İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ
İstanbul, tarihi ve kültürel zenginliğinin yanı sıra sanatın da merkezlerinden biridir. İstanbul’un kültürel ve sanatsal dokusunu keşfetmek isteyenler için İstanbul Modern Sanat Müzesi kaçırılmayacak bir durak. Modern ve çağdaş Türk sanatı kapsamında birçok eser barındıran İstanbul Modern her yerden sanatseverlerin dikkatini çeken bir durak.
İlk başta klasik bir liman deposu olarak inşa edilen binası, Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak 2004 yılında açılmıştır. 2018–2022 yılları arasında aynı yerinde yeni binanın inşaatı nedeniyle Beyoğlu’nda geçici bir mekana taşınmıştır 4 Mayıs 2023 tarihi ile şu anda bildiğimiz Renzo Piano imzalı binası ziyaretçilere kapılarını açmıştır. Bina Galatoport’un içinde yer almaktadır. Müze hem sanat eserleriyle hem de mimarisiyle ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunmaktadır.
İstanbul Modern’de hem sürekli hem de geçici sergiler sergilenmektedir. Yüzen Adalar, Hep buradayım ve Nuri Bilge Ceylan’ın dünyanın dört bir yerinden çekmiş olduğu fotoğrafları sergilerini gezmeye fırsatım oldu. Yüzen adalar sergisi üçü arasında en fazla eser barındıran, hem ulusal hem uluslararası 110 sanatçıya ait 280’den fazla esere sahip. Bir sanatçıya ait birden fazla eser olması da sanatçıların ne tür fikir değişiklikleri geliştirdiğini ve yapıtlarını anlamamıza ve yorumlamamıza yardımcı oluyor. En beğendiğim eserlerden biri Azade Köker’in Sessizliğin Manzarası adlı yapıtı. Eser, orman manzarası üzerinde yer alan kurukafalardan oluşmaktadır. Gerçekle illüzyonun birleşimiyle oluşan harika bir eserdir. İnsan kontrolünün dışında, tahmin edilmesi zor olayların gelişebileceğini ölüm, korku, yok etme gibi döngüler üzerinden düşünmemizi sağlıyor. Aynı zamanda Devrim Erbil’in şekillerle oluşturduğu ağaç kompozisyonu da bu eserler arasında en beğendiklerim arasında yer almaktadır. Bu iki eseri de aşağıda görebilirsiniz. Çoğu eserin yanında bilgilendirme olsa da bazı eserleri anlayabilmek için üstüne uzun süre düşünmek gerekiyor, bunun için bu alana ilgi sahibi olan kişilerden dinlemek eserleri anlamak için daha iyi olabilir.
Hep buradayım sergisi ise tamamen kadın sanatçıların eserlerinden oluşan bir sergi. Buradaki eserler çoğunlukla dünyanın farklı yerlerinden kadınların tarihteki toplumsal yeriyle alakalı yorumlamalar içeriyor. Bu sergide çok fazla eser olmasa da 11 kadın sanatçının eserleri beni çok tatmin etti ancak buradaki eserleri de Yüzen Adalar sergisinde olduğu gibi bir rehberle gezmek eserleri anlamak için daha iyi olacaktır çünkü bazı eserlerde soyut kavramlar çok olduğundan dolayı anlamak zor oluyor. Müzede en beğendiğim bölümlerden biri de Nuri Bilge Ceylan’ın dünyanın dört bir yanından çektiği oradaki insanlara ait fotoğraflar. Fotoğraflar orada yaşayan insanlar hakkında genel bir fikir edinmemizi sağlıyor aynı zamanda kameraya verilen doğal pozlar insanların kamera karşısındaki gerçek duygularını anlamamızı ve bizi o fotoğrafların içine girmemize neden oluyor. Burada çektiğim fotoğrafların birkaçını da aşağıda görebilirsiniz.
Son olarak ise teras, İstanbul’un boğaz manzarasını ve İstanbul’u seyretmek için çok rahatlatıcı bir yer. Martılar için de düşünülmüş bir alanda bir sürü martı sularda bulunurken bize de onları izlemek düşüyor.
Sonuç olarak, İstanbul Modern Sanat Müzesi, şehrin kültürel ve sanatsal canlılığını keşfetmek isteyen herkes için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Boğaz’ın esintisi eşliğinde, modern Türk sanatının ve uluslararası sanatın en iyilerini görmek için bu müzeyi ziyaret etmeyi unutmayın.
