Bir Centilmenin Tecavüz Kültürü Kılavuzu

Birce Altay
10 min readMar 17, 2015

Human Parts’ı Facebook’ta Takip Edin.

Bir erkekseniz tecavüz kültürünün bir parçasısınız. Biliyorum, bu kulağa çok sert geliyor. Siz gerçekten bir tecavüzcü değilsiniz. Fakat genellikle tecavüz kültürü olarak bilinen tavırları ve davranışları devamlı kılıyorsunuz, burası kesin.

“Hey, bir dakika Zaron! Beni tanımıyorsun. Eğer bana tecavüz yanlısı olduğumu ima etmene izin verirsem kendimi asla affetmem! O ben değilim dostum.” Diye düşünüyor olabilirsiniz.

Nasıl hissettiğinizi kesinlikle biliyorum. Birisi bana tecavüz kültürünün bir parçası olduğumu söylediğinde benim tepkim de aşağı yukarı bu olmuştu. Kulağa berbat geliyor. Fakat dünyanın dört bir köşesinde, sürekli tecavüze uğramaktan korkarak yaşadığınızı düşünün. Bu daha berbat. Tecavüz kültürü içine dahil olan herkes için çok çirkin. Ama terminolojiye çok takılmayın. Size alınganlık yaptırıp, aslında işaret ettiği şeyi göz ardı etmenize sebep olan kelimelerin üstüne çok düşmeyin — problem olan “tecavüz kültürü” kelimeleri değil. Bu kelimelerin tasvir ettiği gerçeklik problem olan.

Erkekler tecavüz kültürünün ilk etkenleri ve devam ettiricileri.

Tecavüz suçu sadece erkekler tarafından işlenmiyor. Kadınlar tek mağdurlar değil — erkekler erkeklere tecavüz ediyor, kadınlar erkeklere tecavüz ediyor — ama tecavüzü bir erkek problem yapan şey, bizim problemimiz yani, şikayet edilen tecavüzlerin %99’unun erkekler tarafından gerçekleştirilmiş olduğu.

Peki siz tecavüz kültürünün bir parçası haline nasıl geldiniz? Yani, söylemekten nefret ediyorum ama, erkek olduğunuz için.

Gece vakti bir otoparktan geçiyorsam ve bir kadın görürsem, onu a) korkutmamak b) kendisini güvende/rahat hissetmesi için ona zaman tanımak c) mümkünse, ona kendini tehdit altında hissetmemesi için, arkadaşça bir şekilde yaklaşabilmek adına, farkıma varması için elimden geleni yapıyorum. Bunu yapıyorum çünkü ben bir erkeğim.

Aslında sokakta, asansörde, merdivende ya da herhangi bir yerde gördüğüm bütün kadınlara güvende olduklarını söyleyen bir bildirimde bulunuyorum. Ben orda olmasam ne kadar rahat edecekse öyle hissetmesini istiyorum. Toplum içinde karşılaştığım bütün kadınların beni tanımadığını ve gördüğü şeyin bir anda yanında beliren bir erkek olduğunu kabul ediyorum. Onun alan algısını ve benim varlığımın onu korunmasız hissettirebileceğini aklımda tutmak zorundayım. Temel faktör bu: korunmasız hissetmek.

Sizi bilmem ama ben hayatımın büyük kısmını kendimi korunmasız hissederek geçirmiyorum. Kadınların sosyal hayatlarını sürekli var olan, kaçması imkansız bir savunmasızlık duygusuyla geçirdiğini öğrenebildim. Sürekli riskte olduğunuzu hissettiğinizi, camdan bir tenle yaşadığınızı hayal edin.

Çağdaş erkekler olarak tehlikeyi aramak zorundayız. Tehlike altında olduğumuzu hissetmek için macera ve ekstrem sporları tercih ediyoruz. Korunmasızlığımızla dalga geçiyoruz. Bu erkeklerin dünyayı kadınlardan farklı gördüğü nokta. (Tabii ki bunu kendini sürekli güvenliğini tehlikeye atan pek çok kadın ekstrem sporcu olduğunu bilerek söylüyorum. Fakat kadınlar kendilerini risk altında hissetmek için adrenalinli sporlar yapmak zorunda değiller.)

Boyum 1.80 civarında. Vücut çalışıyorum ve yapılı olduğumu söyleyebilirim, ki bu da akşam dışarda yalnız olduğumda güvenliğimden çok nadir olarak endişelendiğim anlamına geliyor. Eminim pek çok erkek neden bahsettiğimi biliyordur — dünyanın istediğiniz yerine, günün ya da gecenin istediğiniz bir vakti gidebilirsiniz ve bir problem yaşamazsınız. Ama pek çok kadın bu durumun tam tersini yaşıyor.

Bir kadın nereye gittiğini, günün hangi saati olduğunu, gideceği yere saat kaçta varacağını ve saat kaçta oradan ayrılacağını, haftanın hangi günü olduğunu ve bir noktada yalnız kalıp kalmayacağını düşünmek zorunda. Bu düşünülmek zorunda olan şeyler sizin ve benim aklımıza getirebileceğimizden çok daha fazla olabilir. Açıkçası, hayatımın hiçbir anında kendimi korumak için bir şeyler düşünmemi gerektiren bir an olduğunu hatırlamıyorum. Gece ya da gündüz, şehrin merkezine ya da dışına kalkıp gitme özgürlüğümün tadını çıkarıyorum. Erkekler olarak biz bu hareket etme lüksünü ve tercih özgürlüğünün keyfini sürüyoruz. Tecavüz kültürünü anlamak için bunun toplumun neredeyse yarısının yaşayamadığı bir özgürlük olduğunu hatırlamak lazım.

İşte bu yüzden bir kadının korkularını ve bununla alakalı hislerini en aza indirmeye yardımcı olacak vücut dili kullanıyorum. Size de aynısını yapmanızı tavsiye ediyorum. Gerçekten, toplumdaki her erkeğin paylaştığımız dünyada kadınları daha rahat hissettirmek için yapabilecekleri en ufak şey bu. O ve onun alanı hakkında düşünceli olun sadece.

Başka erkeklerin yaptığı yanlışlar yüzünden bizim bununla uğraşmamızı ve duruma uygun davranmak zorunda olmamızın adil olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Biliyor musunuz? Haklısınız. Bu hiç adil değil. Peki bu kadınların suçu mu? Yoksa iğrenç davranıp geri kalanlarımızı da iğrenç duruma düşüren erkeklerin suçu mu? Eğer adil olma mevzuları canınızı sıkıyorsa, size ve davranışlarınızı sorgulanabilir hale düşüren erkeklere kızın.

Çünkü iş bir erkeği değerlendirmeye geldiğinde, bir erkek ne yapabilecekse, kadın sizin de onu yapabileceğinizi farz eder. Ve maalesef bu bütün erkeklerin en kötü örnek üstünden değerlendirilmesi anlamına gelir. Eğer bu tür bir tek tipleştirmenin boktan olduğunu düşünüyorsanız, doğada karşılaştığınız bir yılana nasıl davranıyorsunuz?

Bir yılan gibi, değil mi? Yani bu tek tipleştirmek değil, hayvanın ne yapabileceğini bilmek ve verebileceği zararın farkında olmak. Ormanın temel kuralları yani arkadaşlar. Siz erkek olduğunuz için, kadınlar da size öyle davranıyor.

Tamamiyle mantıklı ve anlaşılabilir erkek korkusu sizin sorumluluğunuz. Bunu siz yaratmadınız. Fakat otobanları da siz yapmadınız. Toplumdan miras kalan bazı şeyler çok iyi ve bazıları da tecavüz kültürü işte.

Hiçbir kadın sizi ya da niyetinizi ilk görüşte doğru dürüst yargılamayacağı için, siz de diğer tüm erkekler gibisiniz. Tecavüzlerin yüzde 73’ünde kadınlar tecavüzcülerini tanıyorlar. Şimdi, kadın tanıdığı erkeğin niyetine güvenemez ve bunu bilemezken, sizinkini, bütünüyle yabancı olan bir erkeğinkini bilmesini nasıl beklersiniz ondan? Tecavüzü önlemek kadınların diğer kadınlara nasıl tecavüze uğramayacaklarını öğretmeleri değildir — erkeklere tecavüz etmemelerini öğretmektir.

Tecavüzü önlemek, bir erkeğin sarhoş ya da uyuşturucu etkisi altındaki bir kadının söylediği “hayır”ın “evet” anlamına gelmediğini, sevgili olmanın “evet” anlamına gelmeyebileceğini anlamasıyla ilgilidir. Kadınların tecavüzden nasıl korunacaklarına ya da tecavüz kültürünün masum erkekleri düşürdüğü duruma odaklanmak yerine, şuna dikkat çekmek daha önemli: biz erkekler olarak, tecavüzün gerçekleşmesini nasıl durdurabiliriz ve ortaya çıkmasına sebep olan yapıları nasıl ortadan kaldırırız, ve tecavüzü tolere eden tavırları nasıl değiştiririz?

Siz de bunun bir parçası olduğunuza göre tecavüz kültürünü ne olduğunu bilmelisiniz.

Marshall Üniversitesi Kadın Merkezi web sitesine göre;

Tecavüz Kültürü, tecavüzün sıkça yaşandığı, kadına karşı şiddetin normalleştirildiği, medya ve popüler kültür tarafından mazur görüldüğü bir çevredir. Tecavüz kültürü, mizojin dil kullanımı, kadınların vücutlarının metalaştırılması, cinsel şiddetin yüceltilmesi ve böylece kadınların haklarının ve güvenliklerinin önemsenmediği bir toplum yaratılarak sürdürülür.

Bir kadın bana ilk kez tecavüz kültürünün bir parçası olduğumu söylediğinde, o açık sebeplerden ötürü katılmak istememiştim. Pek çoğunuz gibi, “Hey, ben o değilim.” Demek istedim. Fakat bunun yerine dinledim. Daha sonra saygı duyduğum bir yazara konuyu danıştım. Ondan benimle birlikte tecavüz kültürünü bana ve erkek okurlarına açıklaya bir makale yazmasını rica ettim. Maillerime cevap vermeyi bıraktı.

İlk başta kızdım. Sonra neden cevap vermediği daha belirgin hale gelmeye başlayınca, resmen öfkelendim. Neyse ki çok öfkeliyken cevap vermemem gerektiğini öğrenmiştim. Şimşek etkileyicidir ama hayatı besleyen yağmurdur. O yüzden fırtınanın dinmesine müsaade ettim ve bu konu üstüne düşündüm. Bir yürüyüşe çıktım.

Evimden oldukça uzakta, bir araba yıkamacısının önünde kafama dank etti. Eğer tecavüz kültürü benim için bu kadar önemliyse, ne olduğunu kendi başıma bulmam gerekiyordu. Hiçbir kadın doğuştan bildiği bir şeyi bana anlatmak için zamanını harcamak zorunda değil. Hiçbir kadın sırf ben bilmek istediğim için oturup bana tecavüz kültürünü anlatmak zorunda değil. Hiçbir kadın bana hiçbir şey borçlu değil. Bir kadının isteğimi cevaplaması arzusunun ne kadar eskilere dayandığını gördüm. Hatta her zaman gurur duyduğum meraklı olma huyum bile, tecavüz kültürünü de ateşleyen o ataerkil varsayım gibi berbat olmuştu. Ben tatmin edilmeyi bekliyordum. Problem olan işte bu tavır. Bu yüzden tecavüz kültürünü ve bundaki yerimi anlayana kadar okumaya başladım.

Burada Tecavüz Kültürünün örneklerinin maddeli listesi var:

• Mağduru suçlamak. (“O istedi!”)
• Cinsel istismarı önemsiz görmek. (Erkek değil mi işte?)
• Cinsiyetçi ve cinsellik içeren şakalar
• Cinsel tacizin tolere edilmesi
• Yanlış tecavüz raporları istatistiklerini şişirmek
• Bir tecavüz mağdurunun kıyafetini, akli durumunu, isteklerini ve kişisel tarihini topluluk önünde masaya yatırmak
• Filmlerdeki ve televizyondaki yersiz cinsiyetçi şiddet
• “Erkekliği” baskın ve cinsel agresiflik olarak tanımlamak
• “Kadınlığı” itaatkar ve cinsel pasiflik olarak tanımlamak
• Erkeklere kadınları “yatağa atmak” için yapılan baskı
• Kadınlara “soğuk” görünmemeleri için yapılan baskı
• Sadece aktif cinsel hayatı olan kadınların tecavüze uğrayacağını düşünmek
• Erkeklerin tecavüze uğramayacağını ya da sadece “zayıf” erkeklerin uğrayabileceğini düşünmek
• Tecavüz suçlamalarını ciddiye almayı reddetmek
• Erkeklere tecavüz etmemeleri yerine kadınlara nasıl tecavüze uğramayacaklarını öğretmek

Tecavüz kültürünün günümüzün sosyal dinamiklerinde merkezi bir rol oynadığını hemen görüyorsunuz. Bütün bireysel etkileşimlerimizin tam da kalbinde aslında. Tüm sosyal, toplum yapısal ve çevresel mücadelelerimizin bir parçası. Tecavüz sadece seks ile alakalı değil. Erkek egemenliğinin genellenmiş tavrının bir sonucu. Cinsel şiddet o tavrın bir ifadesi. Bakın yine söylüyorum, terminolojinin size aldatmasına izin vermeyin. “Erkek egemenliği” lafına takılmayın. Problemli olan o laf değil. Problem, tecavüz kültürünün içinde bulunan herkesi yaralaması. Toplumun antikalaşmış patriyarşi normları, erkeklerin güçlü ve cinsel olarak agresif görünme istekleri onların tecavüz mağdurları gibi açıkça konuşmalarının önüne geçiyor. Kadınlar tecavüz kültüründen bahsettiğinde erkekler tehdit altında ya da saldırılmış gibi hissetmemeli — onlar aslında ortak düşmanımızdan bahsediyorlar. Dinlemeliyiz.

Şimdi, ne olduğunu artık bildiğinize göre, tecavüz kültürüyle ilgili ne yapabilirsiniz?

• Kadınları metalaştıran ya da aşağılayan dil kullanımından kaçının
• Tecavüzü önemsizleştiren ya da birisini rencide edecek bir şaka yapan bir kişiyi daha duyarsanız sesinizi çıkarın
• Bir arkadaşınız tecavüze uğradığını söylerse onu ciddiye alın ve destekleyici davranın
• Medyanın kadınlar, erkekler, ilişkiler ve şiddet hakkındaki mesajlarını dikkatle düşünün
• Başkalarının alanına günlük hayatta olsa bile saygı gösterin
• Cinsel ilişki kurduğunuz insanlarla her zaman iletişim kurun ve isteği varsaymayın
• Kendi kadınlığınızı ve erkekliğinizi tanımlayın. Kalıplaşmış yargıların hareketlerinizi şekillendirmesine izin vermeyin

Tecavüz kültürüyle gerçek hayatta karşılaşırsanız başka ne yapabilirsiniz?

1. Erkekler erkeklerle yüzleşebilir.

Kimse şiddet önermiyor. Aslında bu tam da kaçınmaya çalıştığımız şey. Fakat bazen bir erkek belli bir durumda başka bir erkekle ya da bir grup erkekle yüzleşmeli. Sokakta bir kadını rahatsız eden bir adam gördüğümde biraz duruyorum. Kadının beni gördüğünden emin oluyorum. Onun olan bitenden haberim olduğunu bilmesini istiyorum. Ondan yardım istediğini bildiren kesin ve açık bir işaret gelmesini bekliyorum. Bazen çift ben orda ceviz ağacıymışım gibi tartışmaya devam ediyor. Bazen de kadından desteğimi istediğine dair kesin bir işaret aldıktan sonra yanlarına gidiyorum. Hiçbir zaman şiddete başvurmak zorunda kalmadım. Eğer adam bir yabancıysa varlığım gitmesine yetiyor, eğer tanışıyorlarsa durumu açıklıyor. Dinamik değişiyor. İşte bu yüzden toplum içinde tartışan bir kadın gördüğümde hep biraz duruyorum. Ne olursa olsun. O kadının, şiddet içeren bir hale dönebilecek bir durumda ya da benim tamamen müdahil olamayabileceğim bir durumda bile, eğer ihtiyacı olursa bana bir işaret verebileceği fırsatı olduğunu bilmesini istiyorum. Benim bir kız kardeşim var, bu tür bir tepki aslında biraz da içgüdüsel.

Fakat bunu kadınlarla sınırlamıyorum. Sevgilileriyle kavga etmekte olan iki erkek için de yaptım aynı şeyi. Kontrolden çıkmak üzere olan bir durumla ne zaman karşılaşırsanız karşılaşın, özellikle de biri ağlıyor ya da yardım istiyorsa, duruma müdahale etmelisiniz. “halletmek” zorunda değilsiniz, ama parçası olun, işin içine girin, bilgi alın, yetkililere haber verin, polisi arayın. Bir şey yapın.

2. Erkekler erkekleri düzeltebilir.

Eğer bir erkeğin önünüzde saçma sapan bir laf ettiğini duyarsanız, bulunduğunuz ortamda bundan alınacak hiç kimse olmasa bile, yine de bir şeyler söyleyebilirsiniz. Bu mizojin bir dil kullanımını duyduğunuz zaman da geçerli. Sesinizi çıkarın. İş arkadaşınıza o tecavüz şakasının berbat olduğunu ve buna tahammül etmeyeceğinizi söyleyin.

İnanın bana, “erkeklik kartı”nı kaybetmeyeceksiniz. Eğer 19 yaşından büyükseniz ve hala erkeklik kartınız için endişeleniyorsanız, zaten maskülenliğin ne olduğunu anlamamışsınız demektir. Başkalarından gelen o kült kabul ediliş değildir — “olduğunuz gibi bir adam” olmak ve doğru şeyi yapmaktır. Sizin yaptığınız şeyi yapmak isteyen ama yapamayan kaç tane erkeğin size saygı duyacağını görünce şaşıracaksınız. Ben bunu çok defa duydum. Sosyal adalet polisi değilim, ama bugüne dek pek çok erkekle tartıştım, tartışırım da. Sonrasında bazıları gelip bana yaptığım şeye çok saygı duyduklarını söyledi. Ben de onlara her defasında ses çıkardıkça kolaylaştığını söyledim. Bu gerçekten doğru.

Kimse size gidip insanları denetlemenizi söylemiyor. İnsanların benim kurallarıma göre yaşamasını hayatımın odak noktası haline getirmiyorum. Kimsenin her söylediğiyle ilgili fikrine ya da sosyal farkındalık normlarına uyup uymamasıyla da ilgilenmiyor kimse. Ama bir adam hatalı bir şey söylüyorsa, ve siz bunu biliyorsanız — hepimiz o şakaları biliyoruz- o adamın tecavüz şakasının ya da “o bir orospu” analojisinin uygun olmadığını söyleyebilirsiniz.

3. Erkekler diğer erkeklerin çenesini kapatabilir.

Diyelim ki siz bir grup erkeğin içindesiniz ve arkadaşlarınızdan birisi bir kıza laf atmaya başlıyor — ona bunu kesmesini söyleyin. O kadın için sesinizi çıkartmanız size garip biri yapmayacak. Onu savunmanızdan faydalanmaya çalışmadıkça, şovalyelik yapıyor da olmayacaksınız. Siz sadece doğru olan şeyi yapacaksınız. Adam sağlıklı olmadığı için hiç kimsenin ona laf atıp duran cinsiyetçi bir palyaçoya ihtiyacı yok. Laf atmak var olan erkek cinsiyetinin en kötü reklamlarından biri. O geri zekâlılar bizi de mal gibi gösteriyor. Anlıyorsunuz değil mi? Bunun kökünü kazımamız lazım.

Çalışma yapısı bir erkek grubu için sesimi çıkardığımda öğrendiğim bir şey. Yapmak zorundasınız. Genelde kendinize saygı duymak için yapıyorsunuz. Aksi takdirde, sizin varlığınız esnasında bir kadına kötü davranılmasına izin veren acınası erkeklerden birisiniz. Bir erkek bir kadına laf attığında ve siz hiçbir şey söylemediğinizde, o sadece kendi tatmini için kadına aşağılanmış bir seks objesi olarak davranıyor ve sizi de siz ordayken –ve hiçbir şey söylemezken- bir kadına kötü davranılmasına izin veren bir geri zekâlı konumuna düşürüyor.

Dedeniz size o durumda görse ne düşünürdü? Sizinle gurur duyar mıydı? Siz kendinizle gurur duyuyor musunuz? Erkek saygısı bir şey için iyi — onu kendinizi iyileştirmek için kullanın. Kalabalıkla uyumlu olmak için sessiz kalan o geri zekâlı olmayın. Birisi sizin önünüzde bir kadına laf attığında sesinizi çıkarın. Çenelerini kapatmalarını söyleyin. Bir erkek olarak gücünüz var. Kullanın onu. Erkekler samimi inanca saygı duyarlar.

4. Kendimiz için, yani bütün erkekler için, standartlarımız olması bizim görevimiz.

“Zaron, sakin ol kardeşim. Laf atmak o kadar büyütülecek bir şey değil. Pireyi deve yapmıyor muyuz? Bazı kadınların hoşuna bile gidiyor bu.” Diye düşünebilir. Haklı olabilirsiniz. Belki bazı kadınlar sahiden bundan hoşlanıyor. Bunun bir önemi yok. Ben hızlı araba kullanmayı seviyorum. Kuzenim sokakta ot içmeyi seviyor. İkimiz de sevdiğimiz şeyleri yapamıyoruz. Bir toplumun parçası olmak böyle bir şey işte. Laf atılmayı seven bir kadını bulursanız, yapın, ama kapalı kapılar ardında. Toplum içindeyken başkalarının fiziksel ve zihinsel alanına saygı gösterin.

Kendinizi bir erkek olmakla sınırlandırmayın. İnsan olun.

#YesAllWomen gibi bir şey bizim kültürel iletişimimizde ortaya çıktığında ve dünyanın dört bir yanındaki kadınlar yaşadıklarını, travmalarını, hikayelerini ve fikirlerini paylaştığında, erkekler olarak o konuşmaya dahil olmamıza gerek yok. O an yapmamız gereken tek şey dinlemek ve yansıtmak ve söylediklerinin bakış açımızı değiştirmesine izin vermek. Yapmamız gereken kendimize nasıl iyileşebileceğimizi sormak.

Daha fazla Zaron Burnett III yazısı

How to Be a Fearless Badass

Love, Sex, and Other Things You Might Find At The Airport

How Do I Survive This Shit?!

Eğer okuduğunuz şeyi beğendiyseniz, lütfen aşağıdaki “Recommendkalbine tıklayın, böylece başkaları da bu yazıyı bulabilsin. Bunun gibi daha fazla yazı için aşağıdaki Human Parts koleksiyonunu takip edin.

Facebook ve Twitter’da Human Parts

Twitter’da Zaron Burnett III

Bizi Takip Edin

--

--