bugün saraybosna’dayız. burası da dünyanın en güzel mekanı ödülünü verdiğim zlatna ribica; nam-ı ingilizce(gold fish), nam-ı türkçe (altın balık). evet, dünyanın en güzel mekanı. sahibi bosnalı bir beyefendi, kibar ama baya bi huysuz. oraya gitmeden önce de namını duymuştum ama kendi arkadaşlarıyla falan takılıyor korkulacak bi şey yok. şimdi bu adam bizim öznemiz çünkü her ne olursa olsun o amcayı çok seveceğiz. bir gün düşünüyor ve ben para harcamadan bir mekan dekore edebilirim diyor. antikacılardan, çöplüklerden topladığı eşyalarla dekorasyonu kendisi tamamlıyor. mekanda 30–40 senelik posterler, küçük radyolar, tvler, 80 senelik şapkalar, bardaklar vb. aklınıza gelecek her türlü eşyanın eskisi var. birinci dünya savaşından, bosna katliamına değin hafızalarınızı tazeleyecek her türlü eşya mevcut.
bosnalılar çok ilginç insanlar. böyle bir mekan ancak bosna sınırları içerisinde olabilirdi zaten. eğlenmeyi çok iyi biliyorlar. laf olsun torba dolsun, vakit geçsin yeterli olarak düşünmüyorlar hiç. sosyologlar yüzlerce sebep sıralarlar ama bana göre yaşadıkları onca acılar, hele de 22 sene önce tarihin gördüğü en korkunç soykırımlardan birisi onlara yaşamın her saniyesinin değerli olduğu gerçeğini göstermiş görünüyor.
tanıştığım avrupa nüfuslu kardeşlerim çok ilginç şeyler içiyorlardı. ben düz adamım fazla fanteziye kaçmadım tabi ki. ilk gittiğimde sarajevsko ile başladım gece boyu ondan içtim, çok lezzetli. mekanın ruhuna çok iyi gidiyor. ikinci gidişimde bir kokteyl denedim sonra tekrar sarajevsko’ya devam etmiştim fakat üçüncü gidişimde garson hanım sıcak çikolatamızı denemiş miydiniz diye sordu. hayır dedim. onu denemeniz güzel olabilir dedi, peki sizlere zahmet olmazsa içeyim dedim. nereden bileyim 7 kıta 206 ülke içerisinde ki en iyi sıcak çikolatayı içeceğimi. bilenler bilir sıcak çikolata gurmeliğim vardır. biz içtik, sizler de içesiniz. içkiler, sıcak çikolata dedik sıra geldi müziklere. zlatna ribica’yı müziksiz düşünemiyorum. zaten bir mekan hayal edin. sunumuz güzel, insanların gözlerine hitap ediyor bi de kulağa hitap etmek şart. çukurova çocuğuyuz içkinin yanına meze değil müzik ararız biz. işte zlatna’da müziğe de doyurdu bizi. tabi orada bir çok müzik dinledim ama bir mekanla bir şarkı bu kadar mı uyar diyecek olursam gipsy kings-trista pena orada bambaşka havaya bürünüyor romalı kardeşlerim.
mekanın ismi nereden geliyor diyenler olacaktır?
mekana taşınmadan önce yanında olan tek varlığı küçük bir kavanozdaki dostu olan altın balığı. bir mekanına bir balığına bakıyor ve ondan esinlenerek bu mekanı ölümsüzleştiriyor. kaptol 5/sarajevo adresine gittiğiniz takdirde altın balığı baş köşede bulabilirsiniz.
- *kapak fotoğrafı ‘’https://tr.pinterest.com/ ‘’ adresinden kullanılmıştır.