HER SABAH İŞE MUTLU GİTMEK

Özge Bezirci
4 min readJun 24, 2016

--

Tüm dünyada artan obezite,
Hareketsiz yaşam,
Sürekli bilgisayar başında oluşumuz ve teknolojiden dolayı hareketsiz kalışımız,
Paketli ürünler ve
Katkı maddeleriyle dolu besin grupları!
Ve tüm bunlara bağlı kalan, fast-food zincirleriyle yaşamaya alışan aileler ve çocuklar!

Tüm bunlara karşı savaşmak ve insanların daha sağlıklı olması için onlara yardım etmek ister miydiniz?

Bugün, üniversite sınavına hazırlanan ve tercih yapacak olan arkadaşlarım için, kendi mesleğim olan diyetisyenliği anlatıyorum.

Arkadaşlar, üniversite tercihlerinde, çoğu insanın odaklandığı şey o mesleğin vermiş olduğu sosyal statü ve maddi olanaklar oluyor genelde. Bu şekilde düşünmemek gerekiyor, önemli olan o mesleği yaparken, her sabah mutlu bir şekilde işe gitmeniz! Yani, o meslekten alacağınız tutku, mutluluk ve heyecan. O mesleğin sizi heyecanlandırması gerekiyor, çünkü ömür boyu o mesleği yapacaksınız!

Eğer maddi olanakları düşünüyorsak, siz gerçekten işinizi severek, tutkuyla ve araştırarak yaptığınızda, bir şekilde insanlar sizin peşinize düşecektir. O işi ne kadar iyi yaptığınızın farkına varacaklar ve dolayısıyla maddi olanaklar da sizin istediğiniz şekle gelecektir.

PEKİ DİYETİSYEN KİMDİR?

TDK (Türk Dil Kurumu)’na göre Diyetisyen; Kişinin sağlığını korumak ve düzeltmek amacıyla beslenmesini düzenleyen kişidir. Eş anlamlısı; diyet uzmanıdır. Yani, halk arasında bilinen şekliyle sadece ‘’ZAYIFLATAN KİŞİ’’ demek değildir!

PEKİ DİYETİSYENLİK NASIL BİR MESLEK? SİZE UYGUN MU? NASIL ANLAYABİLİRİZ?

Öncelikle, iletişim çok önemli. Gerçekten insanlarla iletişiminizin iyi olması ve iletişim yeteneğinizin güçlü olması gerekiyor. Karşınızdaki insanı dinlemeniz, anlamanız, kendinizi onun yerine koymanız çok önemli. Yani, empati yeteneğinizin çok güçlü olması gerekiyor. Aynı zamanda, insanların daha sağlıklı olabilmesi için bir şeyler yapmanın sizi mutlu edeceğine inanıyorsanız ve okumayı-araştırmayı gerçekten seviyorsanız, diyetisyenlik sizin için doğru meslek olabilir.

PEKİ ÜNİVERSİTE HAYATI NASIL GEÇİYOR?

Ben Yeditepe Üniversitesi’nde okudum. Bizim bölümde derslerin yüzde 80'i İngilizceydi. Özellikle, beni en çok zorlayan dersler Anatomi ve Fizyoloji dersleriydi. Tabi ki zor derslerimizin yanında, keyifli ve eğlenceli derslerimiz de vardı. Mesela, pişirme teknikleri gerçekten eğlenceli bir dersti. Doğru pişirme yöntemlerini öğrendiğimiz ve gerçekten yemek pişirmeyi öğrendiğimiz çok güzel bir dersti.

Üniversite hayatının en avantajlı ve en güzel yılı bence son yılıydı. Çünkü son yıl artık okulda değil, tamamen stajdaydık, hastanelerdeydik. Biz toplamda 10 tane hastanede staj yapma fırsatı bulduk ve gerçekten çok iyi hastanelerdi. Staj dönemi gerçekten beni çok heyecanlandırmıştı ve mutlu etmişti. Çünkü, 3 yıl boyunca teoride ve kağıt üzerinde gördüğümüz vakalar orada gerçekti! Ve biz bu gerçek insanlara gerçek diyet listeleri hazırlıyorduk ve bu durum beni gerçekten çok heyecanlandırmıştı :)
Yani, siz aslında bu 4 yıllık ‘’Beslenme ve Diyetetik’’ bölümünden mezun olduğunuzda, aslında 1 yıllık tecrübeli gibi mezun oluyorsunuz, son yıl stajdan dolayı. Bu da bir çok meslek grubuna göre büyük bir avantaj.

PEKİ DİYETİSYENLİKTE İŞ İMKANLARI NELERDİR? MEZUN OLDUĞUNUZDA NERELERDE ÇALIŞABİLİRSİNİZ?
Tabi ki, hastanelerde, özel ve devlet hastanelerinde, tıp merkezlerinde iş imkanları mevcut. Ayrıca, özel kliniklerde ve spor salonlarında da çalışabilirsiniz. Dilerseniz, kendi kliniğinizi de açabilirsiniz.

BENİM DİYETİSYEN OLMA HİKAYEM NEYDİ?
Liseden beri, sağlıkçı olacağımı biliyordum ve bu yüzden sayısal bölümü seçmiştim. Diyetisyen olup olamayacağımı sorgularken, gidip bir diyetisyenle görüşmüştüm. Görüştüğüm kişi, Konya’da 10 yıllık tecrübeli bir diyetisyendi. Ona bir çok soru sordum, sizin de aklınızda olan sorulardı bunlar. Çalışma saatleri nasıl? Çalışma imkanları nasıl? Ne kadar para kazanıyorsunuz? vs. gibi bir çok soru. Bunlara ek olarak, çok önemli bir soru sormuştum, belki şuanda bile bu soru aklıma gelmezdi. ‘’ÜNİVERSİTE SINAVINA TEKRAR GİRSEYDİNİZ, YİNE DİYETİSYEN OLUR MUYDUNUZ?’’ O da bana hiç düşünmeden şu cevabı vermişti; ‘’KESİNLİKLE, TEKRAR SINAVA GİRSEYDİM YİNE DİYETİSYEN OLURDUM!!’’. Bu cevap beni çok etkilemişti, çünkü 10 yıldır aynı işi yapan bir insandı ve herşeyden öte mutluydu! Ve ben de tercihimi o yönde yaptım :)

Eğer, siz de bana şuan bu soruyu sorarsanız, tekrar üniversite sınavına girseydim, yine diyetisyen olurdum :)

Bana göre, mesleğimizin zor bir yanı var, onu da sizinle paylaşmak istiyorum. Çalışma saatlerimiz çok uzun olabiliyor. Bunun sebebi, çalışan insanların diyetisyene iş çıkışı gitmek istiyor olması. Yani iş yerinden akşam 5–6 gibi çıkıp, sonrasında diyetisyenle görüşmek istiyorlar ya da haftasonu işleri olmadığı için cumartesi günleri görüşmek istiyorlar, Bu da bize uzun çalışma saatleri olarak geri dönebiliyor. Bazen, sabah 8'de işe başlayıp akşam 8'e kadar çalıştığımız günler olabiliyor, tabi ki randevularınızı kendinize göre ayarlamak sizin elinizde.

Mesleğimi iyi-kötü yönleriyle anlatmaya çalıştım, umarım faydalı olmuştur.

Unutmayın, hangi mesleği seçerseniz seçin, önemli olan, her sabah işe giderken mutlu olmaktır!

Özge

NOT: Yazımın tamamını video olarak izleyebilirsiniz;

--

--

Özge Bezirci

Diyetisyen Özge Bezirci / Essporto Health and Fitness Club