Sevgili Dostlar,

Bazı fikirler ilk anda çok saçma gelebilir. Mesela Orhan Veli’nin şiirden kafiyeyi atması veya John Cage’in müzikten müziği atması bunlardandır. Bugün dünyanın gelmiş geçmiş en değişik bestecilerinden John Cage’in oyuncak piyanolar için bestelediği “Music For Amplified Toy Pianos” adlı ünlü eserinin dünya prömyerinin 60'ıncı yıldönümü. Bu ilk kez dinleyene anlamsız gelebilen ama 60 sene önce çığır açan parçayı ŞURADAN dinleyebilirsiniz.

Dinlediyseniz “bu ne biçim müzik” demeniz çok normal. Çünkü besteci ve filozof olan John Cage, sorularını kelimelerle değil müzikle sorardı. Mesela arkadaşı ressam Robert Rauschenberg beyaz tual üzerine beyaz boyayla resim çizerek hayatı sorgulamaktaydı. Bu tabloları gören John…

Sevgili Dostlar,

Windy Chien, Kaliforniya’lı bir sanatçı. Boya kullanmadan tablo yapmanın bir yolunu bulmuş. Fırça ve tuval yerine ip ve düğüm kullanıyor; konu olarak metro haritaları ile elektronik devrelerden esinleniyor; sonuçta ortaya orijinal, soyut ve modern tablolar çıkıyor. Örneğin ŞÖYLE, ŞÖYLE ve ŞÖYLE düğümler atarak, ŞÖYLE, ŞÖYLE, ŞÖYLE, ŞÖYLE, ŞÖYLE, ŞÖYLE, ŞÖYLE tablolar yapıyor. Biz bu tabloları görünce aklımıza Olasılıksız kitabından bir bölüm geldi:

Sirkte 6 tonluk fillerin ayaklarına sadece bir ip bağlı olduğunu görünce şaşırıp babama bu hayvanların neden ipi koparıp kaçamadığını sordum. “Koşullanma” dedi. “Bebekken filleri zincirlerle bağlarlar, onlar da kaçamayacağını görür ve bir daha denemez.” “Nasıl yani?”…

Sevgili Dostlar,

Christoph Niemann muhtemelen çok zeki bir insan. Hayatını başkalarının görmediği şeyleri görerek kazanıyor. Bir şeyi fark edince onu muzipçe çizip New York Times, New Yorker, Wired, National Geographic gibi dünya devi yayın kuruluşlarına gönderiyor; ve hop, bu çizdiği şey kapaktan basılıyor.

Mesela masasında otururken hokka dikkatini çekiyor; önce onun fotoğrafını çekip çıktısını alıyor; çıktının üzerine çizdiği “eskiz” ŞURADA. Christoph Niemann tüm alçak gönüllülüğüyle bu yaptıklarına “eskiz” (sketch) diyor ama gerçekte bu çok özgün bir iletişim dili. …

Sevgili Dostlar,

Bazen Fransız bir gencin yazdığı özgürlük şiiri Paris’te başlar, gerisini bir Türk çocuğu İstanbul’da getirir.

Asker kasketimi kafese — Kuşu başıma koydum çıktım.
Ne o? dedi kumandan sokakta — Selam vermek yok mu artık?
Hayır, dedi kuş — Selam vermek yok artık.
Özür dilerim dedi kumandan: Ben var sanıyordum da.
Aldırmayın canım, dedi kuş — İnsan dediğin yanılabilir.

Bugün 4 Şubat, yukarıdaki dizelerin sahibi Jacques Prevert’in 121. yaş günü. Kendisi özgürlüğü, sevgiyi, umudu, onu Türkçe’ye kazandıran Sabahattin Eyüboğlu’nun deyimiyle “ele avuca sığmaz, bağlasan durmaz, kural dinlemez, zora boyun eğmez” bir şekilde yazmıştır. Tabii ki onu okuyan Orhan Veli…

Sevgili Dostlar,

Ünlü ressam Jackson Pollock 28 Ocak 1912'de yani tam 109 yıl önce bugün doğdu. 44 yaşında hayata veda ettiği için tablolarının yüzlerce milyon dolara satıldığını görememişti, ama 2006'da “No 5, 1948” isimli tablosu 140.000.000 dolara satılırken, 2016'da “No 17A” isimli tablosu 200.000.000 dolara alıcı buldu ( Kaynak). Çünkü çok orijinal bir çizim tekniği keşfetmişti. Tuvalini yere koyar ve çevresinde dans ederek tablosuna renkler serpiştirir, döker, saçar, damlatır, püskürtürdü. Fırçasını tuvale sürmeden yaptığı bu soyut resimler onun dünyanın gelmiş geçmiş en pahalı modern ressamlarından biri olmasına yetti.

“Aa ne güzelmiş ben de yaparım” diyenler için www.jacksonpollock.org diye şahane bir…

Sevgili Dostlar,

21 Ocak 1966 günü ( yani 55 yıl önce tam da bugün) öyle bir olay oldu ki, belki de müzik tarihinin akışı değişti: George Harrison ve Pattie Boyd evlendi.

Pattie, 60'ların en fenomen süper modellerinden biriydi. Podyumlardan inmeyen ve güzelliği her hafta moda dergilerinin kapaklarını süsleyen bu 19 yaşındaki dilbere aşık olan Beatles üyesi George Harrison onun ateşiyle “I Need You”, “If I Needed Someone”, “Love You To”, “Something” ve “For You Blue” şeklinde dizi dizi şarkılar yazdı. Bu şarkılar tarihe geçse de dışarıdan peri masalı gibi görünen bu evliliği kurtarmaya yetmeyince, araya kaçınılmaz olarak boşanma avukatları ve…

Sevgili Dostlar,

Bugün 14 Ocak, Rasim Öztekin’in doğum günü.

Kendisini ilk anda çıkaramadıysanız, haklısınız. Çünkü efsane filmlerin, skeçlerin, dizilerin ve tiyatro oyunlarının başarısının sahibi tüm ekiptir, ama medya genelde sadece başroldeki kişiyi öne çıkarır. Rasim Öztekin ise ekibin bir parçasıdır. En başarılı yardımcı oyuncu ödüllerini teker teker toplar ama öne çıkmaz; rolünü oynar; verdiği tüm paslar gol olur. Hatta şöyle söyleyelim: Tuz gibidir; oyunun Rasim’ini bir tutam eksik koyarsanız tadı biraz eksik kalır. Seksenler’de, Gora’da, Mandıra Filozofu’nda onu mutlaka görmüşsünüzdür.

Hala hatırlayamadıysanız, Ferhan Şensoy’un başrolde olduğu, müziklerini Hümeyra ve Gündoğarken’in yaptığı 35 senelik bir başyapıt olan İçinden Tramvay Geçen Bir…

Sevgili Dostlar,

Endonezya’da son 400 yıldır pirinç hasadı sırasında işçiler heves ve coşkuyla çalışıyor, çünkü hasadın hemen ardından Pacu Jawi denen şenlikler başlıyor. İş ile oyunu birleştirmenin güzel bir örneği olan bu şenliklerde, manda, inek ve boğalar, çamur havuzlarında yarışa tutuşuyorlar. Köylülerin keyifle ve bir miktar da çamurlanarak izledikleri bu Asya usulü rodeolarda, jokey iki koca mandayı kuyruklarından tutuyor ve çamurla dolu bir hendeği son sürat geçiyor; onlarca yarışmacı en hızlı olup ödüle hak kazanmak için canını dişine takıyor.

National Geographic muhabirinin Pacu Jawi yapmayı denemesini anlatan iki buçuk dakikalık bir video . (Altyazılarını Türkçe ayarlayabilirsiniz.) Yaptıkları işe oyun katan…