Bunları Bilmek Sizi Rahatsız Edecek!

Gizem Ciftci
Yetkin Yayın
Published in
6 min readApr 29, 2023

Küçük bir not: Yazımın giriş kısmında sizlere sorular soruyorum, soruları yavaşça okuyarak üzerinde düşünmenizi ve cevap vermenizi rica ediyorum.

Doğaya zarar verdiğinizi düşünüyor musunuz? Dışarı çıktığınızda pet şişede su satın alıyor musunuz? Bir mağazada indirim olduğunu gördüğünüzde; “Yok ya satın almayacağım, sadece bakıp çıkacağım.” deseniz bile mağazadan çıkarken kendinizi; “Ama bu ürüne ihtiyacım vardı, hem zaten indirimdeydi.” derken mi buluyorsunuz? Peki plastik kullanımına dikkat ediyor musunuz? Son bir soru sormak istiyorum, Gerçekten doğayı, çiçekleri, suyu, toprağı, hayvanları, ailenizi, kendinizi… seviyor musunuz?

Eminim ki çok seviyorsunuz ama siz de fark ettiniz mi bu sevgide bir gariplik var. Bir şeyi çok seversek onu korumaya çalışırız zarar gelmesin diye elimizden ne geliyorsa yaparız.

Doğamızı seviyorsak neden ona zarar veriyoruz?

Çünkü ne kadar zarar verdiğimizi bilmiyoruz, aslında hayat akıp giderken zarar verdiğimizin bile farkında değiliz.

Sizlere günlük hayatımızda önemli bir yere sahip olan şeyleri kullanarak doğamıza istemesek bile ne kadar zarar verdiğimizi anlatmaya çalışacağım. Elbette doğamızı bir nebze korumak, ona iyi davranmak için bir kaç öneri de vermeye çalışacağım.

Plastikler Mi Kötü Sen Mi?

Plastiklerin kullanılmadığı neredeyse hiçbir sektör yok. 11 farklı çeşidi var ve bunların insanlığa, topluma bir sürü faydası var. Aslında plastik, özü itibariyle kötü veya doğamızı mahveden bir şey değil. Ne yazık ki plastiğin farklı sektörler ve devletler tarafından yönetiliş biçimi ve toplumun onu tek kullanımdan sonra atılabilir bir malzemeye dönüştürmüş olması nedeniyle, bu icat tüm gezegeni etkileyen bir çevre felaketi haline gelmiş durumda.

Plastik Hakkında Yalan Söyleniyor!

Plastikler ile ilgili en yaygın söylenen ve inanılan yalan, plastiklerin geri dönüştürülebilir olduğudur. İnsanlığın ürettiği 6.3 Milyar ton plastiğin %50 kadarı tek kullanımlık olarak üretilmektedir, geri dönüşüme gönderilen plastiklerin %1 kadarı geri dönüşüme uygun biçimde hazırlanmaktadır, geri dönüştürülme amacıyla toplanan tüm plastiklerinse en iyi ihtimalle %8–9 kadarı, pratikteyse %2'si civarı geri dönüştürülebilmektedir.

Plastiklerden kurtulmak aşırı zor, çok sıkı bir şekilde birbirine bağlanmış zincirlerden oluştuğu için doğada bu zincirleri bozabilen çok az mekanizma bulunmaktadır. Bazı bakteriler, mantar ve solucanlar plastiği parçalayabilirler; ama son derece azınlıkta olan organizmalardır ve bu parçalama süreci çok yavaş işlemektedir.

Geri Dönüştürüyor Sandığımız ama Geri Dönüştüremediklerimiz;

  • 7.5 santimetreden küçük plastikler neredeyse hiçbir zaman geri dönüştürülemez.
  • Cipslerdeki gibi esnek paketler geri dönüştürülemez.
  • Deodorant gibi ürünler geri dönüştürülemez.
  • Üzerinde marka kâğıdı bulunan su şişeleri geri dönüştürülemez.
  • Sandviç gibi yiyecekleri barındıran aç/kapa plastiklerin büyük bir kısmı geri dönüştürülemez.
  • Yiyecek paketlerinde yemek izi varsa geri dönüştürülemez.
  • Yoğurt ve yağ kapları kimi zaman geri dönüştürülemez.

Evet artık biliyoruz; çok acı bir durum ama plastiği anlamlı bir şekilde geri dönüştüremiyoruz ve maalesef canlılarda da bu işlem çok yavaş olduğu için doğaya fırlattığınız bir plastik su şişesi 450 yıl boyunca doğada kalıyor.

Ah Bir Bilsen Ne kadar Sürüyor..

Sen sadece bir pet şişe su satın alıp onu içiyorsun ama bu şişenin doğada çözünmesi 450 yıl sürüyor, sen sadece pipet kullanarak bir bardak ice latte (Kağıt bardakların üstü plastikle kaplıdır.)içiyorsun ve ama bu plastik bardakların doğada yok olması 50 yıl sürüyor pipetin ise 200 yıl, sen sadece markette alışveriş yaparken plastik poşet satın alıyorsun ve bu poşetlerin doğada çözünmesi 20 yıl sürüyor. Sen sadece…

Herkes ben sadece dediğinde ortaya çıkan görüntü.

Biz bu plastikleri geri dönüştüremedik ama düşünmeden, umarsızca tüketmeye devam ettik bu kadar yıl bu plastikler nereye gitti gidiyor?

Bugün, üretilen plastiklerin atıklarının büyük bir bölümü denizlere ve oradan da okyanuslara yayılarak, devasa yığınlar halinde çözülmeden durmaktalar. Bu atıklar o kadar geniş bir kitle oluşturdu ki Dünya’nın ‘’yedinci kıtası’’nın plastik atıklardan oluşacağı söylendi; 8 milyon ton ağırlığında yüzen bir plastik. Bu da okyanuslara her dakika 1 kamyon dolusu plastiğin dökülmesi anlamına geliyor. Yüklü miktardaki plastik kirliliği, deniz canlılarının çeşitliliğini tehlikeye sokuyor. Tüm bu olumsuz etkilere ek olarak plastikler zaman içinde küçük parçalara ayrılıyor, mikroplastik haline geliyor ve böylece besin zincirine dâhil oluyor. Peki, bu ne anlama geliyor?

ODTÜ tarafından yapılan bir araştırmaya göre, incelemeye alınan deniz balıklarının yüzde 41’inin midesinde mikroplastik partiküller bulunduğu ortaya çıkıyor. Mikroplastikler’de bulunabilen mikroskobik zehirli parçacıklar besin zinciri yoluyla hem balıkları olumsuz yönde etkiliyor hem de balık tüketimi nedeniyle insan sağlığına zarar verme potansiyeli taşıyor.

Her yıl 100.000 deniz memelisi ve kaplumbağası, 1 milyon deniz kuşu plastik kirliliği yüzünden ölüyor. Okyanus canlılarının ölmelerinin en büyük nedeni plastikleri yemeleri ama deniz canlıları plastikler yüzünden boğularak, enfeksiyon kaparak ya da dolanıp takılarak da hayatlarını kaybedebiliyorlar.

Okyanuslardaki plastik kirliliği 2000 metre derinliğe kadar etkisini gösterebilmektedir.

Maalesef Hepimizin Eseri!

Plastiklerin doğaya verdiği zararlar anlatmakla bitecek gibi değil. Çok üzgünüm ama bu resimdeki canlıların, okyanuslardaki plastik yığınlarının, sokakta parklardaki çöplerin görüntüsü hepimizin eseri, kimse bu durumdan memnun değil farkındayım. Bu yüzden biz bilinçli insanlar hayatımızın geri kalan kısmında doğamızı korumak ve daha güzel bir dünyada yaşamak için hayatımızda ufak değişiklikler yaparak doğamıza yardımcı olabiliriz.

Unutmayalım bu sorunun baş sorumlusu biziz, bu yüzden bu konuda sorumluluk alıp ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız. Aşağıdaki grafikte de gördüğünüz gibi özellikle Türkiye için durum hiç iç açıcı değil. Eğer böyle giderse, herkes “Devlet bir şey yapmıyor ben ne yapabilirim” gibi bahanelere sığınırsa plastik içerisinde yaşamaya çalışan bir ülke olacağız.

Soldaki tabloda yeşil renk, geri dönüşüm miktarını kırmızı renk ise arazi doldurma miktarını gösteriyor. Sağdaki tablo ise 85 ülke arasından en çok plastik atık ithal ve ihraç eden ülkeler (2020)

Plastik Kullanımımı Azaltmak için neler yapabilirim;

1- Mümkün olduğu sürece su şişemi yanımda taşıyabilirim.

2- Eğer dışardan yemek vs. siparişi vereceksem yanında plastik çatal kaşık istemeyeceğimi belirtebilirim.

3- Kahvemi yanımda taşıyabilirim eğer dışardan kahve içeceksem kupa veya bardakta rica edebilirim ve pipete ihtiyacım olmadığını söyleyebilirim.

4- Market alışverişlerimde poşetimi veya bez çantamı yanımda götürebilirim.

5- Bu konu hakkında okumalar yapabilirim bu sayede bilinçli bir tüketici olabilirim.

6- Çevreme bu konuda bildiklerimi aktarabilirim. Bu gidişatın iyi olmadığını ve çoğunluğun her zaman bir şeyleri değiştirebileceğini anlatmaya çalışabilirim.

9- Aktif olarak kullandığım plastik ürünlerin analizini yapıp onları geri dönüşüme uygun veya doğaya daha az zarar verebilecek versiyonuyla değiştirebilirim.

10- Ben bu konuda sorumluluk alıp değişimin bir parçası olabilirim, olmalıyım, olacağım.

Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince sade ve anlaşılır yazmaya özen gösterdim. Bu konun daha fazla konuşulması ve artık değişmesi için bilinçlenmek çok önemli. Umarım faydalı olmuştur.

Kaynakça:

--

--