ESC Günlükleri | Bölüm I

Alperen Erfidan
3 min readNov 4, 2023

--

Herkese selamlar,
Bu yıl Mayıs ayında Komotini/Yunanistan’da katıldığım ESC (European Solidarity Corps) gönüllülük projesi boyunca yaşadığım deneyim ve gözlemlerimi parçalara ayırarak sizlere aktarmaya karar verdim. Okuyacaklarınızı proje esnasında haftalık olarak yazdım; bu demektir ki bölümlerin kaleme alınış biçimi sizi Mayıs ayına götürebilir ve hala Yunanistan’daymışım hissi verebilir. Bunu aklınızın bir köşesine not edin :)

ESC hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz Volunteering | European Youth Portal adresine göz atabilirsiniz.

ESC Günlükleri | Bölüm 1

Pazar günü Gümülcine etrafındaki bir Türk köyünden geçerek doğa yürüyüşü gerçekleştirdik. Köye ekibimizden ilk ulaşan bendim ve arkadaşlarımı beklerken bir araç yaklaştı. Bir hanımefendi Yunanca bir şeyler söyledikten sonra içime doğmuş olacak ki “Türk müsünüz?” diye karşılık verdim ve sevinçle “Evet, Türk’üz” cevabını aldım. Yan koltukta oturan yaşlı teyzemizle beraber neden ve nereden geldiğimizi, karnımızın aç olup olmadığını sordu ve bir şeye ihtiyacımız olursa diye evlerinin konumunu tarif etti. Gümülcine’deki yoğun Türk nüfusunu göz önüne alırsak aslında pek şaşılacak bir durum değil fakat kendimi bir an Türkiye’de gibi hissetmenin tadı bir başkaydı :) Neyse, biz yolumuza devam edelim.

Susurköy

Zirvede yer alan bir manastırda tadı ıhlamura benzeyen ancak sorduğumuzda bir çeşit dağ bitkisi olduğu söylenilen sıcak çaydan içtik ve biraz bisküvi yedik. Manastırda 15 dakikalık Yunanca bir sunumun ardından (evet başlar sallandı ve anlıyorum ifadesi takınıldı) kafiledeki Hristiyan dostlar dini ritüellerini yerine getirdiler.
İniş yolunda göçmenler ve mültecilerin Avrupa’ya kaçarken izledikleri güzergahta konakladıkları yerleri temizleyeceğimiz söylendi.🥸

Kafsokalivyalı Aziz Maksimus Manastırı
Manastır’dan kuş bakışı görünüm

Dün ise sabahtan Gümülcine’ye ait yerel kıyafetlerin ve nasıl yapıldıklarının sergilendiği müzeye gittik. Burada 2 saat boyunca bir profesörün yaptığı Yunanca sunumu dinledik (neyse ki bir Yunan dostumuz çeviri hizmeti sundu). Ardından artık kullanmadığımız tişörtlerimize örgüler diktik. Amaç yeniden kullanımın uygulamalı olarak gösterilmesiydi.
Akşam üzeri de Nimfea adında Gümülcine’nin ünlü bir ormanlık bölgesinde çevre temizliği yaptık. Burada Türk bir özel eğitim öğretmeni hanımefendiyle karşılaştık, o da yardımcı olduğu öğrencilerini doğada vakit geçirmeleri için getirmişti. Bizi gördüğüne çok sevindi, numaralarımızı aldı ve müsait bir vakitte etrafı gezdirmek istediğini söyledi :)

Gümülcine Folklor ve Tarih Müzesi

Bugün ise paydaşlarından birinin bizi Gümülcine’de ağırlayan kurumun olduğu ve bu yıl ikincisi düzenlenen GreenFest etkinlikleri kapsamında Alex’le beraber yaklaşık 2 saat boyunca çevre sorunlarını, sebep ve sonuçlarını, gelecekte bizi nelerin beklediğini ve ne tür önlemler alabileceğimizi tartıştık. Ardından küresel iklim kriziyle ilgili belirli duygular çerçevesinde düşüncelerimizi dile getirerek hislerimizi paylaştık.
Bu arada Alex bir Fransız vatandaşı ve Türkçe öğrenmeye çalışıyor. Bizimle bol bol pratik yapma fırsatı olduğu için çok mutlu :)
Akşam ise vegan street food etkinliği için çiğ köfte yapacağız ve ardından hep birlikte Eurovision yarı finalini izleyeceğiz.

Alex’le birlikte oynadığımız iklim temalı mini oyundan

Batı Trakya’dan aktarılacaklar şimdilik bu kadar.
Sonraki bölümde görüşmek üzere! 🤓

--

--