Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828–1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Kreutzer Sonat ve Diriliş ' büyük yazarı, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara verir. Bu yazı yazdığı öykülerde. Tolstoy, insan sevgisi ve inanç konularını ustalıkla bütün inceliğiyle işlerken, İnsan Neyle Yaşar? yeni bir ahlak anlayışını ortaya koyuyor.
İnsan Neyle Yaşar? Konusu
İncil'in güzel ahlakla ilgili bölümlerinin bir nevi yansıması olan altı hikayeden oluşuyor, İnsan Neyle Yaşar? Tolstoy, yaşanılabilirliği yüksek hikayeleriyle İncil'in öğretilerini günlük hayata indirgemiş. Zaten ilk üç hikaye direk baplarla başlıyor. Onun hikayede çoğunluğu oluşturan kötülerin arasında, masum ve temiz, sanat niyetsiz, güzel ahlaklı, İncil'in öğretilerine bağlı olan, bundan öykünün sonunda hep haklı çıkan sıradan insanlar vardır. Ancak hikayelerde kötüler, kötülüklerini yapmaktan hiç çekinmezler. Hikayeler, “Bunu yapsannsan güzellikler senin olur” un yerine “Bunu yaparsan yapıyor kötülükler seni bulur” düşüncesi üzerine bakın.
Kitapta altı hikaye yer açar.
-İnsan Neyle Yaşar?
“'Tanrı'yı seviyorum' deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı'yı sevemez. ”(1. Yuhanna 4:16 bap.)
Tanrı, Mihail adlı üçel cevabını bulması için huzurundan kovar. Mihail, cevapları bulmak için insan kılığına girer.
-Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez
“Bunun üzerine Petrus İsa'ya gelip, 'Ya Rab' dedi, 'Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi? 'İsa,' Yedi kez değil 'dedi. 'Yetmiş kere yedi kez derim sana. Şöyle ki, Göklerin Egemenliği, köleleriyle hesaplaşmak isteyen bir krala benzer. Kral hesap görmeye başladığında, bin talantı üzerinde borcu bulan bir köle getirildi. Kölenin ödeme gücünün efendisi yapıldı, karısının, çocuklarının ve bütün malının satılıp borcun ödenmesini buyurdu. Köle yere kapanıp efendisine, 'Ne olur, sabret! Bütün borcumu ödeyeceğim 'dedi. Efendisi köleye acıdı, salıverdi borcunu bağışlayıp onu. .... (Matta, 18: 21–35. Baplar)
Topal Gavrilo'yla bir yumurta yüzünden kavgaya tutuşan İvan Sçerbakov'un hikayesinden.
-Anne
“'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben boyut diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. ”(Matta, 5: 38–39. Baplar) Mihaot Semyonıç'ı öldürme yapıyor yapan köylüler ve bizim caydırmaya çalışan Pyotr Miheyev'in hikayelerinden.
“İnsan öldürmek kolay, ama kan ruhuna da sıçrar. İnsan öldürenin ruhu kanar. Sanırsın, sonra bir bakarsın ki yok burada sandığın kötülükten daha beteri senin içinde büyüyor. ”
-Kızlar Büyüklerden Akıllıymış
Kendileri için büyüklerin kavgaya tutuştuğu sırada barışıp tekrar oyun oynamaya başladı iki kız çocuğu Malaşa ve Akulyuşka'nın hikayesinden.
-İnsana Çok Toprak Gerekir mi?
Fakir durumdayken gittikçe toprağını büyüten, onun seferinde daha fazla toprak isteyen ve sonu hazin olan Pahom'un hikayelerini anlatıyor.
-İlyas
Zenginlikten fakirliğe düşen İlyas'ın, kar olduğu birlikte huzuru buluşunun hikayesinden.
Tolstoy'un önünde müthiş bir gözlem yeteneği olduğunu söylemek istiyorum. Bu özelliklerinin altındadır. Hikayelere baktığımız da insanı sıkan, gereksiz uzatmalar olmayışı ve deyim yerindeyse bir yaşam tüm çıplaklığı ile ama güzel bir şekilde anlatması etkileyiciliği arttırıyor. Karakter seçimindeki ustalığı ise kendine hayran bırakıyor. Mutlaka okunması gereken bir eser. Anlatmak yetmiyor 🙂 Okumak lazım… Bir kitap daha tavsiye etmek istiyorum “ Bir İdam Mahkumunun Son Günü”
”Tolstoy'un Etkileyici Sözleri“ ni okumak üzere buraya bıraktım…
