Bratislava/Slovakya

ecebazengeziyor
3 min readMar 24, 2018

--

Orta Avrupa’nın buluşma noktası olan Bratislava, Tuna Nehri’nin kenarında arnavut kaldırımlı sokaklarıyla gelenlere samimi ve sıcak bir atmosfer sunuyor. Fakat ben herkesin aksine bu yazımda Bratislava’yı başka bir şekilde değerlendireceğim.

Old Town

Slovakya’nın başkenti olan Bratislava, Avusturya ve Macaristan’a olan yakınlığından ve küçük bir yer olmasından dolayı turistlerin günü birlik geziler için tercih ettiği bir şehir. Turistik yerlerin belirli bir bölgede bulunması sayesinde Bratislava’yı yorulmadan birkaç saat içinde rahatlıkla dolaşabilirsiniz. Benim Bratislava turum yaklaşık 3 saat sürdü. Gitmeden önce Bratislava hakkında birkaç yazı okumuştum ve onların aksine bu yazımda oldukça dürüst olacağım.

Bratislava Kalesi

Yukarıda gördüğünüz fotoğraf Bratislava Kalesi’ne ait. Ben Bratislava’ya, arabayla Viyana’ya giderken birkaç saatliğine uğradığım için kalenin açık olduğu saatlere denk gelemedim. Fakat bu şehirde görmeye değer tek şey olduğunu söyleyebilirim. Özellikle Tuna Nehri’nin manzarası kalenin bahçesinden çok güzel gözüküyor. Old Town’da en tepede bulunan bu kale zamanında birçok hükümdar tarafından kullanılmış. Burada her şey birbirine yakın olduğu ve eski şehire arabayla giriş yasak olduğu için kaleden aşağıya doğru yürümeye başladık. Zaten geri kalan görülecek yerlerin çoğu Old Town içinde bulunuyor. Örneğin Michael Kapısı…

Michael Kapısı

Bu yapıyı Old Town içerisinde yürürken her yerden görebiliyorsunuz. 4 kapıdan ayakta kalan tek kapı olan Michael Kapısı’nın arkasında Bratislava’nın yeni şehri başlıyor. Eski ve yeni şehri ayıran bir kapı olduğunu söyleyebilirim. Eğer açıksa kapının yanındaki küçük evden yukarıya çıkabiliyor ve yine Tuna Nehri manzarasını buradan görebiliyorsunuz. Bu kapı Bratislava’da fotoğraf çekilmek için en çok tercih edilen yerlerden biri. Turistlerin en çok ilgisini çeken bir diğer yapı da “Man at work” yani “Cumil”.

Cumil

Bratislava’da her yerde bu tarz heykeller görmeniz mümkün. Bu yüzden de bazen Bratislava için “Heykeller Şehri” denildiğini de duyabilirsiniz. 1997 yılında yapılan Cumil’in hikayesi oldukça ilginç. Cumil’in yüzündeki tebessümün sebebinin güzel ve uzun bacaklara sahip olan Slovak kızlarının eteklerinin altına bakması olduğu söyleniyor. Bu heykelin benzerinden İzmir’de de bulunuyor. Belki de Cumil’den esinlenerek İzmir’in kızları için yapılmıştır.

Bratislava’ya gitmeyin diyemem ama gidin de diyemem. Bu şehir hakkında nötr hislere sahibim. Tabii ki her yerin kendine has bir güzelliği var fakat bir turist olarak Bratislava’dan çok fazla bir beklentiniz olmasın. Benim gibi geçerken uğrayabilirsiniz zaten saatlerce zaman ayırabileceğiniz bir şehir değil.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!

--

--