Neden Yazmalıyız?

Büşra Canpolat
3 min readAug 8, 2023

--

Yazmak… İnsanlığın varoluşundan bu yana insan varlığı her daim kendini ifade etme ihtiyacı hissetmiştir. Fıtratı gereği insan iletişime muhtaç bir varlıktır. Ancak iletişim bağlamında sadece bazı sesler çıkartmak, kelimeler ve cümleler kurmak insanı tatmin edici bir yeterlilikte olmadı. Bu sebeple insanlar bulabildikleri uygun yüzeylere kendilerini ifade etmek için şekiller çizmeye başlamış. Çeşitli simgeler ile kendisini ifade etmek istemiştir. Bu iletişim biçimi insanlığın var olduğu ilk günden itibaren durmadan ve sürekli olarak devam etmiştir. İnsan kendisini kimi zaman simgelerle mağara duvarlarında kimi zaman ise bitkileri kağıt formuna dönüştürerek ifade etmiştir. Günümüze gelene kadar yazma araçları farklı olsa da yazma isteği hiçbir zaman azalmamıştır. Peki durmadan neden yazıyoruz? Ve neden bu eyleme durmadan devam etmeliyiz?

M.Ö. 11.000 ile M.Ö. 7.000 yılları arasında yazı denemeyecek ancak insanın kendisini ifade etme isteğinin net bir şekilde anlaşıldığı ‘eller’…
Cueva de las Manos, Río Pinturas https://whc.unesco.org/en/list/936/. M.Ö. 11.000 ile M.Ö. 7.000 yılları arasında yazı denemeyecek ancak insanın kendisini ifade etme isteğinin net bir şekilde anlaşıldığı ‘eller’…

İnsan durmadan düşünen bir varlıktır. Bununla birlikte düşünce hali içerisindeyken düşüncelerimizi yakalamamız her zaman yeterli verimde mümkün olmayabiliyor. Bir düşünelim… bazı zamanlar ilhamınızın çok yüksek olduğunu hissedersiniz. Örneğin bu yazıyı yazmaya başlamak benim için öyle oldu. Üzerinde çalıştığım bir ödevim ile ilgilenirken aklıma yazı yazmanın bende oluşturduğu etki geldi ve bunun üzerine bu değerli hissi sizlerle paylaşmak istedim. Sizin de aklınıza bazen ansızın belki de alakasız olduğunu düşündüğünüz yerlerde ilhamını yoğun hissettiğiniz bir düşünce gelir ve bu düşünceyi doğru zamanda tutmazsanız bir ihtimal ondan uzaklaşırsınız. Bununla birlikte yazı yazmaya başladığınız an zaman akar, beyninizdeki düşünceler sistematikleşir ve adeta su gibi kağıdın üzerine dökülür. Günümüzde bu tanımı ‘ekranın üzerine dökülür’ şeklinde yaparsak sanırım daha doğru olacaktır. Ancak yine de kağıt üzerine yazmak beynimizin sistematiği bağlamında daha etkili ve kalıcı olacaktır. Bu konunun ayrıntılarına dair belki ilerleyen günlerde yazı yazma serisi bağlamında bir yazı gelebilir…

Söz uçar yazı kalır… Ne değerli bir söz öyle değil mi? Bir konuda almış olduğunuz notlara bir süre sonra dönüp baktığınızda ‘bu notları ben mi yazmıştım?’ dediğiniz olmuştur. Çünkü o yazıyı yazarken öyle bir ilham ile dolarsınız ki yazmadığınız anlarda aklınızda olmayan düşünceler yazı ile kağıda dökülmüş olur. Yazarken içinizden nasıl bir yazar türü çıkacağınızı bazen siz dahi hayal edemeyebilirsiniz. Yazı benim için insanlığın elindeki en önemli araçlardan birisidir. Hislerin sistematik bir şekilde kağıtta akabildiği, düşüncelerin olgunlaştığı ve kalbinize gönderilen ilhamın kağıda dökülmesi…

Her yazı kişinin kendini keşfetmesidir. Ve her yazı stili kişiye özeldiri aynı parmak izlerimiz gibi…

Kişi yazdığı her yazıya bu bağlamda baktığında yazmak bir keyif halini alıcaktır ve ortaya çıkan ürün sıkıcılıktan sıyrılıp eşsizliğini koruyacaktır. Tüm bu sebepler elinize kalemi alıp yazı yazmaya ve kendinizi tekrar keşfetmeye devam etmeye değmez mi?

Yazılar bizim mucizelerimizin açığa çıktığı perspektiflerdir.”

&B.C.

Diğer içeriklerime göz atmak isterseniz:

--

--