminin hakkını vererek her ay rengarenk bir görüntü sunuyor.
Nasıl Gidilir;
Ala Arça milli parkı Bişkeğin aşağı yukarı 40 km güneyinde, Alatoo’ların yamaçlarından başlayarak, buzulların olduğu bölüme kadar uzanıyor.
Gitmek için birinci seçenek şehir içinden taksi tutmak, şu anda ki taksi fiyatlarına göre ücret 600–800 som (8–15 Dolar) civarı olacaktır. Akşama eve tekrar dönmek istiyorsanız belirli bir saat vererek taksiyi yeniden oraya çağırmanız gerekiyor, orada hazır taksi bulmak neredeyse imkansız.
Arabayla gitmek içinse rota aynen şöyle.
Bunların dışında toplu taşıma araçlarıyla ulaşım biraz zor olduğu için tavsiye etmiyorum, Ala Arça Milli parkının giriş kapısı ile gezilebilecek orta kısımları arasında neredeyse 10km’lik bir mesafe var, giriş kapısında ki köye (Kashka suu) kadar minibüs gelse bile iç bölümlere yürümek zor olacaktır.
Yine Bişkek’ten kiralanabilecek bisikletlerle de aynı rota takip edilebilir.
Parka ulaşım sürekli rakım yükseleceği için biraz yorucu olsada dönüş yolunda pedal çevirmeden Bişkeğe kadar inebilirsiniz :)
Milli parkın ilk noktalarına kadar yol tamamen asfalt, bazen sağınızda bazen solunuzda buzullardan gelen dere eşliğinde dağların iç kesimlerine doğru ilerliyorsunuz.
Parkı her mevsimde ziyaret edebilirsiniz, yolun eriştiği noktaya kadar manzara her mevsimde güzel olacaktır.
Bahar mevsiminin ilk aylarında yüksekliği dolayısıyla tepelerin yanında yol ve çevresinde de kar olacaktır, her köşeden sızan suları ve taze taze kardelenleri de görebilirsiniz.Bu mevsimde sık sık ve şiddetli yağmurlar yağıyor.
Şehir merkezine göre bahar aylarında park epeyce soğuk oluyor, şehrin sıcaklığına aldanıp hazırlıksız gitmemek lazım.
Yaz boyunca Ala Arça envai çeşit çiçeğe ev sahipliği yapıyor, diz boyu yeşilliğin içinde yürümek ve temiz havayı solumak için bu mevsim en uygun zaman. Artık insanlar hususunda hiç yabancılık çekmeyen sincaplar, biraz tenhalarda gezinen samurlar, tepelerde görebileceğiniz kartallar ve yüksek yamaçlarda şanslıysanız rastlayacağınız dağ keçileri eşliğinde bol bol temiz hava alabilirsiniz.
Araçla günübirlik geldiyseniz park içinde çok yorulmadan gidebileceğiniz bir iki rota mevcut, yok sadece suyunda bi yüzümü yıkayıp çıkarım diyorsanız gideceğiniz noktalardan biri yukardaki fotoğrafta gördüğünüz derenin kenarı olacaktır. Arabaları park edeceğiniz alandan 500–600 metre yürüyerek dere havzasının genişlediği bu alana ulaşabiliyorsunuz.
Sizi bekleyen manzara mevsimlerden kış ise şöyle oluyor.
Park’ta kış mevsiminde sıcaklık şehrin on yada onbeş derece altında oluyor, buda tahminen -5,-15 derece arasında bir sıcaklık demek. Kış mevsiminde iyi bir ekipmanınız olmadan tepelere çıkmak imkansız, dere boyu ilerleyip fotoğrafın sağında görünen ağaçlık bölgenin arkasına geçmek bir saate yakın vaktimi almıştı, hem dere boyunca taşlardan ve sudan geçmek, birikmiş kar yığınının üstünde yürümek epey zahmetli bir iş.
Ama sonuçta kış’ın sonunda manzara böyle oluyor.
Sonbaharda park yine görece soğuk bir havaya sahip oluyor, özellikle parkın giriş kapısından itibaren ilk üç dört km lik bölümde, yazının başında da yer alan rengarenk ağaçlık alanlardan geçerek ilerliyorsunuz, çalılar ve çiçekler yerini yaprak dökmeye başlayan çeşitli ağaçlara bırakıyor.
İlk yazıdan anladığım kadarıyla Ala Arça milli parkını anlatan bölümler biraz fazla olacak, yakın zamanda yeni bölümler ve fotoğraflarla tekrar görüşmek üzere.
Sorularınız olursa facebook.com/adogankg adresinden mesajla sorabilirsiniz.
