IŞIĞIN VE GÖLGENİN RESSAMI:REMBRANDT
Ressam, 15 Temmuz 1606’da Leiden, Hollanda’da doğdu. Yaşadığı süre zarfında çok önemli işler yapan Rembrandt, yaşadığı varlıklı hayata 4 Ocak 1669’da yoksul bir adam olarak veda etti.
1585 yılında, Belçika’nın kuzeyinde bulunan Anvers’in İspanyolların eline geçmesiyle Hollanda’nın Altın Çağı başlamıştır. Nedenlerine bakacak olursak;
-Güneydeki zengin Kalvinci tüccarların Hollanda’ya sığınması.
-İspanya’daki Seferad Yahudilerinin Hollanda’ya sığınması.
-Savaştan kaçan aydınların Hollanda’ya göçmesi.
-Fransa’dan kaçan protestan Hugenet’lerin Hollanda’ya sığınması.
Tüm bu sebepler, Hollanda’yı Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri yapmıştır diyebiliriz.
Ticari faaliyetlerin artmasıyla birlikte sanata ciddi yatırımlar yapılmaya başlanmıştır. Halkın sanata ilgisinin artmasıyla birlikte profan, janr, manzara resmi gibi türler gelişmiş ve özellikle portre ressamlığı büyük önem kazanmıştır. Rubens, Rembrandt, Vermeer, Hobema vb. gibi sanatçılar bu dönemde yoğun ilgi görmüştür. Özellikle de Rembrandt bu sayede çok ciddi kazançlar sağlamış ve sanat koleksiyonerliği de yapmıştır.
Yaşadığı dönemde varlıklı birçok kişi tarafından ilgi gören Rembrandt, sadece Hollanda sınırları içerisinde değil, diğer batı ülkelerinde de tanınmıştır. Vefatından önce Cosimo de’ III Medici [İtalyan bankacı ve politikacı¹] tarafından ziyaret edilmesi onu çağdaşlarından ayrıcalıklı yapar. Çünkü o dönemde Avrupalı sanatçılar İtalyan sanatını öğrenmek için İtalya’ya seyahatler düzenlerler. Fakat Rembrandt sanat eğitimini zaten Hollanda’da tamamlamıştır. Günümüzde de “ışığın ve gölgenin ressamı” olarak bilinir. Yaşadığı dönemde 300 kadar yağlı boya çalışması, 200 adet gravür, 40 kadar otoportre ve 2000 çizim yapmıştır.
Rembrandt grup portrelerinde; müşterilerinin toplumsal statülerini, karakterlerini ve duygu durumlarını yansıtarak önemli kompozisyonlar oluşturmuştur. Bu sayede müşterileri tarafından da tercih edilmiştir. Sanatçı “Gece Devriyesi” isimli resminde, Yüzbaşı Cocq’u siyah üniformalı, Teğmen Rutenbruch’u da sarı üniformalı resmetmiştir. Bu durumu, Hollandalı Katolikleri ve Protestanları bir araya getiren bir alegori olduğunu iddia eden sanat tarihçileri vardır.
Bireysel portrelerde de modelin içsel dünyasını olduğu gibi yaşatmayı başaran Rembrandt, bu sayede kendi döneminde çok ünlü ve varlıklı bir sanatçı olarak yaşamını sürdürmüştür. Sanatçı, portreler dışında da etkili birçok resim yapmıştır. Bu resimler ikinci bölümde ele alınacaktır.
Devamı gelecek…
-
Kaynakça:
¹Cosimo de’ III Medici, https://wikipedia.org/
Yararlanılan Siteler:
https://www.youtube.com/watch?v=bG6lZwrw0iU
