Hindistan Anıları Vol2: Haydarabad

Ebrar Can
3 min readMay 10, 2020

Haydarabad’daki ilk günüm Hindistan’daki 10. günümdü ve esas olarak ilk kez o zaman ailemden, tanıdıklarımdan uzakta kalmıştım. Ondan öncesi Kalküta’da Türkiye’den tanıdığım Hintli bir arkadaşımın ailesi ile birlikte kalmış ve bu süreç benim için oryantasyon olması gerekirken gerçekten ailenin bir parçası olduğumu hissetmiştim. Bilmem belki bu yüzdendir, Kalküta’dan ayrılırken salya sümük, iç çeke çeke, böyle hönküre pönküre ağlamıştım.

Asıl gitmek istediğim hac yolundan (Hintli arkadaşımın üzerime titreyen ailesi hasebiyle) cebren ve hile ile saptırılıp Haydarabad’a yollandım. Yani ben kuzey batıya doğru yavaş yavaş gidecekken bir baktım güneye inmeye başlamışım.

Ilk sabahımda halsiz hissetmeme rağmen kendimi zorlayıp sokağa çıktım ve hayatımda ilk kez yüzlerce motorluyu o zaman yan yana gördüm. Haydarabad kesinlikle Kalküta’dan daha büyük, sarı sıcak bir şehirdi ve ben yaklaşık 5 6 kilometre yürüyüp Lumbuni Park’a kadar gittiydim.

Gittim gitmesine ama sıcak beynime o kadar işledi, artık o kadar yoruldum ki park giriş kapısının karşısına oturdum ve bir saatten fazla aramızdaki caddeden geçen taşıtları izleyip “acaba bayılmadan kaldığım yere nasıl dönebilirim”in planını yaptım. Gerçekten o halsizlikle nasıl gidip yattım hala şaşıyorum? Hasta olacağımı, yaban ellerde bir başıma kalacağımı geç Hindistan’a doyamayacağım diye çok üzülmüştüm…

Parmağımın ucunda Charminar ve ben bir cami avlusundayım.

Ve C H A R M I N A R ! Burası zamanında vebadan ölen insanların anısına yapılmış bir camii imiş. Ben gittiğimde girişi Hintlilere 25 turistlere 300 rupiydi ve kameramız için de ayrıca 100 ya da 150 rupi ödememiz gerekiyordu. Dürüst olam, ikinci katının tadilatta olduğunu duyunca nasılsa tamamını gezemeyecekmişim deyip cimriliğime yenik düştüm. (Aslında tam öyle demeyelim de, daha önümde 20 gün vardı ve ben paramı dengeli harcamaya çalışıyordum 🙈) Yani gezemeyeceğim bir yere bir sürü para vermek mantıklı gelmedi 🤔 (En azından o zaman için 🙄)

Charminar kocaman caddelerin kesiştiği büyük bir meydanın ortasında ihtişamlı bir yapı. Yakınlarında adlarını aklımda tutamadığım bir saray ve mescid var. (Ay size mescidlerle ilgili birkaç ilginç bir şey anlatmam lazım bir ara) Ama asıl güzellikler sokaklarda ve birbiri ardına dizili dükkanlarda. Takıcılar, kumaşcılar, süs eşyası satanlar, seyyar satıcılar filan, ohooo…

Velhasılı Charminar’la ilgili anılarım bu kadar değil elbet ama paraya kıyıp yukarı çıkmadığım gerçeği en acıklısıydı.

Velhasılı, Kalküta’dan sonra Haydarabad daha motorlu, daha kavruk ve kesinlikle daha sıcak bir şehir! Şubat ortasında 35°yi gördüm desem inanmakta güçlük çekmezsiniz sanıyorum çünkü bu karpuzları da o sıcakta höpürdeterek yediydim 🙈

Not: Kapısına kadar gidip içeri giremediğim Lumbuni Park’a aynı akşam ben dinlendikten ve hava biraz olsun serinledikten sonra gittiydim.

21 Haziran 2019'da yazıldı.

--

--