Budapeşte/Macaristan
Zengin tarihi, gözalıcı mimarisi ve manzarasıyla Tuna’nın İncisi olarak da adlandırılan Budapeşte’ye hayran kalacaksınız.
Çoğu Avrupa şehri gibi ilk olarak Nazi daha sonra Sovyet etkisine maruz kalsa da kendini çok iyi koruyabilmiş olan Budapeşte’nin ortasından Tuna Nehri geçiyor ve nehir şehri Buda ve Peşte olarak ikiye ayırıyor. Buda tarafı için daha samimi ve renkli olduğunu söyleyebilirim. Böyle düşünmemin sebebi Buda’nın tepe üzerinde kalması bu yüzden de buradaki manzaranın daha güzel olması olabilir. Bu yüzden ilk olarak Buda tarafından bahsetmek istiyorum.
Buda’ya geçmeden önce Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan Zincir Köprü’yü (Chain Bridge) anlatmadan olmaz. Çünkü bu köprü şehrin simgesi haline gelmiş ve şehri bağlamak için inşa edilen ilk köprü. 1849 yılında açılan bu köprü yapıldığı dönemde iki bacağı arasındaki 202 metrelik mesafe sayesinde dünya rekoruna sahipti diyebiliriz. Bu köprünün Aslanlı Köprü olarak bilinmesinin sebebi de köprü üzerindeki dört aslan heykeli. Aslanlar o kadar gerçekçi ki, şehir efsanesine göre bu aslanları yapan heykeltıraş, heykellerinde kusur bulunması durumunda canına kıyacağını söylemiş. Kimse bir kusur bulamazken, küçük bir kızın aslanların dilinin olmadığını farketmesi heykeltıraşın hazin sonunu getirmiş.
Köprüden geçtikten sonra görkemli Buda Kalesi’ne doğru gidiyoruz. En güzel manzara bence burada. 13.YY Moğol istilası sonrası şehri korumak amacıyla yapılan kale daha sonra kraliyet ailesinin yaşam ve yönetim yeri olmuş. Fakat daha sonra Osmanlı saldırıları ve 2. Dünya Savaşı sonucunda oldukça zarara uğramış. Tekrar inşa edilerek, 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmiş. 13.YY’daki halinden sonra birçok değişim geçirse de buranın Orta Çağ yapısını koruduğunu söyleyebilirim.
Peşte tarafına geldiğinizde ise Parlamento Binası sizi karşılıyor. 1867 yılından sonra Avusturya-Macaristan uzlaşması sonrası Macarların bağımsızlıklarını kazanarak kendi anayasalarını yazması ve bu binanın planlanması o zamanlara dayanıyor. 1902'de tamamlanan binanın 27 tane girişi var. 18 bin metrekare içerisinde bulunan bina da tam 691 tane oda var. Bu binayı gezmek günler sürebilir. Bina yapımında süslemeler için 40 kg altın kullanılmış ve binanın çevresinde Macar hükümdarların heykelleri bulunuyor.
Budapeşte, Prag ve Viyana üçlüsü Avrupa’da görmeniz gereken en güzel yerlerden. Budapeşte’de bu üçlü arasında en tarih dolusu. Görülmeden gidilmemesi gereken yerleri anlatmaya çalıştım, eğer şansınızı olursa Budapeşte’yi mutlaka görülecek yerler listenize eklemelisiniz.
