Fenerbahçe 2–1 Gaziantep FK
Geçtiğimiz sezon hücumsal oyun hüviyetini kazanan Fenerbahçe sezonun ilk karşılaşmasında evinde Gaziantep FK’yı konuk ettiği maçta zorlu bir galibiyet aldı. Deplasman takımı yirmi üçüncü dakikadan itibaren sahada 10 kişi kalmasına rağmen Fenerbahçe’ye psikolojik üstünlüğü teslim etmeyerek maçı sonlandırdı. Bazen üstünlük vermemek, 3 puan kazandırmasa bile adı konmayan bir galibiyet. Fenerbahçe’ye oldukça sıkıntılı bir ikinci devre geçirtmeyi başarmak kolay iş değil. Olası beraberlikte Tadic’in ikinci yarının başında kaçırdığı penaltı çok konuşulabilirdi. Genç kaleci Batuhan Şen için de değerini artıracak bir kurtarış oldu.
Kadrolar:
Fenerbahçe, İsmail hocanın alışılagelmiş dizilişiyle sahadaydı. Mert Hakan Yandaş tercihi haricinde genel olarak beklenilen bir 11 vardı. Ben şahsen Zajc’la başlamasını öngörürdüm. Ama Mert Hakan da sezon içinde gayet kullanılabilecek iyi bir alternatif. Crespo’nun kadroda olmama sebebi ise sözleşme yenilememesi ve yönetimle arasında pürüz olduğuna dair oluşan gündemdir diye düşünüyorum. Yoksa gayet bugün sahada olabilirdi.
Gaziantep’in dizilişinde ise sıkıntı şurda başlıyor. Net bir santraforları hala yok. Markovic’i en uca koyup skor üretilmesini beklemek fazla absürt. Kariyerini kanat olarak geçiren bir adamdan bitiricilik beklememek gerekir. Elbette maddi koşullar, deprem sonrası oluşan ekonomik süreç gibi etmenler vardır. Lakin Maxim’in gördüğü kartlar profesyonel futbolcunun görmemesi gereken kartlar. Hele ki sarı kartı varken hakem kararını alkışlamak benim nezdimde bir nevi takımı sabote etme eylemi.
Fenerbahçe maça arzulu başladı ve daha üçüncü dakikada Tadic-Dzeko ikilisiyle gole ulaştı. Düzgün pas örüntüsü sonucunda ceza sahası içinde boşluk bırakınca Boşnak yıldız affetmiyor. İkinci golde de Szymanski’nin ceza sahası yayında savunma arasında bekleyen Dzeko’ya ilettiği ince pas muazzamdı. İşte yaratan oyuncu böyle olunuyor. Gaziantep savunması pasa reaksiyon veremeden top zaten ağlardaydı. M’Bakata ofsaytı bozmasıyla Dzeko gelen ince pas sonrasında bitiriciliğini konuşturdu. Asıl hikaye 23'te Maxim’in ikinci sarı kart ile atılmasıyla başladı. Maçı izleyen herkes Fenerbahçe rahat galibiyet alacak düşüncesindeyken Gaziantep topla oynaması çok da düşük olsa yenilenmiş Fenerbahçe’nin bilmediğimiz zaaflarını ortaya koydu. İlk yarının uzatmalarında sağ köşeden kullanılan duran toptan gelen kafa golü şampiyonluk hedefleyen takımın yememesi gereken bir goldü. Savunma arkasına seken topu tabiri caizse Altay Bayındır resmen içeri aldı. Savunma hattı elbette o topu arkaya sektirmemeli. Bunda hemfikirim ama yani sekiyorsa da üzerine gelen topu bir kaleci içeri almamalı. Altay’a son dönemde popüler yorumcular olsun, sosyal medyada küfürler yağdıran kişiler olsun çok fazla yüklenildi. Ben de kendisini beğendiğimi söyleyemem hatta Fenerbahçe seviyesinde olduğunu da düşünmüyorum. Ama Altay’ın yorumlardan ne kadar etkilendiği de aşikar. Profesyonel bir kaleci umursamaması lazım, ıslıklansa da küfür edilse de umursamaması lazım. Bu ülkede Volkan Demirel’e kendi taraftarı küfürlü beste söyledi statta. Altay’a bakıyoruz şimdi, mental olarak bitmiş. Durum artık form düzeyinden ziyade psikolojik faktörlere kadar derinleşmiş durumda.
Fenerbahçe’nin öncelikli işi ya kaleci transferi olması lazım ya da Altay’ı bir süre dinlendirip İrfan Can’a şans verilmeli. Durum çünkü net olarak pozitif ilerlemiyor. Livakovic ve Keylor Navas isimleri gündemde, eğer sarı lacivertliler Avrupa’da da ilerlemek istiyorsa kaleci transferini ivedi şekilde çözmeli. Son yapılan Fred ve Cengiz Ünder transferlerine harcanan paraya(Fred: 9.75M €, Cengiz: 15M €) bakarsak eğer bu kadar maddi külfetin altına giriliyorsa Fenerbahçe yönetimi ana hedefin sadece lig olmadığını göstermiş oluyor.
İkinci yarıda yapılan değişikliklerin de Fenerbahçe cephesi adına olumlu etkisi görülmedi. Isı haritasında da belirgin gözüken detay oyunun ikinci bölgeye yığılımıydı. Rakibin bir kişi eksikken hala orta sahada oyun yığılıyorsa burda problem var demektir. Dzeko’yu son dakikaya kadar oyunda tutup alkışlatmak doğru bir tutum mu ondan da emin değilim. Kendisi çok büyük oyuncu ve bugün de kilidi çok erken açtı ama ikinci yarı Fenerbahçe kendisinden ilk yarıdaki kadar faydalanamadı. İsmail hocanın bu noktada daha realistik yaklaşmasını beklerdim.
Dzeko çok büyük bir karakter olduğunu ayrıca daha ilk maçlarından göstermeye başladı. Ukala tavırları yok, taraftarlarla arası iyi ve gerçek bir kaptan gibi takımı sahiplenmesi Fenerbahçe için çok büyük artı. İkinci yarıda Fenerbahçe adına önemli sinyaller veren durum Tadic ve Dzeko’nun ekstra katkı sunamaması oldu. İlk 45 dakikadaki performanslarının altında kaldılar. Kırk altıncı dakikadaki penaltı atışında da Tadic’in vuruşunun cılız kalması sonucu skorda değişiklik olmadı. Burada yaş elbette önemli etken fakat konferans ligi ön eleme maçlarında iki devre arasında bu denli fark yoktu. Lige alışma sürecinde olan iki oyuncunun sezonun ilerleyen kısımlarında doğru rotasyonla oynatılmazsa Fenerbahçe’nin hücum yönü için sıkıntı olabilir. Her ne kadar İsmail hocaya altın tepside sunulan bir kadro olsa bile.
Maç içinde Ferdi’nin ikinci yarıda yaptığı adımlama hatası sonucunda Max Gradel’in bileğine bastığı pozisyon kırmızı kart olarak değerlendirilmeliydi. VAR yine uyarmadı, dünkü Barış Alper’e verilmeyen kart gibi es geçildi. Gayet rakibin bileğine basan sert bir müdahale. Kasti değil diyerek geçilebilecek bir karar olmamalı bence. Zaten hakem Abdülkadir Bitigen pozisyonu görmedi bile, yardımcı hakemin uyarmasıyla faul verdi. Ki bu sert müdahaleye sarı kart bile çıkmadı.
Uzatma dakikalarında Fenerbahçe taraftarına gerginliği sonuna kadar yaşatan Gaziantep FK, son dakikada Tadic’in eline temas eden topta penaltı bekledi. Hakem devam ettirdi, sebep olarak sosyal medyada okuduğum ve gözlemime göre orta açılan topun çizginin dışından çevrilmesi olduğunu gördüm. Fenerbahçe’ye 10 kişiyle bu kadar stres yaşatmak bile aslında galibiyettir. Kazanılan üç puan daha transferlerini tam olarak bitirmemiş Fenerbahçe için umut verici görünmüyor. Çünkü futbolcular hala yakaladıkları fırsatları bitiremiyor. Penaltı haricinde Kent ve Zajc’la harcanan iki net pozisyondan biri bile gol olsa taraftar rahat maç izleyecekti. Jorge Jesus dönemine göre çehre değişimi yaşayan Fenerbahçe ligin ilk maçını zorlanarak kazanmış olsa da şampiyonluk için düşlenen oyunu henüz sahaya yansıtamadı. Transfer süreci tamamlandıktan sonra daha dominant bir sarı lacivertli ekip izleyebiliriz.
Not: Canlı olarak izlediğim maçlar hakkında yorumlarda bulunuyorum.
İletişim, takip ve görüşleriniz için:
Mail: ardabalmedium@gmail.com
Instagram: ardabal_sports
Twitter: ardabal_sports
