Photo by Eugene Lim on Unsplash

BRÜTALİZM: Gelenekselden kopuş

Burgeatay

--

Büyük gri bir bina, ızgaralar ve onay kutuları, elektronik tablolar, herhangi CSS süslemesi olmayan bir web sitesi, tabelalarda karşımıza çıkan piktogramlar tüm bunlar size ne hissettiriyor? Gösterişsiz, kaba ve soğuk mu? İşte bunların hepsi tüm cüretkarlığı ile Brütalizmin bir parçası.

Grafik tasarım alanındaki yükselişini incelemeye başlamadan önce bir hareket olarak Brütalizmin ne olduğuna ve tarihine bir göz atalım.

Brütalizm nedir?

Fransızca ‘’ham beton’’ anlamına gelen ‘’brut’’ kelimesinden türetilen Brütalizm, tasarımı oluşturmak için kullanılan hammaddeleri açığa çıkarmak adına dekorasyondan kaçınan faydacı, ham, süssüz veya gelişigüzel görünmeye çalışan bir estetik harekettir.

19. yüzyılın ilk yarısından itibaren sanayi devrimiyle başlayan yeni çağ ile birlikte her alanda toplumsal ihtiyaç ve talepler değişmeye başlamıştır. Yeni malzemelerin üretimi ile (beton, çelik) mimarlık alanında bir değişim ve gelişim yaşanmıştır. Tasarımda işlevselliğin ön planda tutulduğu bu dönemde Gotik, Rönesans ve Barok dönemlerinin süslemeleri yerini fabrikasyon üretimlere ve sade aynı zamanda işlevsel tasarımlara bırakmıştır. Bu bağlamda geleneksel formdan felsefi ve sanatsal bir kopuşu temsil eden modernizm ışığında mimarlıkta çeşitli eğilimler doğmuştur. Fonksiyonalizm, Konstrüktivizm, Rasyonalizm ve Brütalizm bu amlar arasında gösterilmektedir. Bu akımlardan brütalizm modernizmin kurallarıyla/kalıplarıyla örtüştüğü için döneme damgasını vurmuş, bu düşünce etrafında birçok mimari ürün verilmiştir. Yapılarda teknik mükemmellik yerine doğallık, kendi kendine oluşmuşluk, kabalık, aynı işlevleri taşıyan birimlerin görsel bütünlüğünün sağlanması, vurgulanmış konstrüksiyon, malzemenin çıplaklığı/yalınlığı gibi özellikleri içeren uygulamaların bütünü “Brütalist Üslup” olarak nitelendirilir.

ODTÜ Mimarlık Fakültesi

Her ne kadar brütalizm 1950’li yıllarda ortaya çıkmış bir düşünce gibi görünse de, bu yılları akımın mimarlık ortamında kendini kabul ettirip yaygınlaştığı ve brütalizm adını aldığı tarih olarak kabul etmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü daha 1900’lerin başlarında bu düşüncenin temelleri atılmaya başlamıştır. Bu bağlamda Reyner Banham akıma “Yeni Brütalizm” ismini vererek 1950’ li yıllardaki brütalist yaklaşımın aslında erken modernistlerin yaptığından daha farklı bir açılımı olduğunu ifade etmeye çalışmıştır.

Brütalizm akımının modern mimarlık tarihinde ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından ülkelerin düzeni yeniden inşa etmeleri, yerinden edilenlere konut sağlamaları ve bunu da hızlı bir şekilde yapmaları gerekiyordu. Bütün bunların üzerine, yıllar süren savaş nedeniyle malzeme sıkıntısı da yaşanıyordu. Sovyetler Birliği’nde inşa edilen tamamen işlevsel konutlar, savaşlar nedeniyle yerlerinden edilen milyonlarca insanı barındırmanın ve Komünist devletin işçilere ücretsiz konut vaadini yerine getirmenin uygun maliyetli bir yoluydu. Bu, faydacılığı vurgulayan mantıklı tasarım yaklaşımı dünyanın başka yerlerindeki mimarlara da aynısını yapma konusunda ilham verdi. Birleşik Krallık’ın her yerinde sade beton cepheli ve ekstrüzyonlu bölümlere sahip binalar ortaya çıkmaya başladı.

İngiliz mimarlar Alison and Peter Smithson tarafından tasarlanan Hunstanton Okulu

Şıklıktan, işlenmişlikten arınmış yapılar yapma isteği savaş sonrası dönemin sosyo-ekonomik bağlamı düşünüldüğünde daha kolay anlaşılabilmektedir. Fakat, 1950’lerden sonra kapitalizm ve globalleşen dünya ekonomisinin etkisiyle talep gösterişli yapılardan yana olmuştur. Artık tüketici isteklerini ön planda tutan mimarlık ortamı pırıltılı/pahalı malzemenin çekiciliğine kapılmış ve modernizmin katı kuralları tersine çevrilmiştir. Bu bağlamda Modernizm karşıtı tepkilerin dorukta olduğu 1970’lerde en çok eleştirilen yapıların başında Brütalist yapılar yer almıştır ve bütün bu tartışma ortamı içerisinde brüt beton mimarisi büyük darbe almıştır. Stil büyük ölçüde popülaritesini kaybetse de arkasında, dünyanın dört bir yanında gelecek nesil tasarımcılara ilham vermeyi bekleyen birçok anıt bırakmıştır.

Ulusal Tiyatro, Londra

Web-Grafik Tasarımda Brütalizm

Web tasarımındaki brütalizm, erken dönem internetin işlevsel görünümünü ve hissini yansıtan yeni bir akımdır. Pek çok tasarım trendi gibi, başlangıçta çoğunlukla sanat müzesi ve tasarımcı portföyleri gibi son teknoloji alanlarda yer alan Brütalizmin, görsel özellikleri artık tipografi ve renk seçenekleriyle daha belirgin bir şekilde ifade ediliyor ve her türlü tasarım uygulamasına erişimi genişletiliyor.

Mimarlık ve sanatta Brütalizm felsefesinden hareketle, grafik tasarım ve dijital tasarıma uygulanan Brütalizmin görsel özellikleri tasarımcıdan tasarımcıya, ortamdan ortama değişmesiyle birlikte bazı ortak özelliklerinden bahsetmek mümkün;

  • Web siteleri için varsayılan, stilsiz HTML
  • Beyaz alanın ve cesur renklerin stratejik kullanımı
  • Tamamlanmamış veya “taslak” görünüm
  • Modüler, tekrarlanan tasarım öğeleri
  • Doku ve ölçekte bir oyun
  • Basit, ağır sans-serif yazı tipleri (genellikle büyük harf)
  • Tipografiyi yapısal bir unsur olarak kullanmak
  • Siyah-beyaz fotoğrafların grafik unsurlarla karışımı

Web tasarımında brütalizm çoğunlukla işlevsel olarak başladı. Siteler hız için tasarlanır ve bir sayfa ne kadar hızlı yüklenirse o kadar verimli olur bu nedenle Brütalist web sayfaları minimum kod ve çok az işaretleme kullanılarak oluşturulur. Brütalist bir tasarımda gereksiz süslemelere, gösterişe yer yoktur. Amaç güzel bir web sitesi oluşturmak değil, amacına hizmet eden ve iyi çalışan bir web sitesi oluşturmaktır. Tıklanabilir alanların tümü vurgulanmalı ve tüm bağlantıların oynayacak bir rolü olmalıdır. En ünlü brütalist sitelerden biri, görünümü 90' lardan bu yana çok az değişen Craigslist’ tir.

Craigslist Arayüzü

Daha çok uyumlu yazı tipleri ve renklerle ilgilenen geleneksel web tasarımı ilkelerine karşı bir tepki olan bu siteler, kullanıcıları, tasarımcıların yalnızca Times New Roman ve Arial gibi sınırlı yazı tiplerine erişebildiği internetin ilk günlerine götüren bir retro hissi veriyor ve kurumsal, kalabalığı memnun eden stillere karşı gençlerin isyanı olarak nitelendiriliyor.

Brütalizmin göründüğü kadar korkutucu olup olmadığı, bu soruyu kime sorduğumuza bağlıdır. Burada önemli olan şey üslup, hedef kitle, proje ve marka türleridir. Brütalizmin iyi bir şekilde eşleşeceği noktalarda uygulanışı dikkat çekici projelere imza atarken, bu tasarım anlayışıyla ve hedef kitlesiyle hiç uyuşmayan bir projede kullanımı başarısızlıkla sonuçlanabilir. Mesela çok ziyaret edilmeyi hedefleyen bir site için kod yapısı, görseller veya sitenizin arama sonuçlarında üst sıralarda yer alması için uygun şekilde dizine eklenmesini engelleyen yeterli metin (veya tekrarlayan metin) bulunmaması açısından dezavantajlı bir SEO performansı sunabilir ya da tasarımda ziyaretçileri veya okuyucuları bir sonraki adıma yönlendirecek hiçbir şey kullanılmaması ilginin kaybolmasına neden olabileceği için okunabilirlik ve UX sorunlarıyla karşılaşılabilir.

Daha çok çağdaş izleyici kitlesinin ilgisini çekmeyi uman markalar tarafından tercih edilen Brütalizm, albüm kapakları, sokak giyim markaları veya eğlence amaçlı tasarımlar gibi yaratıcı ruhu besleyen estetikle iyi uyum sağlıyor. Bunun en meşhur örneklerine ise The Beatles’ın ‘’White’’ albümünü, Obama’nın 2008 seçim çalışmalarında yer alan posterleri ve 1972 Münih Olimpiyatlarında Alman grafik tasarımcı Otl Aicher tarafından tasarlanan piktogram ve grafikleri gösterebiliriz.

Brütalizmin bu kadar farklı tasarım disiplinleri arasında geçiş yapabilmesini, görsel özelliklerden çok bir zihniyeti temsil etmesiyle açıklayabiliriz. Hem Brütalist mimari hem de Brütalist sanat, ham özgünlüğe, malzemelerin doğasında olan niteliklere ve kendi disiplinlerinin geleneksel biçimlerinden kopmaya odaklanır.

Brütalist poster

Günün sonunda, Brütalizmin onlarca yıldır bazı çevreler tarafından eleştiriye ve tasarım anlayışına duyulan öfkeye rağmen hayranlık uyandıran bir tasarım stili olduğunu görmezden gelemeyiz. Brütalizm, sanata yeni bir bakış açısı kattı, savaş sonrası yıkıntıların arasından sıyrılarak insanların kısa sürede barınma ihtiyacını karşıladı ve 70 yıl sonra bu kez daha çok dijital ortamdaki örnekleriyle hala ayakta olan güçlü bir stildir.

Mies mimari için şöyle der:

“Mimarlık döneme bağlıdır, ne modadır, ne sonsuzluk içindir, bir dönemin parçasıdır. Büyük biçim sizin veya benim icat edebileceğimiz bir şey değildir; ancak biz ne olduğunu bilmeden onun üzerinde çalışırız. Ve büyük biçim bütünüyle anlaşıldığında dönem biter; sonra yeni bir şey başlar.”

Ben de bu sözü sadece mimari için değil tasarımı sanatı kapsayan her akım için kabul ederek şunu ekliyorum: İçinde bulunduğumuz dönem neyi yaşamayı mümkün kılıyorsa ona göre şekilleniyoruz, bir sonraki dönemin başlaması ise hep bir adım öteye gitmeye cesareti olanlar tarafından inşa ediliyor ve Brütalizm bunu başarmış görünüyor.

--

--