film| Don’t Look Up

Elif Şeyma Taşcı
3 min readJan 9, 2022

--

Don’t Look Up; yergi, bilim-kurgu türünde 2021 yılının son ayında Netflix’te yayınlandı. Dünya’nın sonu hakkında kıyamet senaryosunu ele alan film Adam McKay tarafından yazılıp yönetiliyor. Başrollerini Küresel ısınma ve iklim krizine dikkat çeken Leonardo Di Caprio, Jennifer Lawrence, Meryl Streep ve Jonah Hill paylaşıyor.

Film, Soluk Mavi Nokta kitabının yazarı ve astrobiyolog olan Carl Sagan figürü ile başlıyor. Film süresince Adam McKay bu soluk mavi noktayı siyaset, politika ve medya ekseninde inceleyerek absürt bir şekilde seyirciye aktarıyor.

Konu

Kate Dibiasky (Jennifer Lawrence) gözlemevinde bir kuyruklu yıldız keşfediyor . Ardından Profesör Randall Mindy (Leonardo Di Caprio) kuyruklu yıldızın 6 ay 14 gün sonra Dünya’ya çarpacağını hesaplıyor. İlk olarak hükümete haber veriliyor ancak seçimlerin yaklaşması ve halkta karışıklık oluşturacağı gerekçesiyle saklanıyor. Bunun üzerine canlı yayına çıkarak halkı bilgilendirmeye çalışıyorlar ve olaylar gelişiyor.

Karakterler

Kate Dibiasky, mantıklı ve sağduyulu davranmaya çalışmasına karşın duygu patlamaları yaşıyor. Dünyanın sonunun geleceği fikrini içselleştiren ve normal insanların verebileceği tepkileri yansıtan bir karakter.

Profesör, başlarda çekimser olmasına rağmen zamanla hükümetin istediği sempatik bilim adamı rolüne bürünüyor ve inanmadığı işler yapıyor. Bunu ‘onların safında da bizden biri olmalı ve fikirlerimizi duyurmalı’ gibi bir gerekçeye dayandırsa da işler planladığı gibi gitmiyor ve hükümetin, medyanın oyuncağı olmaktan kurtulamıyor. Olayların farkına vardıktan sonra ayrılıp kendi hareketini başlatıyor.

Başkan Orlean koşulları gözetmeden kendi çıkarları için kararlar alıyor ve medya yoluyla halkı buna inandırıyor. Film boyunca olaylar karşısındaki tutumunu şu kareyle özetleyebiliriz.

*yanıcı madde

Değerlendirme

Kuyruklu yıldız Dünya’nın adım adım gitmekte olduğu felakete neden olan her şeyi simgeliyor: küresel ısınma, iklim krizi, açlık, salgın hastalıklar, sular sorunu… Hükümetin kendi çıkarları uğruna gerçekleri halktan nasıl gizlediklerini ve çarpıttıklarını; medyanın ise insanları nasıl yönlendirdiğini gösteriyor.

Ciddi bir konuyu ele almasına karşın, film absürt unsurlarla ilerliyor. Adam McKay aynı zamanda dünyanın içinde bulunduğu durumun garipliğine de gözler önüne seriyor. Mesela komutanın kıza bedava olan çerezleri satması gibi sahneler anlam barındırmaktan ziyade bu garipliğe dikkat çekiyor.

Filmin sonuna doğru insanlar ikiye ayrılıyor yukarıya bakanlar ve bakmayanlar. Posterde de “Yukarı Bakma” yazısına rağmen karakterlerin yukarı bakması aslında nasıl sunulursa sunulsun gerçeklerin saklanamayacağını gösteriyor.

Felaketin geri dönülemez olduğu noktada tüm ailenin bir sofra başında oturup konuşması aslında en değerli şeyin sevdikleri olduğunu; dua sahnesi de insanın güç yetiremeyeceği bir noktada yüce bir iradeye sığınma ihtiyacını gözler önüne seriyor.

Film benzer senaryolardan kendini tamamen ayıramıyor. Don’t Look Up; içinde de yer alan film gibi ön plana çıkan, sevilen oyuncuları toplayıp ortalama seviyede bir hikaye ortaya koyuyor. Aslında bu yönüyle film içinde kendini de eleştiriyor. Hikaye de daha kısa sürede anlatılabilecek olmasına rağmen uzatılıyor. Film komedi türünde ama komik olmaktan uzak bir uzay sahnesi ile sona eriyor. Bu olumsuzluklara rağmen beklentiyi yüksek tutmadan keyifle izlenebilecek bir film. Son olarak;

you’re here now

Şu anda buradasın. Profesör canlı yayına çıkmadan önce kendine bunları tekrarlıyordu. Şu anda buradasın. Dünyadasın. Nefes alıyorsun, yaşıyorsun. Peki yarın nerede olacaksın? Olabilecek misin? Şu anda buradasın; dünyaya iyi bak. Yarın da burada olabileceğin bir dünya bırak.

--

--