Star Trek (1966) The Original Series İncelemesi!

Barış Çağrı Yüce
4 min readOct 27, 2021

--

Uzay, keşif, macera dendiğinde akla ilk gelen serilerden biri kesinlikle Star Trek Original olmalıdır. Dizi, TV tarihinde ilk kez 8 Eylül 1966 tarihinde NBC ekranlarında yayınlanan pilot bölümü ile hayatımıza girmiştir. O günden bugüne sahip olduğu vizyon ve verdiği mesajlar ile sinema ve TV tarihinde unutulmaz bir yer edinmeyi başarmıştır.

Soğuk Savaş yıllarında, Amerika ve Sovyetler arasında yaşanan uzay çekişmesinin zirve döneminde, açıkçası bu gerilimden ilham alıp ve istifade ederek yayınlanmaya başlayan dizi, arkasında Guinness Rekorlar Kitabı’na en çok yan ürünü üretilen seri olarak girerek hala sahip olduğu evrene içerik üretilmeye devam etmektedir. Dizinin yaratıcısı ve arkasındaki deha ise Gene Roddenberry’dir.

Star Trek Original Series’i her izlememde, Gene Roddenberry’nin o dönem sahip olduğu gelecek vizyon ve fikirlerine büyük hayranlık duymuşumdur. 2020 senesinde yaşayan bir nesil olarak, 1966 yapım bir seriyi izlemek, hele ki bu seri gelecek hakkında teknolojik ve toplumsal gelişmelere değiniyorsa, bu bizlere normalde oldukça eski ve gülünç gelebilir. Çünkü Star Trek, şu an yaşadığımız Dünyanın 200–300 yıl sonrasında olabilecek olaylar üzerine kurulu bir hikaye örgüsüne sahip.

Eğer, 1900 yılı insanlarının gelecek hakkında fikirlerini yazıp tasvir ettiği kağıtların bulunduğu zaman kapsüllerine bakarsanız demek istediğim şey biraz daha kolaylıkla aklınızda yer edinecektir. Lakin Gene Roddenberry, gerçekten öyle bir iş ortaya sunmuş ki bizler bugün dahi o eski serileri izlerken yadırgamamak ile birlikte, ilerde hâlâ olabilecek en mantıklı teknolojik imkân ve gelişme olarak Star Trek’in içerisinde gördüklerimizi sayabiliriz.

Star Trek’in Konusu

İnsanoğlu, gelişen teknoloji sayesinde artık uzayı, galaksileri keşfetmeye başlamıştır. Bu keşifler sayesinde evrende yalnız olmadığımız ortaya çıkmış ve yeni canlı türleri ile yeni birliktelikler oluşmaya başlamıştır. Bunların sonucunda Dünya merkezli bir yönetim Federasyonu kurulmuştur. Bu Federasyon, uzayda barış ve düzeni sağlamakla görevli olup aynı zamanda yeni türleri keşfetmeye devam etmektedir. Bu keşifler için devasa uzay gemileri inşa edilmiştir. Biz ise dizide onlardan biri olan USS Enterprise’ın (namı diğer Atılgan), bu keşifler sırasında karşılaştıkları tecrübelere ve olaylara tanıklık etmekteyiz. Tekrar etmek gerekirse, galakside seyahat etmek canlılar için normal bir hâl almışken, Federasyon barışı korumakla birlikte uçsuz bucaksız uzayı keşfedip yeni türler ve bilgiler edinme çabası içerisindedir.

Star Trek günümüz teknolojik gelişmelerine dahi birçok yeni fikirler sunup onların hayatımıza girmesine vesile olduğunu söylesek sizlere belki bu garip kaçabilir. Lakin bu kesinlikle doğrudur. 2000’li yılların kapaklı cep telefonları, Star Trek’te yer alan iletişim cihazlarından ilham almıştır. Star Trek, bugün bizler için oldukça sıradan olan otomatik açılan kapıların ilk kez kullanıldığı yapımdır. Düz dokunmatik ekranlı sistemler ve bilgisayarları da ilk kez gördüğümüz seri desem… Günümüze ne denli bir etkisi olduğunu bu örnekler az çok göstermiştir.

Star Trek’in bence bizlere verdiği önemli mesajlardan biri de birlik ve dayanışmadır. Dünyanın ırkçılık ile mücadele verdiği bir dönemde, canlıların bir arada anlayış ve saygı ile yaşama fikrini ekranlara yansıtması, biz insanoğlu için oldukça önemlidir. 1960–1970’li yılların Amerikası’nda hâlâ devam eden siyahi vatandaşlara karşı eşitsizliğin göbeğinde, TV tarihinde ilk kez bir beyaz ve siyah insanın öpüşmesini ekrana yansıtması da tarihe geçen anekdotlardan biri olmuştur.

Sonuç

İlk sezonu sonrası izleyici ve reyting kaybı yaşaması ile 3. sezonun sonunda iptal edilen yapım, ardında tabiri caizse devasa bir nesil bırakmıştır. Orijinal seriyi izlemek istediğinizde Netflix üzerinden Türkçe dublaj ya da altyazılı izleyebilirsiniz. Bence bu seri herkese yeni fikirler aşılayabilir. Eski bir yapım olması sebebiyle çok tedirgin olmanıza gerek olmadığı kanısındayım. Günümüz birçok eski yapımının üzerinden yeniden geçilerek düzenlediği gibi Star Trek Orijinal serisi de bazı görsel düzenlemeler ile günümüz dünyasına daha bir yakınlaştırılmaya çalışılmıştır.

3 Temmuz 1969’da yayınlanan son bölümü ile ekranlara veda eden diziden tam 17 gün sonra Neil Armstrong, ay yüzeyine inen ilk insan olmuştur. Uzay ve keşif temalı yapımın ardından gelen bu başarı, garip bir rastlantı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Star Trek Original Series, IMDB’de 10 üzerinden 8,3 ve Rotten Tomatoes’da %80 Tomatometer skoruna sahip. Dizi ve sinema dünyasına birçok farklılık katan seriye en azından ilk sezonu ile bir şans tanımanızı öneriyorum. Yazıma sizleri ikonik Vulcan selamı ile selamlayarak noktalıyorum.

“Live long and prosper” — Uzun yaşa ve başarılı ol — 🖖

https://fantazya.org/star-trek-1966-the-original-series-incelemesi/

--

--