Aramak -“Beyaz yakalı loser”ın startup ekosisteminin zirvesine yolculuğu — 2

Ata Uzunhasan
3 min readMay 9, 2020

--

Kariyer ve hayatta makas değiştirmek üzerine

Portoros, Slovenya Haziran 2008

İlk yazımda okuldan mezun olurken “ne yapmak istediğimi bilmiyordum” dedim ya aslında unutmuşum; ne istediğimi ifade ettiğim bir cümlem kelimesi kelimesine aklıma geldi. 2005 yılında danışmanlık şirketi McKinsey’in, “Top ten senior students” (farklı üniversitelerden ilk on sırada mezun olacak öğrencileri bir araya getirdikleri toplantı) kokteyline katılmıştım. 4. Levent’teki Mövenpick otelin terasında düzenlenen kokteylin konsepti çok başarılıydı. O güne kadar genelde dinlemeye alışık olan bizlere kendilerini anlatmak yerine, “hadi bütün McKinsey’liler burada, bize soru sorun!” diyerek kokteyli başlattılar. McKinsey, yönetim danışmanlığı kariyeri için en önemli tercihimdi, hem de Boston Consulting Group (BCG) Türkiye ofisini daha yeni kapatmıştı, dolayısıyla 2005 yılında çok alternatif yoktu. Onlarca McKinsey danışmanı arasında kimi yakalarsam, ona soru soruyordum. Galiba en mutsuz olanına, belki de hiç sorulmaması gereken soruyu sordum “Merhaba, ben az çalışacağım ama çok kazanacağım bir iş istiyorum, sizce yönetim danışmanlığı böyle bir iş mi?” Aldığım cevap kısa ve netti “Öyle bir iş bulursan, bana da söyle.” Bugün dönüp baktığımda, bu isteğimde samimi miydim hatırlamıyorum ama kariyerime kesinlikle doğru soru ile başladığımı düşünüyorum... Sadece doğru kişilere, doğru ifadeyle sormamışım. O danışmanın yerinde ben olsaydım bu soruya şöyle cevap verirdim,

Sevdiğiniz işi arayın ya da yaptığınız işi sevmeyi öğrenin. Sevdiğiniz hiç bir şey için çok çalışmak zorunda kalmazsınız. Eminim hepinizin bunu tecrübe ettiği anlar olmuştur… Gitar çalmayı seversiniz, çok istediğiniz bir şarkı için günler gecelerce çalışırsınız; bir yazı yazmak zorundasınızdır, en iyisi olsun ister son halini onlarca kez okur ve her defasında değişiklik yaparsınız; bir konuyla ilgili ödeviniz olur, internette bulduğunuz kaynakların referanslarına da bakmaktan kendinizi alamazsınız; sunum yapma sırası size gelmiştir, daha önce kimsenin yapmadığı gibi olmasını hayal eder, geceleri uyanıp prova yaparsınız. İşin ilginç yanı, emek harcadıkça işi seversiniz. Emek sevmeyi yeşertir. Özetle, severek yaptığınız bir işte, saatleri, günleri, ayları hatta yılları harcasanız da, Steve Jobs’un da dediği gibi yaptıklarınız sizi çok mutlu eder. Sonuç olarak yaptığınız işte en iyilerden biri olursunuz ve maddi manevi çok kazanırsınız.

2007 yılının Mart ayında denetimin bana göre olmadığını gördükten sonra arayışa geçmiş ve olabilecek bütün fırsatları değerlendirmeye başlamıştım. Arayana bir şekilde şans gülüyor sanırım… Pwc’nin danışmanlık çatısı altında faaliyet gösteren, o zamanki adıyla Crisis Management, bugünkü adıyla Forensic Services, bölümünün lideri Wayne’e (kendisi İngiliz) Bursa’daki bir projesi için, iki günlüğüne destek olacak birisi aranıyordu. Basit bir tercümanlık işi gibi görülen bu işe gönüllü oldum. Bursa’ya giderken Crisis Management bölümünün suistimal incelemelerinde ve şirketlerde ortaklar ile yöneticiler arasındaki çatışmaları çözme konusunda uzmanlaştığını öğrendim. Bursa’ya şüpheli işlemlerin olduğu düşünülen bir iş yerine gidiyorduk. Görevim Wayne’e destek olarak muhasebe işlemleri arasından şüphelileri bulmak ve bunların gerçek olup olmadığını sorgulamaktı. İlk gün çabuk geçti ve maalesef pek bir şey çıkmadı. İkinci gün Wayne’in gitmesi gerekti, ben kalan konulara bakacaktım. İncelemelerim sonucunda 4 farklı faturada anormal işlemler tespit ettim ve bunlar delil niteliğindeydi. Sherlock Holmes’in bir dosyayı çözdükten sonra ne hissettiğini çok iyi anlamıştım. Mükemmel bir duyguydu. Bulgularımı Wayne’e anlattığımda o da sonuçlardan oldukça memnun kaldı. Sonuç olarak yapmak istediğim işi yine PwC içerisinde bulmuştum.

Kariyerinizin başında, çalışacağınız şirketlerde yatay geçiş imkanlarıyla ilgili mutlaka bilgi alın. Bir çok kişi kariyerinde nerede iyi olduğunu deneme yanılmayla anlıyor. Şirket içi geçişler hem çalışma kültürü hem de adaptasyon tarafında oldukça verimli oluyor. Aynı evde daha güzel bir odaya geçmek gibi düşünebilirsiniz… taşınma var ama stresi çok daha az.

Crisis Management bölümüne transfer fikrini ben Wayne’e sundum. O da olabileceğini söyledi ancak bu süreç oldukça uzun sürdü. İnsan kaynakları departmanı ve bölümlerin en üst düzey yöneticileriyle defalarca görüştüm. Yorucu bir süreçti ama öğretisi netti.

Eğer bir kurum içerisinde işinize dair değişiklik istiyorsanız (maaş, transfer, terfi, izin, görev tanımı değişikliği vb) bunun sorumluluğu sizindir. Beklemek yerine aksiyon almalısınız.

Yukarıda yazdığım cümle aşikar gelse de kariyerim boyunca, yaptıkları işlerde ilk gün heyecanlarını kaybeden, çaresizlik içinde işiyle ilgili değişiklik bekleyen, “ben ne yapabilirim ki”, “bu maaştan fazlasını da alamam ki” veya “işim bir şekilde düzelir/iyileşir” diyerek günlerini geçiren parlak insanlar tanıdım. Siz, değişiklik gerektiğinin farkında olun, istediğinizi doğru şekilde dile getirin ve çaresizler kulübüne katılmayın. Güneş elbet tekrar doğar.

Devam edecek…

--

--