Mitoloji, insanlık tarihinin derinliklerine uzanan, yaşamın anlamını ve insan doğasını anlamamıza yardımcı olan zengin bir kaynaktır.

Çünkü,

Tüm kadim metinlerde yer alan hikayelerin alt satırlarında gizli evrensel ahlaki öğretiler ve almamız gereken dersler mevcuttur.

Bu yazıda, son zamanlarda sıkça adını duyduğumuz bir mitolojik figür olan Tanrıça Eris ‘den bahsedeceğim.

Yunan mitolojisinden gelen Eris esasen çekişme ve rekabet tanrıçası olarak tanımlanır.

Bu yazının ana konusu geçmişten günümüze dilden dile aktarılarak ulaşan bir mitin, bize vermek istediği kadim mesajlar olacak.

Herhangi bir komplo teorisine atıfta bulunmadığımı özellikle hatırlatmak isterim;

Lütfen bu yazıyı okurken öküz altında buzağı aramayınız…

Tanrıça Eris

Eris’in hikayesi, Yunan mitolojisinin en ünlü olaylarından biriyle bağlantılıdır: Truva Savaşı.

Bu savaşın temel nedenlerinden biri, Eris’in oyunuyla başlar.

Eris, tanrıların Zeus ve Hera’nın kızıdır,

Ancak,

Mitolojide anlaşmazlık, rekabet ve kaosun kişileştirilmiş hali olarak kabul edilir.

Eris kelimesi, Yunanca’da “çekişme” veya “anlaşmazlık” anlamına gelen “eristike” kelimesinden türetilmiştir.

Ancak,

Eris, sadece sıradan bir kelime değil, aynı zamanda mitolojide güçlü ve karanlık bir figür olarak karşımıza çıkar.

Bir nevi anlaşmazlık ve rekabetin tanrıçası olarak, insanlar arasındaki uzlaşmazlık ve çatışmaların ne kadar yıkıcı olabileceğini temsil eder.

Mitin Başlangıcı…

Eris’in en ünlü hikayesi, Peleus ve Thetis’in düğününe davet edilmemesiyle başlar.

Bu esnada,

Peleus ve Thetis ise ileride Achilleus’un ebeveynleri olacaktır.

Eris, bu düğüne davet almamış olmasına çok öfkelenir.

İntikamını almak için ise en iyi bildiği hile hurda yöntemlerine başvurur:

  • Kıskançlık
  • Fitne
  • Fesat…

Bu niyetle hiç beklenmedik bir sürpriz olarak düğün meydanına, üzerinde “En güzele” yazan bir altın elma (apple of discord) fırlatır.

Bu bu nedenle,

Hera, Athena ve Afrodit arasında “en güzelin kim olduğu” konusunda büyük bir anlaşmazlığa ortaya çıkar.

#Hera Zeus’un karısı ve aynı zamanda Evlilik Tanrıçası,

#Athena Bilgelik Tanrıçası,

#Afrodit ise Aşk ve Güzellik Tanrıçasıdır…

Ve,

Her tanrıça, altın elmanın kendisine ait olması gerektiğini iddia eder.

Olaylar tam olarak Eris ‘in planladığı gibi ilerlemektedir.

Hiçbiri altın elma üzerindeki hakkından vazgeçmeyince, nihai kararı vermesi için Zeus’a giderler.

Zeus ise bu kararın Paris tarafından verilmesini emreder.

Paris’in Yargılaması

Paris’in Yargılaması aslında teknik olarak üç tanrıça arasında yapılacak bir güzellik yarışmasıydı.

Tanrıçaların hiçbiri yalnızca güzelliklerinin belirleyici faktör olmasına istekli değildir,

Ve bu nedenle,

Paris’in Yargılamasına etkide bulunmak için her biri rüşvet teklif ederler.

Hera, Paris’e anlatılmaz bir zenginlik ve antik dünyanın tüm krallıklarından sorumlu bir konum,

Athena, bilinen tüm beceri ve bilgiyi sunarak en büyük savaşçı ve en bilge ölümlü olabileceğini,

Afrodit ise Paris’in tüm ölümlü kadınların en güzeliyle evlenmesini sağlayabileceği vaadinde bulunur.

Sonuç????

Pek tabi ki Paris tarafından Afrodit’in teklifi en cazip bulunur….

Truva Savaşının Başlangıcı

Afrodit, en güzel ölümlü kadınla evlenme vaadinin yerine getirilmesini sağlayacaktır da…

Küçük bir sorun vardır!!!

Dünyanın en güzel ölümlüsü olan, Zeus ile Lada’nın güzel kızı Helen zaten Sparta kralı Menelaus ile evlidir.

Bundan dolayı,

Helen’i kaçırmak 1000 gemiyle sefere çıkması ünlü Truva Savaşı’nın fitilini ateşler.

Eris ‘in Hikayesi Bize Ne Anlatıyor?

Yunan mitolojisinde, Eris çekişme ve anlaşmazlığa yol açabilen bozucu ve kaotik güçleri temsil eder.

Sıkça baş belası bir figür olarak çatışmaların katalizörü rolünü üstlenir.

O günden bu yana Eris ismi, nifak ve rekabetin insanlık tarihindeki rolünü yansıtıyor.

Ve,

“Apple of discord” tanımı günümüzde aynı şeyi arzulayan kişiler arasındaki kavgayı anlatmak için kullanılıyor.

Esasen bu hikaye bize,

Mitolojinin sadece bir masal olmadığını,

Aynı zamanda insanların yaşamına şekil veren etkenleri hikayeleştirerek bizden kendimize düşen dersi almamızı söylüyor.

Zaman,

Mekan,

Kahramanlar,

Ve,

Anlatım şekli değişse de esasen dairesel bir döngü içerisinde benzer senaryoların mütemadiyen tekrarlandığına şahitlik ediyoruz.

--

--

Dr. Cüneyt Yardımcı

Medical Affairs Professional I Strategy Partner I Status Quo Challenger I Change Ambassador I Reader & Blogger I cuneytyardimci.com & cuneytyardimci.blog