Emir Bozkurt
2 min readAug 30, 2018
"Kızı Julie ile Otoportre"

RENE MAGRITTE

Ünlü sürrealist ressam 1898’de Belçika Lessines’te dünyaya gelmiştir. Rene Magritte henüz 14 yaşındayken annesini kaybeder, annesinin cesedinin yüzünde örtü ile bulunması, bu imgeyi resimlerinde ön plana çıkarmasına sebep olmuş, eserlerinde yüzü örtülü figürleri sıklıkla kullanmıştır.

Görünen dünyanın bilinmezliğinden kaynaklanan sürprizleriyle, izleyenleri geleneksel görme alışkanlıklarından farklı olanı, akıl ve mantık dışı olanı kavramaya zorlamıştır. “Ceci N’est Pas Une Pipe” Türkçesiyle “bu bir pipo değildir” yazdığı “İmgelerin İhaneti” adlı bir pipoyu resmettiği eserinin eleştirilere maruz kalmasına “Bu pipoyu doldurabilir misiniz? Hayır, değil mi? Yalnızca pipoyu gösteren bir resim bu. O halde eğer tablomun altına “Bu bir pipodur ” ya,saydım yalan söylemiş olurdum.” diyerek görüntüden çok göstergelere önem verdiğini dile getirmiştir.

"İmgelerin İhaneti"

WILLIAM TURNER

1775`te dünyaya gelen İngiliz ressam, ışık üzerine araştırmalar yapmıştır. Eserlerinde konu arka plandayken fırça darbeleri ve ışık ön plandadır. Ton geçişlerini keskin bir şekilde işlediği tablolarında doğayı yalnız şekilde betimlemiştir. Gökyüzü bir felaketin habercisi gibi çoğu zaman kızıl renkte olduğu tablolarında, insanın dünyadaki geçiciliğini işlemiş ve doğayı insandan kurtulmak ister gibi resmetmiştir. Yağmuru, sisi, fırtınayı, doğanın silahları olarak görür ve bu imgeleri çoğu zaman medeniyetle savaştırmıştır. Bunu en açık şekilde ‘Yağmur, Buhar ve Hız’ adlı tablosunda görürüz, tabloda buharlı bir trenin sisli ve yağmurlu havada yol aldığı görülmekte fakat tren çok bulanık arka planda kalacak şekilde resmedilmiştir. 19. Yüzyılda başlayan sanayi devriminin sembolü olan treni kullanarak bütün gücümüzün doğa karşısında acizliğini anlatmaya çalışmıştır.

“Denizde Kar Fırtınası” adlı yapıtını ortaya koymak için kendisini firtınalı bir günde geminin iskelesine demirlettiği ve saatlerce dalgalara maruz kaldığı bilinmektedir.

"Yağmur, Buhar ve Hız"

VIGEE LE BRUN

1755` te doğan İngiliz ressam döneminde ‘kraliçe ressamı’ ünvanıyla kraliçenin ve pek çok soylunun portresini yapmıştır. Portlerinde sosyete yaşantısını kıyafetlerle çok iyi betimlerken sosyeteye mensup insanları çizdiği eserlerindeki, kişilerin ifadelerindeki sadeliği süslü objelerle lekelemeden doğrudan aktarmıştır. Özellikle “Kızı Julie İle Otoportre” adlı eserinde kendisini gayet süslü bir yaşantısı olmasına rağmen çok sade elbiselerle resmetmiş ve kızıyla arasındaki ilişkinin içtenliğini, gösterişsizliğini ve diger eserlerinde biraz daha saklı olarak anlatmaya çalıştığı sevginin evrenselliği hakkındaki görüşünü bu tabloda açıkça ifade etmiştir.

Emir Bozkurt

Edebiyat meraklısı/Hukuk öğrencisi... Yazılarımla ilgili ulaşmak istediğiniz bir konu olursa: @emirbozkurttt@gmail.com