Cloud Nedir ? Geçmişten Günümüze Cloud Tarihçesi

Berkay İnam
10 min readJul 8, 2024

--

1963 ten itibaren cloud ve bilgisayar teknolojilerinin doğuşuna bakacağız. 2024 e kadar Bilgisayar bilimi ve cloud yolcusuyuz.

Bulut bilişim nedir?

Bulut bilişim: Bilgisayarlar ve diğer cihazlar için, istendiği zaman kullanılabilen ve kullanıcılar arasında paylaşılan bilgisayar kaynakları sağlayan, internet tabanlı bilişim hizmetlerinin genel adıdır.

Bulut bilişim bu yönüyle bir ürün değil, hizmettir;

Büyük verinin işlenmesinden yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesine, web uygulamasından gerçek zamanlı oyun ortamlarına kadar uzanan hatta kendi bilgisayarınızın hesaplama gücünü kiralayabileceğiniz bir alan haline gelmiştir. Evet doğru okudunuz, AWS veya diğer sistemlere kendi bilgisayarınızın işlem ve depolama gücünü kiralayıp para kazanabilirsiniz.

Bulut Teknolojileri ve Serpme Kahvaltı Benzerliği :)

Mis gibi serpme kahvaltı

Bulut teknolojileri ile serpme kahvaltı arasındaki bağlantıya somut bir betimleme üzerinden değinelim. Resimdeki kahvaltıyı dışarıda yediğinizde 2024 enflasyonuna göre 300 TL civarı bir miktarda +15 çeşit ürün hizmeti alabilirsiniz. Peki ya bu +15 çeşit ürünü evinizde yapmak isterseniz ne olur?

Öncelikle gidip tek tek +15 çeşit ürünü satın almak zorunda kalırsınız ve hepsinden bir tabak alamayacağınız için bazı ürünleri yarım kilo veya 1 kavanoz şeklinde daha yüksek fiyatlarda almalısınız. Sadece almak da değil bunları uygun şartlarda buzdolabında saklamalı, tabaklara dağıtmalı sabahları uğraşmalısınız. Uzun vadede dışarıda yediğinizden çok daha ucuza gelse de kıyasladığınızda harcayacağınız emeğe değmeyecektir.

Bulut teknolojilerinde de aslında durum bi, “abi sen bize naap biliyo musun ? Ordan bi 50gb hard disk, bir kaç core işlemci, üstüne biraz güvenlik dökelim. Ha bi de diyet fonksiyon, kullandıkça öde olsun.” büyük server bilgisayarlarına büyük rakamlar vermek, bu serverların bakımını yapmak, bir çok servisle uğraşmak yerine çok uygun fiyatlarla istediğinizden üründen kullandığınız kadar veya aylık ücretlemeyle faydalanıyorsunuz. İşiniz bittiğinde ise 1–2 butonla üyeliğinizi silmeniz yeterli. Ama eğer büyük bir şirkete sahipseniz bu depolamayı kendi alananızda yapmak size uzun vadede yarar sağlayacaktır.

Peki ya nerde bu bulutlar ? Adı Neden Bulut ?

Neden Adı Bulut ?

1960'lı yıllarda internet mimarisi ve yapısı anlatıldığı zaman şemalarda ve gösterimlerde bulut şekli kullanılmıştır. Bunun sebebi ise bulut şeklinin ve büyüklüğünün sürekli değişebileceği yönündeki bakış açısından kaynaklanmaktadır.

“Bulut” teriminin bilgisayar ağları ve mimarileri bağlamında ilk kez 1960'ların sonundaki ARPANET konferanslarında kullanıldığı belirtiliyor.

Defense Advanced Research Projects Agency (DARPA) tarafından 1963 yılında Project MAC projesi fonlandı. Bu proje ilk computer time-sharing system’in başlangıcı olarak kabul edilir.

Bilişimde time-sharing system, bir kaynağın çoklu görev yardımıyla kullanıcılar arasında paylaştırılmasına verilen addır.

1960'larda, time-sharing in ilk kavramları Remote Job Entry (RJE) yoluyla popüler hale geldi. RJE de nerden çıktı şimdi, açıklayalım.

Remote Job Entry : Kullanıcıların merkezi bir ana bilgisayar (mainframe) sistemiyle uzaktan etkileşimde bulunmalarını sağlar. RJE’nin temel amacı, kullanıcıların kendi işlerini (job) uzak bir konumdan merkezi bilgisayara göndermelerini ve işlerin sonuçlarını yine uzaktan alabilmelerini sağlamaktır. Bu işlemler belirli bir sıraya alınır, işlem gerçekleştirilir ve ardından kullanıcıya bu işlemin sonucu gönderilirdi.

Massachusetts Institute of Technology (MIT) 1960'ların ortasında, General Electric (GE) ve Bell Labs işbirliğiyle Multics (Multiplexed Information and Computing Service) projesi başlatıldı. Multics, zaman paylaşımı (time-sharing) kavramının öncüsü olan ve GE-645 mainframe üzerinde çalışan, çok kullanıcılı bir işletim sistemiydi. Multics, modern işletim sistemlerinin geliştirilmesine büyük katkılar sağladı ve birçok yenilikçi özelliği ile öne çıktı.

Multics Şirketinden bir kare
GE-645 Böyle gözüküyordu.

Eski versiyonlarından da bir resim ekleyelim. Resimdeki açıklamaları okurken biraz şaşırabilirsiniz :)

GE-225 System

Yüksek hızlı kart okuyucu dakika 1000 adet, hmm dakikada 100 kart delici.. inanılmaz bir hız olmalı…

Delikli Kart

Tabi bir delikli kartın üzerinde bir kaç on delik ve bir el karışından biraz büyük olduğunu sayarsak 1960 lara göre bu uzaylı teknolojisi gibi bir şey olmalı.

Aynı dönemde, Cambridge’de Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) Compatible Time-Sharing System (CTSS) geliştirildi. CTSS, IBM 7094 mainframe bilgisayarında çalışan bir zaman paylaşımı sistemiydi ve kullanıcıların aynı anda bilgisayarı paylaşabilmesine olanak tanıyordu. CTSS, zaman paylaşımı kavramını daha da ileriye taşıyarak, kullanıcıların bilgisayar kaynaklarını daha verimli bir şekilde kullanmalarını sağladı.

IBM — 7094 Mainframe

1969 yılı, internetin öncüsü olarak kabul edilen ARPANET’in (Advanced Research Projects Agency Network) doğuşuna tanıklık etti. ARPANET, ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı ARPA (daha sonra DARPA) tarafından kuruldu ve farklı bilgisayar ağlarını birbirine bağlayarak veri iletişimini sağladı. ARPANET tarihte bir ilk olarak 4 farklı bilgisayarı bağlayarak internetin temelini attı bu 4 farklı düğüm ise aşağıdaki merkezlerde bulunuyordu:

  1. University of California, Los Angeles (UCLA): Network Measurement Center
  2. Stanford Research Institute (SRI): Network Information Center
  3. University of California, Santa Barbara (UCSB): Culler-Fried Interactive Mathematics Center
  4. University of Utah: Graphics Department

ARPANET üzerinden ilk ileti gönderimi 29 Ekim 1969 tarihinde saat 22:30'da iki sunucu arasında gerçekleşmiştir. İleti, UCLA profesörlerinden Leonard Kleinrock’un danışmanlığını yaptığı UCLA öğrencisi bir programcı olan Charley Kline tarafından gönderilmiştir. Yalnızca “login” sözcüğünü içeren ileti UCLA’daki SDS Sigma 7 sunucusundan SAE’deki SDS 940 sunucusuna gönderilmiştir. İlk iki harf olan “l” ve “o” sorunsuz biçimde iletildi ancak sistem bundan hemen sonra durdu. Böylece ARPANET üzerindeki ilk başarılı ileti “lo” oldu. “login” sözcüğünün tamamının gönderilmesi için bir saate yakın bir çalışma gerekti. Muhtemelen tarihin ilk Connection Timeout u veya Buffer Overflow hatası diyebiliriz :D

1977 ye gelindiğinde ise bu ana bilgisayarlara bir sürü client eklenmişti bile

Bu düğümleri ve aralarındaki iletişim 1977 Kaynak

Bell Labs’ten Ken Thompson ve Dennis Ritchie, 1970'lerin başında DEC PDP-7 ve daha sonra PDP-11 bilgisayarlarında UNIX işletim sistemini geliştirdi. UNIX, basitliği, esnekliği ve taşınabilirliği ile dikkat çekti ve kısa sürede geniş bir kullanıcı kitlesi kazandı. UNIX’in geliştirilmesi, modern işletim sistemlerinin evriminde önemli bir dönüm noktası oldu.

DEC-PDP7 Bilgisayarı

1983 yılında, ARPANET’te TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) standart protokol olarak benimsendi. TCP/IP, günümüz internetinin temel iletişim protokolüdür ve dünya genelinde bilgisayarların birbirleriyle iletişim kurmasını sağlar. Bu geçiş, internetin daha geniş kitlelere ulaşmasını ve hızla büyümesini sağladı.

Sonra biz de bu internette hep görünmeyen bir bulutta kendimize uzak aşklar bulduk.

Aahh ah nerde o MSN, Facebook aşkları…

İyi de bilgisayar tarihiyle bulut tarihinin ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim. Okuduğumuz paragraflardaki bilgilerin 1–2 noktasına değinelim.

CTSS aynı anda işlem yapılabilen bir sistem elde etmeyi amaçlamıştı. Kullanıcıların kaynak kullanımını optimize ederken birbirlerine karşı verileri gizlemeyi hedefliyordu. Multics’in kurulma nedeni de time-sharing problemini çözmekti. Yani ortada bir server var ve farklı clientlerden aynı anda dosya işlemi yapılamıyor. Aynı anda kullanıcılar erişemiyor. Ya da erişseler bile 10 kişi sıradaysa herkes 1.kişinin işinin bitmesini bekliyor ki bu işlemleri delikli kartlar veya çok uzun kasetlerle sisteme yükleyip yaptığınızı düşündüğünüzde bu sistem hiç tutarlı değil.

Farklı serverları birbirine bağlasak daha mı performanslı olurdu, evet sanırım ortak fikirdeyiz. DARPANET de bunu yaparak interneti buldu. Aslında burdaki temel amaç uzak ülkelerdeki çalışanların bilgilerinden client veya diğer yollarla iletişim kurarak yararlanmaktı. Ama işler beklenenden çok daha hızlı şekilde büyüdü.

Multics, Bell Labs ve GE ortaklığıyla geliştirilmişti. DEC-PDP 7 bilgisayarını Bell Labs ta geliştirilirken UNIX in bulunması da tesadüf değildi. UNIX’in mucitleri, Multics’in aynı anda işlemlere izin veren çekirdek kodunu, Dosya izinleri ve dosya sistemini çöken multics sisteminden söküp UNIX için geliştirmeye devam ettiler. UNIX’ten sonra ise Minix, GNU ve Linux… Açık kaynak hareketleri, Opensource projeler. AWS…

Ne oluyor daha 40–50 yıl önce login in ‘lo’ su varken şuan uzaktaki bilgisayarlara şirketimizin bilgilerini & projemizi yollayıp bizim için yönetmelerini istiyoruz. Üstelik bunu da oda kadar bilgisayar kurmadan, bazen cep telefonumuzdan bazen 1–2 butona tıklamamızla yapıyoruz. Koca bir server inşa edip kablo çekmek yerine bir kaç on dolar karşılığında bir sistem kurabiliyoruz. Şimdi günümüze doğru daha spesifik olaylarla ilerleyen bir tarihçeye bakalım.

Önemli Tarihler

2000–2002 Dot-Com balonu patlaması
2002 Amazon, Amazon Web Services’i kurdu ve başlattı.
2006 Amazon, Mart ayında Simple Storage Service’i (S3) ve Ağustos ayında
Elastic Compute Cloud’u (EC2) tanıttı.
2007 Netflix ilk SaaS yayın sitesi olan çevrimiçi yayın hizmetini başlattı.
2008 IBM ve Google ortaklığıyla Cluster Exploratory programı başlatıldı
2008 Google, Nisan ayında Google App Engine (PaaS) beta yayınladı.​
2010 Microsoft Şubat ayında Microsoft Azure’u piyasaya sürdü. Beş ay sonra Rackspace Hosting ve NASA, OpenStack adlı opensource bir bulut yazılım projesi başlattı.
2011 Apple 12 Ekim’de iCloud piyasaya sürüldü.
2012 Oracle 7 Haziran’da Oracle Cloud’u duyurdu.
2012 Google 23 Mayıs’da Compute Engine önizleme sürümünde piyasaya sürüldü ve Aralık 2013'te genel kullanılabilirliğe sunuldu.
2013 Docker 15 Mart’ta, yazılım geliştirme için bulutta kapsayıcıları barındırmak için bir PaaS modeli olarak piyasaya sürüldü.
2019 Amazon 3 Aralık’ta AWS Outposts’u başlattı. Hybrid cloudda veri kontrolü için önemli adımdır.

Bu tarihlerdeki olayların birkaçından sırasıyla bahsedelim

Dot-Com Balonu

1990 lardan 2000 lere kadar olan süreçte teknolojik BT şirketlerinin Nasdaq borsasında değerlemeleri inanılmaz arttı. Değeri 10bin dolar olan BT firması bilgisayar teknolojisinin gelişmesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı diğer şirketler tarafından 100k değeri gibi fonlandı. Ee haliyle sürekli teknoloji firmalarının fonlanması da bir gün patlamaya neden olacaktı.

2002–2006 Amazon Web Services

AWS ilk olarak 2002 yılında iç kullanım için geliştirilmiş bir dizi web hizmeti olarak başladı. Bu hizmetler arasında, ölçeklenebilir depolama, hesaplama gücü, içerik dağıtımı ve diğer işlevsellikler yer alıyordu. 2006 yılında, Amazon’un bu içsel hizmetleri dış kullanıcılara da açması ile AWS, bulut bilişim sektöründe öncü bir oyuncu haline geldi. S3 ve EC2 gibi hizmetleriyle, müşterilerine teknoloji altyapısı sunmaya başladı.

Dot-com balonunun patlaması ile birlikte sektörde binlerce BT ve IT işçisi boşa düştü. AWS bu dönemde işçi alımına tabiri caizse abanmıştır. Ayrıca batan şirketlerin aldıkları kaynaklar da (bilgisayar, server depolama vb) elinde patlayınca AWS nin sunduğu çözümler çok daha ön plana çıktı.

2007 Netflix

İlginç bir data, Netflixin bir çok popüler şirketten daha önce bir cloud hizmeti başlatması ve bu kadar öne çıkmaları boşuna değilmiş :)

2008 Cluster Exploratory

IBM ve Google ortaklığıyla Cluster Exploratory programı başlatıldı. Bu program Cloud ve veri bilimi teknolojilerini birbirleriyle nasıl daha uyumlu ve entegre şekilde çalıştırılacağını araştıran bir programdı. CluE, araştırma ve eğitim alanında bulut bilişimin potansiyelini göstererek, modern dijital dünyanın şekillenmesine katkıda bulunan önemli bir yapıtaşıdır.

2008 Google App Engine

Google’ın sunduğu bir Platform as a Service (PaaS) hizmetidir. Otomatik ölçeklendirme, yük dengeleme, izleme ve güncellemelere odaklanır. Genellikle web uygulamaları, mobil arka uçlar ve mikroservisler için kullanılır.

2010 Microsoft & OpenStack

2010 yılında Microsoft Azure ürününü çıkartmıştır. Bu ürün günümüzde popüler bulut teknolojilerinden biridir. Bu rekabet başlayalı 14 yıl olmuş ve teknolojinin gelişme hızı inanılmaz. Azure un piyasaya sürülmesinden 5 ay sonra Rackspace Hosting ve NASA OpenStack açık kaynak platformu projesine başladıklarını duyurdu.

2011 Apple

12 Ekim’de iCloud piyasaya sürüldü. iCloud un hayatımızı nasıl etkilediği aşikar. Bulut üzerinde ufak paralarla GB depolama alabiliyoruz veya kişisel bilgilerimiz bir çok platformda şifrelenip otomatik işlemlerle hayatımızı kolaylaştırıyor. Çok hayır duası aldığına eminim :D

2012 Oracle

Oracle 2012 - 7 Haziran’da Oracle Cloud’u duyurdu. Oracle şirketinin sunduğu bir dizi bulut SaaS PaaS IaaS bilişim hizmeti ve platformudur. Oracle veritabanının İlk versiyonu ise 1977 yılında Larry Ellison ve iki arkadaşı tarafından geliştirilmiş. Günümüzde piyasa değeri yüksek olan şirketlerden birisidir.

2012 Google

Google 2012 - 23 Mayıs’da Compute Engine önizleme sürümünde piyasaya sürüldü ve Aralık 2013'te genel kullanılabilirliğe sunuldu. Google Compute Engine, Google’ın IaaS (Infrastructure as a Service) bulut hizmetidir. VM ler, Ağ, depolama gibi hizmetler sunar. Ve Diğer Google bulut hizmetleriyle (Kubernetes, BigQuery, Dataflow vb.) entegre olmaya açıktır.

2013 Docker

15 Mart’ta, yazılım geliştirme için bulutta kapsayıcıları barındırmak üzere bir PaaS modeli olarak piyasaya sürüldü. Docker konteyner yönetimi konusunda ustaca geliştirilen bir üründür. Docker 101 ve Docker Tarihçesi yazımı okuyarak daha derin bilgi elde edebilirsiniz.

2019 Amazon

3 Aralık’ta AWS Outposts’u başlattı. Hybrid cloudda veri kontrolü için önemli adımdır. Büyük şirketlerin verilerini bulut depolarına göndermek istememeleri büyük bir sorundu AWS bunun üzerine Hybrid cloud çözümlerini geliştirmeye başladı ve Outpost bunun için önemli bir adımdı.

Şu anda bulut bilişim hizmetlerine yapılan küresel harcama 706 milyar dolara ulaşmış durumda ve International Data Corporation bu rakamın 2025 yılına kadar 1,3 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor.

Bütün bunlar gelişirken bir de dezavantajlarına bakalım.

Dezavantajlar :

  • Güvenlik : Kullanıcıların verilerini riske atması GDRP ve KVKK gizliliği problemlemleri
  • Hız : İnternet bağlantısına bağımlılık ve yavaş bit hızı problemleri
  • İşsizlik oranı : Donanımsal ve Yazılımsal BT Uzmanı bilgi sahası işçisinin daralması
  • E atık : Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), 2019 yılında global e-atık miktarının 53,6 milyon ton olduğunu tahmin etmektedir.
  • Enerji : Cloud merkezlerinin enerji tüketimi 2010 yılında 194 TWh iken,
    2020 yılında 205 TWh’e ulaşmıştır.
  • Cloud merkezlerinin küresel CO2 salımı 2010 yılında 116 milyon ton iken, 2020 yılında 122 milyon tona yükselmiştir.

Ancak, aynı dönemde cloud kapasitesi 5 kat artmıştır
yani enerji verimliliği önemli ölçüde iyileşmiştir.

AWS nin 19 bölgesindeki hizmet alanları %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmaktadır. Bu alanda Dünyada 1 numara AWS dir. Planlama, Tasarım ve doğayı koruma gibi çalışmaları oldukça ön plandadır.

AWS Sustainability

Unutmadan söylemekte fayda var, öyle bol keseden harcamayalım. Aamaan yaa zaten buluttur uçar gider demeyelim.

There is no cloud it’s just someone else’s computer.

Kaynaklarımızı kullanırken dikkatli olalım :)
Hoscakalın.

Kaynakça :

https://tr.wikipedia.org/wiki/Bulut_bilisim
https://tr.wikipedia.org/wiki/Zaman_paylasimi
https://en.wikipedia.org/wiki/History_of_cloud_computing
https://ed-thelen.org/GE-225-SystemPicture-.jpg
https://multicians.org/drv-bull.html
https://multicians.org/features.html
https://en.wikipedia.org/wiki/Multics
https://sustainability.aboutamazon.com/environment/the-cloud
https://chatgpt.com/
https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-enerji-elektrik
https://tr.wikipedia.org/wiki/Dot-com_balonu
https://www.ibm.com/topics/iaas-paas-saas

--

--

Berkay İnam

22 Yaşındayım, kedileri ve docker ı severim. Tesekkürler