ZAMAN YALANDIR
zaman doğuda ve batıda farklı yöndedir ama kutupları değişmez.
wikipedia’ya göre zamanı ölçmenin şu an 57 farklı yöntemi var; en küçüğüne “planck zaman birimi” denirken en uzununa “kozmolojik dekade” deniyor ama gerçekte bir insan için zamanın sadece iki noktası vardır:
batıda yazı soldan sağa, doğudaysa soldan sağa akar; tıpkı zaman gibi.
doğumumuzdan önce ne zaman vardır ne de başka bir şey; aynı şekilde ölümümüzden sonra da ne olduğu muallak olduğu için orada da bir şeyin var olduğunu söylemek güç.
peki zamanın bizden bağımsız olduğunun ayırdına vardığımızda, 57 farklı ölçümün yapılması gerçekten ne işe yarıyor? zaman üzerimize tahakküm kurmaktan başka bir şey yapıyor mu sahi?
elbette, zamanı ölçmek medeniyetin temellerindendir çünkü insanlar ancak belirli sosyal anlaşmaların birliğiyle bir arada uyumla yaşayabilir. peki günün birinde bu birliktelikler bize bazı ahlaki mobbingler uygulamaya başladığında halen uyuma devam mı etmeliyiz yoksa zamanın bir kabulümüz olduğunu mu hatırlamalıyız? ne zamana kadar çocuk kalacağımızdan tutun da ne zaman evleneceğimiz bilgisini toplum bize dayatıyorsa; biz kendi hayatımıza gerçekten egemen miyiz, tartışmalı.
zamanın ölçümü de aslında o kadar kusursuz değil farkında mısınız?
- her yıl fazladan arta kalan 6 saati, 4 yılda bir şubat’ın sonuna eklediğimizde ortaya çıkan 29 şubat var ya hani, o gün doğanlar nasıl doğum gününü kutluyor hiç düşündünüz mü?
- her sabah uyandığımızda günün belirli bir kısmını daha henüz yaşamamışken, daha henüz o güne dair herhangi bir anımız yokken güneşin doğmasına / günün aydınlanmasına ne demeli? bu sorunun sonucu olarak gece 12’den sonraki saatlerde halen “yarın şunu yapacağım, yarın buraya gideceğim” dememiz size bir gariplik olduğunu söylemiyor mu?
daha böyle birçok sorun sayılabilir ama aslında hiçbiri gerçekten zamanın üzerimizdeki yarattığı etkiyi “anı yaşamak” konsepti kadar özetleyemez. hep derler ya “carpe diem” diye, bunu diyenler insanın an’dan başka bir zamansal durumda olamayacağının farkında değiller midir? yoksa biz var olduğumuzu an’ı, geçmişte yaşadıklarımız veya gelecekte yaşayabileceklerimiz için mi yaşayamayız? an’da kaldığımızda olduğumuz bir nokta var mıdır, yoksa an bitmeyen bir virgül müdür aslında?
bu bölümde açıklamaya yapmaya pek zamanım kalmadı çünkü zamanımızı şu an çözümlenecek konular için değil zamana bıraktığınızda cevaplarını bulabileceğiniz sorularla harcamak istedim.
ama merak etmeyin; zamanı geldiğinde zaman bulabilirsem, zaman zaman zamana dair yazılarıma zaman ayıracağım.
