Teknoloji Fetişizmi
Hemen hemen her ay yeni bir akıllı telefon modeli hakkında haberler çıkıyor. Şok olacaksınız x’in görüntüleri sızdı, x avrupada satışa çıktı, x Türkiye’ye geldi, x’i alan ilk kişi…
Her alanda boy gösteren teknoloji fetişizmi özellikle akıllı telefonlar ile patlama noktasına geldi. İnsanlar arasındaki ilişki metalar arasındaki ilişkiye dönüştü. İşin en acı tarafı ise metaların işlevlerinden daha çok sözde statü oluşturduğu düşüncesiyle talep görüyor olması. Kişinin ihtiyacı oldukça sıradan (sms, arama, internet vb.) olmasına rağmen en pahalı modeli satın alarak toplumda ben x telefona sahibim zengin ve elit statüdeyim dalına tutunuyor. Aslında toplumda fakirleri A kümesinde, zenginleri B kümesinde, orta gelirli kişileri ise A ve B kümesinin kesişiminde sınıflandırırsak o dalın tutunduğu ağacın hastalıklı olduğu anlaşılıyor. İlk başlarda x telefona sadece B/A kümesi ulaşabiliyorken, küme dışında kalanlar melül melül bakmaktaydı. Şimdilerde ise B/A kümesi dışında kalan ve melül melül bakan o insanlar, gözü kara insanlara dönüştü.
O gözü kara insan neyi, ne için aldığını bilmeden adeta büyülenmiş gibi alıyor. Sadece alıyor. O aldıkça x’in yeni modeli çıkıyor. Yeni model x’in fiyatı züppe etkisiyle hep daha yüksek oluyor. Fiyatı arttıkça o yine alıyor. Sadece alıyor. Asgari ücretle çalışan kişi yaklaşık 2–3 aylık maaşını sözde statü uğruna kuyruğa girerek harcıyor. Çalışan alıyor, çalışmayan alıyor. Tek fark birikimi olan hemen alıyor, olmayan 2–3 senede ödeyerek alıyor. Sadece alıyor.
Aldığı x’in 1 ay sonraki fiyatı yine aynı olacak. Fiyatı hiç düşmeyecek ama o acele etmeli. Çünkü acil statüye ihtiyacı var. Çabuk olmalı, x’i almalı.
Savunma mekanizması hep aynı: “Şuna verdiğin paraya acımayacaksın. Buna verdiğin paraya acımayacaksın.” cümleleri. Dönüp bakıldığında ise acınacak ilk şeyin kendisi olduğu gerçeği elde kalıyor.