Artırılmış Zeka 4.0
Zekanın kutsandığı bir çağda yaşıyoruz. Zeka testleri, çeşitleri karaborsa.. Yapay olanı pek itibarlı.. Çocuklarımız da zekadan hep hiperaktif… Hadi o zaman! Kadim sorunlarımızı bırakıp zekaya yakından ve yalın halde bakalım. Türlerine de hiç bulaşmayalım. Bize önce, biraz sezgi lazım olacak..
Sezgi; gerçekliğe çok kısa sürelerde ve akletme süreçleri olmaksızın; dolaysız, renksiz, derin ve kuşatıcı kavrayışlarla erişme halini anlatmaktadır. Bu çok küçük zaman parçaları, zekanın kapasitesine ilişkin büyük veri alanlarıdır. İçgüdü ve duygular da neredeyse yok sayılabilecek kadar küçük gecikmelerle sezgilerimize eşlik ederler. Sezginin, içgüdü ve duyguların etkisinden arındırılmış hali de muhtemelen zekanın en katışıksız işleyişini sunar.
Zeka; potansiyel gerçekliğe dair olasıkları, sezgi düzleminde var edebilme kapasitesidir. Bir başka ifadeyle zeka; olasılıklar örüntüsü halindeki yaşamı, bilinç düzeyinde ürettiğimiz algoritmalarla seçme becerimizdir. Sezgi, bir çeşit alternatif gerçeklik yaratarak bilinçle dış dünyayı birbirine bağlar. Bu yüzden zeka için, yaşam becerimizin ölçüsü diyebiliriz. Bilinç altı ve bilinç üstünü hiç konuya dahil etmeyişimiz de zekanın yalınlamaya çalıştığımız haline zeval gelmesin diye…
Yaşam becerisi ölçeklerimiz yerine, yaşamın kendisini yüceltmeyi öğreniriz umarım. Zeka ancak duyumsamaya, hisleri parlatmaya, içgüdüleri zinde tutmaya izin verdiği ve onlarla etkin bir birliktelik kurduğu sürece yaşamı büyütür.
Yani…
Gün doğumuna hevesli, gün batımına talepkar olmak..
Yaşamın iyisine de kötüsüne de gönder gelsin diyebilmek...
Yolun elbet erdeme ulaşacağına inanmak..
Zeki olmaktan büyüktür, büyütücüdür.. Öyle işte..