WordPress ve Online Video’yu Kullanarak Ayda 10 Bin USD Kazanan işi Nasıl Kurdum

Ali Demirci
WordPress Başarı Hikayeleri
9 min readJul 5, 2020

Bu serinin 3.yazısı oluyor. İlk iki yazıya aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

  1. Milyon dolarlık bir WordPress Plugin işi nasıl kurulur? [Pippin’in Başarı Öyküsü]
  2. WordPress teması satarak ayda 30 bin $ kazanmak

Yazının orjinaline bu sayfadan ulaşabilirsiniz. Umarım eve tıkıldığımız bu günlerde* birilerini harekete geçirip, yardımcı olur.

Hadi bir diğer muhteşem başarı öyküsüne başlayalım.

Merhaba. Özgeçmişinizi ve şu an ne üzerine çalıştığınızı söyler misiniz?

👋 Selam! Ben Dave Kiss, kendi kendini yetiştirmiş, çok-yönlü web ustası ve video uygulaması yapan ve Cleveland, OH sahilinde bisiklet süren girişimciyim.

2012'den beri uygulama geliştirip satıyorum. Ana ürünüm vimeo videolarını işlevsel ve kullanıcı dostu düzen ile WordPress web sitelerinde göstermeye yarayan Vimeography adında bir WordPress eklentisi. Aktif olarak 10 binden fazla video kursa, portfolyo ve üyelik sitesine güç veriyor, bununla birlikte 4.7/5 reytingi ve 210 bin indirilmesi var.

Vimeography iş dünyasındaki 8.yılına giriyor ve aylık 11,250$ tekrar eden gelire sahip. Yıllık abonelik modeli ile çalışıyor ve beş yıldır kartopu gibi büyüyor.

Vimeography’a başlama motivasyonun neydi?

Ben her zaman bir video manyağıydım, hatta Pittsburgh’daki kolejde profesyonel video yayıncılığı alırken bile. Okul boyunca yaptığım videoları göstermek için bir yola ihtiyacım vardı, Youtube videolarımı sergilemek için bir yol ararken Google’ı neredeyse bozasıya kadar gecelerce aradım ve sonunda kötü bir WordPress site ile youtube videolarımı göstermeyi başardım.

Eğer kimse fiyatınızdan şikayet etmiyorsa, fiyatınız düşük demektir.

Website düzgünce çalışıyordu, bu bana website oluşturma işini 18 saat video prodüksiyon yapmaktan ve o ağır video ekipmanlarını sürümekten daha çok sevdiğimi gösterdi. İhtiyacımı karşılamak için daha çok web işleri almaya başladım, ve zamanla, oluşturduğum web siteleri gitgide daha az kötü görünüyordu.

Chicago’ya taşındım ve öğretici video hazırlayan hareketli grafikler için bir eğitim şirketi Greyscalegorilla’da işe başladım. Hazırladığımız videoları websitede göstermeye ihtiyacımız vardı ve varolan seçenekler o kadar iyi değildi. Şirketin izniyle şirketin markası ve standartlarıyla uyuşan bir site yapabileceğimi düşündüm, açık kaynaklı yaptım ve böylece başkaları da katkıda bulunabiliyordu.

Ürünün ilk versiyonunu hazırlama işi nasıl gitti?

Başlangıçta, Vimeography benim için öğrendikçe-ilerle işiydi. WordPress hakkında çok az bilgiye sahiptim ve kesinlikle dünyanın en iyi PHP programcısı değildim. Ne yaptığını bilen birini işe almak için beş kuruşum yoktu ama bu beni durdurmazdı.

Bu bir MVP(Minimum olarak uygulanabilir bir ürün), beni rahat bırakın! Oof…

İlk versiyona çıkasıya kadar bölük-pörçük bir sürü kod ve uykusuz geceler vardı. Projenin çalıştığım şirkette kullanılması benim projeye vakit ayırmama yardım etti. Bu günümüzde kabaca belirsiz-girişimcilik olarak bilinir, atıl bir ürünü yayına almak için iyi bir yaklaşımdır.

Vimeography’nin ilk versiyonunu oluşturmak 1 ay aldı, işe yarar hale gelmesi daha uzun sürdü; PRO versiyonunun gelmesi 15 ay sürdü. WordPress tüm eski versiyonları saklıyor, eğer o zaman göndermekten gurur duyduğum felaketi görmek isterseniz eskiye gidip 0.5.1 versiyonunu indirebilirsiniz.

Açılış sayfaları, değil mi?

Geriye bakınca, bu kadar uzun sürdüğünü görmek beni şaşırttı. Vimeography’e başladığımda, gerçek bir işe dönüşebileceğine dair bir niyetim yoktu. Biraz yan gelir kazanabileceğime dair bir fırsat olduğunu kavradığımda PRO versiyonunun geliştirmesini ve planlamasını ciddiye aldım. Vimeography’e sürekli kazara olmuş bir iş, kendime kazara iş sahibi diyorum.

Ürün geliştirme yaklaşımım basitti: Müşterilerin isteyebileceği özellikler geliştir. Çok fazla yol haritam yoktu, kendi kullanımım ve gelen geri bildirimler ürün kararları vermekte yardımcı oldu.

Kullanıcıların ilgisini çekip Vimeography’ı nasıl büyütün?

Vimeography’in ilk versiyonu sessizce haziran 16,2012'de WordPress.org’a sessizce gönderildi. Ne tantana, ne başlangıç fiyatlaması, ne ProductHunt, ne IndieHackers vardı, sadece şu değersiz tweet vardı ve arkadaşım Shannon paylaşmıştı.

İlk kullanıcılar eklentiyi kendileri buldular. WordPress eklenti deposu epeyce ziyaretçi alıyordu ve halen ücretsiz üyelerin yarısını yönlendiriyor. Vimeography Freemium(Kısıtlı kullanımı ücretsiz) modele sahip olduğu için, bu kullanıcılar ürün ile mutluydu, değeri görüyor, galerilerini düzenlemek veya gelişmiş özelliklere ihtiyaç duyduklarında ücretli versiyona geçiyorlardı.

WordPress reposunda eklentisi olanlar için tüyo: README’ye Vimeo video yerleştirin: Sadece hangi problemleri çözdügünüzü ve ürünün özelliklerini göstermek için değil, İstatistiklere ulaşmak için, ki WordPress bunları halka açık yapmıyor.

Kullanıcıların yarısını etkili SEO ve içerik pazarlamasına bağlıyorum. İnsanlar Vimeo’ya aşına, WordPress’i biliyorlar, ve sonunda bunu arıyorlar“Vimeo WordPress Eklentisi”, bu sonuçları optimize etmek için çok vakit harcadım. Tüm başlıkları, meta etiketleri ve schema.org işaretçilerini çok dikkatlice, bir tweet’i ayarlıyormuşcasına her bir karakteri ayarlamak için extra zaman harcadım.

Bu tarz bir iş için reklamlar, affiliate programlar, ve de sosyal medya hiç bir şekilde işe yaramadı. İçerik pazarlama ve eğitim ile daha büyük başarı elde ettim. Bilgi veren faydalı yazılar ve youtube videoları oluşturmak ve soruları cevaplamak süper olmasının yanında reklamların olamayacağı kadar çok kişisel ve güvenilir. Ben blog yazmanın katkı verdiğini ve hiç bir şekilde size karşı bir dezavantajının olmadığını gördüm, tabii içerik orjinal oldukça.

Sanırım eklentinin reytingi potansiyel kullanıcıya güven aşılıyor, bunu yüksek tutmak için çok çabaladım. Ne zaman müşteri ile olumlu bir etkileşime girerseniz hemen değerlendirme yapmasını veya yorum yapmasını isteyin. Bu olumlu geribildirimleri sadık hayranlarınız ile arttırmanın bir yolu.

Wall Street’in kurtları ürünümü satın alıp geri iade istediklerinde yapmam gerektiğini biliyordum. (Bununla savaşmak için elimden geleni yaptım ama ne yazık ki internette bir tartışmayı kazanmak her zaman çok zor)

İş modeliniz nedir ve gelirinizi nasıl artırdınız?

Diğer çoğu WordPress eklentisi gibi, Vimeography Freemium(Kısıtlı kullanımı ücretsiz) sistemini kullanıyordu. Kullanıcılar ürünün neye benzediğini görmek için WordPress reposundan ücretsiz limitli versiyonu kuruyorlardı. Eğer gördüklerini beğenirlerse ve bazı premium özeillklere ulaşmak isterlerse yıllık 99$ olan pakete yükseltiyorlardı. Ayrıca, Ücretsiz veya PRO üyeler için, yıllık 29$’a herhangi bir galeriye entegre olabilen galeri temaları satıyordum. Ödeme için Paypal veya Stripe kullanıyordum, çoğunluk Stripe kullanıyordu.

Buna rağmen hala WordPress dünyasının alışık olduğu fiyatlandırmanın altında ücretlendirme yaptığımı düşünüyordum, şu an bu işi ilk başladığımdan daha iyi yapıyorum. İlk yaptığım satışlarda ömürlük $4–12$ arasında lisans satıyordum.

$4'lık satışlar sonuçta beni kötü etkileyecekti ve ufak bir ücret için müşteri desteğine ürünü ve işi geliştirmekten daha fazla zaman ayırıyordum. Kendime sordum, “Müşteri desteğinin gerçek dünyadaki karşılığı ne olurdu?” ve büyük boy bir pizza ile 6'lı bira paketi almaya karar verdim, bu da $29'lık fiyatın nereden geldiğini gösteriyor.

Ömürlük lisans ile bu işin yürüyemeyeceğini öğrendim ve 2014'de üyelik modeli yoluna gitmeye karar verdim. Bu değişimden önce satın alan tüm müşterilere mevcut lisanslarını 5 yıl kullanma imkanı tanındı (Not: Bu çok uzun.) Üyelik modeli iş için aldığım en iyi karardı, ve gelir akışını yıllar içinde tamamiyle dönüştürdü.

WordPress üyelik modeli bildiğiniz çoğu SaaS ürünü gibi çalışmıyor. Çoğu WordPress sitesi kendi hostinginde barındığı için, müşterilere eklentilerini satmak, indirmeleri ve kurmaları, üyeliklerini iptal edip yollarına devam etmeleri mümkün oluyor.(Evet bu umduğumdan fazla oluyordu. Evet, bunu daha önce kendiniz de yapmışsınızdır) Üyelik modeli ile birlikte sunduğum bir sorun ile karşılaştığınızda limitsiz müşteri desteği ve endişelenmenize gerek kalmadan ücretsiz güncellemeler ve yeni özellikler ile API ile uyumluluk sağlayan değişiklikler, JavaScript güncellemeleri, tema uyumsuzlukları vs.

Vimeography şu anda aylık $11,250 kazandırıyor, fakat bazı aylar kesinlikle diğerlerinden daha iyi. Yazları bir garip, tatiller de. Tek kişilik iş yapmak benim işime yarıyor çünkü masraflar çok düşük: en büyük giderim muhasebeci ve onu bira alışkanlığım takip ediyor.

Vimeography yıllar içinde başarılı oldu. Yeni bir şeye başlamanın zamanının geldiğini nerden bileceksin?

Hayatımız boyunca büyürüz, olgunlaşırız ve meydan okuyacak fetihler ararız. Eğer hayatımın geri kalanını lisedeki sınıfımda öğretmenlerimle geçirseydim baya acınası biri olurdum. Yaşadıklarımızdan ders almak zorundayız ve önemli olanları yanımıza alıp bir sonraki istasyonda

Yıllar boyunca binlercesini topladım ve WordPress ile edindiğim bu fırsatlar için minnettarım. Fakat ürün inavosyanunda bağlı bulunduğum platformdaki limitlere bir son verebilmek için yeni bir maceraya girişiyorum. Andoto adında video pazarlama platformu geliştiriyorum

Vimeography kurulduğundan beri 6.500'ün üzerinde destek talebini cevaplandırdım, ve yeni ürünümle gördüğüm bir iki trendi çözmeyi umuyorum. Video oynatıcı üzerindeki tüm kontrole sahip olmak, tasarım, arka yüz, entegrasyonlar vs. devasa sorumluluk ama birçok potansiyel barındırıyor.

Video yerleştirmeleri son on yıl boyunca çok fazla değişmedi, ve bence şirket sonuçlarına yardım edecek bir sürü yenilik var. Yüksek kalite video servis etme ve yayın akışı yapmak beklenen bir şey olmalı.

Video uygulamaları alanında bir sürü rakip var, üç büyük ile birlikte “Vimeo, Youtube ve Wistia”. Bence her biri kendi pazarında bir yere sahip ve video pazarı bir çok oyuncu için yeterli, bu alanda yenilik yapmak için elimden geleni yapacağım için heyecanlıyım.

Karşılaştığınız en büyük zorluklar ve aştığınız engeller nelerdir?

Rahatınız için diğer servislere bel bağlamak bir nimet veya lanet olabilir. Sizi sıkan şeylerden kurtulur ve mevcut trafiği koruyabilirsiniz ama aynı zamanda entegre olmak için seçtiğiniz firmanın kararlarının tutsağı olursunuz, ürünün çözdüğü sorun alanı dahil olmak üzere.

Geliştirici işe almak tek kişilik şirket için çok zor. Hala nasıl yapılacağını iyi bilmiyorum. Çoğu geliştirici bu proje için gereken tecrübeye sahip değil, olanlar ise 6 haneli rakamlar kazanıyorlar.

Müşterilerinizle konuşun. Söylenmekten bıkılmayacak bir tavsiye.

Başlangıçta biraz kod öğrenmek zorundaydım, ama kötü yazmaktan korkmamayı öğrendim. Bazı kodlarım utanç vericiydi. Halen kodlarımda utanabileceğim şeyler var ama, yine diyorum, hangi geliştiricinin yok ki? Ürününüzü gerçek dünyaya sunabileceğiniz her adım benim için adil bir oyundur.

Ayrıca, olabildiğince erken ücret talep edin. Eğer kimse fiyatınızdan şikayet etmiyorsa, düşük demektir.

Kendi sitemde aldığım dersler ve daha fazlası hakkında konuştum.

Özellikle avantajlı veya faydalı olduğunu düşündüğünüz bir şey var mı?

Vimeography’nin başarısında birinci rol oynayan şeyin biraz komik bir hikayesi var. Chicago’da yaşıyordum, beş kuruşum yoktu, eklentinin ücretsiz versiyonun üzerinde çalışıyordum. Vimeo Geliştirme blogunda bir yazıya rast geldim, yazıda bir iki hafta içinde yerli kominiteyi ağırlayacaklarını yazıyordu, bu süper olabilirdi, ama yerli komünite New Yorktaydı, Chicago’da değil.

Bu beni durduramayacaktı. Hastalık izni aldım ve yapabildiğim kadar otlakçılık yaptım ve sabahına körüne New York’a Spirit Airlines’dan bilet aldım, dönüş tarihi… biraz ileriye, aynı akşama.

Vimeo’nun Chelsea’daki merkezine gittim ve katılanlarla selamlaştım, hikayemi anlattım ve çok fazla kahve içtim.

Biri şu adama saçını kestirmeye ihtiyacı olduğunu söylesin.

O günki adamım!(Selam, Aaron!)

Seyahatin faydaları ölçülemeyecek kadardı. O gün, Vimeo çalışanlarıyla bağlantı kurdum, Canlıya çıkmadan önce beta özelliklerine ulaşabileceğim API’ye erişim kazanduım, ve LaGuardia’ya dönmeden ve toplamda yaklaşık 18 saatte yolculuğu bitirmeden önce Vimeo’nun ürününü en iyi bilen insanlardan yüz yüze görüş aldım.

Bu şunu gösteriyor ki, Shane Snow’un Smartcuts’da iddia ettiği gibi, Ulaşabileceğiniz en iyi sonuçları alabilmek için bu rastlantılar tasarlanabilir.

Bunun dışında, bir şirkete katacağınız gerçek değeri gösterin. ROI’lerini yükseltebilecekleri ve test edebilecekleri ortamı sunun, müşteri ömür boyu sizin olur.

Cal Newport tarafından Deep Work’de verilen tavsiyesini seviyorum, hemen okuyun. Derek Sivers’in ve onun kitabı Anything You Want’ın, Noah Kagan’ın Podcastı ve MicroConf grubunun büyük bir fanıyım.

Yeni başlayan indie hacker’lar için ne tavsiye edersin?

Ders Bir: Kimse bu şeyleri bir günde öğrenmez, ve bu hızlıca hayal kırıklığına uğramanıza veya bunalmanıza yol açar. Sıkı çalışın, öğrenmeyi durdurmayın, güçlü olduğunuz yönlerinizi bulun, ve yaptığınız işi neden yaptığınızın sebeplerini bilin.

Ders İki: Başarı için okuduğunuz çerçevelere çok fazla odaklanmayın. Bazı işletmeler için geçerli olan şey sizin için geçerli olmayabilir, çoğu üretkenlik tavsiyesi gereksizdir ve hataya yol açar. Bence yapabileceğiniz en iyi şey özdisiplin, üretme, yeni fikirler deneme, strateji, işleyiş ve bir şeyler ters gittiğinde demoralize olmama pratiği yapmak.

Ders Üç: Bir fikir arayan geliştirici iseniz API’lara bakın. Ürünleri birbirine bağlayarak hayatınızı geçindirebilirsiniz, gerçekten!(Uzun vadeli bir plan olmayabilir, ama yapılabilir.) Az kullanılan veya ilginç uç noktalar için API karıştırmayı her zaman sevmişimdir. Bazı API’lar, doğru bir şekilde dağıtılırsa, doğru fikir için tek başına bir iş fikri olabilir.

Ders Dört: Hızınızı koruyun ve projelerinizin birbirleriyle yüzeysel olarak benzer olmasına çabalayın. Projenizi değiştirseniz bile daha önce edindiğiniz tecrübeleri kullanmak, oluşturduğunuz bağlantıları uygulamak ve bir sonraki projeye uygulamak kolay olur. Bağlamı sürekli değiştirmekten iyidir.

Ders Beş: Otantik olun, İlgi alanlarınızı belirleyin, ve kendinize özgü olun. Olmadığınız biri gibi davranmıyorsanız kendi Ikigai’nizi bulduktan sonra ürününiz için motive olmak daha kolay hale gelir.

Ders Altı: Ulaşılabilir hedefler ile başlayın. Faturalarınızdan birini seçin ve bunu ürününüz ile ödemek için elinizden ne geliyorsa yapın. İlerleme olarak gösterebileceğiniz güzel bir kilometre taşı. Bunu başarınca, bir sonraki daha büyük faturayı seçin. Zamanla en büyük faturalarınızı karşılayacaksınız, yeterli kullanıcı ve tecrübeye ulaşınca neyin çalışıp neyin çalışmadığını göreceksiniz ve buna göre projenin yönünü değiştirebileceksiniz.

Ders Yedi: Müşterilerinizle konuşun. Söylenmekten bıkılmayacak bir tavsiye.

Daha fazlasınız öğrenmek için nereye gitmeliyiz?

Benim iki video ürünümu burda bulabilirsiniz https://andoto.com ve https://vimeography.com. Sizin gibi IndieHackers’lara video stratejilerinde yardım etmekten mutluluk duyarım, bana ulaşın.

Twitter adresim @davekiss, veya e-mail dave@davekiss.com. Lütfen bana sevimli evcil hayvanlarınızın fotoğraflarını gönderin.

Kendi web sitemde tek-kişilik-girişimler hakkında yazılar yazıyorum, mesela bu karanlıkta inşa etme eğilimim hakkında

Umarım bu görüşmeden yararlı bir şeyler kapmışsınızdır. Bu komünite için bir kaynak olmaktan çok memnunum ve bana e-mail göndermenizi ve aşağıya yorum/soru yazmanızı isterim. Hoşçakalın!

Dave Kiss, Vimeography’ın Kurucusu

Ç.N: Düzeltme, öneri veya yorumlarınızı bekliyorum.

WooCommerce Tutorials’larımı görmek ve wordpress konusunda kendinizi geliştirmek isterseniz isterseniz siteme beklerim.

Ali Demirci — Freelancer WooCommerce Developer

--

--